Namus cephesini güçlendirmeliyiz Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
Gülnur SAYDAM
Gazi Mustafa Kemal, 29 Ekim’de Cumhuriyet İlan edildikten sonra Başbakan olarak İsmet İnönü’yü istiyordu, 30 Ekim 1923’te kendisine bir mektup yazdı ve “Kaderin bize yüklediği kutsal bir görevimiz var” dedi.
İşte Gazi’nin sabah erkenden uyanıp İsmet Paşa’ya yazdığı mektup:
“Sevgili Paşam, Cumhuriyetin ilk Başbakanı olarak seni düşünüyorum. Dur, hiç itiraz etme. Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın. Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Ben sana şimdi bildiğinden daha da acıklı olan genel durumu özetleyeceğim. Osmanlı’dan bize geri, borçlu hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü devletiyiz. 4 mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4.000 km kadar demiryolu var. Bir metresi bile bizim değil. Üstelik yetersiz. Ülkenin kuzeyini güneyine, batısını doğusuna bağlamamız, vatanın bütünlüğünü sağlamamız şart.
HALKIN EĞİTİMİ YOK
Tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getirtiyoruz. Sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor. Bütün vatan sathında hekim sayımız 337, sağlık memuru 43, 150 ilçede de bir tane sağlıkçımız yok. 40 küsür bin köyümüz var. Ebe sayımız 136, pek az şehirde eczane var. Salgın hastalıklar insanlarımızı kırıyor. Elektrik yalnız İstanbul ve İzmir’in bazı semtlerinde var. İktisatçımız da çok az. Zorunlu okuma yaşındaki çocukların da ancak dörtte birini okutabiliyoruz. Halkın eğitimi hiç çözülmemiş. Oysa Cumhuriyet’in insan malzemesini hazırlamalı namus cephesini güçlendirmeliyiz.
Bütçemiz, gelirimiz yetersiz. İktisadi çıkmazdan kurtulmak için geliştirdiğim bir düşüncem var. Bu düşünceyi günü gelince konuşuruz. Hedefimiz milli iktisat, bağımsızlığımızın sürekli olması için iktisadi bağımsızlık temel ilkemiz olmalı. Osmanlı bu gerçeği geç fark etti. Fark ettiği zaman çok geç kalmıştı.”
‘Sende bir fevkaladelik var İsmet, nedendir?’
Atatürk’ün Sırdaşı kitabında şu ilginç anektod da yer alıyor:
Tarih 14 Aralık 1936. İsmet Paşa Köşk’e geldiğinde sinirliydi. “Sende bir fevkaladelik var İsmet!” dedi Atatürk, “Ne oldu? Neden sinirlendin?”
“Türk Hava Kurumu yönetim toplantısı vardı?” diye yanıt verdi.
“Ee, ne var olmuşsa?”
“Hesaplarda kırk para oynuyor.”
“Kırk para mı? Yani bir kuruş?”
“Evet, toplantıya sabah 10’da girdik, 17’yi geçiyordu çıktık. Bir kuruşun nereye gittiğini öğrenin demiştim, bulamamışlar, bugünü de onunla geçirdik.”
İsmet İnönü böyle hassas bir insandı, ekledi:
“Vatandaş, Türk hava Kurumu yükselsin diye o parayı veriyor. O kırk para günün birinde kırk lira olur. Bu da halkın ağzında büyür, güven sarsılır.”
Gazeteci-yazar Yaşar Gürsoy’un kaleme aldığı ve Destek yayınları’ndan çıkan “Atatürk’ün Sırdaşı-Kardeşim Fuat (Bulca)” kitabında Cumhuriyetin kurulduğu yıllardaki Türkiye manzarasını, bizzat Atatürk anlatıyordu. 10 Kasım 1938’de ölümüne kadar Türkiye’de neler değiştiğini araştırdık. İşte manzara:
- 1923’te 337 olan hekim sayısı 1938’de yaklaşık 3 bine ulaştı.
- Sağlık memur sayısı 43’ten 2 bine yükseldi.
- 136 olan ebe sayısı 1500’ü gördü.
- 4 bin km olan demiryolu ağı 7 bin km’ye ulaştı.
- 1928’de Harf Devrimi yapıldı
- 1938’de Hatay Devleti kuruldu. Atatürk’ün vefatından sonra 1939’da Türkiye’ye katıldı.
- Kadınlar 1934’te seçme ve seçilme hakkı aldı.
Görüntülenme:88
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 29 Ekim 2025 05:59 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda
İletişim








En çok okunanlar



















