Harflerin sessiz koreografisi Samed Karagöz
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Bazı sergiler vardır; kapısından içeri girdiğiniz anda sizi yalnızca bir sanatçının dünyasına değil, daha derin bir tefekküre, kelimelerin ötesine geçen bir sessizliğe davet eder. Abu Dabi’de Saadiyat Adası’nda yer alan Bassam Freiha Art Foundation’da açılan “Nja Mahdaoui: The Choreographer of Letters” tam da böyle bir sergi. Harfin mimarisini, yazının ritmini, boşluğun sesini yeniden düşünmeye çağırıyor izleyiciyi. İnsanın belleğinde, dilden önce başlayan bir hareket yankılanıyor burada.
Saadiyat Adası bugün bölgenin kültür ekseni. Louvre Abu Dabi’nin kubbelerinden süzülen ışık, Guggenheim Abu Dabi’nin gelecekteki gölgesi, Zayed National Museum’un yükselen çizgileri… Bu dev mimari hatların arasında Bassam Freiha Art Foundation, ölçeği küçük ama etkisi büyük bir mekân. İçeri girdiğinizde mimari sizi sessizce yönlendiriyor: geniş açıklıklar, yüksek tavanlar, ışığın kesilip yeniden çoğaldığı geçitler. Duvarlar salt yüzey değil, ritmin akışı. Sergi salonları, Mahdaoui’nin çizgileri gibi mekân içinde genişleyen ve daralan bir nefes alıp verişi hatırlatıyor. Sanki mimar, sanatçının diline kulak vermiş: harflerin dans ettiği bir sahne kurmuş.
Tunuslu sanatçı Nja Mahdaoui, Arap harfini kelimeden bağımsızlaştıran, onu anlamın sınırından kopararak saf hareket haline getiren öncü bir isim. Onun eserlerinde harf yazıya değil, ritme hizmet eder. Çizgi, yalnızca form değil, bir tür koreografidir. Akademik metinlerin isabetle söylediği gibi:
“Mahdaoui’nin üretimi, ‘boyanmış harfin mimarisi’ üzerine kuruludur.”
Dikdörtgen yüzeyleri kesen diyagonaller, lozenj biçimleri, bazen dev gövdeleriyle kompozisyonun merkezini dolduran, bazen mikroskopik ayrıntılarda kaybolan karakterler… Tüm bunlar, belirli bir kelimeyi ifade etmeyi değil, evrenin devinimini sezdiren titreşimler yaratmayı amaçlar.
Mahdaoui’nin sanatsal yolculuğu da çizgileri gibi kıtalar arası. Tunus’ta Ecole Libre de Carthage’da Katolik misyonerlerin verdiği sanat tarihi derslerinden başlayan eğitim, Roma’daki Sant’Andrea Akademisi, Paris’te Cité Internationale des Arts ve Louvre’un koridorlarında devam etmiş. Bu dönem, Michel Tapié gibi modern sanat düşünürlerinin ona harfin evrensel bir görsel enerji olduğunu söylemesiyle bir kırılmaya dönüşmüş. Kökleriyle bağını kaybetmeden modern dünyanın düşünsel alanına doğru yelken açmış. Folkloru reddeden, biçimi özgürleştiren Group of Five’ın içinde yer alması da bu sebeple tesadüf değil.
Sergideki bazı eserler devasa ölçekleriyle insanı adeta sarsıyor. Siyah mürekkebin akışkanlığını metalik altınlarla buluşturan işler, bir bakıma yazının kadim kutsallığını hatırlatıyor. Küçük salonlarda yer alan parşömen çalışmalarında ise harfler neredeyse nefes gibi: duyulmaz ama hissedilir. Mahdaoui’nin mikro ve makro arasında kurduğu gerilim, izleyiciyi sürekli yeniden konumlandırıyor. Bir an evrensel boşlukta süzülüyorsunuz; bir an sonra nakış kadar ince bir çizginin önünde durup sessizleşiyorsunuz. Sanatçının çocukluk anılarından biri —annesini ipek ve kadife üzerine altın-gümüş iplikle nakış işlerken izlemek— bu eserlerde açıkça duyuluyor. Hat ile tekstil arasında kurulan gizli akrabalık, gözle değil, hatırayla görülüyor.
Bir odada Transe (Trance) karşınıza çıkıyor: düz renk alanları ve ritmik pseudo-hat arasındaki gerginlik insanın içini dalgalandırıyor. Sanki harfler kendilerine ait olmayan bir düzleme düşmüş ve orada yeni bir dil arıyor. Düzen ile kaos arasında gidip gelen bu sarsıcı estetik, modern soyutlamanın ötesinde, belki de kaybolan anlamın yankısı.
Mahdaoui yalnızca bir ressam değil. Cam vitraylardan tekstil tasarımına, kitaplardan bronz heykellere, hatta Körfez Havayolları’nın uçaklarının dış yüzeyini kaplayan tasarımlara kadar uzanan geniş bir üretim alanına sahip. Bu da harfe duyduğu sadakati değil, açtığı çok yönlü imkânı gösteriyor. Harf, onun elinde bir kimlik bildirisi değil; evrensel bir devinim.
Abu Dabi’deki bu retrospektif, Mahdaoui’nin altmış yıla yayılan üretimini ilk kez bu ölçekte bir bütünlükle gösteriyor. Sergiyle eş zamanlı olarak duyurulan ilk katalog raisonné çalışması, onun sanat tarihindeki yerini yalnızca belgelemekle kalmayacak; Arap modernizmi tartışmalarında yeni bir eksen de açacak gibi görünüyor.
Sergi salonundan çıkarken insanın aklında tek bir cümle kalıyor:
Mahdaoui harfi yazmıyor-zamanı işliyor.
Sanki her çizgi bir nefes, her boşluk bir susuş. Modern dünyanın gürültüsü içinden sessizce akan bir hatırlama biçimi.
Belki de bu yüzden işler bir yazı değil; bir dua gibi yankılanıyor.

Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:36
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 03 Aralık 2025 04:06 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















