Son Tarih Bükücü: İlber Ortaylı Samed Karagöz
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuruda bulunuyor.
Türkiye’de tarihin geniş kitlelerce ilgi görmesinde, kuşkusuz İlber Ortaylı’nın payı yadsınamaz. Uzun yıllar boyunca hem televizyon ekranlarından –çoğu zaman yanındaki jeologla birlikte– hem de akademik derinlikten yoksun popüler kitapları aracılığıyla toplumda bir “tarih bilinci” inşa etti. Ancak bu bilincin niteliği, birazdan ele alacağımız gibi, epey tartışmalıdır. Zira gerçekte popülerleşen şey tarih değil, bizzat İlber Ortaylı’nın kendisiydi.
Ortaylı özellikle son zamanlarda bence büyük savrulmalar yaşıyor. Bunun temelinde ise politikayla, daha doğrusu gündelik siyasete yaklaşımıyla ilişkili. Yeri geliyor Ekrem İmamoğlu döneminde satın alınan, bazılarınca Bellini’ye atfedilen tabloya övgüler düzüyor. Bu konuyla alakalı ilk yazıyı hocası Semavi Eyice’nin yazdığını söylüyor. Lakin Eyice’nin bu tarz sonradan ortaya çıkan tabloların sahte olma ihtimalinin çok yüksek olduğundan nedense hiç bahsetmiyor.
Daha sonra İmamoğlu güçten düşünce Ekrem İmamoğlu’nu belediye başkanı olarak görmediğini, İmamoğlu’nun parti işleriyle uğraştığını söyledi Adem Metan’a konuk olduğu programda. Sonrasında ise “Ekrem İmamoğlu ile bir dönem yakın çalıştım; ikinci döneminde yanında olamadım. Geçenlerde yapılan bir röportajda, gazetecinin birinin bana göre pek de dürüst olmayan bir yol izleyerek kısa soru-cevaplarla peşin hükümler ortaya çıkarmasını doğru bulmadım.” diyerek ‘mahallesi’nden gelen tepkilere boyun eğdi.
7 Ekim 2023’te başlayan İsrail saldırılarından sonra katıldığı bir programda Filistinlilerin, Yahudilere toprak sattığı yalanını savurdu. Hatta “toprak satana Filistinli denir” gibi ipe sapa gelmez açıklamalarda bulundu. Amaç gene aynı, mahallesine şirin görünmek. Siyonistlerin bile kabul etmediği bu söylemi hangi bilimsel veriye dayanarak anlattığı ise tam bir muamma. Filistin ve siyonizm hakkındaki önemli çalışmalarından tanıdığımız Peren Birsaygılı Mut bu konuyu dile getirince Hürriyet’teki köşesinde “kızcağız”lı filan bir şeyler yazdı.
Yukarıda saydığım bütün yalpalamalarına rağmen Ortaylı’nın yazılarını takip etmeye devam ediyorum. Aslında İlber Ortaylı hakkında yazmayı pek de istemiyordum ama tarihe not da düşmek gerekiyor. Geçtiğimiz pazar günkü yazısı beni buna mecbur kıldı. Bir şeyler söyleyip aslında hiçbir şey demediği bir Selimiye restorasyon yazısı yazmış. Öncelikle konuya dair bilgisi olmayanlar için kısa bir özet geçeyim. Selimiye Camii’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor. Bir kısım kubbedeki süslemelerin Sinan döneminde olmadığını, bunların sonradan eklendiğini bu yüzden de Sinan dönemindeki üslupta yeniden yazılması gerektiğini söylüyor. Başka uzmanlar da Sinan dönemindeki yazıları erişilemediği için mevcut halinin korunması gerektiğini söylüyor. Ortaylı’nın yazısının başlığında “bir eserin ruhunu korumak” ifadesi geçince buradan maksadının Sinan dönemindeki halinin korunması olduğu düşünülebilir. Ama yazıda Sinan’ın kubbe mimarisinden bahsedip duruyor. Şu an kubbe mimarisiyle alakalı bir tartışma yok. Ya tartışmanın konusunu bilmiyor ya da “torba dolsun” mantığıyla hareket ediyor.
Aynı yazısında bir de daha önce defalarca konuşulduğu halde Kartalkaya faciasıyla alakalı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı eleştiriyor. Hatta Kültür ve Turizm iki ayrı bakanlık olması gerektiğini söyleyecek kadar kendinden büyük önerilerde bulunuyor. Acaba mevcut bakanlığın bütçesinin ikiye bölündüğü zaman ne hale geleceğinin farkında mı? Bir de Ortaylı’ya göre kültür “korumayı”, turizm “kazancı” ifade ediyormuş. Belli iş insanlarının artık otelcilikten men edilmesi gerekiyormuş. Bu konuda en fazla Karadeniz hattı zarar görmüş. Mealen “Laz müteahhitler” otelcilikten uzak dursun demeye çalışıyor. Halbuki otelcilik dediğiniz otel işletmeciliğidir. Otel yapımlarına itirazınız varsa bunu başka türlü ifade edersiniz. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, Türkiye geçen yıl dünyada en fazla turist ağırlayan 4. ülke konumunda. Bu kadar turist nerede kalacak? Bence İlber Ortaylı her konuda fikir beyan etmek zorunda değil. “Uzmanı” olduğu alanda çalışmalarına devam etmesi onun için çok daha faydalı olacaktır.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:100
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 05 Kasım 2025 04:12 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















