Ankara24.com
close
up
Menu

T.C. ESKİŞEHİR 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

Estetik bağımlısı sosyal medya fenomeninin şüpheli ölümü tartışma yarattı

Lokanta sahibi fenalaşan müşterisini kalp masajıyla hayata döndürdü

Bakan Bak: 1 milyon öğrencimizi yurtlarımızda ağırlıyoruz

Paslanmaz çelikte ek vergi gelirse 300 bin kişi işini kaybedebilir

Afyon da Zihinsel Engelli Adamın Ölümü: Aile Üyeleri Tutuklandı

Bilgili’den de 500 bin dolar rüşvet almış Yerel Gündem Haberleri

Bakan Ersoy dan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin kabul edilmesine ilişkin açıklama

Bakan Kacır: Sanayi üretiminde katma değerimiz 241 milyar dolara yükseldi

Kaçak tekne operasyonu: 15 yıldır ilk kez böyle bir olay yaşıyoruz Kocaeli Haberleri

35 kişiye mezar olan Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi krizi

Otomobil tırın dorsesine saplandı:1 yaralı Önce sürücü sıkıştığı araçtan sonra da otomobil, sıkıştığı tırdan kurtarıldı Bartın Haberleri

Almanya, katil İsrail den Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri kurulması kararını derhal durdurmasını istedi

AK Partili Türkyılmaz dan İSPARK a fahiş zam eleştirisi!

Geminid meteor yağmuru Türkiye den görülecek mi? Geminid meteor yağmuru ne zaman, saat kaçta? Yılın son meteor yağmuru Geminid!

Menteşe de motosiklet tıra çarptı: 1 ölü Muğla Haberleri

Bir Akdeniz de bir Karadeniz de: 10 dakika geçmeden iki deprem üst üste!

TIR servis minibüsüne çarptı! Feci kazada 9 kişi yaralandı

Kentte bir ilki başaran kadın, nazara geldi

Gaziantep te 2 bin TL, Kilis te 900 TL

İslâm’da din adamı var mıdır? (2) Mahmut Ay

İslâm’da din adamı var mıdır? (2) Mahmut Ay

Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.

İslam tarihi boyunca dinî bilgisini dünyevî menfaat uğruna kullanan pek çok zavallı insan çıkmıştır. Mesela ilmiye sınıfından özellikle resmî makam ve mevkilere talip olan, bu uğurda çok lüzumsuz tartışmalara, yarışlara ve kavgalara girenler olmuştur. Yine bu sınıf içinden halkın beğenisini, takdirini toplama ve böylece popülaritesini artırma amacıyla dinî ve millî konularda belirli bir ajanda çerçevesinde fikirlerini açıklayanlar çıkmıştır. İlmini dünya menfaati için kullanmaktan haya eden hakikî

İslam tarihi boyunca dinî bilgisini dünyevî menfaat uğruna kullanan pek çok zavallı insan çıkmıştır. Mesela ilmiye sınıfından özellikle resmî makam ve mevkilere talip olan, bu uğurda çok lüzumsuz tartışmalara, yarışlara ve kavgalara girenler olmuştur. Yine bu sınıf içinden halkın beğenisini, takdirini toplama ve böylece popülaritesini artırma amacıyla dinî ve millî konularda belirli bir ajanda çerçevesinde fikirlerini açıklayanlar çıkmıştır. İlmini dünya menfaati için kullanmaktan haya eden hakikî ilim adamları ise bu tür kimselerin farkında olmuş, bunlardan uzak durmuş ve yanlışlıklarını ellerinden geldiğince dile getirmişlerdir. Lakin bunu yaparken, “Lâ rahbâniyyete fi’l-İslâm (İslam’da rahbâniyet yoktur)” sözünü delil getirerek “İslam’da ruhban sınıfı yoktur; din adamı yoktur.” gibi söylemlere tenezzül etmemişlerdir. İki hafta önceki yazımızda vurguladığımız gibi, hadis olarak zikredilen ama manası hadislerle uyumlu olsa da lafzen hadis olmayan “Lâ rahbâniyyete fi’l-İslâm (İslam’da rahbâniyet yoktur)” sözünün bağlamı, İslam’da din adamı sınıfının olup olmadığı, ulemâ otoritesinin doğru olup olmadığı meselesi değildir. Bu sözün zikredildiği tüm klasik kaynaklardaki tartışmanın bağlamı, İslâm’a göre hayattan el etek çekip, evlenmeyip ağır riyazetler yaparak dağlara, mağaralara ve manastır benzeri mekanlara çekilmek suretiyle toplumdan tamamen tecrit edilmiş bir şekilde yaşamanın doğru olmadığı konusudur. Biraz detay olacak belki ama Reşîd Rızâ’nın (ö. 1935) “el-Menâr” ismiyle meşhur olan tefsirinde mezkûr söz, belki modern kullanımıyla “İslam’da ruhbanlık/din adamı sınıfı yoktur.” anlamında kullanılmış olabilir diye bu eseri taradık ancak tespit edebildiğimiz kadarıyla Reşîd Rızâ’nın “Lâ rahbâniyyete fi’l-İslâm” ifadesini sadece Tevbe Suresi’nin 112. âyetinde kullandığını gördük. Buradaki bağlam da klasik eserlerdeki bağlamla aynıdır. (Bk. Tefsîru’l-Menâr, Dâru’l-Marife, XI/54). Yani Reşîd Rızâ dahi bu sözü “İslam’da ruhbanlık/din adamlığı yoktur.” anlamında kullanmamıştır.

Tasavvuf tarihine bakıldığında da cahil halk kesimini birtakım sahtekarlıklarla etkilemeye çalışan kendisi için veli, mehdi, kutub, gavs vs. gibi vasıfları kullan(dır)an nice sahte şeyhler çıkmıştır. Bizzat sûfîler, bunlardan kendi kitaplarında yakınmışlar ve bu gibi sahte şeyhler hakkında dikkatli olunması gerektiğini tavsiye etmişlerdir. Hemen her hacimli tasavvuf klasiğinde bu tür eleştiri ve uyarılara rastlamak mümkündür. Ancak bu kaynaklarda da “İslâm’da rahbâniyet yoktur.” dolayısıyla “İslam’da din adamı yoktur.” şeklinde bir söyleme rastlamak mümkün değildir. Bu sözün, “İslam’da din adamı yoktur.” anlamında kullanılması, tamamen modern bir şeydir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla bu bağlamda kullanan ilk kişi, merhum Elmalılı Hamdi Efendi’dir. Elmalılı’dan önce Ahmet Cevdet Paşa, gemi seyahatinde karşılaştığı Fransa’nın Osmanlı büyükelçisi ile konuşurken “Batı’daki gibi din adamı sınıfı (clergy) bizde yoktur.” kanaatini dile getirmiştir. Ancak bu kanaatini detaylı bir şekilde serdederken “İslâm’da rahbâniyet yoktur.” sözünü zikretmemiştir. (Ahmet Cevdet Paşa ve Elmalılı Hamdi Efendi’nin konuyla ilgili yazıları için bk. İsmail Kara, Müslüman Kalarak Avrupalı Olmak, s. 104-113).

İslam’da din adamının olup olmadığına dair tartışmaların ve “İslam’da din adamı/ruhban sınıfı yoktur.” söyleminin, Ahmet Cevdet Paşa ile başladığını, bilâhare bu tartışmanın “lâ rahbâniyyete fi’l-İslâm (İslam’da rahbâniyet yoktur.)” ifadesine yapılan atıflarla şu dönemlerde yoğunlaştığını görüyoruz: II. Meşrutiyet döneminde, Cumhuriyet döneminde imam-hatip okullarıyla ilgili tartışmalarının yaşandığı zamanlarda (özellikle 1960’larda ve 28 Şubat sürecinde), 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü sonrasında, sekülerleşmenin arttığı ve kurumsal dindarlığın zayıflamaya yüz tuttuğu son yıllarda. Bu tartışmanın neden bu dönemlerde yoğunlaştığını ise müstakil bir yazıda ele almak gerekir.

“Peki, ne oldu da 19. asrın sonlarından itibaren gittikçe artan bir dozda İslam’da din adamlığının ve ruhbanlığın olmadığı tartışılmaya başlandı?” sorusunu şöyle cevaplayabiliriz: İslam ülkeleri, Batı karşısında mağlup olunca bu mağlubiyetin sebepleri iyi veya kötü niyetle araştırılmaya çalışıldı. Osmanlı, Mısır ve Hindistan’dan Batı’ya tahsil için gidenler başta olmak üzere İslam dünyasının entelektüellerinin çok büyük bir kısmı, yenilginin faturasını dine çıkardılar. Kimi, dini tamamen terk etmek gerektiği kanaatine vardı kimi de Protestanlara özenerek özellikle ulemâ ve meşâyıhı hedef aldı. İlmiye sınıfı içinden de ulemâyı hafif ya da sert bir biçimde eleştirenler çıktı. Batı toplumları, kendilerine asırlarca zulüm etmiş olan din adamlarından kurtulmak için epey mücadele verdi. Onlardan kurtulmaları, maddî manada Batı’nın lehine oldu. Bunu gören İslam dünyasının entelektüellerinin çoğu, kendi toplumlarındaki din adamlarından da kurtulmak gerektiği kanaatine vardı. İşte “İslam’da ruhbanlık/din adamı sınıfı yoktur.” söylemi böyle bir süreçte ortaya çıkmış oldu.

Tanzimat sonrasında ülkemizde meydana gelen ilmî ve fikrî tartışmalar gibi dinî tartışmaların da Batı’daki ilmî, fikrî ve dinî gelişmeler ve tartışmalardan bağımsız okunmaması gerekir. Batı’nın dinle alakalı serüvenini 16. yüzyıldan itibaren şöyle özetleyebiliriz: Almanya’da “Solo Scriptura (Yalnızca Kutsal Kitap)” mottosuyla ortaya çıkan reform hareketi başarıya ulaştı ve Batı zamanla Protestanlaştı.

Protestanlık’ta rahiplerin otoritesi zayıflatıldı ve Kutsal Kitab’ın yorumunun din adamlarının tekelinde olmadığı vurgulandı. Böylece din konusunda geleneksel yorumlardan yavaş yavaş uzaklaşılarak “gelenek” ile bağ koparıldı. Bu durum, kurumsal dindarlığı zayıflatıp bireysel dindarlığın önünü açmış oldu. Zamanla ruhban sınıfının konumu, etkisi ve otoritesi çok zayıfladı. Bunun sonucu, hiç de dinin ve dindarlığın lehine olmadı. Sekülerleşme arttı ve sekülerleşmenin kaçınılmaz sonucu olarak da ateizm, apateizm, deizm gibi akımlar iyice yayıldı. Yapılan sosyal araştırmalara göre bugün Batı toplumlarının en az yarısı kendisini “dine inanmayan kişi” olarak tanımlamaktadır.

Şunu ifade etmeye çalışıyoruz: Bize çok masum bir ilmî hüküm gibi görünen “İslam’da din adamı/ruhban sınıfı yoktur.” söyleminin yoğunlaştığı dönemlere bakıldığında, bunların sekülerleşme taleplerinin arttığı zamana denk geldiği görülecektir. Bu söylem, ülkemizde hangi niyet ve amaçla dile getirilirse getirilsin, sekülerleşme sürecine dolaylı olarak katkı sunmaktadır. Zira ülkemizde “İslam’da din adamı/ruhban sınıfı yoktur.” sözü, çoğunlukla “İslâm’da şeyh, mürşit, hoca, âlim, müftü, vaiz, imam vs. gibi kişilerin hiçbir dinî otoritesi yoktur. Onlara itibar etmemek gerekir. Her Müslümanın, dini istediği gibi anlayıp yorumlama hakkı vardır.” gibi anlaşılıyor. Bu söylemi kullananlara bakıldığında, bunların önemli bir kısmının seküler kesimden geldiği gerçeği de bu durumu teyit ediyor. Doğrudan dini hedef alamayanlar, din adamlarını hedef alıyor. Din adamlarını yıpratmak suretiyle dindarlığı zayıflatmaya çalışıyor. Din adamlarına itibar suikastı yapmak, dine zarar vermeye matuf bir gayrettir. Bazı din âlimlerinin, iyi niyetli bir şekilde “İslam’da din adamı/ruhban sınıfı yoktur.” söylemi, istemeyerek de olsa sekülerlerin amacını gerçekleştirmeye yaramaktadır. Dolayısıyla bu konuyu konuşurken, söylemimizin İslam’da sâlih âlimlerin ve kâmil mürşidlerin konumuna ve saygınlığına halel getirecek bir boyuta ulaşmamasına dikkat etmekte fayda vardır.

En son güncellemeleri ve haberleri takip etmek için Ankara24.com'ı izlemeye devam edin, biz durumu takip ediyor ve en güncel bilgileri sunuyoruz.
seeGörüntülenme:34
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 12 Aralık 2025 04:05 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

T.C. ESKİŞEHİR 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

13 Aralık 2025 00:20see150

Estetik bağımlısı sosyal medya fenomeninin şüpheli ölümü tartışma yarattı

13 Aralık 2025 00:08see149

Lokanta sahibi fenalaşan müşterisini kalp masajıyla hayata döndürdü

13 Aralık 2025 00:52see146

Bakan Bak: 1 milyon öğrencimizi yurtlarımızda ağırlıyoruz

13 Aralık 2025 00:40see137

Paslanmaz çelikte ek vergi gelirse 300 bin kişi işini kaybedebilir

12 Aralık 2025 17:52see137

Afyon da Zihinsel Engelli Adamın Ölümü: Aile Üyeleri Tutuklandı

11 Aralık 2025 22:01see136

Bilgili’den de 500 bin dolar rüşvet almış Yerel Gündem Haberleri

13 Aralık 2025 04:02see134

Bakan Ersoy dan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin kabul edilmesine ilişkin açıklama

13 Aralık 2025 00:57see134

Bakan Kacır: Sanayi üretiminde katma değerimiz 241 milyar dolara yükseldi

11 Aralık 2025 21:50see132

Kaçak tekne operasyonu: 15 yıldır ilk kez böyle bir olay yaşıyoruz Kocaeli Haberleri

13 Aralık 2025 00:39see125

35 kişiye mezar olan Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi krizi

13 Aralık 2025 00:28see124

Otomobil tırın dorsesine saplandı:1 yaralı Önce sürücü sıkıştığı araçtan sonra da otomobil, sıkıştığı tırdan kurtarıldı Bartın Haberleri

13 Aralık 2025 00:31see124

Almanya, katil İsrail den Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri kurulması kararını derhal durdurmasını istedi

13 Aralık 2025 00:47see120

AK Partili Türkyılmaz dan İSPARK a fahiş zam eleştirisi!

13 Aralık 2025 03:48see119

Geminid meteor yağmuru Türkiye den görülecek mi? Geminid meteor yağmuru ne zaman, saat kaçta? Yılın son meteor yağmuru Geminid!

13 Aralık 2025 00:34see119

Menteşe de motosiklet tıra çarptı: 1 ölü Muğla Haberleri

13 Aralık 2025 01:45see119

Bir Akdeniz de bir Karadeniz de: 10 dakika geçmeden iki deprem üst üste!

12 Aralık 2025 20:54see117

TIR servis minibüsüne çarptı! Feci kazada 9 kişi yaralandı

13 Aralık 2025 00:02see117

Kentte bir ilki başaran kadın, nazara geldi

12 Aralık 2025 20:19see117

Gaziantep te 2 bin TL, Kilis te 900 TL

12 Aralık 2025 21:11see114
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları