Boğaziçi ndeki Nureddin Yıldız protestosu davası başladı: 15 öğrenci hakim karşısına çıktı
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com açıklama yapıyor.
"Dayak yiyen kadın sabaha kadar şükretsin” ve "6 yaşında çocukla evlenilebilir" gibi sözleri nedeniyle kamuoyunda tepki çeken Nureddin Yıldız, 13 Mayıs’ta Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bir etkinliğe konuşmacı olarak katılmıştı. Konuşması sırasında bir öğrencinin yumurta atarak protesto ettiği Yıldız'ı üniversitelerinde istemeyen öğrenciler, bir süre sonra polis tarafından ablukaya alınmıştı.
Ablukanın ardından gözaltına alınan 97 öğrenciden 15’i adliyeye sevk edilmişti. Bu öğrencilerden 6’sı tutuklanırken, T24 muhabiri Can Öztürk ve beraberindeki 8 öğrenci ise imza ve yurt dışı yasağı şeklinde adli kontrol tedbirleriyle serbest bırakılmıştı. Tutuklulardan biri iki gün sonra re’sen, diğer 5’i ise 16 gün sonra tensiple tahliye edilmiş ve tüm adli kontrol tedbirleri kaldırılmıştı. “Görevi yaptırmamak için direnme” ve “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamalarıyla haklarında dava açılan 15 kişi, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
DURUŞMANIN BAŞLANGICI VE REDDEDİLEN TALEPSaat 10:25’te kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, Avukat Didare Hazal Sümeli, Can Öztürk’ün gazeteci olması ve haber takibi için olay yerinde bulunması nedeniyle dosyasının ayrılmasını talep etti. Ancak hakim, bu istemi reddetti. Ardından sanık savunmalarına geçildi.
GAZETECİ CAN ÖZTÜRK: BASIN KARTIM KIRILDI BOĞAZIM SIKILDISavunmasını yapan T24 muhabiri Can Öztürk, görevini yaparken hedef gösterildiğini ve gazeteciliğinin engellendiğini belirterek tanıklığını şu sözlerle anlattı:
“Gerek sahada gerekse bu adliyenin koridorlarında mesai yapan bir gazeteciyim. O gün de aynen bu şekilde Boğaziçi Üniversitesi’nin Kuzey Kampüsü’ne gittim ve oradan anlık olarak yazdığım haberi mesai arkadaşlarıma aktarmaya başladım. Okula çevik kuvvetin girmesiyle öğrencilerin arasında kaldım. Polislerin ittirmesiyle bazı öğrenciler bacaklarım ve kollarımın üzerine yığıldı. Vücudumda ezikler oluştu.
Gazeteci olduğumu belirtmeme rağmen zorla abluka içerisine sokuldum. Ablukaya alındığım sırada üzerimde hem kurum kartımı hem de 140’tan fazla ülkede geçerli olan uluslararası basın kartımı taşıyordum. Bu kartlarımı birebir tanıdığım amirlere göstermeme rağmen ablukadan çıkmama izin verilmedi. Üzerine bazı polis memurları tarafından hakaretlere maruz bırakılarak çektiğim videoları paylaşamamam için beni bırakmayacaklarını söylediler. Yaptığım gazetecilik faaliyeti nedeniyle polis tarafından alanda hedef gösterildim ve gözaltına alındım. Boğazım sıkıldı, boynumda asılı olan basın kartım boynumdaki iple birlikte çekilerek koparıldı ve kırıldı. Bütün bu olanların ardından da ters kelepçe ile gözaltına alındım.”

Öztürk, gözaltı sürecindeki kötü muameleyi de, “8 saatten uzun süre ters kelepçeli bekletildik. Tuvalete bile yalvararak gitmemize izin verildiği durumlar oldu. Genetik karaciğer rahatsızlığımın olduğunu belirtmeme rağmen uzun bir süre yemek verilmedi. Astım hastası olan başka bir arkadaşa ilacını verdiler ancak ellerini çözmediler” sözleriyle anlattı. Serbest bırakıldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı’nın verdiği turkuaz basın kartını da aldığını belirten Öztürk, “Benim burada sanık kürsüsünde yargılanmam değil, arkada izleyicilerin olduğu yerde diğer gazeteci arkadaşlarımla bu davayı takip etmem gerekiyordu. Gazeteciliğim engelleniyor şu anda. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
Çocuk yaşta evliliği savunan Nureddin Yıldız Karaman'da da protesto edildi: AKP'liler siper oldu!
Duruşmada savunma yapan öğrenciler de yaşadıkları mağduriyetleri dile getirdi. 16 gün tutuklu kalan 20 yaşındaki öğrenci Arda Atçı, olaydan haberi olmadan kalabalığın içinde kaldığını, darp edildiğini belirterek, “Ben ve ailem süreçten çok etkilendik. Derslere katılamadığım için ortalamam düştü ve burs alamıyorum şu an” dedi.
16 gün tutuklu kalan 20 yaşındaki Eren Mehmet Apucu, gözaltında kendisine gösterilen fotoğraflardaki kişinin kendisi olmadığını amirlerin de teyit ettiğini ancak yine de tutuklandığını söyledi. Apucu, "Sınavlarıma giremedim, yaz okulunda ders almama rağmen geçemedim" diye konuştu.
21 yaşındaki İdil Bayram, “16 gün tutuklu kaldım. Hiç şahit olmayacağım ortamlara şahit oldum. Ailem şehir dışında olduğu için buraya gelip giderken ciddi anlamda maddi sıkıntı yaşadılar. Bu dosyada mağdur olduğumu düşünüyorum" diyerek beraatını istedi.
23 yaşındaki Merve Mina Pelit ise, “Bir insanın '6 yaşında bir çocukla evlenilebilir' demesini kabul edemiyorum” diyerek protestonun nedenine dikkat çekti. Gözaltında şeker ilacına ulaşamadığı için sağlık sorunları yaşadığını anlatan Pelit, “Yaralarım geç iyileşti, sürekli kustum, gözlerim bulanıklaştı. Yine de bulunduğum yerle gurur duyuyorum. Başım dik, ülkemden umutluyum. Benden bunu almak için şiddetten ve Silivri’de tutuklu kalmaktan daha fazlası gerekiyor” dedi.
MAHKEMENİN ARA KARARISanık avukatları, video kayıtlarının incelenmesini ve olay günü görevli emniyet personeli hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Savcılık ise eksik hususların giderilmesini istedi. Yaklaşık yarım saatlik aranın ardından ara kararını açıklayan hakim, duruşmaya gelmeyen müştekiler hakkında zorla getirme kararı çıkardı. Avukatların suç duyurusu taleplerini reddeden hakim, tüm sanıkları duruşmalardan vareste tuttu. Bir sonraki duruşma, 12 Ocak 2026 tarihine ertelendi.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:32
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 13 Ekim 2025 16:14 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















