Yazarlık hikâyem bir gözyaşıyla başladı Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Emine Şenlikoğlu yıllardır kadrosunda kadın yazarların ağırlıklı olduğu Mektup dergisinin yanında yazdığı dini ve sosyal içerikli romanlarla hatırı sayılır bir okur kitlesine sahip. Geçtiğimiz günlerde ise TK Yayınları arasında yeni romanı İçimde Beni Aldatan Biri Var ile okurunu selamladı. 21 yıl boyu eşiyle birlikte çıkardığı Mektup dergisini ise dijital ortamda yeniden okurla buluşturmanın heyecanını yaşıyor. Şenlikoğlu ile yazarlık serüvenini konuştuk.
Yazma hikayeniz ne zaman başladı?
Benim yazma hikâyem 1978 yılına uzanıyor. İlk yazımı Cihat isimli bir dergiye göndermiştim. Güzel bir yazı değildi ama çok heyecan vericiydi. Ardından yine o yıllarda Bursa Marmara gazetesinde yazmaya başladım. O zamanlar halka nasıl konuşuyorsam öyle yazıyordum; yazılarımı gazetedeki editör kardeşler düzeltirdi çünkü imla kurallarını hiç bilmiyordum. İlkokula bile gitmemiştim daha sonra ilkokulu bitirdim. Sonra ortaokul, imam hatip derken üniversite imtihanına 40 hatta 50 yaşımdan sonra girdim.
Sizi yazmaya ne sürükledi peki?
Yazım kuralları hâkim değildim ama okumayı çok severdim ve bazı konularda dini bilgim vardı. Gece gündüz okurdum, akide bilgim epey gelişmişti. Gittiğim her yerde insanlar sorular soruluyordu: “Allah neden görünmüyor?”, “Evlilik alın yazısı mı?” gibi... Bu sorulara güzel cevaplar verdiğim söyleniyordu ve bir süre sonra bu sorular ve cevaplar arttıkça bu sorulardan yola çıkarak bir kitap hazırlamaya karar verdim.
O dönemde kitap yazıp bastırmak kolay mıydı?
Zordu tabii.O dönemde pek çok yazara ve yayınevine gittim, “Bu soruların cevaplarını kitap yapalım” dedim ama doğrusu pek kimse ilgilenmedi. Şule Yüksel Şenler’in o yıl elinde yazmakta olduğu Kız ve Çiçek isimli romanı vardı. Allah rahmet eylesin. Ama onun dışında dini kitap yazan kadın yoktu. Bu tür soru cevap şeklinde bir kitap da olmadığını fark ettim.
Emine Şenlikoğlu, Ayşe Olgun.
Çok aradım bulamayınca yazmaya karar verdim
Bu tarz dini kitaplara ilgi nasıldı?
Hiç unutmam bir akşam, Hristiyan olmuş bir Türk ailesinin evinde sabaha kadar dini tartıştık. O kadar bilgiliydiler ki, İncil’den bana deliller gösteriyorlardı. Çok ağladım. Sabah ezanı okunurken eve dönüyordum ve o sırada şöyle dua ettiğimi hatırlıyorum: “Ya Rabbi, bu sorulara birinin cevap vermesi lazım. Benim Türkçem kuvvetli değil ama sen istersen tesir verirsin. Bu kitabı yazıp okuyuculara sunacağım.” Sonra eve gelip abdest aldım, sabah namazımı kıldım, “Bismillah” diyerek oturup kitabı yazmaya başladım. İki kız arkadaşım da sekreterliklerini yaptı ve yazdığım yazıları daktilo ettiler. Kısa süre sonra de Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar kitabımı bastık. Kitap büyük ilgi gördü. O zaman fark ettim ki, benim yazma kabiliyetim varmış. Kendimi keşfettim.
İlk kitabımı eşim bastırdı
İlk kitabınız hangi yayınevinden çıktı?
Mektup Yayınları’ndan çıktı. Yani eşimin yayınevinden. Çünkü o dönemde kitabımı basacak yayınevi bulamadık. Zaten sıkı yönetim dönemiydi. 12 Eylül İhtilali olmuştu. “Başımıza iş açar” dediler ve eşim de “O zaman biz çıkaralım” dedi. Böylece Mektup Yayınları da kurulmuş oldu.
Peki Mektup Dergisi nasıl doğdu?
Mektup Dergisi’nin ilk sayısını 1985 yılında çıkardık. “Kadınların kaleminden” kadınlar yazıyordu. Dergiyi 21 yıl boyunca yayımladık.çok zorluklar yaşattılar bize o dönemler... Bazılarını anlatayım: Bazı PTT çalışanları dergilerimizi çöpe atmış, bilgisayarlarımız çalındı, abonelere ulaşamadık. Dergiyi çökertmek için üzerimize çok geldiler. Buna rağmen yılmadık. Bugün ise dijital ortamda mektupdergisi.com üzerinden yeniden yayın hayatına başladık.
Hiç ayrım yapmadık
Derginizin yazar kadrosunda eşiniz de yer aldı ama ağırlıklı olarak kadınların yazmasını istemenizin temel amacı neydi?
Kadınların;” Biz de varız.” diyen azimli seslerini duyurmak istedik.Biz insana evrensel açıdan bakıyor, kadın gücünü de meydana çıkmasını, ve kadın–erkek ayırımı yapmadan, her ikisinin de sorunlarını ele alarak cihat etmek aynı zamanda insanların düşünce gücüne ve beyin emeğine önem verilmesini istiyorduk.
Ben hep şöyle düşündüm: Allah bana ne kadar kabiliyet verdiyse, ben ondan sorumluyum. Bu yüzden kapasitemi sonuna kadar kullanmak istiyorum. Baktım ki benim gibi düşünen mücahidelerimiz de çokmuş.
İlk romanınız Bize Nasıl Kıydınız? oldu. Roman yazma serüveniniz nasıl gelişti?
Aslında ben roman yazmadan önce 15–20 konu belirlemiştim. Başkalarına yazdırmak istedim ama kimse kabul etmedi. Sonra dedim ki: “Madem kimse yazmıyor, ben yazarım.” Ben her zaman ihtiyaca göre kitap yazarım. İlk romanım Bize Nasıl Kıydınız? çok ses getirdi. Hatta filme çekildi ve İtalya’da Salerno Film Festivali’nde gösterildi birincilik ödülü ile döndü.
“Seni astıracağım” diye savcı bana bağırdı
Yazılarınız nedeniyle yargılandınız, hatta hapse girdiniz. O süreci anlatır mısınız?
Evet, o dönem yazmak yasak gibiydi. Savcı mesela hiç unutmam bir sefer beni ifadeye çağırdı, “Seni astıracağım kadın ” dedi. O kadar nefret doluydu. Mahkemde ayrı bir olay. 8,5 yıl hapis cezası aldım, 2,5 hapiste yattım. Rahmetli Turgut Özal sayesinde de hapisten çıktım. Cezaevinde gördüklerimi o zaman kitaplaştıramadım ama daha sonra yazdım. Burası Cezaevi isimli bir eserim o dönemin izlerini taşır. O kitabım da yasaklandı, toplatıldı ama benim için cezaevi büyük bir tecrübeydi. İnsanları tanımamda, olaylara bakış açımda çok etkili oldu.
Cezaevinde tanık olduğunuz hayatlar yazılarınıza nasıl yansıdı?
Doğrudan değil ama dolaylı olarak yansıdı. Örneğin Mösyö Mimo romanımdaki uyuşturucu bağımlısı genç karakteri, cezaevinde tanıdığım annenin oğluydu o gencin hikâyesidir. O ortamda gördüklerim bana insan ruhunu anlatmayı öğretti.
Roman kahramanlarınızı nasıl seçiyorsunuz?
Genelde yaşanmış hayattan alıyorum. Gerçek kişilerden esinleniyorum. Mesela Merhamet romanımın kahramanı arkadaşımdır. Onu sahneden alıp eğittim, Kur’an kursu hocası oldu. Bazı romanlarımda cezaevinde tanıdığım gençlerden, bazı romanlarda ise konferanslarda dinlediğim hikâyelerden yola çıkıyorum. Bir konu beni ağlatmıyor, sarsmıyorsa roman yapmıyorum. Bir hikâye beni “sonra ne oldu?” diye heyecanlandırıyorsa, o zaman biliyorum ki bu roman sevilen bir olacak.
Hayal ürünü bir romanınız da olmuş galiba?
Evet, bir gün internette biri “Emine Şenlikoğlu edebiyatçı değil, çünkü hep yaşanmış hikâyeler yazıyor” demişti. Ben de “Söz, size bir hayali roman yazacağım.” diye espri yaptım. Gerçekten yazdım. Aşkın Ağladığı Ada. Belki de en güzel romanlarımdan biridir.
En çok hangi romanınız ilgi gördü?
En çok basan hâlâ Bize Nasıl Kıydınız, Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar, ve Maria oldu. Ama bence en güzel romanlarım arasında Sorma, Bir Hristiyan Gülü, Aşka Yenilmeyeceğim ve Kalbimi Başkasına Gönderdin var. Ne yazık ki İslami medya beni yeterince desteklemediği için yeni kitaplarım duyulmadı.
Sizi daha çok kadınlar mı, erkekler mi okuyor?
Yapılan bir araştırmada kadın ve erkek okur oranı neredeyse eşit çıkmıştı. Bu beni çok mutlu etti. Çünkü ben sadece kadınların değil, insan olan herkesin yazarıyım. Kadın-erkek fark etmiyor, haklı kimse ondan yanayım. Eskiden kadınlar genelde haklıydı, ben de onların yanındaydım. Ama şimdi bazı kadınlar fazla şımartıldı, bu sefer erkeklere haksızlık etmeye başladılar. Kadın da erkek de haklarını adil şekilde almalı ve yaşamalı.
Translarla yakından ilgilendim
Son romanınız geçtiğimiz günlerde okurla buluştu. Sıradışı bir roman yazdınız bunun sebebi nedir?
Biraz önce de söylediğim gibi ben hayatın içindeki sorunlardan bire bir şahit olduğum olaylardan yola çıkarak romanlarımı yazıyorum. Bu son romanımda çok yakından ilgilendiğim bir kaç trans vardı biri de Barış. Çok acı olaylar yaşanıyor, ışıltılı hayatlar altında. Oralardaki Barış’ın hikayesinden yola çıkarak yazdım. İnsanların pişmanlıklarının her zaman değerli olduğunun altını özellikle çizmek istedim.
Okurdan dua bekliyorum
Okurdan beklentiniz nedir?
Bir kitap bazen beş yılda yazılıyor. Okuyuculardan ricam, bitirdikleri kitabı çevrelerine tanıtsınlar ama konuyu anlatmadan. Ve mutlaka yazarına dua etsinler. Bu sadece benim için değil, etkilendikleri her yazar için geçerli.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:57
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Ekim 2025 04:02 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















