Makro planlar, mikro dirençler (1) Süleyman Seyfi Öğün
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Plânların hayâta geçirilmesinde yaşanması muhtemel zorlukları herkes bilir. Kâğıt üzerinde mükemmel olan plânlar bile buna dâhildir. Zihnî mahsûl ve mâmûller hiçbir zamân hayâta olduğu gibi geçmemiştir. Burada bahsedilen sâdece hesapsız hayâller ile alâkalı değildir. Hayâl perdesinde büyütülmüş gâyelerin daha baştan pratikte karşılık bulamayacağı bellidir. Şâir Hölderlin bile bunun farkına varmış ve rûhuna şöyle seslenmiştir: “Benden imkânsızı isteme; mümkünün alanını tüket”. Zâten hayâller kolay kolay plânlanamaz. Burada bahsedilen,
bir plân disiplinine tâbi olan, hayâlin sınırsız coğrafyalarında uçmayan; şöyle böyle de olsa ayakları yere basan
gâyelerdir. Gelin görün ki onlar bile; ne kadar ince düşünülmüş ve çok sayıda değişkeni hesaplamış olsa da pratik dünyâdan gelen çeşitli mukâvemetler, baştan tahmin edilmeyen bâzı unsurların devreye girmesiyle büyük zorluklara çarpar. Bunu baştan dikkate almak, bir plânın, kısmen olsa da başarı şansını arttırır. Bunun için
plânların ölçeğine
de dikkat etmek çok mühimdir. Makro plânların ölçekleri de büyüktür. Çok kapsamlı plânları yapsanız bile bunu aceleye getirip hemen hayâta geçirmeye çalışmamak ve kendi içinde kısımlara ayırarak, ana gâyeye vâsıl olmaya gayret etmek en doğrusu olmalıdır. Yâni
metod olarak tümdengelim değil, tümevarım işler burada
. Ama bunu da abartmamak en doğrusu. Hâsılı,
büyük düşünüp teferruatları gözden kaçırmamak; teferruatları düşünürken onların içinde kaybolmamak ve ana gâyelerden kopmamak
gerekiyor.
Trump, yukarıda işâret etmeye çalıştığım meselelerde çok ilginç bir performans ortaya koyuyor. Çok inişli çıkışlı, alabildiğine tutarsız; bir dediğinin diğeri ile, bir yaptığının diğer bir yaptığı ile tutmadığı bir performans bu. Eğer dünyâ liderleri bu grafikten hareket edip, onun günlük olarak inişli çıkışlı dalga boylarında tutunup yol almaya dayalı bir teşrik-i mesâi kurmak gafletine düşerse çok hatâ etmiş olur. Gâliba en doğrusu Trump’ın makro plânlarının neler olduğunu çözmeye gayret etmek olsa gerekir. İkinci olarak ise bu makro plânların mahallî karşılıklarını anlamaya uğraşmak ve her devletin kendi dâiresinde nelerle karşılaşabileceğini hesap etmek olabilir.
Trump’ın görece en sebatlı bir şekilde yürüttüğü makro plânı,
Rusya-Ukrayna ve bu bağlamdaki Rusya-Avrupa savaşına doğrudan dâhil olmamaktır
. Bunu ilk başlarda bir ABD-Rusya yakınlaşması ve iş birliğine açılan bir pencere olarak mütalaa edenler zamân içinde yanılmış oldular. Ben bunun,
Putin ve Rusya’ya bir mesâfe almak
olduğunu düşünüyorum. Bilhassa Alaska’da istediklerini elde edemeyeceğini anladıktan sonra Trump, bu mesâfeyi en “tutarlı” sayılacak şekilde koydu ve işletmeye başladı. Ama kesin olan bir şey varsa, Trump Rusya ile doğrudan çatışmak istemiyor. Avrupa ve Rusya’nın arasındaki husûmettin büyümesinden ve neredeyse bir kan dâvâsına dönüşmesinden ise rahatsız olmak bir tarafa, için için memnun olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen zihninde ABD silâh sanayîinin bu savaşta elde edeceği kârları önceliyor. Diğer taraftan nefret ettiği Demokratların Avrupa’daki uzantıları olan siyâsîlerin bu savaşta ne kadar yıprandığını ve iflâs ettiğini görüyor. Tekmil yatırımlarını onlardan sonra gelecek olan Orban tarzı aşırı sağcı siyâsî liderliklere yapıyor. Bu savaşın hem Avrupa’yı hem de Rusya’yı helâk ettiğini görüyor. Ama bunu kuşatan daha büyük beklentisi elbette
Rusya’nın enerji ticâretini tamâmen felç etmek ve Avrupa’yı ABD’nin kaya gazı mahsullerine mahkûm etmek
. Ama bununla da yetinmiyor;
Hazar, Körfez ve Doğu Akdeniz enerji kaynaklarını da bir şekilde inhisârına alarak tam bir küresel hâkimiyet
tesis etmek istiyor. Üçüncü olarak ise esas rakibi olarak Çin’in geliştirdiği,
Yeni İpek Yolu ve Yeni Baharat Yolu’ndaki tedârik zincirini kontrolü altına almak
istiyor. Trump’ın “barışcıllığını” belirleyen de bu. Nasıl ki Rusya ile savaşmadan onu ezmek istiyorsa, yine savaşmadan Çin’i dize getirmek istiyor. Yâni bir nev’i Rusya ve Çin’in hayat damarlarına göz dikmiş durumda.
Çin’in İpek Yolu’nun Kuzey ayağı, yâni Rusya ile bağı zâten felç olmuş vaziyette. Türkistan coğrafyası eş anlı olarak hem Rusya hem Çin için hayâtî ehemmiyet taşıyor. Sıranın Türkistan coğrafyasına geldiği çok net ortada. Son olarak Türkistan devletleri 5’lisini Washington’da toplaması buna delâlet ediyor. Niyeti tersine bir İpek Yolu’nu hayâta geçirmek.
Asya’daki Türkistan hâricindeki diğer alâka duyduğu iki coğrafya Pâkistan ve Hindistan.
Pâkistan’ı Çin’den, Hindistan’ı ise Rusya’dan koparmak derdinde
. Son zamanlarda yaşanan İran-Pâkistan, Hindistan-Pâkistan ve Afganistan-Pâkistan çatışmaları bu devletlere göz dağı vermek için çıkarıldı. Hindistan’a konulan ağır gümrük târifeleri de bu kuvvet gösterisinin ve sindirme siyâsetinin bir parçası. Bu arada yumuşak gücünü de ortaya koyarak, bilhassa Pâkistan’ı ayartması madalyonun diğer yüzüne işâret ediyor.
Şimdi burada bir durmak gerekiyor. Bu gidişâtı sekteye uğratacak neler olabilir? Bakılacak ilk husus, Pâkistan’ın Çin’den, Hindistan’ın Rusyâdan kopmayı ne kadar sindirebilecekleridir. Diğer taraftan Rusya ve Çin’in gelişmeleri tâkip etmediğini ve bunlara kayıtsız kalacağını beklemek saflık olacaktır. Doğrusu ne Çin ne de Rusya, bugüne kadar dişe dokunur bir tepki verdi. Ama bunu, bu iki devletin vaziyeti kabul ettiğine yormamak gerekiyor. Hâdiseleri tâkip etmek gerekiyor.
Trump’ın plânında sıkıntı doğuracak diğer bir husûsun anlaşılması, aralarında uzlaştırılması son derecede zor olan meselelere ve husûmetlere sahip olan
hem Pâkistan’ı hem Hindistan’ı eş anlı içine alacak bir yapının kurulmasının ne kadar zor olduğunu
hatırlamakla alâkalı olsa gerekir.
Devâm edeceğim...
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:60
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 20 Kasım 2025 04:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















