Papa korkusuyla rant devşirmek Aydın Ünal
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo’nun 5 günlük Türkiye ziyareti kimi çevrelerce bir “fırsat” olarak görüldü ve son derece çirkin ithamlar eşliğinde bir rant devşirme gayretine yine ibretle şahitlik ettik.
En başta söyleyelim: Türkiye’yi, Papa’nın resmi ve her dakikası planlanmış ziyaretinden dolayı yıkılacak, parçalanacak, dağılacak, işgal edilecek, Hristiyanlaşacak bir zayıf, kırılgan ülke olarak görmek ve göstermek, “paranoya” hastalığının semptomu, özgüven eksikliğinin bariz belirtisidir. Filin karıncadan, aslanın tavşandan korkması ne kadar yersiz, sağlıksız, özgüvensiz bir korkaklık hastalığı ise, Müslümanın Papa’dan korkması da o derece ağır hastalıktır. Papa’dan korkmak, en başta kişinin imanına, tarihine ve ecdadına hürmetsizliktir. Papa korkusunu, üç-beş oy devşirmek, bulanık suda balık avlamak, selden kütük kapmak için istismar etmek ise son derece çirkin bir girişimdir.
Hristiyan dünyasının İslam dünyasını tehdit, hasım ve rakip olarak gördüğünü hepimiz elbette çok iyi biliyoruz. 1096 yılında ilki düzenlenen Haçlı Seferleri hiç kuşkusuz kesintisiz devam ediyor; Haçlı ruhu bin yıldır diri, heyecanlı, taze. Ama bunun karşısında biz de boş değiliz. Hristiyanlar bizi Doğu’ya püskürtmeye çalışırken, Malazgirt’le, Kudüs’ün kurtarılmasıyla, Endülüs’ün, İstanbul’un fethiyle, Viyana kuşatmasıyla biz de onları Batı’ya sıkıştırıyoruz.
Son bir asırdır yaşadığımız fetret ne dini hassasiyetlerimizi örselemiş ne de milli hafızamızı silmiştir: Kudüs’ün tekrar fethi hayat gayemizdir, geçmişin fetihleri içimizde ukdedir, özlemdir, umuttur. Aynısı Hristiyan dünyası için de geçerlidir: İstanbul, Trabzon, İzmir, İznik ve nicesi onların kızıl elmasıdır. Pozisyonlarımız hiç değişmemiştir, sabittir.
Lâkin, ortada ne bir sıcak tehdit ne de korkmayı gerektirecek bir yakın tehlike mevcuttur. İki taraf da en son oluşan hatlarda beklemektedir. Diplomasi devrededir. İzmir hayali kuran Yunanistan’la, İstanbul hayali kuran Rusya’yla, İslam’ı boğmaya çalışan Hristiyan dünyasıyla diplomatik, ticari, askeri, siyasi her türlü karşılıklı imkan değerlendirilmektedir. Daha İstiklal Savaşımızın dumanı tüterken, Anadolu’da acılar tazeyken Yunanistan’dan, İngiltere’den, Rusya’dan, Fransa’dan, İtalya’dan Türkiye’ye yapılan üst düzey ziyaretler İstiklal Marşımızın ilk kelimesi olan “korkma!”nın bir tezahürüdür, bir özgüven gösterisidir.
Papa’dan mı korkacağız? Papa Türkiye’yi ziyaret etti diye bölünecek, parçalanacak, dağılacak mıyız? Bırakınız Allah aşkına! İstanbul’u, İznik’i, Ankara’yı, ancak davetle ya da izin alarak, planlı, programlı, şeffaf şekilde ziyaret edebilirler. Bin yıldır Müslüman hakimiyetindeki ve inşallah ebeden öyle kalacak bu topraklarda bizim gözetimimizde tarih boyunca olduğu gibi bugün de yarın da serbestçe ayinlerini yapabilirler. Bundan korkmak, yetmeyip bir de etrafa korku salmak sadece kendisine inancı sarsılmış zayıf ruhların hezeyanıdır.
Eğer korkacaksak, beyaz cübbesi içinde, boynunda haçla, resmi bir ziyaret kapsamında planlı, programlı gelmiş Papa’dan değil, gizlice, sinsice, kurnazca kimi zaman baskıyla, zulümle yürütülen ve adına Batılılaşma, çağdaşlaşma, modernleşme, hatta adına “inkılap” denilen, kılık-kıyafetlerle, yeme-içme alışkanlıklarıyla, eğitimle, hatta zihnî dönüşümle “Hristiyanlara benzetme” operasyonlarından korkalım.
Eğer korkacaksak, gittikçe yaygınlaşan tarihe, ecdada hürmetsizlikten, redd-i miras’tan, Batı’ya öykünmeden korkalım. Eğer korkacaksak, domuz eti yemeyi bile normalleştiren, Noel kutlayan, haç kolyesini bir aksesuar olarak boynundan taşımakta mahsur görmeyen, elimizden kayıp giden nesillerin korumasızlığından korkalım.
Eğer korkacaksak, Hristiyan dünyasının liderlerinden, Papa’dan, Patrik’ten değil, halifesizlikten korkalım.
Papa’dan korkmak ve Papa ile korkutmak, böyle özgüvensiz korkaklarla aynı mahallede nefes almak, açıkçası bir Müslüman Türk olarak bana ağır geliyor. Eğer korkulacaksa, Müslüman Türk’ten korkulur; gerisi üç-beş oy toplamak adına yapılan çirkin bir istismardır. Yazıktır ve de ayıptır!
Görüntülenme:37
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 02 Aralık 2025 04:04 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda
İletişim








En çok okunanlar


















