Ankara24.com
close
up
Menu

2025 halka arz takvimi: Yıl içerisinde halka arz olan şirketler ve halka arz sonuçları ile kişi başına kaç TL değerinde kaç lot düştü?

Trendyol 1. Lig de ilk yarı sona erdi! Amedspor gözünü Süper Lig e dikti

Minik ressamlar hayallerini ve oyunlarını çizecek Kültür Sanat Haberleri

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’dan “protestocularla diyalog” mesajı

HÜLYA GÜLER Benim için veda vakti...

Kızılyıldız da yılın oyuncusu Rade Krunic oldu Fanatik Gazetesi Fenerbahçe (FB) Haberleri Spor

New York borsası düşüşle kapandı

İsrail Gazze de 900 kiloluk ABD bombalarıyla 15 kişilik aileyi yok etti Dünya Haberleri

Vicdanları yaralayan kaza! Çarptığı kişiyi yerde bırakıp kaçtı

Halk sağlığıyla oynayacaklardı: Yüzlerce sentetik ilaç ve kaçak alkol ele geçirildi

Sinem Kobal, 2025 e veda etti Magazin haberleri

Uyuşturucu soruşturmasında adları geçiyordu! Valilik o işletmeleri affetmedi: Kütüphane, Bebek Otel ve Amaya...

Esenyurt ta fabrikada yangını

Yalnız yaşayan kadından acı haber Aydın Haberleri

Kitleselleşme elitizmin düşmanı mıdır? Düşünce Günlüğü Haberleri

Geleneği bozmayan Nijeryalı futbolcular stada dans ederek girdi Fanatik Spor Haberleri Video

Apartheid böyle çöktü, Gazze böyle kurtulur! Sözcü Gazetesi

Sade tasarım, güçlü mekanizma: Seiko kol saatinde beklenen indirim geldi!

Matterhorn un gölgesinde bir Alp rüyası: Zermatt Son Dakika Haberleri

Okan Karacan ın İfadesi: Kara Para Aklama İddiaları

‘İstanbul’un kaosu beni tüketse de bir yazar olarak çok besliyor’

‘İstanbul’un kaosu beni tüketse de bir yazar olarak çok besliyor’

Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.

Hakan Bıçakcı yeni öykü kitabı ‘Geçici Manzara’yla okuyucusunu kimsenin fark etmediği küçük arızaların, ani sarsıntıların, geçip giden anların peşine düşürüyor. Gürültünün içinde duyulan bir alarm, yıkılan bir bina, yarım kalan bir çizim ya da ‘geçici bir manzara’... Gündelik hayatın içinden sıradan insan anlatılarının gerçekle bağını ustalıkla koparan, sonra kopardığı yerden yeniden bağlayan yazarla buluştuk, öykülerindeki karakterleri ve yeni çalışmasını konuştuk: “Yazdıklarımı herkes okumalı gibi bir duygum bir an için bile olmadı.”

‘Geçici Manzara’nın ortaya çıkış hikâyesi nedir?

Yazdığım yeni öyküler bir klasörde birikiyordu son birkaç yıldır. Bu yazın başında “Artık bu öykülerle vedalaşma vaktim geldi” dedim. Hepsini tekrar okudum, bazılarını eledim, bazılarına eklemeler yaptım, sonunda tek bir dosya haline getirdim. Orada da ilginç bir süreç devreye giriyor; öyküler birbiriyle konuşmaya başlıyor. Bağımsız olarak yazarken hiç düşünmediğim ayrıntılar ekleniyor, öyküler birbirine gönderme yapıyor. Bazen bariz, bazen yalnızca dikkatli okurların yakalayacağı şekilde.

Kitapla aynı isimde bir öykü var. Kitabın adını ondan yana kullanmanızın özel bir sebebi var mı?

Daha önceki öykü kitaplarımda bütün öykülerin ruh halini yansıtacak bağımsız bir çatı isim belirleyip onu kitap ismi yapıyordum. Bu öyküleri yazarken yedekte birkaç ismim vardı. Uzun bir süre çalışma dosyamın adı da kitabın son öyküsüyle aynı olan ‘Alarmı Dikkate Almayın’dı. Sonra ‘Geçici Manzara’nın tam bir öykü kitabı ismi olduğunu düşündüm.

Öykülerinizdeki karakterler sizin gündelik hallerinizi yansıtıyor mu?

Öyküler tabii ki bazı durumları dramatize ediyor ve abartıyor. Ama çıkış noktalarının çoğu başımdan geçen şeyler. Geriye dönüp baktığımda, yazarlığımın ilk döneminde başka kitapların ve filmlerin etkisinin daha baskın olduğunu görüyorum. Zaman içinde yaşadıklarımın, etrafta gördüklerimin, sosyal medyada karşılaştığım haberlerin etkisi baskınlaşmaya başladı. Film ve kitapların etkisi hâlâ var ama daha çok atmosfer ve anlatım tekniklerinde. Öykülerdeki pek çok çıkış noktası bizzat yaşadığım veya yaşandığını gördüğüm durumlar.

Mekânın İstanbul olduğu öykülerinizde çoğunlukla gürültü, alarm sesleri, yoğunluk, kalabalık gibi öğeler baskın. İstanbul’la ilişkiniz nasıl?

İstanbul’un Anadolu Yakası’nda, Suadiye’de doğup büyüdüm. Üniversite dönemi dışında hep buradaydım. İstanbul’la bir tür aşk-nefret ilişkim var diyebilirim. İstanbul’suz olmaz ama İstanbul’la da olmuyor bazen hali... Şehrin kaosu beni vatandaş olarak tüketiyor, yazar olarak besliyor. Çünkü siber-punk anlatı geleneğini, bilimkurgu filmlerini ve distopyaları seven biri olarak bazen klişe bir distopya konusu olacak şeyler yaşadığımızı görüyorum. Sonra bu yaşananlar edebiyata nasıl dönüşür, nelerin üstüne gidilebilir gibi bir bakış açısı geliştirmeye başladım. Bir yazarın ilham bulmasını kolaylaştıran bir şehir burası.

Ankara’da iktisat okudunuz, döner dönmez 2002 yılında ‘Romantik Korku’yla yazarlığa adım attınız. Yazarlığa geçiş süreciniz nasıl oldu?

Biraz plansız gelişti. O dönem puan nereye tutarsa oraya gidilen bir sistem vardı. İktisat pek de istediğim bir bölüm değildi. Okuduğuma pişman değilim ama bana göre olmadığını erken fark ettim. Sosyoloji ağırlıklı derslere yöneldim ve Bilkent’in muhteşem kütüphanesi sayesinde edebiyata iyice yaklaştım. İlk romanımın taslağını üniversitedeyken yazdım. ‘Yazar olmaya karar verdim’ gibi bilinçli bir an hiç olmadı. Bir kenara öyküler yazarken bunların birbirine benzemeye başladığını fark ettim ve onları birleştirip bir romana dönüştürdüm.

Sinemayla her zaman iç içe oldunuz. Hâlâ sinema yazıları yazıyorsunuz. İlk romanınızda da ünlü yönetmen David Lynch’in sinemasından esinlendiğinizi söylüyorsunuz...

Film üzerine yazmam neredeyse edebiyatla tanışmam kadar eski. Eskiden çok sinema dergisi vardı. Onlara yazardım. Sonra sinema dergileri gitgide buharlaştı, yok oldu ama yazmaya devam ediyorum. Ben hikâyelerden, kurmaca dünyalardan çok etkilenen, neredeyse o dünyalarda soluk alıp veren biri olarak ne kadarıyla romanlardan ya da öykülerden, ne kadarıyla filmlerden etkilendiğimi tam bilemiyorum. Bunun ayrımını yapamıyorum ama neredeyse yarı yarıya bir etkisi var.

Kendinize has bir tarzınız var. Sizi ilk defa okuyacak bir okuyucuya bunu nasıl anlatırsınız?

Gerçekle karakterin zihninden geçenlerin birbirine karıştığı anlatıları seviyorum. Fantastik, gerçeküstücü falan deniyor bu tür anlatılara ama aslında zihnin çalışma biçimine çok yakın, yani fazlasıyla gerçekçi bir yanıyla da. Kafka’nın ve Lynch’in etkisi çok büyük yazdıklarımda. Büyülü gerçekçilikten farklı bir durum bu; oradaki masalsı konfor yok. Benim alanım daha tekinsiz, gerçeklikle düşün arasındaki muğlak bölge. Bu da özel ve meraklı bir okura hitap ediyor. “Herkes okumalı yazdıklarımı, herkese hitap eder” gibi bir duygum ilk kitaptan beri bir an için bile olmadı.

‘BANA MEDİTATİF GELİYOR’

Gençlik yıllarınızda sıkı bir metal müzik dinleyicisi olduğunuzu biliyorum. Hâlâ dinliyor musunuz? Kimleri takip ediyorsunuz?

Evet, hâlâ dinliyorum. Ortaokulda başka hiçbir şey dinlemezdim. 90’lar, 2000’ler thrash metali çok severim. Black metal, death metal, grindcore gibi ekstrem türleri de dinliyorum, bana meditatif geliyor. Şu sıralar daha çok Kuzey Avrupalı gruplardan In Flames, At The Gates ve Dark Tranquillity’yi dinliyorum.

‘ASIL YAZMA KAFADA OLUYOR; YÜRÜRKEN, TOPLU TAŞIMADA, MİSAFİRLİKTE...’

Bir videonuzda “İki tür yazma şekli var” diyorsunuz.  Bu türler neler?

Masa başında yazmak işin çok küçük kısmı. Asıl yazma kafada oluyor; yürürken, toplu taşımada, misafirlikte... Hikâye zihinde dönüyor. Bir klasör var, gündelik hayatın akışında doluyor. Fiziksel yazma işi daha kısa ve yorucu.

Bu durumun sizi yazmaktan uzaklaştırdığı oluyor mu?

Hayır çünkü hiçbir zaman kendimi yazmak zorunda hissetmedim. İçimden gelmediği halde yazmak üzere masaya oturmanın düşüncesi bile korkunç. Yazmak istediğim bir şey olursa bir yazıp bakayım, bir karşıma alayım... Bazen vazgeçtiğim ya da bir kenara ayırdıklarım da oluyor.

Önemli haberleri ve güncellemeleri kaçırmamak için Ankara24.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:87
embedKaynak:https://hurriyet.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 16 Kasım 2025 07:49 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

2025 halka arz takvimi: Yıl içerisinde halka arz olan şirketler ve halka arz sonuçları ile kişi başına kaç TL değerinde kaç lot düştü?

29 Aralık 2025 17:51see156

Trendyol 1. Lig de ilk yarı sona erdi! Amedspor gözünü Süper Lig e dikti

30 Aralık 2025 00:07see153

Minik ressamlar hayallerini ve oyunlarını çizecek Kültür Sanat Haberleri

30 Aralık 2025 04:06see151

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’dan “protestocularla diyalog” mesajı

30 Aralık 2025 01:05see150

HÜLYA GÜLER Benim için veda vakti...

30 Aralık 2025 07:00see138

Kızılyıldız da yılın oyuncusu Rade Krunic oldu Fanatik Gazetesi Fenerbahçe (FB) Haberleri Spor

29 Aralık 2025 21:51see135

New York borsası düşüşle kapandı

30 Aralık 2025 00:53see134

İsrail Gazze de 900 kiloluk ABD bombalarıyla 15 kişilik aileyi yok etti Dünya Haberleri

29 Aralık 2025 20:39see131

Vicdanları yaralayan kaza! Çarptığı kişiyi yerde bırakıp kaçtı

30 Aralık 2025 00:05see130

Halk sağlığıyla oynayacaklardı: Yüzlerce sentetik ilaç ve kaçak alkol ele geçirildi

30 Aralık 2025 00:05see129

Sinem Kobal, 2025 e veda etti Magazin haberleri

29 Aralık 2025 20:47see128

Uyuşturucu soruşturmasında adları geçiyordu! Valilik o işletmeleri affetmedi: Kütüphane, Bebek Otel ve Amaya...

31 Aralık 2025 00:24see124

Esenyurt ta fabrikada yangını

31 Aralık 2025 01:11see124

Yalnız yaşayan kadından acı haber Aydın Haberleri

30 Aralık 2025 00:44see123

Kitleselleşme elitizmin düşmanı mıdır? Düşünce Günlüğü Haberleri

31 Aralık 2025 04:52see120

Geleneği bozmayan Nijeryalı futbolcular stada dans ederek girdi Fanatik Spor Haberleri Video

31 Aralık 2025 00:41see116

Apartheid böyle çöktü, Gazze böyle kurtulur! Sözcü Gazetesi

30 Aralık 2025 01:49see115

Sade tasarım, güçlü mekanizma: Seiko kol saatinde beklenen indirim geldi!

29 Aralık 2025 18:10see115

Matterhorn un gölgesinde bir Alp rüyası: Zermatt Son Dakika Haberleri

31 Aralık 2025 04:12see114

Okan Karacan ın İfadesi: Kara Para Aklama İddiaları

29 Aralık 2025 17:31see114
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları