Ankara24.com
close
up
Menu

Çerçioğlu na AKP dopingi! Konya artık Aydın ın kardeş şehri

OPEC in kararı petrolü düşürdü Sözcü Gazetesi

Bağırsağınızı iyi bakterilerle tanıştırın: Probiyotiklerle gelen sağlık

TOKİ nin milyarlık Kanal İstanbul ihalesi Erdoğan ın mektup arkadaşına gitti

Bu karar 10 Kasım engellemesi için mi? Yusuf Tekin açıkladı

Eski Barcelona Başkanı, Lamine Yamal ve Dani Carvajal a sert çıktı

Davutoğlu: Bana ihtiyaç olmadığına inanmasam siyaseti bırakırdım Kayseri Haberleri

Gençlerbirliği, Hüseyin Eroğlu ile yolların ayrıldığını resmen açıkladı

Bakan Memişoğlu duyurdu: Balıkesir deki depremde yaralanan vatandaşlar taburcu edildi

Bakan Yerlikaya dan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı: Durmadan, duraksamadan çalışacağız

Engelsiz Bankacılık Hackathonu’nun kazananları belli oldu

Sudan da iç savaş, soykırıma döndü! Tansiyonun düşmediği ülkeden korkunç görüntüler

Mamdani, Rayburn, Gazze ve petrol

Bu ne hız! Hüseyin Eroğlu nun görevine son verir vermez Volkan Demirel i açıkladılar

İbrahim Tatlıses in kızı Dilan Çıtak Survivor kadrosunda

Patronu Güllü yü kızı öldürdü demişti! Kızı Tuğyan Ülkem Gülter den yanıt geldi

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerini buluyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan törene Togg un limuzin modeli ile geldi!

Dünyanın en güzel çocuğu öldü... Sinema tarihinin efsane filmlerinden birinde oynamıştı

Bakan Bolat, Cumhuriyetin 102. yılında hracatta gelinen noktayı değerlendirdi

İNSANLIK YARGILIYOR 3: Artık elde bir karar var Ersin Çelik

İNSANLIK YARGILIYOR 3: Artık elde bir karar var Ersin Çelik

Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.

Son iki yazıda, uluslararası hukukun nasıl iflas ettiğini ve Gazze Mahkemesi “Vicdan Jürisi”nin, soykırımın kan donduran anatomisini (açlık, kentsel soykırım, sağlık sisteminin çökertilmesi ve gazeteci katliamları) nasıl tek tek belgelediğini aktarmıştım. Geçtiğimiz yol bu zamanlarda Londra’da başlayan, Saraybosna’da devam eden ve İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda dört gün süren final oturumlarıyla tamamlanan bu tarihi sivil yargı süreci, 150’den fazla tanığın dinlenmesinin

Son iki yazıda, uluslararası hukukun nasıl iflas ettiğini ve Gazze Mahkemesi “Vicdan Jürisi”nin, soykırımın kan donduran anatomisini (açlık, kentsel soykırım, sağlık sisteminin çökertilmesi ve gazeteci katliamları) nasıl tek tek belgelediğini aktarmıştım.

Geçtiğimiz yol bu zamanlarda Londra’da başlayan, Saraybosna’da devam eden ve İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda dört gün süren final oturumlarıyla tamamlanan bu tarihi sivil yargı süreci, 150’den fazla tanığın dinlenmesinin ardından nihai kararın açıklanmasıyla son buldu.

Mahkemeye dair son yazıda, kararın detaylarını ve son günün önemli notlarını paylaşacağım…

***

AKADEMİNİN AHLÂKÎ ÇÖKÜŞÜNE GÖNDERME

Karar oturumunun açılış konuşmasını yapan ev sahibi İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, zulmün karşısında bilimin sessiz kalamayacağını belirterek,

“Haksız yere insanları öldürmek, vatanlarından çıkarmak dün de vardı, bugün de var. Yarın da olmaması için tepki göstermemiz lazım... Bu durumların tekrarlanmaması için neler gerektiğinin bütün detaylarıyla anlatılması ve uygulanması konusunda da titiz takip gerekir”

dedi.

Prof. Zülfikar’ın bu sözleri,

uluslararası akademi camiasının içine düştüğü derin sessizliğe ve “ahlaki çöküşe”

doğrudan göndermeydi aslında.

Geçtiğimiz sene Amerika’da yaşananları hatırlayalım; ABD Kongresi’nde düzenlenen utanç verici oturumda, Harvard, Pensilvanya (UPenn) ve MIT rektörleri, kampüslerindeki Filistin yanlısı protestolar nedeniyle adeta “sorguya” çekilmişti. İsrail'in soykırımını eleştiren öğrenci eylemlerini “antisemitizm” parantezine alarak suç kapsamına alan siyonist-siyasi baskı, kısa sürede sonuç vermiş, önce UPenn Rektörü Liz Magill, ardından Harvard Rektörü Claudine Gay, bağışçıların baskısıyla istifaya zorlanmıştı. Bu iki olay,

Batı akademisinin “ifade özgürlüğü kalesinin”, konu İsrail olduğunda nasıl kolayca yıkıldığını

gösterdi. Soykırım karşısında tavır almak bir yana,

eleştirel sese izin verenler bile Amerika’nın köklü üniversitelerinden tasfiye edildi.

İşte Prof. Zülfikar’ın İstanbul Üniversitesi’nden yükselttiği “bilim dünyası sessiz kalmamalı” ve “titiz takip gerekir” çağrısı, küresel susturma operasyonunun tam karşısında, bilimin ve vicdanın onurunu koruyan duruş olarak kayıtlara geçti.

***

“ASIL GÖREV ŞİMDİ BAŞLIYOR”

Mahkemenin lojistik desteğini üstlenen ve ilk günden beri koordinasyonun sağlıklı işlemesinde yoğun gayret gösteren İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) Başkanı Taha Ayhan, bu girişimi ilk andan itibaren “tamamen bağımsız bir yapıya sahip olduğu”

ve “entelektüel ve ahlaki bir sorumluluk taşıdığına inandıkları”

için desteklediklerini belirtti. Ayhan, Gazze Mahkemesi’nin; “hesap verebilirliğin eksikliğini, başarısız olmuş uluslararası sistemin zayıflığını ve işgal ile saldırganlık altında yaşamaya devam eden bir halkın karşı karşıya kaldığı derin adaletsizliği gözler önüne serdiğini” ifade etti. Ayhan'ın şu sözleri, mahkemenin bir son değil, bir başlangıç olduğunu da vurguluyordu:

“Bugün Gazze Mahkemesi’nin nihai kararını aldığımız bu son oturumun ardından, asıl görev şimdi başlamaktadır. Artık elimizde bir karar var;

bu kararla tüm karar alıcıları, yasa yapıcıları ve dünya genelindeki yargıçları ikna etmemiz gerekiyor. Soykırımın faillerini, onların iş birlikçilerini ve aklayıcılarını adalet önüne çıkarmak gibi bir görevimiz var.”

***

"HUKUK SUSTURULDUĞUNDA, VİCDAN SON MERCİDİR"

Duruşmaların son gününde Jüri Başkanı Christine Chinkin tarafından okunan nihai karar metni, bu mahkemenin felsefesini ortaya koydu:

“Vicdan tarafından yönlendirilen ve uluslararası hukuk tarafından bilgilendirilen Jüri, devletlerin otoritesine sahip değildir; ancak hukuk güç karşısında susturulduğunda, vicdan son merci haline gelir. Bu, İsrail’in Gazze Şeridi’nde işlediği soykırım suçlarına ilişkin hesap verebilirliğin eksikliğine karşı sivil toplumun bir tepkisidir. Biz, soykırımın adının konması ve belgelenmesi gerektiğine inanıyoruz;

çünkü cezasızlık, dünyadaki şiddet döngüsünü beslemeye devam eder.

Gazze’deki soykırım tüm insanlığın meselesidir. Devletler sustuğunda, sivil toplum konuşmak zorundadır.”

Jüri, İsrail’in “güvenlik” söylemine ve yaşananların “insani kriz” olarak etiketlenmesi karşısında bir karşı söylem sunduklarını da vurguladı:

“Bu bir insani kriz değildir; bu, en ağır suçların kasten işlenmesidir ve ağır insani sonuçları vardır.”

***

SOYKIRIMIN METODOLOJİSİ KARAR METNİNDE

Jüri, dün aktardığım tanıklıkları ve uzman raporlarını esas alarak, İsrail’in işlediği suçları tek tek tanımladı. Kararda, işlenen suçların

“bütüncül bir imha planının parçası”

olduğu ve

“ateşkesle de sona ermeyeceği”

vurgulandı.

İşte o suçlar:

-Aç bırakma ve kıtlık:

Gıda, su ve yaşam kaynaklarının kasıtlı engellenmesi ve gıda sisteminin sistematik yok edilmesi.

-Konut imhası:

Evlerin ve altyapının kasıtlı yıkımı: “Ev sadece bir yapı değil; sevgi, yaşam, hatıralar, umut ve kimliğin mekânıdır.”

-Çevre katliamı:

Toprağın, suyun ve havanın tahribiyle yaşamsal kaynakların yok edilmesi.

-Sağlık sisteminin çökertilmesi:

Hastanelerin ve sağlık çalışanlarının sistematik yok edilmesi.

-Üreme hakkı imhası:

Doğumların engellenmesi ve üreme hizmetlerinin yok edilmesiyle gelecek nesillerin hedeflenmesi.

-Bilginin soykırımı:

Öğrencilerin, akademisyenlerin öldürülmesi ve eğitim kurumlarının yıkılmasıyla Filistin’in entelektüel geleceğinin yok edilmesi.

-Gazetecilere saldırılar:

Filistinli gazeteciler, soykırımı belgeledikleri için hedef alınmaktadır... Bu çatışmada şimdiye dek hiçbir savaşta olmadığı kadar çok gazeteci öldürüldü.

Jüri, bu eylemlerin “savaşın ‘yan etkileri’ değil; soykırımın araçları” olduğunu da tespit etti.

***

“BATI HÜKÜMETLERİ SOYKIRIMA ORTAK”

Kararın en dikkat çekici bölümlerinden biri, suç ortaklarına ilişkindi. Başta ABD olmak üzere

Batı hükümetlerinin, İsrail’e “diplomatik, askeri, ekonomik ve teknolojik destek sağlayarak ortak oldukları”

tespit edildi.

Kararda,

“Medya kuruluşları, akademik kurumlar, teknoloji şirketleri, bankalar ve küresel tedarik zincirleri

bu süreci doğrudan veya dolaylı biçimde desteklemektedir” denildi. -Microsoft ve Amazon gibi-

İsrail’e bulut bilişim altyapısı sağlayan şirketler

ve gözetim teknolojileri dahi bu sürecin parçası olarak nitelendirildi. Jüri, bu yapıyı

“21. yüzyılın en aşırı emperyalizm biçimi”

olarak tanımladı.

Birleşmiş Milletler’in ise “veto sistemi ve siyasi tarafgirlik nedeniyle” kurucu misyonunu yerine getiremediği

belirtildi.

***

“ARTIK HİÇBİR KIRMIZI ÇİZGİ KALMADI”

Mahkeme Başkanı Prof. Dr. Richard Falk, kapanış konuşmasında, Gazze Mahkemesi’nin

Vietnam Savaşı döneminde kurulan “Russell Mahkemesi” geleneğini sürdüren bir “Halk Mahkemesi” olduğu

nu hatırlattı.

Falk, Jüri’nin bulgularını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, tarihe geçecek şu uyarıyı yaptı:

“İsrailli faillerin ve onların Batılı destekçilerinin adaletten kaçmasına izin verilirse ve hayatta kalan Filistinliler anlamlı bir tazminat almadan ve nihayetinde Siyonizm ve sömürgeciliğin insanlık dışı zincirlerinden tamamen kurtulmadan bırakılırsa dünya, tarihinin en kötü zulümlerinden birini onaylamış olacaktır.”

“Trump Planı” veya “Macron Planı” gibi sözde barış planlarının Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ihlal ettiğini ve İsrail’in suçlarını normalleştirmeyi amaçladığını vurgulayan Falk, net bir çizgi çekti:

“Filistinliler, Gazze’nin yeniden inşasını yönetmeli, İsrail ve işbirlikçileri ise tüm tazminatlardan sorumlu tutulmalıdır.”

***

NİHAİ ÇAĞRI: “KISACASI, ADALET İSTİYORUZ”

Duruşmalar sonunda kamuoyuna sunulan karar metni, hukukun iflas ettiği bir çağda, vicdanın somut yol haritası olarak kayıtlara geçti:

“Biz, faillerin ve suç ortaklarının hesap vermesini, mağdur ve hayatta kalanlara tazminat sağlanmasını, Siyonist sömürgeleştirmenin, işgalin ve apartheid’ın kök nedenlerinin ortadan kaldırılmasını, suçlu rejimin normalleştirilmesine yönelik tüm girişimlerin reddedilmesini ve nihayetinde Filistin’in özgürlüğünü talep ediyoruz. Kısacası, adalet istiyoruz.”

***

Bir gazeteci notu:

Gazze Mahkemesi fikri, tam da uluslararası sistemin iflasını ve siyasi baskılarla kilitlenen resmi hukuku tartıştığımız bir anda ortaya çıktı.

“İşte bu” dedirten bir sesti.

Çünkü bu, hukukun susturulduğu yerde vicdanın ve sivil toplumun sorumluluk alması demekti.

İlerlemiş yaşına ve sağlık sebeplerine rağmen Prof. Richard Falk’ın mahkemeye başkanlık etme sorumluluğunu üstlenmesi, soykırım karşısında harekete geçmek isteyen ancak yol haritası bulamayanlar için bir rehber ve büyük bir cesaret eylemi oldu. Alanında uzman isimlerin Vicdan Jürisi ve diğer mahkeme üyeleri olarak bir araya gelmesi ise (Batı'da rektörlerin bile istifaya zorlandığı bir iklimde)

Siyonist baskıya karşı entelektüel ve ahlaki bir meydan okumaydı.

İlk başlarda muhtevası anlaşılmayan ya da hafife alınmak istenen Gazze Mahkemesi, bir yılda Londra, Saraybosna ve nihayet İstanbul’da toplanarak, siyasi vetolarla felç olmuş resmi mercilere “ders vermenin” ötesinde,

sivil toplumun soykırım karşısında nasıl bir “delil havuzu” ve ahlaki yargı zemini inşa edebileceğini kanıtladı.

Organizasyonun arkasındaki emeğin hakkını da teslim etmek gerekir: Bu mahkeme, arka planında ülkemizden de birçok donanımlı ve yetkin ismin Gazze için tüm gayretlerini ortaya koyması ve büyük bir adanmışlıkla çalışması sayesinde toplandı.

Çok sayıda isim zikredebilirim ancak onlar adlarının anılmasını asla istemezler…

Gece gündüz demeden çalıştıklarına, üstlendikleri insani yükün sorumluluğunu yerine getirmek için ellerinden geleni yaptıklarına en başından beri şahidim. Emekleri asla zayi olmayacak ve kısa vakitler içerisinde tarihin akışı Gazze’den yana değiştiğinde tüm dünya; bu bir avuç vicdanlı insanın İsrail’i nasıl köşeye sıkıştırdığını görmüş olacak.

Durumu takip etmeye devam edin, Ankara24.com her zaman en yeni haberleri sunuyor.
seeGörüntülenme:31
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 30 Ekim 2025 04:03 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Çerçioğlu na AKP dopingi! Konya artık Aydın ın kardeş şehri

28 Ekim 2025 09:22see106

OPEC in kararı petrolü düşürdü Sözcü Gazetesi

28 Ekim 2025 10:17see106

Bağırsağınızı iyi bakterilerle tanıştırın: Probiyotiklerle gelen sağlık

28 Ekim 2025 08:24see106

TOKİ nin milyarlık Kanal İstanbul ihalesi Erdoğan ın mektup arkadaşına gitti

28 Ekim 2025 11:06see105

Bu karar 10 Kasım engellemesi için mi? Yusuf Tekin açıkladı

28 Ekim 2025 11:49see105

Eski Barcelona Başkanı, Lamine Yamal ve Dani Carvajal a sert çıktı

28 Ekim 2025 12:12see105

Davutoğlu: Bana ihtiyaç olmadığına inanmasam siyaseti bırakırdım Kayseri Haberleri

28 Ekim 2025 19:38see105

Gençlerbirliği, Hüseyin Eroğlu ile yolların ayrıldığını resmen açıkladı

28 Ekim 2025 13:35see105

Bakan Memişoğlu duyurdu: Balıkesir deki depremde yaralanan vatandaşlar taburcu edildi

28 Ekim 2025 09:51see105

Bakan Yerlikaya dan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı: Durmadan, duraksamadan çalışacağız

28 Ekim 2025 18:53see105

Engelsiz Bankacılık Hackathonu’nun kazananları belli oldu

28 Ekim 2025 17:03see105

Sudan da iç savaş, soykırıma döndü! Tansiyonun düşmediği ülkeden korkunç görüntüler

28 Ekim 2025 19:09see105

Mamdani, Rayburn, Gazze ve petrol

28 Ekim 2025 21:32see104

Bu ne hız! Hüseyin Eroğlu nun görevine son verir vermez Volkan Demirel i açıkladılar

28 Ekim 2025 13:58see104

İbrahim Tatlıses in kızı Dilan Çıtak Survivor kadrosunda

29 Ekim 2025 14:48see104

Patronu Güllü yü kızı öldürdü demişti! Kızı Tuğyan Ülkem Gülter den yanıt geldi

28 Ekim 2025 12:25see103

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerini buluyor

28 Ekim 2025 17:35see103

Cumhurbaşkanı Erdoğan törene Togg un limuzin modeli ile geldi!

28 Ekim 2025 14:38see103

Dünyanın en güzel çocuğu öldü... Sinema tarihinin efsane filmlerinden birinde oynamıştı

28 Ekim 2025 09:48see103

Bakan Bolat, Cumhuriyetin 102. yılında hracatta gelinen noktayı değerlendirdi

28 Ekim 2025 10:45see102
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları