Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
“Öğretmen çocuklarımızın geleceğiyle uğraşıyorsa, bu sorumluluğun ücreti OECD ortalamasının altında olmamalı; aksine üstünde olmalı.”
“Para odaklı dünyanın odağını, insana çevirmesi gerekir. Çünkü insanın yaşamı, sağlığı ve eşitliğinden daha değerli hiçbir şey olamaz.”
Ercan Turfan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Ercan Bey, Eskişehir Anadolu Lisesi’nden Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ne, ardından Endüstri Mühendisliği yüksek lisansına, Harvard Business School eğitimlerine kadar uzanan bir akademik yolculuk; anne-babası öğretmen olan bir Türk çocuğunun, TÜBİTAK burslarıyla yetişip bugün ülkemizin sigorta sektörünün yüzde 30’undan fazlasında kullanılan yazılımları geliştiren bir yazılım şirketinin sahibi haline gelmesi… Gerçekten takdire şayan, aynı zamanda gençlerimize örnek olabilecek bir yaşam ve eğitim serüveni. Söyleşimizin ilk sorusunu da bu ilham verici yolculuğunuzun ışığında sormak istiyorum:
Elinizde olsa, bu ülkede ilk olarak neyi değiştirirdiniz?
Yaşadığımız dünya, yapay zekanın hızla yeniden şekillendirdiği, savaşların, iklim krizlerinin ve dijital sömürgeciliğin gölgesinde ilerleyen bir çağda. Eskiden sömürgecilik topraklarda olurdu; bugün verilerde, algoritmaların içinde, hatta düşünce biçimlerimizde devam ediyor. Bu ortamda umutsuzluğa kapılmak kolay. Ama Atatürk’ün dediği gibi, bizim “özgüvenle ve iftiharla” geleceği inşa etme sorumluluğumuz var.
Ben inanıyorum ki, bu geleceği güzelleştirmenin anahtarı, eğitimde yatıyor; eğitimin kalbiyse öğretmendir.
Atatürk’ün “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” sözü, bugün daha gerçek. Çünkü bir ülkenin geleceği, öğretmenlerinin kalitesiyle doğrudan orantılı. Oysa öğretmenlik hala yeterince itibarlı ya da cazip bir meslek olmadı; üniversite sınavlarında en yüksek puanı alanlarımız öğretmen olmayı tercih etmiyor.
Ben elime geçse ilk değiştireceğim şey, öğretmenliğin statüsünü yükseltmek olurdu. Bu mesleği gençlerimizin hayallerinin en üst sırasına taşımak gerek. İyi öğretmenler, iyi insanlar; iyi insanlar, iyi toplumlar; iyi toplumlar ise özgür, sürdürülebilir, insan odaklı bir Türkiye’nin temelidir. Doğayı, yaşamı ve evreni koruyacak bilinci de ancak öğretmenler kazandırır.
Yapay zekadan ve çağımızdaki hızlı değişimden bahsettiniz. Öğretmenlerimizin statüsünün yükseltilmesinin öncelikli hedef olması gerektiğini vurguladınız; ne güzel ifade ettiniz. Peki, bu statüyü somut olarak nasıl yükseltebiliriz?
Öğretmenin rolü, artık sadece bilgi aktarmak değil. Çağımızın zorluklarında bir rehber, düşünmeyi ve sorgulamayı öğreten, ezbercilikten uzaklaştıran, yaratıcı araştırmacı bireyler yetiştiren bir öncü olmalı.
Bunun için öğretmen yetiştirme sistemini kökten dönüştürmeliyiz. Üniversitelerde öğretmen adaylarını eğiten öğretim üyelerinin bile yapay zekayı, dijital araçları ve küresel eğilimleri anlayıp eğitimde kullanabiliyor olması şart. Finlandiya’daki gibi, her öğretmenin en az yüksek lisansı olmalı; öğretmenlik, bilim, düşünce ve ahlakla beslenen bir liderlik rolü haline gelmeli.
Özel okullarda bile öğretmen “parayla tutulan hizmet çalışanı” değil, çocuğun geleceğiyle ortak sorumluluk taşıyan bir rehber olarak görülmeli. Bu farkındalığı yaratmak için MEB öncülüğünde veli eğitimleri ve okul yönetimlerinin öğretmeni koruma yükümlülüğü acilen hayata geçirilmelidir.
Öğretmen ücretleri seviyeleri bu kadar düşük iken sizce itibarları yükseltilebilir mi?
Açıkça söyleyeyim: Düşük ücret, öğretmenliğin itibarını zedeleyen en büyük etkenlerden biridir. Çünkü toplum, bir mesleğe biçtiği değeri, genellikle maddi karşılığından okur. Öğretmen çocuklarımızın geleceğiyle uğraşıyorsa, bu sorumluluğun ücreti OECD ortalamasının altında olmamalı; aksine üstünde olmalı. Bu sadece adalet değil, ülkemizin geleceği için bir zorunluluk.
Ancak ücret tek başına itibar yaratmaz. Dünyada ücreti yüksek olmayan ama toplumca çok saygı duyulan meslekler vardır. Bu saygı, mesleğin toplumsal işlevinden gelir. Bizde ne ücret yeterli, ne saygı var. Bu yüzden iki şeyi birlikte yapmalıyız: hem öğretmen ve onları yetiştiren öğretim görevlilerinin maaşlarını özellikle emekli, kıdemli ve zor şartlarda görev yapanların toplam ücretlerini ciddi şekilde yükseltmeli, hem de toplumda öğretmeni “en değerli rehber” olarak konumlandırmalıyız.
Çünkü bir çocuğun gözlerindeki ışıktan sorumlu olan kişiye, sadece “teşekkür” yetmez. Ona, saygıyla ödenen bir ücret, güvenceyle verilen bir statü ve özgüvenle desteklenen mesleki özerklik verilmelidir.
Peki, yapay zeka eğitimde nerede durmalıdır? İleride, yapay zeka ya da robotlar öğretmenlerimizin yerini alabilir mi?
Kesinlikle hayır. Yapay zeka öğretmenin yerini alamaz. Çünkü okullar sadece bilgi değil, aynı zamanda eğitim alanıdır. Eğitimin özü, bilgi aktarmak değil; düşünmeyi, sorgulamayı ve vicdanlı karar vermeyi öğretmektir.
Bugünkü yapay zeka, istatistiksel modellerle çalışır; yanlış, eksik veya uydurma bilgi üretebilir. Bu yüzden her çıktısı eleştirel bakışla sorgulanmalıdır. Öğrenci yapay zekadan bilgi alabilir, ama “Bu doğru mu?”, “Kimin yararına?”, “Ben bunu neden yapıyorum?” gibi soruların cevabını ancak bir insan, içinden gelen adalet ve sevgiyle verebilir.
Yapay zeka bir çocuğun sessizliğindeki umudu, gözlerindeki soruyu ya da kalbindeki korkuyu asla okuyamaz. Ama öğretmen, o sessizliği bile anlar. Çünkü eğitimin özü, veri değil, insandır. Geleceği inşa eden eller ve beyinler, her zaman öğretmenlerin eseridir.
Sizce eğitimde teknolojiden nasıl daha fazla yararlanabiliriz?
Teknolojiden yararlanmak için donanımdan çok, içerik ve yazılım odaklı olmak gerekir. Merkezi yönetim, teknoloji standartlarını belirleyip denetleyebilir; ama içerik üretimi okullara, öğretmenlere ve yerel uzmanlara bırakılmalı. Fatih Projesi gibi girişimler, sahadaki gerçek ihtiyaçlara göre yeniden yapılandırılmalı.
Üniversiteler, bilişim şirketleri, teknoparklar ve sivil toplum birlikte çalışarak bir “eğitim ekosistemi” kurmalı. Böylece teknoloji, öğretmenin elinde bir güçlendirici araç olur; onun yerini almaz.
Türkiye, diğer ülkelerde olduğu gibi öğretmenlerini uluslararası değişim programlarına, ortak seminerlere ve iş birliklerine düzenli olarak göndermeli; bu fırsatların finansmanını da devlet karşılamalı. Böylece öğretmenler, dil becerilerini (özellikle Türkçe ve İngilizce’yi) geliştirirken dünyadaki en iyi uygulamalardan da faydalanabilir.
Prof. Dr. Belgin Elmas ile yaptığınız söyleşiyi dinlemiştim. Orada Dünya Vatandaşlığından, Harvard’taki mutluluk araştırmasının sonucu olarak nitelikli ilişkiler kurulmasından söz ederek gençlere çok önemli tavsiyeler veriyordunuz. Felsefik olarak akılcılık ile gerçek hazinelerin sevgisinin birlikteliğinin önemine inanıyorsunuz. Bu söyleşinin linkini de bugünkü söyleşimize mutlaka ekleyeceğim. Bugünkü söyleşimizde eğitim için son olarak neler söylemek istersiniz?
Evrende gerçek hazineler; insan, yaşam, sağlık, doğa, diğer canlılar ve sevgiyle bilginin birlikteliğidir. Bunların tam olarak korunabilmesi için “Gerçek Barış” şarttır. Gerçek Barış, sadece silahların susturulmasıyla değil; açlık, susuzluk, hastalık ve eşitsizliğin köklerine inilip ortadan kaldırılmasıyla sağlanır.
Para odaklı dünyanın odağını, insana çevirmesi gerekir. Çünkü insanın yaşamı, sağlığı ve eşitliğinden daha değerli hiçbir şey olamaz. “Dünyadaş” (Wotizen) terimiyle tanımladığım bu anlayışta, her insan doğuştan eşittir. Hiçbir sınıflandırma –dil, din, ırk, cinsiyet, ülke– bu eşitliği bozamaz. Gerçek Hazineler, para ile satın alınamaz. Onların korunması ve geliştirilmesi için sevgiyle bilginin el ele vermesi gerekir. Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” özdeyişi, bu evrensel bilincin en saf ifadesidir. Atatürk’ün bu ve benzeri evrensel sözleri sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada ders olarak okunmalı. Gerçek Barış bir ütopya değildir; onun gerçeğe dönüşmesi, bize bağlıdır.
Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:56
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 08 Kasım 2025 05:01 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















