Kellner’in kamerasından Amerika: Sinema ve siyaset Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Rabia Bulut
Siyasi ve sosyal ortamın bakış açımızı nasıl etkilediğini konuştuğumuz günlerden geçiyoruz. İnsanın bakışının nereye ve nasıl yönlendirildiğini tartışıyor, yapay zekâ ile üretilen videoları, görselleri ve içerikleri tabiri caizse “suçluyoruz.” Peki, bakışın yönlendirilmesi sadece bugüne ait bir olgu mu? Hayır. Yaşanan olaylar karşısında insanın bakışı, tarihin çeşitli dönemlerinde yönlendirmelerden geçmiştir ve geçmeye devam etmektedir.
Sinemanın keşfiyle birlikte insanın dünyayı algılama biçimini etkileyen yeni bir araç ortaya çıktı. Bu aracın enformasyon kirliliği ve yönlendirme gücü açısından en kritik dönemi, 11 Eylül 2001 yılıdır. ABD’de İkiz Kulelerin bombalanması sonrasında, Amerikan siyaseti ve halkı için “güvendeyiz” algısı kırılmış ve dünyanın aslında ne kadar güvensiz bir yer olduğu gerçeğiyle yüzleşilmiştir. Bu yüzleşmenin bedelini de saldırı sonrasında karşısına çıkan her devlete ödetmiştir; ancak sinema, kendisini mağdur ve haklı gösteren bir anlatı kurmayı tercih etmiştir.
Douglas Kellner, Sinema Savaşları (Bush–Cheney Döneminde Hollywood Sineması ve Siyaset) adlı kitabında, dönemin en kilit aktörleri Bush ve Cheney ekseninde Hollywood’un güncel siyasetle ilişkisini eleştirel bir gözle ortaya koyuyor. 2013 yılında dilimize ilk kez çevrilen kitabın ikinci baskısı, geçtiğimiz aylarda Metis Yayınları tarafından yapıldı.
2000’Lİ YILLARDAN BİR BAKIŞ
Douglas Kellner kitabı 2010 yılında kaleme alıyor. Sıcağı sıcağına bir durum değerlendirmesi yaptığını söylemek yanlış olmaz. Üstelik değerlendirmesini, ABD tarihinin ilk siyahi başkanı Barack Obama döneminde gerçekleştiriyor. Amerikan siyasetine odaklı bir yerden yazıya giriş yaptığımın farkındayım; çünkü kitabı okurken Amerika ile Hollywood sinemasının iç içe geçtiğini açıkça göreceksiniz. 2000’li yıllarda Hollywood, siyasi ve sosyal olaylara anında tepki veren filmler üretmiş ve çeşitli film serileri ortaya koymuştur.
Kitap; “Bush–Cheney Döneminin Korkunçluklarıyla Yüzleşmek: Belgeselden Alegoriye”, “Hollywood’un 11 Eylül’ü ve Terör Gösterileri”, “Michael Moore’un Kışkırtmaları”, “Hollywood’un Bush–Cheney Rejimiyle İlgili Siyasi Eleştirileri: Gerilimden Fantazi ve Hicve” ve “Sinemada Irak Savaşı” bölümlerinden oluşuyor. “Film, Siyaset ve Toplum” başlığıyla başlayan eser, “2000’li Yıllarda Hollywood Sinema Savaşları” bölümüyle sona eriyor.
O DÜŞMANDAN NEDEN NEFRET EDECEĞİZ?
Kellner, “Filmleri belli bir bağlama dayanarak okumak, toplumsal sorunlar ve çatışmalar hakkında fikir sahibi olmamıza ve hâkim ideolojiler ile yeni yeni ortaya çıkan muhalif güçler konusunda değerlendirmelerde bulunmamızı sağlar,” diyerek film okumanın işlevini kendi bakış açısından ortaya koyuyor.
Bush ve Cheney döneminde Hollywood yalnızca düşmanı göstermedi; o düşmandan neden nefret edilmesi gerektiğini de duygusal olarak inşa etti. Bu inşa edilmiş dünyanın parçası olan birçok film kitapta örneklendiriliyor. Kellner, önceliği gerçekçi gözüken belgesellerin nasıl kurgusal bir temele dayandığını anlatmaya veriyor. Irak’ta savaşan askerlerin anlatıcı olduğu, Irak’a gidenlerin hikâyelerinin duyulduğu belgesellerde travma yaşayan, sorgulayan hiçbir asker yoktur. Ama bir de Michael Moore’un belgeselleri vardır; o belgesellerde kurulan dünya alaycı bir biçimde yıkılır. Moore, Amerikan halkının güvensiz dünyasını ironiyle gözler önüne serer.
Star Wars filmlerinin de bu döngü içinde yer aldığını belirtmek gerekir. Kellner, “Vietnam’da alınan travmatik yenilginin ardından ve Soğuk Savaş’ın ebediyen süreceği duygusunun yaşandığı bir dönemde, ABD ile dünya genelindeki müttefikleri kendilerini rahatlatacak kurtuluş mitlerine ihtiyaç duydular. George Lucas’ın 1977–1983 yılları arasında çektiği Star Wars serisi bu ihtiyacı karşılıyordu,” diyerek filmlerin nasıl işlevsel bir ideolojik araç olduğunu açıklar.
Rambo ve Minority Report filmleri ise ABD hükümetinin gerçekte yaptığı zulümlerin kahramanlık hikâyesi şeklinde sunulduğu örneklerdir. Rambo Vietnam’a gider, düzeni sağlar; Minority Report’ta devlet güvenliği tehlikededir, gereken yapılır.
Kitabı okurken 2012 yapımı Argo filmi aklıma geldi. İstanbul’un göründüğü sahnelerdeki kahverengi tonlar boşuna değildir. İstanbul, burada “Ortadoğu”dur ve “tekinsizdir.” Filmin adı kitapta geçmese de, anlattığı dünyanın dışında değildir.
Douglas Kellner, Bush–Cheney dönemini eleştiren filmlere de kitapta yer veriyor. Bu eleştirel filmlerle birlikte zaten siyasi değişim rüzgârı da esmeye başlar; Barack Obama dönemi açılır.
Usta yönetmen Christopher Nolan’ın yönettiği Batman Başlıyor, Kara Şövalye ve Kara Şövalye Yükseliyor filmleri de zamanın ruhundan bağımsız değildir. Tekinsiz bir süper kahraman dünyası yaratırlar.
Douglas Kellner’in Sinema Savaşları kitabı, sinemanın yalnızca bir eğlence alanı değil, aynı zamanda bir ideolojik üretim biçimi olduğunu hatırlatıyor. Bush–Cheney döneminde Hollywood, korku kültürünü ve güvenlik saplantısını yeniden üretirken, izleyiciye kimin iyi kimin kötü olduğuna dair duygusal bir rehberlik sunmuştur. Kellner’in tespitleri, bugünün medya düzenine bakıldığında hâlâ geçerliliğini koruyor. Artık propaganda filmlerden çok, dijital platformlar ve algoritmalar aracılığıyla şekilleniyor. Ancak yöntem değişse de amaç aynı: bakışın yönünü belirlemek.
Bugün de görsel kültürün içinde benzer bir “biz ve onlar” dili yeniden üretiliyor. Sinema perdesinden sosyal medya ekranına uzanan bu süreçte, izleyiciye düşen görev, gördüğünü sorgulamak. Çünkü Kellner’in de işaret ettiği gibi, asıl mesele görselin gerçeği ne kadar gösterdiği değil, bakışın kime ait olduğudur.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:35
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Ekim 2025 04:04 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















