Ankara24.com
close
up
Menu

Türkiye’de Üniversite Eğitimi. En İyi Üniversiteler, Fırsatlar ve Başvuru Rehberi 2025

Kerem Aktürkoğlu pişman etti: Hayal kırıklığıydı

Pastadan Türkiye ye önemli pay! Milyonluk rezerv güç katacak

Bir güvenlik travmasının anatomisi.... Haber7 yazarından ezber bozan İran kitabı!

Beylikdüzü döneminde ihaleye fesat karıştırdığı iddia edilmişti: Mahkemeden İmamoğlu hakkında karar Politika Haberleri

Sarıyer de sağanak sonrası göle dönen caddede domuz boğuldu

TOKİ KİRALIK KONUT ÖDEME PLANI Kira ücretleri ne kadar olacak, kimler başvurabilir?

Merdan Yanardağ ın gözaltı süresi uzatıldı

Gece boyu uyuyana kadar saatleriniz mi geçiyor? Uykusuzluk çekiyorsanız daha derin bir uyku için uygulamanız gereken yöntemler!

Avrupa devleri sinyal yakmıştı! Osimhen için taraftarın yüreğine su serpen açıklama

ŞOK aktüel kataloğu 24 28 Ekim yayında! ŞOK ta bu hafta neler var? İşte ŞOK indirimli ürünler listesi

Cevdet Yılmaz KKTC Cumhurbaşkanı nı ziyaret etti!

Dışişleri Bakanı Fidan Ürdünlü ve Mısırlı mevkidaşlarıyla telefonda görüştü Gündem Haberleri

ABD de bütçe krizine bağış yaması!

Gençlerbirliği TÜMOSAN Konyaspor maçının hazırlıklarını sürdürdü Futbol Haberleri

İsrail medyası Galatasaray ın koreografisini UEFA ya şikayet etti Sözcü Gazetesi

Başkan Gülpınar: Göbeklitepe insanlığın ortak hafızasıdır

İsrailli antropolog Barış Kurulu nun olası tehlikesine karşı uyardı: Sömürgeye kapı açmak!

Khloe Kardashian dan şaşırtan itiraf: 3 yıldır kimseyle birlikte olmadım

Meteoroloji tek tek açıkladı! Sel su baskını ve dolu bir arada

İpek Elif Atayman cezaevinden yazdı: Mevsimler geçti, güze döndük…

İpek Elif Atayman cezaevinden yazdı: Mevsimler geçti, güze döndük…

Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuruda bulunuyor.

halktv.com.tr - Hilal Yağız / Özel Haber

Bu, cezaevinden yazılan bir şiirin başlığı. Tutuklu İBB Medya A.Ş. eski Müdürü İpek Elif Atayman’ın Afyon Cezaevi’nde yazmaya başladığı şiirlerinden biri… Kendisi gibi yüzlerce insanın delilsiz ve iddianamesiz aylardır cezaevinde oluşunu, bahardan bu yana dosyalarında hiçbir ilerleme kat edilmemesini şiire döktü. İlk kez Halk TV ile paylaştı.

İddianame ile tahliye edileceğine inancı tam. Afyon için “Burası cumhuriyetin şehri, kurtuluşun şehri. Umutla iddianameyi burada bekleyeceğim ve burada tahliye edileceğim” diyor. Bir de çıktığında, birlikte kaldığı “Adalet” özlemi ile yol arkadaşlığı yaptığı kadınlar için bir “destek platformu” kurmayı hedefliyor. “Yeniden aynı hayatın onları yutmaması için…” Biz sorduk, o yanıtladı. Bir İletişim uzmanı Elif İpek Atayman Halk TV’ye konuştu.

“SÜREÇ HALA ZİHNİMDE TAPTAZE”

Gözaltı ve tutuklama şokunun üzerine, sizin bir de son derece travmatik bir süreciniz oldu ve o Afyonkarahisar kapalı cezaevine getirdi sizi. Şimdi aylar sonra dönüp baktığınızda size yaşatılanları nasıl değerlendiriyorsunuz?

19 Mart’ta eve polislerin gelmesiyle başlayan süreç halen zihnimde taptaze. Somut delile dayalı bir suçlama, hakkımda somut bir iddia yoktu, halen de yok. Sadece “şüphe”, “delillerin henüz toplanamamış olması…” gerekçeleriyle 7 ay geçti; iddianameyi bekliyorum. Bir kabin içinde 7,5 saatte kelepçeli Afyonkarahisar’a getirilmem, bileklerim mor yerde yatmam, eşyalarımın çöp poşetinde teslimi; bunlar zor günlerdi. Sadece fiziksel bir eziyet hissetmedim, büyük bir utanma duygusunu da en ağır şekilde yaşadım; insan onurunun nasıl ayaklar altına alındığını tecrübe ettim.

Üstelik ilk tutuklama dalgasında, adliye koridorlarında yürürken videosu yayınlanan ilk kişi ve tek kadın tutuklu oldum. Büyük bir itibar suikastının ilk kurbanıyım. Daha iddianame bile ortada yokken, sözde “suç örgütü” denilen yapının kadınlı erkekli ne kadar organize bir oluşum olduğunu gösterebilmek için benim görüntüm kullanıldı. O videonun tekrar tekrar yayımlanmasıyla, beni aşan büyük bir algı operasyonunun kadın figürü hâline getirildiğimi anladım.

Aylar sonra dönüp baktığımda artık eminim; bu süreç bir “tedbir” değil, doğrudan bir “cezalandırma”. Süreci bu şekilde değerlendiriyorum. Çünkü somut delile dayalı bir suçlamaya muhatap değilim.

Bir suç işlediğim için değil, Medya A.Ş’ de genel müdürlük yaptığım için; unvanımdan, o kimliğimden ötürü ve görev almış olmamdan ötürü cezalandırılıyorum düşüncesindeyim. İlk anlarda şaşkındım; adıma leke düşüyor diye utandığımı itiraf edeyim ama bugün, suçsuzluğumu sonuna kadar savunmaya kararlı, beraat edeceğine yüzde yüz emin bir insanım. Suçu olmayan birine 7 aydır bu muameleyi reva görenlerin utanması gerektiğini düşünüyorum bugün.

“YAŞANANLAR TÜM TOPLUMUN GELECEĞİNİ İLGİLENDİRİYOR”

Bugün sizler de dahil olmak üzere çok sayıda tutuklu var. Artan gözaltılar ve soruşturmalar, ifade veren sanatçılar, cezaevinde neden tutulduğunu hala anlayamayan bir menajer… Kendiniz ile ilgili tutukluluk da dahil olmak üzere bu tabloyu siz cezaevinden nasıl yorumluyorsunuz?

Şüphesiz tablo endişe verici. Tahminim birçoğu somut olarak neyle suçlandığını, neden tutuklu olduğunu halen bilmiyor. Elbette büyük üzüntü duyuyorum. Bir yandan da ismimim hiç anılmadığını görüyorum, kimse bahsedemez de çünkü irtibatım, tanışıklığım yok. MASAK kayıtlarımda, HTS’de suç teşkil edecek bir unsur hiç sorulmadı. Pek çok itirafçı isimden söz edildi; hiçbirini hayatımda görmedim, tanışıklığım yok. Ama hâlâ içerideyim.

Adaletin, savunma hakkının resmiyette var olduğu ama fiilen yok sayıldığı bir dönemdeyiz. Büyük bir adaletsizlik yaşanıyor. Kişisel mağduriyetlerin ötesinde bir sistem sorunu bu. Dolayısıyla yaşananlar tüm toplumun geleceğini ilgilendiriyor. Bu nedenle, susmadan; suçsuz olduğumu bıkmadan usanmadan tekrar edeceğim çünkü adil ve tarafsız bir süreçte, kesinlikle ilk duruşmada beraat edeceğim.

“ONLAR İÇİN ‘DESTEK PLATFORMU’ KURMAK İSTİYORUM”

Okuma yazma öğrettiğinizi söylediniz koğuşta birlikte kaldığınız kadınlara. Onlar arasında sizin gibi bir ismin cezaevinde olmasına şaşıranlar var mı? Size “neden cezaevinde olduğunuzu” sorduklarında ne yanıt veriyorsunuz?

Okuma yazma öğretmenin, mektuplarını yazmanın ötesine geçtik. Cezaevindeki kadınların hayat hikayelerini dinliyorum, yazmaları için teşvik ediyorum. Yazın, kendi hikâyenizi kâğıda dökün, diyorum.

‘Bizi buluşturan, birleştiren ortak duygu adalet özlemi.’ Bunu söylüyorum sorduklarında da. Çünkü adalet özlemini daha geniş bir açıdan değerlendiriyorum. Burada ağırlıklı olarak madde kullanımı gibi adli süreçler sonucunda cezaevine girmiş kadınlarla birlikteyim. Eğer toplumda adil ve eşit bir düzen kurulabilmiş olsaydı, sosyal refah ve adalet sağlanabilmiş olsaydı, bu genç kızlarımız, kadınlarımız cezaevinde olmazdı. Evladımız yaşındaki gençlere, güzel ve umut dolu bir gelecek sunabilirdi bu ülke. Bunun için her şeyimiz var; topraklarımız bereketli, insanımız çalışkan, bilgi ve birikimi olan kökleri güçlü bir toplumuz. Bu kadar güçlü potansiyellerimiz varken, bu insanlar cezaevinde. Nedenlerini herkesin düşünmesi gerekiyor.

Buradan çıktığımda, rehabilite dönemini güvenle geçirmek isteyen kızlarımız, kadınlarımız için bir Destek Platformu kurmak istiyorum. Yeniden aynı hayatın onları yutmaması için elimden geleni yapacağım. Eminim iş dünyasından, farklı mesleklerden pek çok kişi bu çabaya destek verecektir. Henüz düşünsel olarak tasarlamaya çalışıyorum ama bu platformu çok önemsiyorum. Uyuşturucuya neredeyse şah damarından alıştırılmış bir genç, yeniden aynı ağa düşmesin. ‘Gençlerimiz geleceğimiz’ diye hamasi söylemlerle olmuyor. Dolayısıyla, bizi cezaevinde bir araya getiren ve buluşturan ortak duygu sadece mahkeme önünde değil, yaşamın her alanındaki adalet özlemi.

Orada bu kadar çok kadınla kalmak, kadın hikayelerini de beraberinde getirir. Var mı etkilendiğiniz bir hikâye?

Çok var, daha bu yaşta; öğrencilerimiz yaşında kızlarımız var içerde, hak etmedikleri, taşıyamayacakları yaşamların ortasında kalmışlar. Yaşadıkları, anlattıkları, toplumun en kırılgan kesimlerinin nasıl korumasız bırakıldığının da resmi.

Bir de sizden bir hikâye alalım istiyorum. Ziyaretçinizin çok olduğunu biliyoruz. Aralarında sizi en çok şaşırtan ya da mutlu eden ismi sorsam size…

Ziyarete gelen herkes kıymetli. Arkadaşlarım, dostlarım, milletvekilleri, bürokratlar ve iş dünyasından insanlar geliyor. Her biri çok kıymetli, sağ olsunlar. En çok etkileyen şey ise, hiç tanımadığım insanların yazdığı mektuplar. Cezaevinde en değerli şey, unutulmadığını bilmek. İnsanların yalnızca geçmişteki görevim dolayısıyla değil, yaşanan adaletsizlik karşısında hissettikleri ortak kaygı nedeniyle benimle bağ kurduklarını görmek tarifsiz bir moral kaynağı.

Bir de cezaevi kitaplığında karşılaştığım büyük bir sürpriz var. Bunu da bir ziyaret olarak değerlendiriyorum: Rahmetli amcam Veysel Atayman’ın “Etik” ve “Aydınlanma” kitaplarına rastladım. Amcam Türkiye’nin çok değerli bir sinema yazarı, çevirmeni ve dilbilimcisiydi; akademide de özellikle dil, eleştirel teori ve kültürel çalışmalar alanında önde gelen hocalardandı. Hapishane duvarları arkasında suçsuz şekilde gün sayarken Etik ve Aydınlanma’nın karşıma çıkması, tam da zamanın ruhuna uygun bir tesadüf oldu. Adeta zamanın ötesinden, “dik dur, doğruyu savunmaktan, hakkını aramaktan vazgeçme” diyen bir ses oldu. Bugün muhatap olduğum haksızlıkların ortasında, bu değerlerin kitap sayfalarından çıkıp hayatımıza hâkim olacağı günlerin umuduyla yazdıklarını tekrar okuyorum.

Çok mutlu olduğum bir ziyaret ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gelişi oldu. Kendisiyle konuştuk, dertleştik. Yalnız olmadığımı, sesimizin dışarıda duyulduğunu görmek moral veriyor, umudumu artırıyor. Her bir ziyaret, her bir okuma dik durmam ve umudumu diri tutmam için bana güç veriyor.

“TOPLUMU NE KADAR YANILTABİLİRSİNİZ?”

Uzun yıllar medya sektöründe bulundunuz. Bugün medyayı nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye’de gerçek anlamda habercilik ve yayıncılık yapabilen çok fazla kuruluş kalmadığını herkes biliyor; zorluklarını siz bizzat yaşıyorsunuz. Türkiye bu dönemde “yandaş medya, havuz medyası” gibi kavramlarla tanıştı; toplum bu kavramları üretmek durumunda kaldı

Hükümet yanlısı yayınlar, bırakın objektif haberciliği, adeta yargısız infaz kurumuna dönüştüler. Son 7 aydır bunu en ağır biçimini tecrübe ediyoruz. İBB tutukluluklarının gizlilik kararı olan dosyalarını ediniyorlar; bilgiler ise bir manipülasyon aracı ve siyasi propaganda malzemesi olarak kullanılıyor.

2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke içerisinde geçen yıla göre bir sıra daha gerileyerek 159’uncu sırada yer aldı. Bu sıralama, medyanın içinde bulunduğu durumu en iyi şekilde yansıtıyor; ahlaki bir çürüme dönemini yayıncılık boyutunda da tecrübe ediyoruz.

Keza RTÜK de uzun zamandır düzenleyici değil, açık bir cezalandırma mekanizması olarak işliyor; özellikle bağımsız mecralara kesilen cezaların şiddeti giderek artıyor. Medyanın nefesinin kesilmek istendiğini, doğru ve gerçek haberin dolaşıma girmesinin sürekli engellenmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu vahim tabloya rağmen, gerçekleri gizlemeye çalışarak bir toplumu ne kadar yanıltabilirsiniz? Mümkün değil.

Cezaevinde neler yazıyorsunuz? Öykü, deneme, senaryo?

Hepsinden biraz diyebilirim. En çok da şiir yazmış olmama gülümsüyorum kendi kendime. Merhum Bülent Ecevit’in şiirlerinin yer aldığı “Bir Şeyler Olacak Yarın” kitabı, hem özgürlük umudumu artırdı hem de beni başka dünyalara taşıdı. Öyle ki, 19 Mart’ta ilkbaharın eşiğinde tutuklanıp iddianame olmadan sonbahara- kışa gelmemizin etkisiyle olsa gerek “Mevsimler geçti, güze döndük…” diye şiir yazmaya başladım. Şiir, küçük öykü denemeleri derken, bir şekilde nefes almaya, dört duvar arasında kendime bir yaşam alanı açmaya çalışıyorum.

“Afyon’da tahliye edileceğimi, buna inanıyorum”

Farklı cezaevlerine sizi sevk edebileceklerini söylemişler ancak siz kabul etmemişsiniz. Neden?

Tekrar aynı süreçleri yaşamak istemedim. Davanın açıldığı yere; İstanbul’daki bir cezaevine gidemedikten sonra, farklı bir şehre gitmeye gerek yok. Yine ellerim kelepçeli, bir kabin içinde saatlerce aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Elbette Afyon gibi, memleketimin her şehri benim için değerli ama kısa süre içinde çıkacağıma inanıyorum, o nedenle yer değişimini tercih etmiyorum şu aşamada. Afyonlular sağ olsunlar beni içtenlikle bağırlarına bastılar. Bir sürü dostum var burada; beni hiç yalnız bırakmadılar. Hep birlikte sabrediyoruz. Afyon kurtuluşun şehri, Cumhuriyetin şehri. Umutla, iddianameyi burada bekleyeceğim ve buradayken tahliye edileceğim. Buna inanıyorum.

“MADEM DELİL YOKTU, NEDEN TUTUKLADINIZ?

Hakkınızda nerdeyse suçlama yok, sizin de ifadenizle hiçbir kayıtta da size dair bir veri yok. Defalarca da başvuru yaptınız. İddianamenin hazırlanmasıyla birlikte cezaevinden çıkacağınızı düşünüyor musunuz?

Eminim, çok eminim. Ancak hukuk işlerse, diye vurgulamam gerekiyor. Çünkü hukukun bu şekilde işlediği bir ortamda, bazen umudun da sınandığı oluyor. 7 aydır, “örgüt üyeliği” “suç şüphesi” ve “delillerin toplanamamış olması…” diye ifade edilen gerekçelerle tutukluyum; “bir ihtimal…” üzerine tutukluyum.

Oysa emniyette, bir MASAK raporunun benimle ilgili sadece iki satırdan oluşan bölümü gösterildi. Orada da ikametgâhım vardı. Dolayısıyla, suçlamalarla ilgisi olan, şüpheli sayılabilecek hiçbir malvarlığımın olmadığı bana gösterilen MASAK raporuyla da anlaşılmış olmalıydı. Benimle ilgili olabilecek hiçbir mesaj, e-posta, arama ya da HTS kaydı gösterilmedi, sorulmadı. Ayrıca, gizli tanık oldukları söylenen kişilerin ifadeleri de özetle okunmuştu ve hiçbirinde bir iddia ya da beni işaret edebilecek bir olay anlatılmıyordu. Bahsedilen konulara ilişkin bilgim bile yok. Fotoğrafları gösterilen isimlerin de çok büyük bölümünü tanımıyorum, herhangi bir iş ilişkim veya tanışıklığım olmadı.

Dosyada gizlilik kararı olduğu için bu bilgilere avukatlarım da erişemiyor. Herkes gibi basına yansıyanlardan haberdar oluyorum. Etkin pişmanlıktan yararlanıp tahliye edilenlerin benimle ilgili hiçbir bilgi vermediklerine eminim çünkü tanışmıyoruz.

Bir de iddia edilen örgütün varlığına ve benim nasıl üye olduğuma, örgütün hangi seviyesinde, görevinde olduğuma ilişkin bir delil gösterilmiş değil. Aynı şekilde kiminle, nerede nasıl bir rüşvet ilişkisine girdiğime ilişkin tek bir iddia ve delil gösterilmedi. Bir rüşvet iddiası varsa, suçlanan kişiye bunun delillerinin gösterilmesi ve soru sorulması gerekmez mi? Suçlamaları kanıtlayacak tek bir delil olmayacak çünkü böyle bir şey yok.

Şunu da vurgulamak isterim: “Delillerin toplanamamış olması” diye bir gerekçe olabilir mi? Delilleri toplamadan bir insanı 7 ay özgürlüğünden mahrum etmek nasıl bir düzendir? Madem delil yoktu, niye tutukladınız. Böyle bir hukuk sistemi olabilir mi? Vicdanı olan herkesin bu haksızlığı göreceğine inanıyorum. Hukukun adil biçimde uygulanması halinde beraat edeceğimden en ufak bir şüphem yok.

“OĞLUMLA BÜYÜK BİR GURUR DUYUYORUM, TARİFSİZ…”

Son olarak ailenizi sormak isterim. Anne, babanız ve de oğlunuz… Oğlunuz sizin en kıymetliniz. Bunu anlıyoruz. Onların yaşadığı zorluklara da üzülüyorsunuz. Peki yıllar önce kucağınızda tuttuğunuz o bebeğin, şimdi böyle bu zorlu koşullarda sizinle verdiği mücadeleyi biraz da gururla izliyor musunuz?

Büyük bir gurur duyuyorum, tarifsiz… Tek başına annesi için her şeye yetişmeye çalışan genç bir oğlum var. Maddi manevi beni yüklendi ve dostlarım da ziyaretlerinde ve mektuplarında oğlumla gurur duymamı söylüyor, çok mutlu oluyorum. Ailem ve dostlarım bu süreçte en büyük dayanağım oldu. Annem ve babam yaşlı insanlar; buna rağmen kilometrelerce yol kat edip beni görmeye geliyorlar. Oğlum ise her hafta Afyon yollarına düşüyor. Onların bu özverisi, bana büyük moral ve güç veriyor.

Gelişmeleri kaçırmamak için Ankara24.com'dan en güncel haberleri takip edin.
seeGörüntülenme:47
embedKaynak:https://halktv.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Ekim 2025 12:04 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Türkiye’de Üniversite Eğitimi. En İyi Üniversiteler, Fırsatlar ve Başvuru Rehberi 2025

24 Ekim 2025 14:50see274

Kerem Aktürkoğlu pişman etti: Hayal kırıklığıydı

24 Ekim 2025 18:38see110

Pastadan Türkiye ye önemli pay! Milyonluk rezerv güç katacak

24 Ekim 2025 12:57see106

Bir güvenlik travmasının anatomisi.... Haber7 yazarından ezber bozan İran kitabı!

24 Ekim 2025 16:35see105

Beylikdüzü döneminde ihaleye fesat karıştırdığı iddia edilmişti: Mahkemeden İmamoğlu hakkında karar Politika Haberleri

24 Ekim 2025 18:31see105

Sarıyer de sağanak sonrası göle dönen caddede domuz boğuldu

25 Ekim 2025 12:11see104

TOKİ KİRALIK KONUT ÖDEME PLANI Kira ücretleri ne kadar olacak, kimler başvurabilir?

24 Ekim 2025 16:33see104

Merdan Yanardağ ın gözaltı süresi uzatıldı

25 Ekim 2025 09:27see104

Gece boyu uyuyana kadar saatleriniz mi geçiyor? Uykusuzluk çekiyorsanız daha derin bir uyku için uygulamanız gereken yöntemler!

25 Ekim 2025 11:56see104

Avrupa devleri sinyal yakmıştı! Osimhen için taraftarın yüreğine su serpen açıklama

24 Ekim 2025 16:03see104

ŞOK aktüel kataloğu 24 28 Ekim yayında! ŞOK ta bu hafta neler var? İşte ŞOK indirimli ürünler listesi

24 Ekim 2025 19:06see104

Cevdet Yılmaz KKTC Cumhurbaşkanı nı ziyaret etti!

24 Ekim 2025 14:21see103

Dışişleri Bakanı Fidan Ürdünlü ve Mısırlı mevkidaşlarıyla telefonda görüştü Gündem Haberleri

24 Ekim 2025 15:04see103

ABD de bütçe krizine bağış yaması!

25 Ekim 2025 13:29see103

Gençlerbirliği TÜMOSAN Konyaspor maçının hazırlıklarını sürdürdü Futbol Haberleri

24 Ekim 2025 17:14see103

İsrail medyası Galatasaray ın koreografisini UEFA ya şikayet etti Sözcü Gazetesi

24 Ekim 2025 13:47see103

Başkan Gülpınar: Göbeklitepe insanlığın ortak hafızasıdır

24 Ekim 2025 14:33see103

İsrailli antropolog Barış Kurulu nun olası tehlikesine karşı uyardı: Sömürgeye kapı açmak!

24 Ekim 2025 14:34see103

Khloe Kardashian dan şaşırtan itiraf: 3 yıldır kimseyle birlikte olmadım

24 Ekim 2025 16:05see102

Meteoroloji tek tek açıkladı! Sel su baskını ve dolu bir arada

25 Ekim 2025 07:47see102
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları