CHP’nin yükseköğretim programı için eleştirel bir analiz
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
“CHP’nin yükseköğretim programı, demokrasi, özerklik, eşitlik, toplumsal cinsiyet ve kamusallık gibi değerler açısından güçlü bir duruş ortaya koymaktadır.”
“Türkiye’nin artık niceliksel büyümeyi aşmış, niteliksel dönüşüme odaklanan, standartları tanımlanmış, ölçülebilir ve hesap verebilir bir yükseköğretim reformuna ihtiyacı vardır.”
İstanbul Aydın Üniversitesi, STEM Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Devrim Akgündüz ile CHP’nin yeni yükseköğretim programını konuştuk.
Prof. Dr. Devrim AkgündüzCHP’nin yükseköğretim programı hangi temel omurgaya dayanıyor ve bu omurga çağın üniversite anlayışını karşılıyor mu?
CHP’nin yükseköğretim programı, omurgasını “demokratik, özerk, kamu yararı güden ve fırsat eşitliğini önceliklendiren üniversite” yaklaşımına dayandırıyor. Programda “üniversitelerin siyasi baskılardan arındırılacağı, yönetim ve atama süreçlerinin liyakat esasına göre yeniden düzenleneceği” yönündeki ifadeler güçlü bir demokratikleşme iradesi taşımaktadır. Aynı şekilde “üniversitelerin toplumsal sorumluluk üstleneceği ve özgür bilim ortamının güçlendirileceği” vurguları, Türkiye yükseköğretiminin uzun yıllardır ihtiyaç duyduğu bir çerçeveye işaret etmektedir. Ancak eleştirel bir gözle bakıldığında bu ilkelerin henüz bir sistem mimarisine dönüşmediği görülür. Örneğin programda yer alan “özerk üniversite yönetimi” ifadesi, Avrupa Üniversiteler Birliğinin (EUA) dört eksenli özerklik modeli (akademik, mali, yönetsel ve personel özerkliği) ile ilişkilendirilmemekte; bu özerkliğin nasıl güvence altına alınacağı tanımlanmamaktadır. Rektör seçimi, senato yapılanması, kurum içi denetim mekanizmaları gibi üniversite yönetiminin en kritik alanları ilkesel olarak ve belirsiz bırakılmıştır. Kısacası CHP’nin programı doğru değerleri dile getirmekte fakat üniversitenin geleceğini belirleyecek yönetişim mimarisini kurumsal bir netlikte tarif etmemektedir.
Program beceriler, yetkinlikler ve akademik içerik açısından nasıl bir yükseköğretim anlayışı sunuyor?
Programda “çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandıran bir yükseköğretim hedeflenecektir” şeklindeki ifadeler yer almakta ve bu, üniversitenin temel sosyal işlevine dair olumlu bir yönelimi temsil etmektedir. Ancak yükseköğretimin bugün karşı karşıya olduğu dönüşümün niteliği düşünüldüğünde, bu ifade tek başına yeterli değildir. Dünya üniversiteleri son on yılda disiplin temelli bir yapıdan yetkinlik temelli bir yapıya geçmiştir; mikro sertifika sistemleri, modüler öğrenme yolları, esnek kredi sistemleri ve yaşam boyu öğrenme ekosistemleri artık modern üniversite mimarisinin vazgeçilmez parçalarıdır. CHP’nin programında “üniversitelerde dijital altyapı güçlendirilecektir” gibi genel ifadeler bulunsa da bu dönüşümün araçları açık biçimde tanımlanmamaktadır. Örneğin programdaki “açık öğretim sisteminin dijital teknolojilerle güçlendirileceği” vurgusu doğru bir perspektif taşırken, bu dijitalleşmenin içerik üretimi, ölçme-değerlendirme, yapay zekâ tabanlı öğrenci izleme sistemleri ya da kişiselleştirilmiş öğrenme yolları ile nasıl bütünleşeceği belirtilmemektedir. Üniversitenin artık sadece ders verilen bir mekân değil çok katmanlı bir yetkinlik üretim merkezi olduğu gerçeği programda yeterince somut karşılık bulmamaktadır.
Dijital dönüşüm, yapay zekâ entegrasyonu ve teknoloji transferi açısından program nasıl bir çerçeve çiziyor?
Bu soru, programın en kritik eksikliğinin görüldüğü alanlardan biridir. CHP programında “dijital teknolojilerin eğitime entegre edileceği” ifadesi bulunsa da yükseköğretimde dijitalleşme artık yalnızca bir araç değil üniversitenin yeniden inşa edilmesini gerektiren kurucu bir paradigmadır. Bugün dünya üniversiteleri, yapay zekâ destekli ders tasarımından AR/VR laboratuvarlarına, öğrenme analitiği tabanlı öğrenci izleme sistemlerinden dijital kampüs yönetimine kadar çok boyutlu bir dönüşüm yaşamaktadır. Teknoloji transfer ofisleri, inovasyon koridorları, girişimcilik kuluçkaları ve AR-GE merkezleri artık üniversitelerin kimliğini belirleyen temel bileşenlerdir.
CHP programındaki “teknoloji transfer mekanizmaları güçlendirilecektir” ifadesi ise bu dev dönüşümü açıklamak için yetersizdir. Program, bir “dijital kampüs stratejisi” ya da yükseköğretimde dijital standartların nasıl oluşturulacağına dair bir çerçeve sunmamaktadır. Dolayısıyla dijital dönüşüm programda bir niyet olarak vardır fakat geleceğin üniversitesini inşa edecek kapsam ve derinlikte değildir.
Araştırma üniversiteleri, akademik insan kaynağı ve uluslararasılaşma açısından program yeterli midir?
CHP programında “araştırma kapasitesinin artırılacağı” ve “bilimsel üretimin destekleneceği” yönündeki ifadeler ilk bakışta olumlu görünmektedir. Ancak Türkiye’nin yükseköğretimdeki en temel sorunu niceliksel büyümeyi aşarak nitelikli araştırma kapasitesine erişememektir. Bu nedenle araştırma üniversitesi mimarisinin nasıl kurulacağı, doktora ekosisteminin nasıl güçlendirileceği, uluslararası fonların nasıl çekileceği gibi konular kritik önemdedir. Programda bu alanlar yalnızca genel ifadeler düzeyinde yer almakta; “araştırma üniversitelerinin nasıl belirleneceği”, “mükemmeliyet merkezlerinin nasıl destekleneceği”, “genç akademisyenler için hangi atılımların yapılacağı” gibi sorular yanıtsızdır.
Akademik insan kaynağı açısından da önemli boşluklar bulunmaktadır. Programda akademik yükseltme süreçlerinin “objektif ve liyakat temelli” yürütüleceği ifade edilmekle birlikte bu sürecin nasıl işletileceğine dair ölçülebilir performans göstergeleri, net bir akademik değerlendirme çerçevesi ya da akademik özgürlük ile akademik sorumluluk arasındaki dengeyi kuracak kurumsal mekanizmalar tanımlanmamaktadır. Ayrıca, yükseköğretimde sürdürülebilir bir akademik kariyer için kritik olan uzun vadeli güvence sistemleri programda açıklığa kavuşturulmamıştır. Uluslararasılaşma bölümünde ise “uluslararası iş birliklerinin artırılacağı” yönünde genel bir taahhüt yer almakta ancak uluslararası öğrenci politikası, çift diploma ve ortak program standartları, araştırma konsorsiyumlarına katılım modeli ve küresel görünürlüğü güçlendirecek yapısal adımlar detaylandırılmamaktadır.
Tam bu noktada programın uluslararasılaşma vizyonu daha görünür biçimde zayıflamaktadır. Bugün üniversitelerin rekabet gücü yalnızca yayın sayısından değil küresel bilim ekosistemine entegrasyon kapasitesinden beslenmektedir. Avrupa Üniversiteler Girişimi, Horizon Europe, Marie Curie araştırmacı programları, COST ağları, ortak doktora modelleri, mükemmeliyet merkezleri ve uluslararası akademik mobilite gibi yükseköğretimin temel yapı taşları programda kurumsal bir modelle sunulmamaktadır. Uluslararası öğrenci kabulü, yabancı akademisyen politikası, çift diploma süreçleri veya araştırma konsorsiyumlarına katılım stratejisi konusunda da detay bulunmamaktadır. Bu eksiklik, Türkiye’nin küresel akademik rekabet güçleriyle uyumlu bir yükseköğretim politikası geliştirmesinin önünde önemli bir engel olarak görünmektedir.
Fırsat eşitliği, toplumsal dönüşüm, kampüs yaşamı ve sürdürülebilirlik açısından program nasıl değerlendirilebilir?
CHP’nin yükseköğretim programı, sosyal devlet perspektifini güçlü şekilde yansıtan yönlere sahiptir. Örneğin programda “öğrencilere barınma, burs ve sağlıklı bir yaşam ortamı sağlanacaktır” şeklindeki ifadeler, toplumsal eşitsizliğin yükseköğretimde yarattığı kırılganlığı gidermeye yönelik olumlu bir yaklaşımı temsil eder. Aynı şekilde toplumsal cinsiyet eşitliği, kampüste ayrımcılıkla mücadele ve fırsat eşitliği gibi alanlarda kullanılan dil çağdaş ve değerlidir. Ancak program bu alanlarda da mekanizma eksikliği taşımaktadır. Örneğin engelli öğrenciler için erişilebilir-engelsiz kampüs tasarımı, öğrenci aktivite merkezleri, okul sağlığı birimleri, psikolojik destek yapıları veya barınma hakkının finansal sürdürülebilirliği gibi konular somutlaştırılmamaktadır. Sürdürülebilir kampüs vurgusu olumlu olsa da kampüslerin karbon ayak izi, enerji kullanımı, yeşil alan standartları veya sürdürülebilir ulaşım modelleri hakkında bir çerçeve sunulmamaktadır.
Bu çerçevede inovasyon, girişimcilik ve sürdürülebilirlik ekseninde programın boşlukları daha da belirginleşmektedir. Üniversitelerin artık yalnızca bilgi üreten değil aynı zamanda teknoloji geliştiren, ticarileştiren ve ülkenin ekonomik rekabetçiliğini besleyen kurumlar olduğu gerçeği programda yapısal bir modelle karşılık bulmamaktadır. Teknoloji transfer ofislerinden girişimcilik merkezlerine, patent ekosisteminden sürdürülebilir kampüs yönetimine, bölgesel kalkınma odaklı üniversite modellerinden yeşil dönüşüm altyapılarına kadar çağdaş yükseköğretimin temel bileşenleri programda niyet düzeyini aşan bir netlikte tanımlanmamıştır. Üniversite-sanayi iş birlikleri, kuluçka ve hızlandırıcı programlar, sürdürülebilir finansman modelleri, entelektüel sermayenin yönetimi ve inovasyon ekosistemi gibi alanlar kapsamlı bir çerçeve sunulmadan bırakılmıştır. Bu eksiklik programın, yükseköğretimi Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik geleceğinin merkezi bir aktörü olarak konumlandırmakta yeterince güçlü bir perspektif üretmediğini göstermektedir.
Son söz: CHP’nin yükseköğretim programı geleceğin üniversitesini kurabilir mi?
Genel olarak bakıldığında CHP’nin yükseköğretim programı, demokrasi, özerklik, eşitlik, toplumsal cinsiyet ve kamusallık gibi değerler açısından güçlü bir duruş ortaya koymaktadır. Bu, Türkiye yükseköğretimi için önemli bir başlangıçtır. Ancak çağımız yükseköğretimi yalnızca değerlerden değil aynı zamanda dijital dönüşüm, araştırma kapasitesi, uluslararası ağlar, yönetişim mimarisi, akademik insan kaynağı modeli ve inovasyon ekosistemi gibi yapısal unsurlardan oluşmaktadır. Programın en önemli eksikliği burada ortaya çıkmaktadır: Yükseköğretimin geleceğini belirleyecek kurumsal ve teknolojik altyapı henüz ayrıntılı biçimde tanımlanmamıştır. CHP, doğru soruları sormakta fakat üniversitenin geleceğini dönüştürecek kapsamlı ve uygulanabilir bir mimari sunmamaktadır. Türkiye’nin artık niceliksel büyümeyi aşmış, niteliksel dönüşüme odaklanan, standartları tanımlanmış, ölçülebilir ve hesap verebilir bir yükseköğretim reformuna ihtiyacı vardır.
Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:53
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 03 Aralık 2025 23:33 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















