“Toplu iğnesizlik” anıları
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
O sözü duyunca, doğup büyüdüğüm İstanbul-Çamlıca’daki çocukluğum film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmeye başladı.
Babamı erken yaşta kaybettiğimiz için rahmetli annem ne çileli günler geçirdi. Hele bayram günleri çok zor zamanlardı annem için.
Bana ve kız kardeşime bayramlık hazırlayacak ama ne kumaş var, ne iplik ortada. Kumaş ve iplik bulsak, durum yine de vahim.
Çünkü ne iki parça kumaşı tutturacak toplu iğne var, ne de dikecek iğne.
Bayram öncesi önce Kısıklı’dan Büyük Çamlıca tepesine doğru çıkan yolun hemen başındaki tepe bakkala giderdik, acaba elinde boş şeker çuvalı var mı diye.
Tepe bakkalda bulamayınca salardık kendimizi aşağıya Bulgurlu’daki Nizam Bakkal’a doğru. Çoğunlukla Nizam amcada bulurduk boş şeker çuvalını. Nizam amca vicdanlı ve düşünceli bir adamdı. Anneleri çocuklara bayramlık yapsın diye biriktirirdi şeker çuvallarını.
Hayran hayran bakardık şeker çuvallarına.
Ağız kısımları açık, üç bir yanı dikili. Amerikan bezinden yapıldığı söylenirdi.
O zamanlar Amerika’da olup, bizde olmayan ne müthiş bir dikiş teknolojisi varsa, bu çuvalların üç bir yanından nasıl dikildiğine kafa yorup dururduk ama bir türlü işin içinden çıkamazdık.
Neyse dönelim konumuza.
Çuvalı bulduk ama üstümüze nasıl giyeceğiz?
Makas da yok ki o zaman, kesip biçip üstümüze bayramlık kıyafet diye geçirelim.
Mecburen taş arardı annem. İki taş gerekirdi, biri yassı, diğerinin ucu sivri.
Canım annem, iki taşı dikiş makinesi gibi kullanırdı. Çuvalın dip tarafını tam ortasından, iki yanlarını da üst kısmından, sivri taşla ağaçkakan gibi vura vura keserdi vallahi.
Çuvalın dip tarafını başımızdan geçirir, kollarımızı da iki yanından çıkarırdık.
Bildiğiniz Fred Çakmaktaş gibi olurduk.
Çuvalı bakkaldan aldığımız rengiyle giyecek halimiz yok.
Küçük Çamlıca tarafındaki koruya gider, bir yandan kuzu kulağı, diğer yandan boya salacak ağaç kökleri toplardık.
Kuru ağaçlar birbirine sürtülerek ateş yakılır (Kibrit ve çakmak da üretilemiyor o zamanlar), biriktirilen yağmur suyuna renk verecek ağaç kökleri ile birlikte çuval giysiler kara kazana atılır, böylece bayramlıklarımız renklenirdi.
Bayrak yapacak kumaş da yok.
Çuvaldan yapsak, bayrak yasasına aykırı.
Allah’tan 29 Ekim sonbahara denk geliyor da ağaçlardan dökülen kırmızımsı büyük yaprakları çaktırmadan bayrak niyetine elimizde sallar, dururduk.
Bir toplu iğne olsa, bir şeyler daha düzgün şekilde tutturulup giyilecek hale getirilirdi herhalde.
Hele bir de dikiş iğnesi ve makas olsa, kestiğin provaları toplu iğneyle tuttur, sonra dikiş iğnesiyle dik.
E üretilmeyince iğne, ne yapsın annem?
Vallahi ne yalan söyleyeyim şimdi hiç hatırlamıyorum otobüs, minibüs, dolmuş filan var mıydı okula gitmek için, ne yiyip, ne içiyorduk, defter, kalem silgi falan var mıydı?..
Gerçi daha düne kadar tel dolabında saklardık tereyağını, peyniri, zeytini.
Traktör nedir bilmezdik.
Ah toplu iğne ah…
Bir üretebilseydik seni zamanında, uzayda koloni bile kurmuştuk şimdi.
Neyse mizah da bir yere kadar. İşin ciddi yanı ise şu:
Bu ülkede ruh sağlığını korumak önemli, onun için boş lafları ciddiye almamak en doğrusu.
 Bu konudaki diğer haberler:
Bu konudaki diğer haberler: Görüntülenme:91
Görüntülenme:91 Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 31 Ekim 2025 05:06 kaynağından arşivlendi
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 31 Ekim 2025 05:06 kaynağından arşivlendi



 Giriş yap
Giriş yap
 Haberler
Haberler Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Hava durumu Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Manyetik fırtınalar Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Namaz vakti Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Değerli metaller Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Döviz çevirici Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Kripto para Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Burçlar Türkiye'de Soru - Cevap
Türkiye'de Soru - Cevap İnternet hızını test et
İnternet hızını test et Türkiye Radyosu
Türkiye Radyosu Türkiye televizyonu
Türkiye televizyonu Hakkımızda
Hakkımızda 
 

 
 
 







 
 En çok okunanlar
En çok okunanlar



















