İsrail itibarını kilisede ararken… Ersin Çelik
Yenisafak sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Gazze’deki ateşkesin kırılganlığı ve sivillere yönelik devam eden saldırılar, İsrail’in Batı’daki itibarını aşındırmayı sürdürüyor. Siyonist lobilerin küresel basın eliyle oluşturduğu “savunma devleti” anlatısı artık Batılı toplumları ikna etmiyor.
Reuters, The Week, Al Jazeera English ve Le Monde gibi uluslararası yayınlar, İsrail’in “izole” bir döneme girdiğini vurguluyor. Reuters’in 17 Ekim tarihli analizinde, iki yılı aşan Gazze saldırılarının ardından İsrail’in uluslararası desteğini büyük ölçüde kaybettiği belirtiliyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun da
“Gazze savaşı, İsrail’in küresel itibarına zarar verdi”
yönündeki sözleri, Washington’daki politik kırılmanın işareti olarak değerlendiriliyor.
Kamuoyu araştırmaları da bu eğilimi doğruluyor. Ipsos’un 22 Ekim’de yayımladığı ankete göre
Amerikalıların yüzde 59’u “ABD’nin Filistin devletini tanıması gerektiğini” düşünüyor.
Katılımcıların yüzde 60’ı ise İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını “orantısız” buluyor. Özellikle genç seçmenler ve Demokratlarda İsrail’e yönelik eleştiriler belirgin biçimde artmış durumda.
Bu değişim doğal olarak medya diline de yansıyor.
The Week
dergisinde geçtiğimiz ağustosta yayımlanan “
İsrail Amerikan halkını kaybediyor”
başlıklı analizde, kamuoyundaki dönüşümün artık geri döndürülemez bir noktaya geldiğine veriler doğrultusunda dikkat çekilmişti. İsrail’e ve sınırsız destekçisi Amerika Birleşik Devletleri’ne yapılan açık bir uyarı; belki de köprüden önceki son çıkıştı.
İsrail yönetimi ise derinleşen itibar kaybına karşı
henüz karşılık bulamayan
bir imaj kampanyası yürütüyor. Al Jazeera’nın geçtiğimiz günlerde ortaya çıkardığı belgelere göre Netanyahu hükümeti,
ABD merkezli üç halkla ilişkiler firmasıyla
(Bridges Partners, Clock Tower X ve Show Faith by Works)
anlaşma yaparak
,
Gazze’deki soykırımın sonuçlarının kamufle edilmesi için yeni bir strateji hamlesi yaptı.
Simon Speakman Cordall’ın imzasını taşıyan araştırma dosyasında, kampanyanın perde arkasına dair çarpıcı ayrıntılar yer alıyor.
Söz konusu ajanslar; sosyal medya kampanyalarından, Hıristiyanlık eğitimi verilen kolej ve üniversitelerdeki gençleri
inanç temelli hedeflemeye
, yapay zeka destekli veri manipülasyonuna kadar uzanan geniş bir strateji yelpazesiyle İsrail propagandası üretmeyi amaçlıyor. Netanyahu Hükümeti, özellikle ABD’deki
Hıristiyan sağ seçmenleri
yeniden kazanmak istiyor. Ancak bu girişim, birçok yorumcu tarafından “itibar kaybının resmi kabulü” olarak değerlendiriliyor. Kilise cemaatini hedefleyen bu yeni strateji, Siyonizmin kamu diplomasisi dilinin Batı toplumlarındaki inandırıcılığını yitirdiğinin açık göstergesi sayılıyor. Uzmanlara göre, İsrail’in uzun yıllar boyunca elinde tuttuğu “haklılık payı” artık Batı kamuoyunda, özellikle de Amerikan halkının zihninde eriyor.
***
“SİYASİ DEPREMİN HABERCİSİ”
Amerika’daki algı değişiminin ilk somut işareti, bugün sandık başına gidilen New York’ta görülebilir. Demokrat Parti’nin ilerici kanadından gelen Müslüman aday
Zohran Mamdani
, belediye başkanlığı yarışında tüm anketlerde açık ara öne çıktı. Filistin’e destek veren ve İsrail’in Gazze politikalarını açıkça eleştiren Mamdani, şehir tarihinin en genç ve en farklı profilli adaylarından biri. ABD Başkanı Trump, Mamdani’nin kazanması halinde federal fonları “kısma” tehdidine bakılırsa, büyük olasılıkla New York’un yeni belediye başkanı olacak.
Time dergisi Mamdani’yi “
siyasi depremin habercisi
” olarak tanımladı. AP News’e göre Mamdani’nin yükselişi,
“New York’un artık dış politikada da bir vicdan sesi olabileceğini”
gösteriyor. Guardian ise bu sonucu,
“Demokrat Parti içinde koşulsuz İsrail desteği döneminin sonuna dair güçlü bir sinyal”
olarak yorumladı.
New York sadece Amerika’nın finans merkezi değil; aynı zamanda küresel dinamiklerin de nabzını tutan bir şehir. Bu nedenle seçim sonuçları, İsrail’in ağır hasarlı imajının yerel siyasete nasıl sirayet ettiğini gösterecek ve Gazze’deki yıkımın çatırtıları New York’ta kurulan seçim sandıklarında yankılanacak.
Şunun altını çizelim: Sosyal medyanın yön verdiği kitlesel hareketlilikler sosyal ve siyasal etkileşim zincirine dönüşüyor.
İsrail’in geleneksel medya cephesinde kaybettiği meşruiyet,
ABD demokrasisinin merkezindeki oylamayla hem siyaset koridorlarında hem de manşetlerde bir kez daha yankılanacak.
Her türlü ekonomik ve politik güce sahip Siyonist lobiler,
kaybolan itibarlarını Amerikan kiliselerindeki pazar ayinlerinde ararken,
mevcut propaganda dayatmalarının artık bir karşılığının olmadığını New York’taki sandık sonuçları ilan edecek.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:39
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 05 Kasım 2025 04:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















