Sağlık emekçileri Meclis’in önünden haykırdı: Halk sağlığı rant düzenine teslim edilemez
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Genel Sağlık-İş Sendikası, bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen Sağlık Bakanlığı bütçesine ilişkin ”Sağlık bütçesi sermayeye değil, emeğe ayrılsın” sloganıyla TBMM Dikmen Kapısı önünde açıklama yaptı. Sendika Genel Başkanı Derya Uğur, yaptığı açıklamada "Sağlık Bakanlığı 2026 yılı bütçesi bu sene de yurttaşların eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti alabilmesinden çok uzak; sağlık emekçilerinin insanca çalışabilmesinin koşullarını yaratmak yerine sermayeye nasıl kaynak aktaracağının planlamasının yapılacağı bir görüşme olacağı aşikardır.” ifadelerini kullandı.
“Kamu kurum ve kuruluşları, yetersiz sayıda personel, düşük kaliteli malzeme ve eksik tıbbi teknolojik altyapıyla ayakta durmaya çalışırken; bütçede en büyük pay, kamu-özel iş birliği modeliyle sağlık hizmetine çöreklenen şirketlere aktarmaktadır. Siyasi iktidar bütçeden en büyük payı şehir hastanelerine kira ve hizmet bedeli adı altında yandaş şirketlerine ayırırken; doğrudan sağlık hizmetlerine ayrılan payı her geçen gün azaltmaktadır.” sözlerini sarf eden Uğur, Sayıştay raporlarının yıllardır şehir hastaneleri üzerinde oluşan kamu zararını açıkça ortaya koyduğuna işaret etti.
Sağlık çalışanlarının iş güvencesi ortadan kalkıyor
Açıklamada, “Tedavi edici hizmetler öne çıkarılırken, halk sağlığının en temel unsuru olan koruyucu sağlık hizmetleri bilinçli bir şekilde geri plana atılmaktadır. Bununla beraber ülke genelinde depreme dayanıksız kamu kurumlarında sağlık hizmeti sunulmaya devam edilmekte, 6 Şubat depremlerinden doğrudan etkilenen illerde hala sağlık hizmetleri konteynerlerde verilmektedir. Hatta bugün şu an Denizli Devlet Hastanesi'nin depreme uygun olmadığı halde, tavanı depremden çöktüğü halde, neden hizmet verildiğini dile getirmek adına Denizli Şubemiz basın açıklaması yapmaktadır.” ifadelerine yer verildi.
“BİR ŞEHİR HASTANESİNE HARCANAN PARAYLA 47 DEVLET HASTANESİ YAPILABİLİR”“Ankara’da GATA’nın eski binalarının tümünün depreme dayanıksız olduğu dile getirilmektedir ve bunlar sadece 2 örnektir, Türkiye’de pek çok sağlık kurumunun depreme dayanıksız olduğu bilinmektedir. Bugün Türkiye’de hizmete devam eden 24, inşa halinde 12, proje aşamasında 5 şehir hastanesi bulunmaktadır” ifadelerini kullanıldığı açıklamada, “Bir şehir hastanesinin yapımına harcanan para ile 47 devlet hastanesi yapılabilecekken; 24 şehir hastanesi yerine bin 128 proje ve inşası devam eden ile 799 yani toplamda bin 927 devlet hastanemiz olabilecekken sadece 24 tane şehir hastanemiz bulunmaktadır ve bundan övgüyle bahsedilmektedir.” denildi.
Açıklamanın devamında “Sağlık hizmetlerinde yaşanan sıkıntının sebebi kaynak yetersizliği değil, siyasi iktidarın beton ekonomisi sevdasından, var olan kaynaklar bir avuç muhteris tarafından iç edilmektedir. Öte yandan Cumhurbaşkanlığı 2026 yılı programında da görüldüğü gibi sağlıkta kamu harcamalarına ayrılan payın düşürülmesi hedeflenmekte, buna karşın özel sektöre yapılan yatırımların arıtılması hedefi planlanmaktadır.” denilirken “Bu kapsamda siyasi iktidar, kamu yararını gözetmek yerine yandaşlarının doymak bilmeyen gözünü doyurmaya, kaynaklarını kamu hastanelerini güçlendirmek yerine özel hastanelere ve şehir hastanelerine aktarmaya devam etmektedir.” ifadeleri kullandı.
“ÜLKEMİZ 38 ÜLKE İÇERİSİNDE SON SIRADADIR”Yaklaşık 1 hafta önce Türkiye’de dahil 38 ülkenin içinde bulunduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Sağlık Bir Bakışta 2025 raporunun yayınlandığının aktarıldığı açıklamada, “Bu rapora göre ülkemiz beslenme yetersizliği, kötü yaşam koşulları nedeniyle gelişen kronik hastalıklar ile obezite verilerinde günden güne üst sıralara tırmanırken, nitelikli sağlık hizmeti göstergelerinde sıralamada önceki yıllara göre daha da gerilediği hatta bazı değerlerde son sıralara düştüğünü ortaya çıkmıştır. Yayımlanan bu veriler doğrultusunda Yunanistan’da 2 hekimin baktığı hastaya Türkiye’de 1 hekim bakmakta (OECD ortalaması 3,9’dur), İsviçre’de 6,5 hemşirenin yaptığı iş Türkiye’de 1 hemşire tarafından yapılmaktadır“ ifadelerine yer verildi.
“Eczacı sayımız da yine vahim durumdadır. OECD ortalamasına göre diğer ülkelerde 2 eczacının yerine Türkiye’de 1 eczacı görev yapmaktadır. Üstelik anılan sağlık emekçileri yani 39 sağlık meslek profesyoneli, insan onuruna yaraşmayan koşullarda ve insanca yaşayacağı ücreti almadan canla başla çalışmaktadır.” denilen açıklamada, “Halkın sağlığını öncelemeyen bir anlayışın yönettiği ülkemiz, kişi başına düşen sağlık harcamasında 38 ülke içerisinde 2 bin 309 dolarla yine son sıradadır. OECD’nin raporundaki bu veriler, durumun vahametini bir kez daha gözler önüne sermiştir.” ifadeleri kullanıldı.
“HALKIN SAĞLIĞI RANT DÜZENİNE TESLİM EDİLEMEZ”Sağlık emekçileri tarafından yapılan açıklamanın devamında, “Siyasi iktidarın niteliksiz ve denetimsiz yönetim şekilleri yurdumuzda her geçen gün can kayıplarına neden olmaktadır. Yenidoğan çetesi, Kartalkaya yangını, Böcek ailesinin hayatını kaybetmesi, durup durukken çöken binalar, yanan iş yerleri, depremlerde çöken apartmanlar-binalar, göçük altında kalanlarımıza yapılmayan kurtarma çalışmaları, iktidar sahipleri tarafından sadece izlenmektedir. Kamuoyunun gözünü boyamak adına birkaç günah keçisine faturanın kesilmesi kanayan yaralarımızın bazılarıdır.” ifadelerine yer verilirken “Genel Sağlık-İş olarak taleplerimiz açık ve nettir: Eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetleri esas alınmalıdır. Şehir hastanelerine ve dolayısıyla yandaş patronlara kaynak aktarmaktan vazgeçilip kamucu sağlık politikaları benimsenmelidir. Koruyucu sağlık hizmetleri öncelenmelidir. Personel eksiklerinin ivedilikle giderilmeli, sağlık emekçileri insanca çalışma koşullarına kavuşturulmalıdır.” denildi.
Açıklamanın sonunda, “Bizler, sarayın değil Türkiye’nin itibarını önceleyen; sermayenin değil halkın çıkarlarını savunan bir bütçe için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. TBMM’deki tüm siyasi partilerin bütçe sürecindeki tutumlarını da takip edip kamuoyuyla paylaşacağız. Halkın sağlığı rant düzenine teslim edilemez, edilmeyecek, ettirmeyeceğiz." ifadeleri kullanıldı.
TTB: Sudan’daki sağlık kuruluşlarına yönelik saldırılar insanlığa karşı suçtur
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım ise yaptığı açıklamada, "Biz Birleşik Kamu İş olarak bir an önce ülkenin kaynaklarının daha verilmi kullanılması gerektiğini söylüyor, buradan bir kez daha tüm halkımıza sesleniyoruz: Hiç kimse susmasın, korkmasın, biat etmesin, itaaat etmesin. Yapacağınız tek bir şey var emeğinizin, hak ettiklerinizin karşılığını talep etmek ve bunun için de sokakta demokratik olarak haklarınızın mücadelesini vermek. Biz, halkımızın yapacağı tüm demokratik eylemlerde, protestolarda yanlarında olacağımıza söz veriyoruz. Haklı kimse Birleşik Kamu-İş haklının yanında, omuz omuza olmaya devam edecek." ifadelerini kullandı.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:45
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 21 Kasım 2025 15:33 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda

Depremin üstünden bin gün geçti ama Hatay'da sorunlar büyüyerek devam ediyor! "Şaha kalktı diye algı yönetimi yapılıyor"







En çok okunanlar



















