Prestij artık dijitalde inşa ediliyor Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Esad Sivri’nin kaleme aldığı, Ketebe Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluşan “Prestij 2.0”, iletişim psikolojisi ve sosyolojisinden pazarlama stratejilerine, marka yönetiminden kriz iletişimine uzanan kapsamlı bir yol haritası sunuyor. İletişim dünyasında yirmi yılı aşkın deneyimiyle Sivri, geleneksel medyadan dijitale geçişin oluşturduğu fırsat ve riskleri, gerçek örnekler ve analizlerle ortaya koyarken iletişimin mutfağını okura aralıyor. Markalar, kurumlar, girişimciler ve dijital çağın tüm aktörleri için, “Prestij 2.0” yalnızca nasıl görüneceğinizi değil, nasıl hatırlanacağınızı da sorgulatıyor. Yeni Şafak Pazar olarak; Esad Sivri ile “Prestij 2.0”ı konuştuk.
İnsanlar kendilerini dijital hiyerogliflerle ifade ediyor
Kitabınızda dijital hiyeroglifler ve sosyal medyadaki paylaşımlardan bahsediyorsunuz. Günümüzde bireylerin ve markaların prestijlerini dijital ortamda inşa etme zorunluluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?
İnsanlık, var olduğu günden bu yana anlatma ve anlaşılma çabası içinde olmuştur. Mağara duvarlarına çizilen hiyerogliflerden bugünün dijital ekranlarına uzanan bu yolculukta değişen sadece araçlar, aynı kalan ise anlatma isteğimizdir. Eskiden taşlara kazınan semboller, bugünün dünyasında sosyal medyada paylaşılan emojiler ya da “caption”lar şeklinde karşımıza çıkıyor. Hâliyle insanlar kendilerini dijital hiyerogliflerle ifade ediyorlar, diyebiliriz. İşte Prestij 2.0, bu kadim dürtüyü modern dünyanın diliyle yeniden okuyor. Çünkü her paylaşım, her ifade, her dijital iz artık bizim prestijimizin bir parçasına dönüşüyor. Konvansiyonel medyanın dönemsel geçiciliği, yerini dijital dünyanın kalıcılığına bıraktı. Attığımız bir tweet, paylaştığımız bir fotoğraf artık unutulmuyor. Kitabımızda vurguladığım temel fikir şu: İtibar artık dijitalde inşa ediliyor. Ve dijital prestijin kurulması, korunması, hatta yeniden tasarlanması hem bireyler hem markalar için neredeyse bir zorunluluk hâline geldi. Prestij 2.0, tam da bu yeni dünyanın kurallarını anlamak için kaleme alınmış bir yol haritası olarak yorumlanabilir.
Emojilerin modern çağın yeni hiyeroglifleri olduğunu belir-tiyorsunuz. Bu sembollerin iletişim psikolojisi üzerindeki etkilerini biraz açabilir misiniz?
İlk insanlar duygularını resimlerle ifade ediyordu; çünkü kelime dağarcıkları sınırlıydı. Bugün, bilgi bolluğu çağında, tuhaf biçimde yine aynı noktaya döndük. Yapay zekâ ve dijital hız çağında kelimelerin derinliği azalırken, duygularımızı şekillerle, giflerle, emojilerle anlatır olduk.
Ben bunu insanlığın ilkel dürtülerine geri dönüşü olarak görüyorum. Artık duygular, kelimelerden daha hızlı iletiliyor. Fakat bu hız, düşünmeyi, sorgulamayı, sabretmeyi de unutturuyor. Bir yandan bilgiye sınırsız erişiyoruz, öte yandan zihinsel tembelliğe sürükleniyoruz. Bu neredeyse beynimizi uyuşturma, muhakeme ve karar yetilerimize yapılan bir operasyon gibi.
Dijital dünyada prestijin önemine ve bireylerle kurumların online itibarlarını bilinçli bir şekilde inşa etmesine dikkat çekiyorsunuz. Peki, okurlarınızın “Prestij 2.0”dan çıkaracakları en önemli ders sizce ne olmalı?
Bugün bir otomobil, restoran ya da otel seçerken — hatta bir insan hakkında fikir sahibi olurken bile — ilk yaptığımız şey onu internette aramak. Web siteleri, yorumlar, sosyal medya profilleri bize o kişi ya da marka hakkında bir “ilk intiba” verir. Ve bu intiba, itibarın ta kendisidir.
Artık bilgiye ve habere erişim kaynağımız dijital platformlar. Dolayısıyla prestij de dijitalin alanında şekilleniyor. Kitabımızda hem bireylerin hem de kurumların bu farkındalığı kazanmasını, kendi online itibarlarını bilinçli biçimde inşa etmelerini istedim. Çünkü dijitalde var olmak artık bir tercih değil, bir kimlik meselesi. Kitabımızda şöyle bir ifade dile getiriyoruz: “Teknoloji bize bir okyanus sundu, bu okyanusta ancak cesur ve iyi yüzücüler açılabilecek ve derinlikleri de sadece onlar keşfedecek.”
İşte Prestij 2.0 ile tam da bu yolculukta onlara eşlik etmek istiyorum.
Dijitalleşme iletişimi çok sesli hâle getirdi
Geleneksel iletişimden dijitale geçişi bir döngü olarak ele alıyorsunuz. Sizce bu döngü, bireylerin ve markaların dijital dünyada algılanma biçimini nasıl değiştirdi?
Konvansiyonel medya tek yönlüydü; saatini ekran belirler, izleyici uyardı. Dijitalle birlikte eşzamanlı ve çift yönlü bir akış doğdu: Yolda yarım bıraktığınız diziye evde devam edebiliyor, habere anında ve dilediğiniz cihazdan ulaşıyorsunuz. Dahası, herkes geri bildirim verebiliyor; bir yorum, saniyeler içinde markanın ajandasına girebiliyor.
Artık kullanıcı sadece izleyici değil, aynı zamanda yorumcu, üretici ve hatta dönüştürücü. Dolayısıyla dijitalleşme, iletişimi tek sesli olmaktan çıkarıp çok sesli hâle getirdi. Çünkü artık her mesaj, yankısını bulduğu yerde yeniden doğuyor.
Mış gibi görünmeyin
Günümüz dijital çağında bireylerin kendi prestijlerini yönetmeleri için en kritik adımlar neler olmalı?
Mevlânâ’nın dediği gibi: “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.” Bu ilke, dijital çağda her zamankinden daha geçerli. Çünkü “mış gibi görünmek”, dijitalde çok kısa sürede inşa edilen itibarı bir anda yerle bir edebilir. Sürdürülebilir bir dijital itibar için doğallık, tutarlılık ve anlamlı olmak önemli şartlardır. Paylaştığımız her içerik, yazdığımız her cümle, seçtiğimiz her görsel; içinde bulunduğumuz gündemin, trendlerin, hatta algoritmaların diline uygun olmalı. Ve unutulmamalıdır ki dijitalde hiçbir şey kaybolmaz. Bu nedenle paylaşmadan önce iki değil, on kere düşünmek gerekir. Çünkü dijitaldeki prestij, aslında insanın dijitaldeki kimliğidir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:89
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Ekim 2025 04:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















