Sağcılar mı ahlâksız yoksa solcular mı? Aydın Ünal
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk’e konuşmuş ve şu ifadeleri kullanmış:
“Ülkemize komünizm gelmesin diye mücadele de ettim. Komünizm gelmesin diye mücadele ettiğim için çok pişmanım. Çünkü komünizme gerek yok. İstedikleri zaman komünizm ilan ediliyor. Malınıza mülkünüze el konuluyor.”
Gazeteci Enver Aysever, Hasan İmamoğlu’nun bu ifadelerinden dolayı küplere binmiş, öfke nöbetine tutulmuş ve zehir zemberek sözler sarf etmiş:
“Sağcı olduğunuz zaman ahlâksız olursunuz ya da ahlâkınız ahlâksızlık olur. Cumhuriyet’in ahlâkını bozan, Menderes’ten bu tarafa gelen bütün sağcılardır. Sağcılık suçtur… Sağcılığın herhangi bir kriteri yoktur, vicdanı yoktur, din tacirliği yapar, milliyetçilik tacirliği yapar… Solcu olmak insan olmanın birinci koşuludur… Solcu olduğunuz zaman ancak paraya, pula itimat etmezsiniz.”
Yenilir yutulur cinsten sözler değil. Ayık kafayla söylenebilecek sözler de değil. Hakaret, kışkırtma, kutuplaştırma, ayrıştırma, kin ve nefrete teşvik, ne ararsanız var.
Enver Aysever geçen hafta tutuklandı. Bu ifadelerinden dolayı mı tutuklandı yoksa başka gerekçeler de mi var bilmiyorum ama açıkçası sadece bu ifadelerden dolayı ise tutuklanmasını doğru bulmadım; kendi haline bırakılması, kendi karanlığına, kendi bataklığına mahkûm edilmesi sanki daha doğru olurdu.
Türkiye’de, “Modern-Muhafazakâr” gibi, “Türk-Kürt”, “Alevi-Sünni” gibi keskin fay hatları var ancak keskin bir “Sağ-Sol” ayrımına gitmek mümkün değil. Vatandaş seviyesinden örgüt, siyasi parti seviyesine kadar her yerde ve her tutumda bu belirsizlik görülebilir. AK Parti örneğin kendisini “sağcı” olarak tanımlamaz, CHP ise konjonktüre göre faşist de olmuştur, ırkçı da olmuştur, milliyetçi, kapitalist de olmuştur, kendisini “solcu” olarak da tanımlamıştır.
Mesela AK Parti’nin emek, emekçi, emek hareketi, emek örgütlenmesi için yaptıklarını hiçbir solcu parti yapamamıştır. Asgari ücretten sendikal örgütlenmeye, 1 Mayıs’ın tatil ilan edilmesinden iş güvenliğine kadar yaptıklarına bakıldığında AK Parti’nin eline hiçbir solcu su dökemez. Öbür taraftan, 2023 seçimlerinin ikinci turu öncesinde “solcu” CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun “Göndereceğiz” pankartları altında sergilediği ultra-ırkçı tutuma da hiçbir faşist parti yaklaşamaz.
Mesela Türkiye’de solun belki de en belirgin özelliği din ve dindarlık karşıtı olmasıdır. Ama öte taraftan Türkiye’nin dindarlık, daha doğrusu mezhepçilik bakımından en yobaz, en tutucu, en hoşgörüsüz kesimi de kendisini “solcu” olarak tanımlar. Türkiye’de solun dini yoktur ama mezhebi vardır. Hatta o kadar ki, Türkiye’de “solculuk” çok büyük oranda mezhepçiliğin maskesi olmuştur.
Kapitalizme, emperyalizme, ABD yayılmacılığına, sömürüye karşı tavırlarında da solculuk sürekli yalpalarken, örneğin İngiltere’den, Almanya’dan, ABD’den, NATO’dan destek isterken, sokaklara çıkıp eylemleriyle ülkeyi istikrarsızlaştırıp ABD-İsrail lehine darbelere zemin hazırlarken, Gezi’de olduğu gibi Fetullahçıların kullanışlı aparatı olurken, PKK/YPG örneğinde olduğu gibi “sol” maskeyle siyonizmin, kapitalizmin lejyonerliğini yaparken; sağ olarak tanımlayıp bir çuvala doldurdukları karşı cenah Türkiye ekonomisini büyütmüş, refahı artırmış, ayrımcılığı bitirmiş, özgürlükleri genişletmiş, milli sanayisiyle emperyalizmin oyunlarını bozacak, oyun kuracak seviyeye ulaşmıştır.
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama şu “ahlâk” ve “dürüstlük” bahsinin üzerinde özellikle duralım. Gerçi, dediğimiz gibi, sağ ile solu hiçbir konuda birbirinden ayırmak, ayrıştırmak mümkün değil ama sağı ahlaksızlık ve dürüst olmamakla suçlayıp kendi cenahındaki her türlü yolsuzluğu, hırsızlığı, ahlaksızlığı görmezden gelmek asıl ahlâksızlık olsa gerek.
Enver Aysever örneğin… 2021 yılında CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden “yazar okulu” adı altında 238 bin liralık ihaleyi sessizce kapmıştı (2021 yılında Asgari Ücret 2.826 TL). Normal şartlarda bir daha insan içine çıkmaması, hele hele “dürüstlükten” bahsetmemesi gerekiyordu ama…
Gazze’deki soykırıma sırf Gazzeliler dindar olduğu için sessiz kalmak, hatta içten içe İsrail barbarlığını desteklemek ya da mezhepdaşlık üzerinden Esed vahşetine on yıllarca göz yumup Suriye’de bir halk devrimi yapılınca burun kıvırmak ve hatta Esed’e methiyeler, ağıtlar düzmek de bir “sol” karakter olmakla beraber “ahlaklı” bir tavır olmasa gerek.
Milletimiz sağı da, solu da, sağcılık çuvalına girmeyecek düşünce ve hareketleri de çok iyi biliyor, tanıyor ve gereken tavrı da zaten ortaya koyuyor. Onun için Enver Aysever eğer sırf bu sözlerinden tutuklandıysa iyi olmamış; bırakın konuşsun ki komedi izler gibi kahkahayla izleyelim.
Görüntülenme:109
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Aralık 2025 04:13 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda
İletişim








En çok okunanlar



















