Dubai ve tasarım Samed Karagöz
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Şöyle bir sahne hayal edin: Çölün ortasından – ama bir çölün klişesinden değil, çıplak kumun ötesinde, teknolojinin, estetiğin ve sermayenin kırılgan birlikteliğinden yükselen bir şehir. O şehirde, bir haftalık ışık oyunları, zihin esnetmeleri, tasarım deneyleri ve koleksiyonerlere yönelik cazip fısıltılar. Bu sahne bir kurgudan ziyade gerçek oldu: Dubai Design Week ve Art Dubai Editions beraberce sanatseverlere farklı bir yaklaşım sundu.
Dubai’nin yaratıcı merkezi sayılan Dubai Design District (d3), bu yıl bir kez daha kargaşa değil, konsantrasyon uğrağı oldu. “Bölge ve küre arasındaki köprü” derken abartmıyoruz: Bölge anlamında Orta Doğu-Kuzey Afrika-Güney Asya çizgisi, küre anlamında ise global tasarım sahnesinin devleri, yenileri, yatırımcıları…
Dubai Design Week, bölgenin en büyük yaratıcı festivali olarak konumlanıyor. Kurulumlar, paneller, atölyeler, sergiler: Bu yıl festivalin ana paleti haline geldi.
Ve özellikle şık bir stratejiyle: “sınırlı edisyon” kavramı –yani tasarımın ticarileşmiş haliyle, koleksiyona yaklaşan haliyle ilişkili– festivalin yeni merkezi unsurlarından biri.
Bir şehrin “tasarım başkenti” iddiası, yalnızca gökdelenlerle veya hafif bir sanat festivaliyle değil; düğüm noktaları oluşturmakla, yeni koleksiyon algıları inşa etmekle, “erişilebilmiş seçkinlik” üretmekle mümkün olur. Dubai burada bunu deniyor: tasarım bir cazibe nesnesi, yatırım nesnesi ve kültürel vitrindir aynı anda.
Editions Dubai, yalnızca eşzamanlı değil, stratejik bir partner olarak festivalin gölgesinde yükseldi.
“Orta Doğu’nun ilk sınırlı edisyon sanat ve tasarım fuarı” olarak markalandı.
Sergilenen işler, baskıdan seramiğe, fotoğraftan tasarım objesine kadar genişledi; yani sanat–tasarım sınırları sulandı.
Bu fuar sayesinde “koleksiyon” kavramı, Dubai’de yeni bir biçim kazandı: artık sadece tablo değil, seri sınırlı tasarım objesi de talep görüyordu.
Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken husus: tasarımın “kendinden bir şey isteyen bir metin” olarak değil, “kendinden bir şey isteyen bir meta” olarak ele alınması. Bu durum elbette eleştiriyi beraberinde getiriyor – çünkü sanat ve tasarım arasında sınırları zorlayan bir alan açıyor. Benim gördüğüm sahnede ise iki farklı enerjinin yer değiştirdiğini fark ettim: festivalin özgürlüklü, deneysel yanıyla; fuarın piyasaya dönük, seçkinlik odaklı yanıyla… Bu gerilim, izleyiciye büyük bir zemin sundu.
Dubai’de bir şeyleri “tasarım”dan ibaret düşünmek artık yetmiyor; burada tasarım bir ekonomik strateji, bir şehir imgesi, bir yatırım aracı.
Bölgeye gelen yüksek gelirli yabancılar, şehirde yeni yerleşimler, lüks konutlar, showroomlar açıyor. Bu da “tasarım ve sanat” alanına yönelimi artırıyor.
Şimdi önemli soru şu: Bu hızla yükselen sahne, yerel yaratıcılığı besliyor mu yoksa ona baskı mı uyguluyor? Yapılan atölyeler, konuşmalar ve “UAE Designer Exhibition” [BAE Tasarımcı Fuarı] gibi bölümler umut verici. Ancak gölgede kalan bir gerçeklik de: Bu tür etkinlikler genellikle dışa dönük, “küresel” bir seyirciyle ilişkilendiriliyor ve yerel üretimin hangi şartlarda sürdürülebilir olduğu sorusu ön plana çıkıyor.
Kısacası: Para orada, dönemcilik orada, estetik orada — ama bu üçlü, yerel belleğe ve yerel pratiğe dönüşmeden kolayca bir vitrine dönüşebilir.
Deneyim öncelikli: Artık yalnızca “tasarım görebileceğiniz” bir fuar değil; mekânların kendisi, ışıklandırma, kullanıcı hareketi, dış mekân kurulumu hepsi birer sahne haline geliyor. Festival alanı bir “mekân performansına” dönüşüyor.
“Erişilebilir elitizm”: Sınırlı edisyon tasarımlar, aslında “herkes için değil ama görece daha geniş bir koleksiyoncu kitlesi için” demek. Bu da yine elitizmi doğrudan reddetmiyor ama biraz kırıyor.
Sürdürülebilirlik teması hafifçe hissediliyor: Eğitim programları, malzeme araştırmaları gibi bölümler var ama – ve burada bir “ama” var – tasarım–sanat–yatırım üçgeninde sürdürülebilirlik henüz ana eksen değil. Yine de işaretler var.
Kültürel potansiyel büyük, ama baskı da büyük: Dubai, bölgesel yaratıcılık için bir kapı olabilir; ancak aynı zamanda bu yaratıcıların “küresel pazarın taleplerine göre” şekillenmesi gibi bir riski de barındırıyor.
Bu iki etkinliğin kesişiminde bir mesaj var: Tasarım artık sadece form değil, strateji, ekonomi, şehir imgesi. “Dünyanın neresinde yürüsem burada bir tasarım fuarı spreylemiş gibi” hissi veriyor; ama Dubai özelinde bu duygu, yeni bir coğrafyanın global kültür sahnesine eklemlenmesiyle ilgili.
Ama ben şunu da ekleyeyim: İzleyici olarak, eleştirmen olarak, bizlere düşen görev sadece “görmek” değil; “sormak”. Tasarım kim için? Sanat mı yoksa meta mı? Şehir bu dönüşümde ne kadar bir özne? Yerel üretici bu düzende ne kadar pay alıyor? Edition fuarındaki bir seramik parça ya da bir fotoğraf baskısı, bir showroom odasında kendisini nasıl “sunuyor”?
Ve nihayet: Dubai, sadece bir “tasarım başkenti” vaadiyle değil, bir kültürel dönüşüm sahası olarak okunmalı. Evet, vitrinler enerji doluydu; evet, koleksiyon fırsatları göz kırptı… ama her vitrinin ardında bir üretici, bir izleyici ve bir şehir var. Bu üçlüyle kurulan ilişkiyi takip etmek, festivalin glamurunu kırmadan anlam kazandırabilir.
Sonuç olarak: Bu yılki Dubai sahnesi, “tasarımın geleceği” üzerine bir manifestoydu; ama manifestonun yanında, bir risk de taşıdı: Küresel tasarım piyasasının coğrafi merkezi hâlâ Batı-Avrupa-ABD ekseni olmaya devam ederken, bir başka eksen –Orta Doğu– bu merkeze “yeni oyuncu” olarak eklenmeye çalışıyor. Bu aynı zamanda bir çağrı: sadece izleyici değil, katılımcı olabilmek için bazen sahneye çıkmak, konuşmak, sorular sormak gerek. Ve tasarımı sahnede izlemenin ötesine geçmek de bizim işimiz.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:19
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 12 Kasım 2025 04:09 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















