TCMB Başkanı canlı yayında açıkladı: Tek öncelikli hedefimiz fiyat istikrarını sağlamak Sözcü Gazetesi
Ankara24.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, tek bir hedef belirleyip o hedefle ilgili kararlı adım atanların başarı şansının çok yüksek olduğunu belirterek, "Şu an tek öncelikli hedefimiz, bize kanunla da verilen fiyat istikrarı." dedi.
TCMB Başkanı Karahan, para politikası ve makroekonomik görünüm hakkında, bankanın ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı canlı yayında, bankaların mevcut kredi faizlerinin seviyesine uyumuna ilişkin parasal aktarımın sağlıklı çalıştığını söyledi.
Kredi faizlerinin biraz daha önden yüklemeli düştüğünü dile getiren Karahan, "Yani bir indirim döngüsü beklentisi oluştuğunda piyasadaki kredi faizleri, özellikle bir yıllık ve daha kısa vadeli beklentilerde faizler aşağı gelmeye başlıyor. Bunların vadesi bir yıl kadar. O süreç içindeki Merkez Bankası politika faizi ne olacak buna bakıyorlar. Bir indirim döngüsü başladıysa da onun büyük bir kısmını fiyatlayıp en başında onu faizlere yansıtıyorlar." diye konuştu.
Karahan, daha kısa vadeli olduğu için mevduat faizlerinin politika faizinden daha yakından etkilendiğini kaydederek, "Yani kredi faizleri, indirim döngüsü başlarken hatta daha sinyal geldiğinde aşağı inmeye başlayıp ondan sonra her bir indirimde daha az düşerken, mevduat faizleri daha çok her bir indirimle indirimin boyutuna göre şekilleniyor." ifadelerini kullandı.
Bu doğrultuda son dönemde yansımanın olduğunu ve son dönem yaptıkları indirimlerle ağırlıklı ortama fonlama maliyetinin 9,5 puan aşağı geldiğini anlatan Karahan, kredi ve mevduat faizlerinin 11'er puan düştüğünü, yaptıkları indirimlerin büyük ölçüde yansıdığını söyledi.
Türk lirasının bankacılık sistemindeki payını artırmak için bankalara TL mevduatlarını artırması yönünde hedefler koyduklarını anımsatan Karahan, bankaların dönem dönem bu hedefleri tutturmakta zorlanabildiğini, o dönemde mevduat faizlerinin politika faizinin ima ettiğinin üstüne çekilebildiğini bildirdi.
Karahan, "Buna karşılık, kredi faizleri de artabiliyor. O dönem aktarımda biraz sorun yaşanabiliyor ama son döneme baktığımızda indirime başladığımız yerle geldiğimiz noktaya baktığımızda aslında faiz indirimlerimizin piyasa faizlerine yansıdığını görebiliyoruz." şeklinde konuştu.
ALTINDAKİ YÜKSELİŞ 100 MİLYAR DOLARLIK SERVET ETKİSİNE NEDEN OLDUTCMB Başkanı Karahan, enflasyon tahminlerini belli varsayımlar altında yaptıklarını, enflasyonu belirleyen birçok iç ve dış faktör bulunduğunu, bu faktörler üzerinde varsayımlarda bulunmaları gerektiğini belirterek, "Bu etkenlerdeki değişmeler, gelişimler bazen varsayımlarımızdan farklılaşabiliyor. O varsayımlarımızda yanılabiliyoruz özetle. Yanıldığımız zaman da enflasyonun gittiği yön biraz daha farklı oluyor." dedi.
Bu etkenlerden birincisinin küresel koşullar olduğunu, nisanda korumacı önlemlerin artmasıyla dış ticaret tarafında sermaye akımlarının farklılaştığını ifade eden Karahan, bu yıl kur tarafından almayı bekledikleri desteği tam alamadıklarını anlattı.
Karahan, ikinci etkenin "altın fiyatlarındaki yükseliş" olduğunu kaydederek, ABD politikalarının neticesinde altına talebin artmasıyla fiyatlarının yükseldiğini bildirdi.
Altın rezervleri açısından bu yükselişin önemli olduğunu ifade eden Karahan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bildiğiniz gibi ülkemizde ciddi bir yastık altı altın stoku var. Bunun 400-500 milyar dolar arasında olduğunu tahmin ediyoruz. Bu fiyat artışları bizim tahminimize göre en az 100 milyar dolarlık servet etkisine sebep oldu. Bu harcanmak zorunda değil ama bir kısmı harcanıyordur. Bu da bizim talep yönetimimizi zayıflatan unsurlardan bir tanesi. Bir diğer unsur aslında olumlu ama dezenflasyon açısından biraz yavaşlatan bir faktör. O da deprem konutlarının hızlı tamamlanıyor olması. Bu, sosyal açıdan, vatandaşımızın bir an önce konutlara kavuşması açısından oldukça önemli. Biliyorsunuz inşaat lokomotif bir sektör. Oradaki inşaat faaliyetlerinin hızlı gidiyor olması ekonominin geri kalanında da aktivitenin bir miktar daha hızlı gitmesine sebep oluyor. Bu da dezenflasyonun biraz yavaşlamasına sebep oluyor."
FAİZ ÖDEMELERİ ENFLASYONU TETİKLEMİYORTCMB Başkanı Karahan, "Faiz (politikası) dışında da bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyor musunuz, yüksek faiz mevduat sahiplerini zenginleştirirken dar gelirlileri zorluyor mu?" şeklindeki soruya karşılık, yüksek faiz ortamının üst gelir gruplarının tüketimini desteklediğine yönelik düşünceyi doğru bulmadığını söyledi.
"Üst gelir grubunun mevduat faizinden en çok faydalandığı, bu nedenle bu grubun tüketiminin yüksek kaldığı, yüksek faizlerin üst gelir grubunun tüketimini artırıcı yönde etkilediği" şeklinde görüşe katılmadığını anlatan Karahan, şu açıklamalarda bulundu:
"Öncelikle şunu söylemek lazım. Faiz alan olduğu gibi faiz veren de var. Dolayısıyla bankacılık sektörünün yaptığı net faiz ödemelerine, ekonomiye ne kadar faiz veriliyor diye bakabiliriz. Bunun sıfıra çok yakın olduğunu görüyoruz. Hele yıllık tüketime oranla çok düşük bir oran. Toplam talebi etkileyecek düzeyde değil. Bu biraz daha kavramsal, teorik bir yanıt. Aslında tüketim talebi en çok düşen kesim gelir gruplarına göre en yüksek yüzde 20'ye giren kesim. Dolayısıyla bu yaygın kanının çok doğru olduğunu düşünmüyorum."
"KUR KESİNLİKLE BASKILANMIYOR"Fatih Karahan, kurun yıl başında para politikası hedeflerine uyumlu mu gerçekleştiğine yönelik soru üzerine, şu cevabı verdi:
"Kur konusunda bir hedefimiz ya da projeksiyonumuz söz konusu değil. Dolayısıyla kurun şu anda geldiği nokta hakkında çok bir değerlendirme yapmam mümkün değil ama şunu söylemek lazım, kur gelişmeleri büyük ölçüde faiz politikasının bir sonucu. Ekonomide dengelenme sağlayabilmek için parasal sıkılaşma yapıyoruz. Bu da Türk lirasının cazibesini artırıyor, artırdı da. Bunun neticesinde de birçok vatandaşımızın döviz bozduğunu gördük. Bunun sonucunda Türk lirasına talep arttı ve TL'nin değeri diğer para birimlerine göre reel olarak arttı. Bu, bizim özellikle zorladığımız bir gelişme değil. Kurun herhangi bir şekilde baskılanması kesinlikle söz konusu değil."
Karahan, geçmişte yaşadıkları ve şu anda içinden geçtikleri yüksek enflasyon ortamı nedeniyle döviz piyasasının tek taraflı hale geldiğini, çoğu günde piyasanın daha çok alım ya da satım yönünde olabildiğini, çift taraflı piyasa oluşmadığını belirterek, "Bu da, biz müdahale etmezsek oynaklığın çok yüksek olmasına sebep olabilir dönem dönem. Böyle olduğu dönemlerde biz müdahale ediyoruz. Müdahalelerimiz bazen alım yönünde bazen de satım yönünde oluyor. Herhangi bir seviye hedefimiz söz konusu değil." dedi.
İHRACATÇILARA KARAHAN'DAN KÖTÜ HABERFatih Karahan, kurun ihracatçıların rekabet koşullarını olumsuz etkilediği konusundaki tartışmaların hatırlatılması üzerine, çalışmalarının reel kurun ihracat performansı üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu gösterdiğini söyledi.
Karahan, "İhracat performansında temel belirleyici reel kur değil. Belli sektörlerde, biraz daha emek yoğun sektörlerde etki biraz daha fazla ama genel olarak ihracatın temel belirleyicisi dış talep. Talebi olmayan bir ürünü satamazsınız. Fiyatın ne olduğu o kadar da önemli değil. Dünyanın içinden geçtiği ortamı da göz önünde bulundurduğumuzda aslında ihracat performansımız oldukça iyi." şeklinde konuştu.
Mevcut dönemin korumacı önlemler nedeniyle ihracatçılar açısından çok kolay olmadığını dile getiren Karahan, "Önümüzdeki dönemde dış talep bundan önce olduğu gibi ihracat performansı üzerinde daha belirleyici olacak." dedi.
MEVDUATIN GETİRİSİ OLDUKÇA DÜŞTÜTCMB Başkanı Karahan, faizlerin düşmesinin dolarizasyonu ve dövize yönelimi artırıp artırmayacağına yönelik soruya karşılık, şu açıklamalarda bulundu:
"İki sene geriye gittiğimizde Türk lirasının bankacılık sistemindeki payı yüzde 30'lardaydı, 3'te bir oranındaydı. Şu anda yüzde 60'lara gelmiş durumda ve tarihsel ortalamalara yakın. Son dönemde, 'faizler düşüyor, hatta stopaj da arttı, dolayısıyla TL'nin cazibesi azalacak mı, tekrardan dolarizasyon başlar mı?' soruları ile çok karşılaşıyoruz. Bunun için elimizde yeterli veri var. Baktığımızda son dönemde hem mevduat faizleri 11 puan düştü hem de stopaj arttı. Mevduatın getirisi oldukça düştü diyebiliriz. Fakat bu süreçte altın fiyatlarının artması gibi olumsuz olabilecek bir sürü küresel gelişmeye rağmen Türk lirası payının yüksek kaldığını hatta azalmak bir yana artmaya devam ettiğini görüyoruz."
Karahan, ihtiyatlı gittikleri ve para politikasını doğru kalibre ettikleri sürece olumsuz bir durum yaşanmasını beklemediklerini vurguladı.
ÖNCELİKLE TEK HEDEF FİYAT İSTİKRARINI SAĞLAMAKFatih Karahan, faiz dışında hangi para politikası hedeflerinin olduğu ve buna ulaşmak için neler yapıldığı şeklindeki soruya karşılık, tarihin merkez bankacılarına "ne kadar çok hedef olursa onlara ulaşmanın o kadar zor olduğunu" öğrettiğini söyledi.
Karahan, "Tek bir hedefiniz varsa, tek bir hedef benimserseniz ve sadece o hedef hakkında kararlı konuşup kararlı adımlar atarsanız başarı şansınız o zaman çok daha yüksek oluyor. Biz de bu bilinçle hareket ediyoruz. Dolayısıyla şu an tek öncelikli hedefimiz, bize kanunla da verilen fiyat istikrarı." diye konuştu.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:77
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 27 Kasım 2025 08:58 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















