Yapay zekâ eleştiri becerimizi öldürüyor Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan bilgilere göre, Ankara24.com açıklama yapıyor.
Neslihan Ünsal
Yapay zekâ, kısa sayılabilecek bir sürede katettiği mesafeyle bizlere tarihin en hızlı dönüşümlerinden birini yaşatıyor. Günlük hayatın rutinlerinden akademik çalışmalara, iş dünyasından sanata kadar her alanda etkisini hissettiren bu teknoloji güven, istihdam, özgünlük ve etik tartışmaları da beraberinde getiriyor. Konuyu değerlendirmek üzere T.C. Cumhurbaşkanlığı Sosyal ve Gençlik Politikaları Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt ile kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
Yapay zekâ denildiğinde çoğu kişinin aklına robotlar geliyor. Yapay zekâ tam olarak nedir?
En popüler yanlış anlamadan başlayalım. Yapay zekâ (YZ) denince gözümüzün önüne Terminatör geliyor. Ama gerçek şu ki, Robot sadece kostüm, Yapay zeka ise içindeki oyuncudur. Yani yapay zeka bir program. Ama “sadece program” demek, Mozart’a “sadece notalar” demek kadar haksızlık olur. Çünkü bu programlar öğrenebiliyor, karar verebiliyor, çoğu zaman bizden iyi satranç oynayabiliyor!
O zaman yapay zeka deyince gözümüzde tam olarak neyin canlanması gerekiriyor?
Yapay zeka üç şekilde karşımıza çıkabiliyor: Birincisi fiziksel beden (robot) hâli. Tesla’nın fabrika robotları, ameliyat yapan Da Vinci sistemleri. Program ve donanımın bir araya gelmesi akıllı robotları ortaya çıkarıyor. İkincisi dijital yapay zeka dediğimiz ChatGPT, Google Translate, Midjourney gibi. Bunların fiziksel bedeni yok. Sadece kod ve veri sistemine sahipler. Üçüncüsü ise cebinizde saklanan hibrit yani telefonunuzdaki Siri, Google Asistan, fotoğraf düzenleme uygulamaları bunlara örnek verebiliriz. Bunlar hem donanımda (telefonunuzda) hem yazılımda var.
Sonuç olarak yapay zekâ nedir?
En kısa cevap, zeki davranışları taklit edebilen matematiksel sistemlerdir.
100 milyon kişi ChatGPT kullanıyor
Yapay zekâ lüks bir teknoloji mi yoksa herkesin hayatına giren bir araç mı?
Günümüzde üretken ChatGPT gibi ücretsiz yapay zeka kullanıcı sayısı 100 milyonları buldu. Türkiye’de yapay zeka kullanım oranı düzenli olarak artıyor. Özellikle üniversite öğrencileri arasında kullanmayanlar yok denilecek kadar azaldı.Eskiden internet böyleydi hatırlayın, “askerî proje” diyorduk. Daha küçük bir grup kullanıyordu. Şimdi yaşlılarımız da Instagram’da kendi sayfalarına sahipler. Elbette ücretli versiyonları daha ileri özelliklere sahip ve bunların fiyatları sağlanan özelliklere göre 20 ile 200 dolar arasında. En azından en popüler yapay zeka olan ChatGPT için durum bu.
Yapay zekâ artık hayatımızın bir parçası
“Ben yapay zekâ kullanmıyorum” diyen birine şunları sormanızı isterim. Netflix’te film önerisi alıyor musunuz? Google Maps’den en hızlı yol önerisi alıyor musunuz? Ya da telefonunuzda Siri/Google Asistan kullanıyor musunuz? Aslında bunların hepsi yapay zekadırdır.
Yapay zekâ artık elektrik gibi. Evdeki her prizde var ama “Bugün 10 kere elektrik kullandım,” demiyoruz. Benzer durum yapay zeka için de geçerli. Yapay zeka bugün lüks değil, hayatın doğal bir parçası. Sadece farkında değiliz. Aslında yapay zekâya erişimin önündeki en büyük engel artık finansal maliyet değil, teknik okuryazarlık. Özellikle “prompt mühendisliği” denilen şey kritik. Yani yapay zekaya nasıl soru soracağımızı bilmemiz gerekiyor.
Yapay zekâya güven konusunda tereddütler yaşıyoruz. Bilgi edinme ve yönlendirilme süreçlerinde ona ne ölçüde güvenmeliyiz?
Yapay zekâya “dünyayı kurtaracak melek” ya da “insanlığın sonunu getirecek şeytan” gözüyle bakmak doğru değil. Gerçek bunların arasında bir yerde. Tıpkı bir bıçağın hem ekmek kestiği hem de yaralayabildiği gibi. Yapay zekâ, milyarlarca sayfayı asla unutmayan ama okuduklarının doğruluğunu veya ahlakını sorgulama yeteneği olmayan, inanılmaz parlak bir papağandır.
Doğru cevabı değil en olası cevabı verir
Yapay zeka size istatistiksel olarak en olası cevabı verir, doğru cevabı değil.
Size kendinden çok emin bir ses tonuyla, Harvard’dan bir profesör uydurur, olmayan bir makaleye atıf yapar. Siz de inanırsınız çünkü “Bu kadar eminse doğrudur,” diye düşünürsünüz. İşte asıl tehlike burada! Bir yanıyla yapay zekâ bir “kara kutu” gibi. Bu, şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından büyük sorun. Bir yapay zeka size yanlış bir yönlendirme yaptığında, “Neden böyle düşündün?” diye soramazsınız. O da bilmiyor çünkü! Sadece istatistiksel kalıpları takip ediyor.
Eleştirel gücü zayıflatıyor
Kaynaklarda dikkat çekilen tehlikelerin başında yapay zekaya aşırı güven geliyor. Bu durum eleştirel düşünme becerilerinin zayıflamasına yol açıyor.Her soruyu yapay zekaya sorarsanız, mantıksal analiz becerileriniz zayıflar. Tıpkı her yere arabayla giderseniz bacak kaslarınızın erimesi gibi. Kullanıcılar, yanlış bilgileri fark etmeden kabul ediyor. Bilişsel beceriler yavaş yavaş ölüyor.
Ama her şey kötü değil! Doğru kullanıldığında yapay zeka -otorite değil- harika bir asistan. Örneğin; veri sentezi, beyin fırtınası, hipotez oluşturma, taslak hazırlama, dilbilgisi, üslup, kelime seçimi düzeltme, temel etik ihlalleri tespit konularında hayli başarılı.
Ancak son söz asla yapay zekanın olmamalı! Meşhur söz var ya, “Tıpkı Wikipedia gibi, ilk adım olarak harika, son söz olarak felaket.”
Bazı insanlar yapay zekânın iş hayatlarında kolaylık sağlayacağını düşünürken bazıları işsiz kalmaktan endişe duyuyor. Yapay zekâ iş hayatında insana duyulan ihtiyacı nasıl değiştirecek?
“Robotlar işimizi elimizden alacak!” korkusu, sanayi devriminden beri her yeni teknolojiyle hortlayan bir klasik. At arabası sürücülerinin otomobiller çıktığında ne hissettiğini bir düşünün. Ya da dokumacıların makine tezgahlarını görünce yaşadıklarını. Ya da daktilografların bilgisayarları ilk gördüklerinde... Her seferinde aynı korku, her seferinde aynı dönüşüm yaşandı. Evet, bazı meslekler yok oldu. Ama yenileri ortaya çıktı.
Hiç sıkılmayan bir stajyer gibi
Bu açıdan bakanlar, yapay zeka asistanlarının verimliliği artırdığını, daha az deneyimli çalışanları güçlendirdiğini, yazma gibi bilişsel görevlerde üretkenlik ve kalitede sıçrama sağladığını söylüyorlar. Hiç yorulmayan, sıkılmayan, şikâyet etmeyen, maaş istemeyen bir stajyer olarak düşünün yapay zekayı. Sizin sıkıcı bulduğunuz angarya işleri o yapacak. Peki size ne kalacak? İnsani beceriler yani yaratıcılık, stratejik düşünme, empati ve eleştirel akıl yürütme.
Yaratıcı bir özelliği yok
Yapay zekâ, akademi ve sanat alanlarında da bilgiye ulaştırıyor. Peki özgünlük ve hayal gücü söz konusu olduğunda ne kadar başarılı?
Yapay zeka, gerçekten “yaratıyor” mu yoksa milyonlarca sanat eserini analiz edip yeniden mi düzenliyor? Yaptığı ikinci şık. Tıpkı binlerce lego parçasından yeni bir şekil yapmak gibi. Etkileyici mi? Kesinlikle. Özgün mü? Tartışmalı. Bilindiği gibi tek bir yaratıcılık türü yok. Yapay zeka, bilinen fikirleri yeni şekillerde birleştirmek konusunda çok yaratıcı. Buna karşılık keşifsel yaratıcılıkta yani mevcut alanın sınırlarını zorlamada aynı performansı gösteremiyor. Şimdilik sınırları tanıyor ama zorlamakta çekingen. Yapay zeka size Bach tarzında beste veya Shakespeare üslubunda şiir sunabilir. Ama özgün olduğu söylenemez. Yapay zeka size mükemmel bir resim çizebilir ama o resme bakıp neden ağladığınızı asla anlayamaz. O, tekniğin ustasıdır; ruhun değil.
Yapay zekâ hızla gelişiyor; bir sürümünü öğrenemeden yeni versiyonları çıkıyor. ‘Tamam, bu yeter,’ diyebileceğimiz bir sürüm mümkün mü?
Şu anda okuduğunuz cümleyi bitirene kadar bir yerlerde yeni bir yapay zeka modeli doğuyor, şaka değil. “Yeterli” dediğiniz an, geride kalıyorsunuz. Tıpkı koşu bandında koşmak gibi: Durmadan koşuyorsunuz ama yer değiştirmiyorsunuz. Ya da daha kötüsü, durduğunuz anda geriye gidiyorsunuz. “Tamam, bu bana yeter,” diyebileceğimiz bir sürüm... Maalesef hiç gelmeyecek. Neden? Çünkü bu, “Tamam, bu telefon bana ömür boyu yeter,” demek gibi bir şey. Apple her yıl yeni iPhone çıkarınca, 2 yıllık telefonunuz hâlâ mükemmel çalışsa bile kendinizi “eskimiş” hissediyorsunuz. Bu bir tür teknolojik anksiyete. Sürekli en yeniyi takip etme telaşı. Sürekli vitrinlere bakarak ömür tüketme hâli. Asıl düşünülmesi gereken soru: “Araç mı olmak istiyorsunuz, yoksa aracı kullanan mı?”Mesele en yeni sürümü kovalamak değil, ihtiyacınızı en iyi karşılayan aracı bulmak. Son söz olarak şunu hatırlatmakta fayda var. Yapay zeka çok dinamik bir teknoloji. Bu söylediklerimiz, Ekim 2025 itibarıyla geçerlidir. Yapay zeka yarın yeni özellikler kazandığında bütün bu söylediklerimi yeniden gözden geçirmek gerekebilir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:90
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Ekim 2025 04:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















