Filistin’in 100 yılı aşkın mücadelesi: Beyaz Atlar Zamanı Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
Filistin edebiyatının en çarpıcı eserlerinden biri olarak kabul edilen Beyaz Atlar Zamanı, Ürdünlü-Filistinli yazar İbrahim Nasrallah’ın kaleminden dökülen, yüz yılı aşkın bir mücadele tarihini trajik bir dille harmanlayan bir roman.
Arap Booker Ödülü sahibi Nasrallah, 1954’te Ürdün’ün Amman şehrinde doğmuş bir yazar. Filistinli bir ailenin çocuğu olarak sürgünün acısını çocukluğundan beri sırtında taşıyan Nasrallah, gazetecilik ve fotoğrafçılık geçmişini edebiyatına yansıtıyor.
Şiirden romana uzanan geniş bir yelpazede yazan yazar, “Beyaz Atlar Zamanı”nı tam 22 yıllık bir hazırlık sürecinin ürünü olarak tanımlıyor. 1985’te başlamış bu proje, yazarın diğer beş romanını yayımladıktan sonra 2007’de tamamlanmış. Nasrallah, bu eserinde Filistin halkının kolektif hafızasını, toprakla, aileyle ve direnişle örülmüş kaderini ustalıkla işliyor.
Roman, 19. yüzyılın son çeyreğinden başlayarak 1948 Nekbe’sine, yani “Büyük Felaket”e uzanan bir zaman dilimini kapsıyor; bu da onu Filistin edebiyatında Nekbe öncesi dönemi ele alan ilk romanlardan biri yapıyor.
NEKBE ÖNCESİ DÖNEME IŞIK TUTUYOR
Eleştirmenler, romanın Nekbe öncesi dönemi aydınlatmasını özellikle vurguluyor; çünkü Nasrallah, 1954 doğumlu olduğu için o yıllara tanıklık etmemiş, ama arşivsel derinlikle bir “Filistin Trajedisi” ortaya koymuş.
Nasrallah, esin kaynağını Arap atasözü “Allah atı rüzgârdan, insanı topraktan yarattı”ya dayandırıyor ve buna “Evi de insandan…” diye ekleyerek, insanın evi, toprağı ve kaderiyle iç içe geçmişliğini vurguluyor.
Arapların atlara olan sevgisi ve saygısı oldukça fazla. Araplar, adeta genç bir kız, kıymetli bir gelin gibi görüyorlar kısrakları. Bu durum romanda da vurgulanıyor; “Hacı Ömer’in evinde olduğu gibi Hacı Mahmud’un evinde de yasak olan tek şey, bir kadına veya kısrağa hakaret etmekti.”
OSMANLI’DAN SONRA DEĞİŞİM
Romanın kalbi, Filistin’in zorlu coğrafyasında bir ailenin hikayesinde gizli. Ana karakterler, topraklarına kök salmış bir Filistinli aile üzerinden, Osmanlı döneminin son yıllarında başlayan değişimleri, İngiliz mandasının gölgesinde yükselen Siyonist hareketi ve nihayetinde 1948’de patlak veren felaketi yaşıyorlar. Beyaz atlar, eserin sembolik omurgasını oluşturuyor: Bu atlar, özgürlüğün, rüzgârın ve umudun simgesi olarak, siyah atların temsil ettiği baskı, sürgün ve karanlıkla kontrast oluşturuyor.
Nasrallah, yaşlılarla yaptığı görüşmelerden, belgelerden, anılardan ve gazete kupürlerinden beslenerek, romanını Filistin’i bilenleri bile şaşırtacak derecede derinlikli bir kurguyla örmüş. Denilebilir ki, bu roman, Nasrallah’ın “zirve” eseri olarak görülebilecek bir eser.
BİR AİLENİN NESİLLER SÜREN HİKAYESİ
Hikaye, bir ailenin nesiller boyu süren mücadelesini takip ederken, aşk, ihanet, direniş ve kayıp gibi temaları iç içe geçiriyor. Köylülerin günlük hayatı, toprak reformları, casusluklar ve komşu köylerle kurulan ittifaklar, romanın dokusunu zenginleştiriyor.
3 ayrı kitap olarak kurgulanmış eserin ilk kitap bölümü: Rüzgar. 2. Kitap: Toprak ve 3. Kitap ise İnsan ismiyle okuyucuları karşılıyor. Roman, bölümlere uygun şekilde gelişiyor.
Nasrallah, tarihi olayları kurgusal bir aile ilişkisi üzerinden örerek, okuyucuyu sadece bilgi bombardımanına maruz bırakmıyor; aynı zamanda duygusal bir girdaba sürüklüyor. Örneğin, bir karakterin beyaz atına duyduğu bağlılık, toprağın kaybıyla birleşince, bireysel trajedi kolektif bir acıya dönüşüyor.
Son derece etkileyici bir lirizmle yazılmış cümleler, okuru büyüleyici bir şekilde sarıyor ve hafızasında kalıcı izler bırakıyor.
Roman, gerçeklikle örülmüş tarihi bir kurgu resmini andırıyor; ustaca kullanılan sözcükler, tutsak zamanların zincirlerini kırıyor ve Filistin mücadelesini güçlü bir dille ortaya koyuyor.
Bugün Gazze’de yaşananlar, romanın “siyah atlar zamanı” metaforuyla örtüşüyor, kardeşlik ve insanlığın yetersizliğini sorgulatıyor.
Beyaz Atlar Zamanı, aslında sadece Filistinlilerin değil, tüm ezilen halkların hikâyesini anlatan evrensel bir eser. Okuyucuyu toprakla, atla ve insan ruhuyla yüzleştirirken, umudun beyaz bir at gibi özgürce koşabileceği duygularını anlatıyor.
Eğer tarihle edebiyatın kesişiminde bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız, roman okunması gerekenler listesinin başına yerleştirilmeli.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:23
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Ekim 2025 04:04 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















