Murat Ülker yazdı: Uyumsuzluk hiç düşünmüyorlar mı böyle yaparken? Ekonomi Haberleri
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker kişisel internet sitesinde, "Uyumsuzluk hiç düşünmüyorlar mı böyle yaparken?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Ülker, yazısında okuyuculara "Uyumsuzluk hiç düşünmüyorlar mı böyle yaparken?" sorusunu yöneltti.
Murat Ülker'in yazısının tamamı şu şekilde:
Kendi kendinize bu soruyu kaç kere sordunuz, hatta kızdığınızı etrafınızdakiler anlasın diye sesinizi yükselttiğiniz, oldu mu? Bu sorunun temelinde, sizi düşünmediklerini düşündüğünüz konu her ne idiyse, altında tasarım sorunu yatıyordur.
Tasarım deyince, çoğumuz estetik temelli düşünürüz; bir ambalajın şıklığı, bir logonun çizgileri, bir sayfanın düzeni gibi. Halbuki tasarım bunların çok ötesinde bir şeydir; günlük hayatın en küçük ayrıntılarında karşımıza çıkan, normalde pek görünür ve fark edilir olmasa da hayatımızdaki etkisi büyük olan kararların tümünü kapsar. Bir kapının hangi yönde açılacağı, merdiven rıhlarının yüksekliği, elektrik düğmesi ve prizin nerede olacağı, hatta otobüs durağının nereye konacağı, metronun nerede duracağı, telefon tuşlarının ebadı ve yerleşimi, asansördeki alarm butonunun işaretlemesi, yeri, yüksekliği gibi… Bunların hepsi birer tasarım kararıdır. Verilen bu kararlar yalnızca bahse konu nesneleri etkilemekle kalmaz; aynı zamanda hayatın ne kadar kolaylaşacağı veya zorlaşacağı üzerinde etkilidir.
Şimdi günlük hayatınızda karşılaştığınız benzer durumları düşünün; bana hak vereceksiniz. Hele bir de çocuk, yaşlı ve engelliler açısından düşünürseniz… liste uzar gider.
İşte bu şekilde tasarımın aslında
kimin için iyi (inclusion), kimin için sorun olduğunu (exclusion) fark ediyoruz. Kat Holmes, “Mismatch: How Inclusion Shapes Design” (*) isimli eserinde bir tasarımdan ötürü sorun yaşayanlara odaklanıyor ve bu tarz durumlara “mismatch” yani uyumsuzluk adını veriyor.
Holmes, Microsoft’ta kapsayıcı tasarım ekibini kurarak bu yaklaşımın yaygınlaşmasına öncülük etmiş bir tasarımcı. Bugün farklı kurumlarla yürüttüğü çalışmalar sayesinde, kapsayıcı tasarım birçok endüstride yol gösterici bir yöntem haline gelmiş durumda. Kitapta kendi deneyimlerini farklı hikayelerle birleştirerek dışlanmanın nasıl döngüsel hale geldiğini gösteriyor. Çok net bir şekilde anlıyoruz ki toplumsal alışkanlıklar tasarımları şekillendiriyor, tasarımlar da alışkanlıkları yeniden üretiyor.
Siz de Bir Tasarımcısınız!
Holmes’un önerdiği üç temel yaklaşım var. İlki, dışlamayı (exclusion) fark etmek. Çoğu zaman kendi bakış açımızın dışına çıkmadığımız veya çıkamadığımız için kimin dışarıda bırakıldığını göremiyoruz. İkinci adım, çeşitlilikten öğrenmek; farklılıkları sorun olarak nitelendirmekten ziyade, yeni çözümlerin kaynağı olarak değerlendirmek. İnsanları dinlemek, farklı deneyimlerini öğrenmek, kapsayıcı tasarım için en güçlü yollardan biridir. Üçüncü adım ise bir kişinin ihtiyacına uygun çözümü daha geniş kitlelere yaymaktır. Mesela bir tekerlekli sandalye için yapılan kaldırım rampasından bebek arabası kullanan, valiz taşıyan hatta bisikletli de yararlanır. Altyazı işitme engelli için zorunludur, ama kalabalıkta mobilden video izleyen herkes için kolaylık sağlar. Elleri dolu bir kullanıcıya yardımcı olması için düşünülen sesli komut kullanımı, sonra mutfaktan atölyeye, araçtan ofise kadar pek çok ortamda işlev kazanır. Günlük hayatımızda bu örnekleri çoğaltabilirsiniz.
Önemli olan sorunun farkında olmamız ve çözmek konusundaki somut gayretlerimizdir.
Bizim #mutluetmutluol felsefemiz bu farkındalıkları oluşturmak için vazgeçilmez bir hayat felsefesidir.
Kapsayıcılık, nezaketen üstleneceğiniz bir mesele değildir. Kapsayıcılık, daha iyi ürün ve hizmet üretmenin, toplumsal katılımı artırmanın ve yeni alanlar açmanın yoludur.
Biz günlük işlerimizde hangi uyumsuzlukları fark edebiliyoruz? Kararlarımız kimleri kapsayıcı, kimleri dışlayıcı?
Tasarımcıların gücü de işte buradan geliyor.
Topluma temas eden noktaları tasarlayan insanlar, kimin dahil edileceğine ve kimin dışarıda bırakılacağına karar veriyorlar. Bir sistemi tasarlarken yapılan yanlışlar ekonomik büyümeyi engelleyebiliyor, sosyal refahı menfi etkiliyor.
Yazar, bu durumun dijital çağda daha kritik bir hal aldığını söylüyor. Modern pazarlamacı, mühendis ya da tasarımcıdan milyonlarca, hatta milyarlarca insana ulaşacak çözümler üretmesi bekleniyor. Bu ölçekte düşündüğümüzde, küçük bir dışlayıcı hatanın, devasa olumsuz etkilere yol açabileceğini fark edebiliyoruz. Ama işin güzel yanı, bazen tasarımdaki tek bir küçük dokunuş, tahmin ettiğimizden çok daha fazla insana çekici geliyor.
Holmes, şu üç temel korku sizi kapsayıcı davranmaktan alıkoymasın, diyor.
Birinci korku: Yanlış kelime kullanmak.
İkinci korku: Mükemmel çözümü bulamamak.
Üçüncü korku: Kaynakların yetersizliği.
Holmes, kapsayıcı davranmak için soruna önyargılı yaklaşmayın dışlamayı (exclusion) tetikler; farklılıkları inceleyin ve öğrenin; sonra da çözümü gerçekleştirin ve herkese yayın, diyor.
Prensibimiz “Oynayamazsın Diyemezsin” Olmalı!
Öğretmen Vivian Gussin Paley, “You Can’t Say You Can’t Play” kitabında bu kuralı anaokulu öğrencilerine uygulatıyor. Sınıfta sürekli dışlanan çocukların büyüdüklerinde en sevimsiz ama unutamadıkları okul hatıraları “reddedilme anılar”ı imiş. Çocuk okula geldiğinde ilk kez kamusal bir alana adım atıyor; öğretmenleri, malzemeleri, zamanı paylaşmayı öğreniyor. Oynarken veya bir ekibin üyesi olduğunda kabul görmek her çocuk için en önemli ihtiyaçtır.
Mesela ben okulda hep sistemin dışladığı bir talebeydim, çünkü öğretilenler aklıma yatmıyor ve benimsemiyordum.
Anlayacağınız, dışlanmak rastgele bir durum değil, çocuk oyunlarının bile içine işlemiş ve bu sonraki yıllarda yetişkin hayatınızda da iş yerinden kamusal alana kadar her yerde kendini gösteriyor.
Değişim İçin Bir Çerçeve
Hayatta kuralları bize bildirecek bir otorite yok. Hepimizde kapsayıcı (inclusive) veya dışlayıcı (exclusive) davranmak gücü var. Bunun farkında mıyız? Ne yapacağımızı biliyor muyuz?
Tasarım bir amaç için yapılır. Tasarımın doğasında birinin bu çözümden nasıl faydalanacağını düşünmek vardır.
Tasarımın başarılı sayılması için, faydalanan kişinin, tasarımın amacına ulaştığını onaylaması gerekir.
Erişilebilir kent tasarımcısı Dr. Victor Pineda’nın söyledikleri çarpıcı: “Kapsayıcı tasarım, kendinizden tamamen farklı insanlarla etkileşime girmektir. Hayal gücünüzü, mümkün olanın sınırlarını genişletir.
Dalga ve çarpan etkisi yaratır. İnsanı ve toplumu değiştirir, çünkü tasarımcı toplumun daha önce görünmez olan insanları görmesini sağlar."
. Pineda deneyimle konuşuyor. Tekerlekli sandalye kullanan biri olarak, 70’ten fazla ülkeyi gezmiş. Kamusal alanlardaki engelleri aşmada uzman olmuş.
Engellilik ve Görünmezlik
Engellilik, dışlanmak konusundaki kritik başlıklarından biri. Er ya da geç başımıza geliyor. Halbuki sanki nüfusun çok küçük bir kesimini ilgilendirdiğini sanıyorsunuz. Bunun tamamen yanlış olduğunu veriler doğruluyor. Dünya Bankası’na göre, dünya nüfusunun %15’i, yani bir milyar insan, bir tür engellilik deneyimliyor. Başka bir deyişle, 6,4 milyar insan “geçici olarak” engelsiz; yaşlandıkça hepimiz hastalık ve/veya yaralanmalarla engelli olmaya adayız; Allah korusun. Ve hepimiz, sürekli değişen bedenlerimizin ihtiyaçlarını karşılamayan tasarımlar yüzünden dışlanıyoruz.
Dünyamızın ne kadar görsel olduğunu düşünün. Bilgisayar ekranları, sokak tabelaları, ışık kullanımları… Bunlar sadece dikkat çekmek için tasarlanıyor; bilgiyi aktarmanın sık kullanılan bir yöntemi olmuş. Ama bunlar, ekranı göremeyen ya da dokunamayan insanları bu işlevlerden mahrum kılıyor, kullanıcısını dışlayan bir tasarım size acı verebiliyor!
Bazen bunun sebebi sadece tasarımın kendisi değildir.
Acının sebebi uygulama planı veya uygulayan da olabilir.
Çok güzel tasarlanmış bir park, gezi alanı düşünün. Zaman içinde kullanıcılar veya gelen geçenler tarafından tahrip edildiğini göreceksiniz. Çünkü yaya yolları insanların doğal olarak yöneldiği yerde değil, plan sorunu var. Kaldırımlarda ise benzer sorun, neredeyse güven içinde yürümek kabil değil. Zira yürürken ya ayağınız taşa takılır ya gözünüze dal girer vb.; işte tüm bunlar yine kötü uygulama eseridir. Bence planlayanlar, yöneticiler, uygulamayı yerinde takip etseler, kaynaklar heba edilmemiş olur. Yerel yöneticilerimize “goya” tavsiye ediyorum.
Holmes:
Tasarım ekipleri insanlar hakkında yanlış varsayımlarda bulunuyor.
Görmeyen birinin kamera kullanmadığını, işitmeyen birinin müzik dinlemediğini varsayıyorlar. Dışlamak alışkanlığına karşı yeni alışkanlıklar inşa etmek gündeminiz olmalı, diyor.
Kapsayıcılık becerileri inşa etmek için beceriler, hayatlarının her günü kendilerini dışarıda bırakan tasarımlarla etkileşime giren insanlardan öğrenilebilir. Genelde tüm açıları değerlendirmek için derin bir anlayışa sahiplerdir. Holmes, dışlama döngüsünü kırmak gücüne en çok sahip olan tasarımcıların, mühendislerin ve liderlerin bu insanlar olduğunu söylüyor.
Holmes, sorunun çözümünde liderlerin dikkate almaları gereken dört önemli nokta belirliyor.
Tutabileceğiniz sözler verin. Organizasyonunuzdaki mevcut kapsayıcılık durumunu kabul edin. Temel erişim sorunlarını çözün
Kapsayıcılığın uzun vadeli bir süreç olduğunu anlatın Bugün bizi olduğumuz yere getiren kültürel tarihi, kapsayıcılığın organizasyonun geleceği için neden önemli olduğuyla dengeleyin
İnsanları kapsayıcı tasarımlar yapmaya motive edecek teşvik ve ödül sistemi yaratın.
İnsanları sürece dahil edin. Lider olarak bakış açınızı değiştirmeye katkıda bulunmaları için insanlara çeşitli yollar yaratın, kapınızı açık tutun.
Tasarım dünyasında ortalama kullanıcı kavramını sıkça duyarız. Ürünler, mekanlar, hizmetler çoğu zaman bu varsayılan figüre göre tasarlanıyor. Ama Holmes, ortalama diye bir şey olmadığı görüşünde. Kapsayıcı tasarımın gücü, “normal” varsayımını terk etmekte yatıyor. Çünkü normalin olmadığı yerde çeşitlilik var, farklılık var ve bu farklılık, daha yaratıcı çözümlerin kaynağı oluyor.
Vehbi Koç’u Dışlayan Tasarım
Babam Sabri bey anlatmıştı. Ankara’ya giderken uçakta yan yana oturmuşlar. THY Taç Kraker ikram etmiş. O zamanlar bir yenilikti Taç Kraker, çıtır tuzlu bisküvi ve onu taze tutan şeffaf anbalajı… Fakat zordu onu koruyan bu anbalajı açmak; yırtmak lazımdı ama bisküvi de kırılabilirdi. Vehbi bey, babama hem ürünü methetmiş hem de şikayetçi olmuş, zor açıldığından! Ama çözüm de kendisindenmiş, yakasından çıkardığı toplu iğneyle çentikleyip ucundan açıvermiş. Tabii bu bizim ev ödevimiz oldu. Sabri bey dönünce hemen bu müşteri şikayeti üzerine toplantı yapıldı. Paketlere açma bandı konacaktı. Sonrasında ise bizim imalatımız hatta dünyaya ihraç ettiğimiz yeni bir işimiz oldu, açma bandı mamülleri.
Özetle kapsayıcı tasarım, “normal” görüşünün neden problematik olduğunu ortaya koyuyor ve yerine daha insani, esnek geniş bir çerçeve koyuyor.
Biz kendi kararlarımızda “normal” diye kimi merkeze alıyoruz? Ve bu merkez, kimleri görünmez kılıyor? Bunlar üzerinde düşünmemiz gerekiyor.
Burada şunu eklemek gerekiyor; bazen kapsayıcılık için detayda kişiselleştirmek gerekiyor. İşte burada
yeni trend, kişiselleştirmek yaklaşımın niçin revaçta olduğunu ve yükselişinin devam edeceğini görüyoruz.
Holmes:
Kapsayıcılık, yenilik, farklılaşma ve büyüme için güçlü bir kaynak. Dışlamayı fark edip çözmeye çalışan şirketler müşteri bağlılığını artırıyor, yeni pazarlara erişiyor, farklı bakış açılarıyla inovasyonu besliyor ve pahalı “sonradan ekleme” çözümlerinden kaçınıyor.
Aslında kapsayıcılık, geleceği tasarlamak için en iyi rehberdir. Mesela ürün portföyümüzde deprem için dayanaklı bisküvi bulundurmak bir nevi kapsayıcılık sayılır. Biz bu yeni çeşit bisküviyi son büyük depremde çok kısa sürede geliştirip ürettik. Önemli bir ihtiyacı karşılarken özel manada kapsayıcılığı sağladığımızı düşünüyorum.
Holmes sonuçta diyor ki: Kapsayıcı tasarım, iyi tasarımın ta kendisi. Dışlamayı fark etmek, çeşitlilikten öğrenmek, bir kişi için çözüm bulup onu herkese yaymak… Bu üç ilke, hayatın bütününde geçerli. Ve hepsi günlük hayatımızda küçük görünen ama ileride mühim sonuçlar doğuran kararlarla şekilleniyor. Çünkü bir ürün veya hizmetin fonksiyonu değil, kimin işine yaradığı daha önemlidir. Yani kısaca bu bizim
MUTLUETMUTLUOL
felsefemizdir.
Bizim işimizde marka ve ürün iletişimi çok mühim ve büyük bir masraf kalemidir. Ürün anbalaj tasarımı kimliğimizdir. Ürünlerimizin yeni anbalaj tasarımları benim çocuklarımın bayramlıkları gibidir, yani o derece önemserim. Belki şimdi küçümseyeceksiniz, yıllardır değişmeyen Pötibör, Çokoprens, Halley, Çikolatalı Gofret vb. meşhur ürünlerimizin anbalajlarını. Oysaki bu anbalajlar bizim yıldız ürünlerimiz için sizin yüzünüz, saçınız gibidir. Mesela ben bu unsurlara önem verdiğim için berberimi bile pek değiştirmem. Zaten alışveriş esnasında müşterimizin çok sevdiği Antep Fıstıklı Çikolatamız için raftan alıp sepete atma süresi sadece saniyelerdir. Yaptığımız TÜYO araştırmalarında çıkan sonuçlara göre müşterilerimizin büyük çoğunluğu Antep Fıstıklı çikolatayı raftan aldıktan sonra birkaç saat içinde tüketiyor.
Tasarımda istikrar konusunda size bir örnek vereyim.
40 küsur yıl önce ABD’de bir ürün vardı; Baby Ruth (**) adında bir çubuk çikolata, hala var ve değeri milyar dolara yakın! Aynı banal anbalaj, fakat belli ki kuşaklar boyu revaçta!
Belki bir gün anbalaj tasarımı hakkında umdelerimi ve dikkat ettiğim hususları da daha detaylı yazarım. Bugüne kadar anbalaj üzerine yazdığım yazılarımı dipnotlara (***) ekledim, merak edenler okuyabilirler.

Baby Ruth, Nestlé ve şimdi Ferrero tarafından üretilen, içi yerfıstığı ve karamel, üstü çikolata kaplı nugadan yapılmış bir şekerlemedir. George Herman ”Babe” Ruth Jr., 20. yüzyılın başlarında Amerika’da bir beyzbol oyuncusuydu. Hem vurabilen hem de atabilen iki yönlü bir oyuncu olarak birçok rekor kırdı ve tarihin en iyi beyzbol oyuncularından biri olarak kabul edilir. Ruth, 6 Şubat 1895’te Baltimore, Maryland’de doğdu. 16 Ağustos 1948’de New York’ta hayatını kaybetti. Babe Ruth: “Vuruş kaçırma korkusunun yolunuza çıkmasına asla izin vermeyin.” derdi.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:18
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 14 Aralık 2025 14:52 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















