Ankara24.com
close
up
Menu

Estetik bağımlısı sosyal medya fenomeninin şüpheli ölümü tartışma yarattı

T.C. ESKİŞEHİR 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

Lokanta sahibi fenalaşan müşterisini kalp masajıyla hayata döndürdü

Bakan Bak: 1 milyon öğrencimizi yurtlarımızda ağırlıyoruz

Paslanmaz çelikte ek vergi gelirse 300 bin kişi işini kaybedebilir

Bakan Ersoy dan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin kabul edilmesine ilişkin açıklama

Bilgili’den de 500 bin dolar rüşvet almış Yerel Gündem Haberleri

Gaziantep te 2 bin TL, Kilis te 900 TL

GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN

35 kişiye mezar olan Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi krizi

Kaçak tekne operasyonu: 15 yıldır ilk kez böyle bir olay yaşıyoruz Kocaeli Haberleri

Otomobil tırın dorsesine saplandı:1 yaralı Önce sürücü sıkıştığı araçtan sonra da otomobil, sıkıştığı tırdan kurtarıldı Bartın Haberleri

Almanya, katil İsrail den Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri kurulması kararını derhal durdurmasını istedi

Menteşe de motosiklet tıra çarptı: 1 ölü Muğla Haberleri

AK Partili Türkyılmaz dan İSPARK a fahiş zam eleştirisi!

Geminid meteor yağmuru Türkiye den görülecek mi? Geminid meteor yağmuru ne zaman, saat kaçta? Yılın son meteor yağmuru Geminid!

Kentte bir ilki başaran kadın, nazara geldi

TIR servis minibüsüne çarptı! Feci kazada 9 kişi yaralandı

Bir Akdeniz de bir Karadeniz de: 10 dakika geçmeden iki deprem üst üste!

Dünya Kupası bilet fiyatları açıklandı! Taraftarlar hayal kırıklığına uğradı Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor

Hayat mektebinde pişmek Mahmut Ay

Hayat mektebinde pişmek Mahmut Ay

Yenisafak sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.

-Tiyatro oynayan mutsuz komedyen miyiz; tencerede pişen nohut muyuz? - İnsan olmak zor şey… Hayat, türlü acılar ile çeşitli sevinçlerin birbirine karıştığı, gözlerden akan hüzün yaşlarının sevinç yaşları ile yarıştığı bir varoluş biçimi. Hayatımızda yaşadığımız, isteyerek ya da istemeyerek tecrübe ettiğimiz hadiselere baktığımızda çoğunlukla istediklerimizin daha az, istemediklerimizin daha çok gerçekleştiğini görürüz. Geçmişe bakıp yaptığımız yanlış tercihlerden ya da hatalarımızdan ötürü üzüntü

-Tiyatro oynayan mutsuz komedyen miyiz; tencerede pişen nohut muyuz? -

İnsan olmak zor şey… Hayat, türlü acılar ile çeşitli sevinçlerin birbirine karıştığı, gözlerden akan hüzün yaşlarının sevinç yaşları ile yarıştığı bir varoluş biçimi. Hayatımızda yaşadığımız, isteyerek ya da istemeyerek tecrübe ettiğimiz hadiselere baktığımızda çoğunlukla istediklerimizin daha az, istemediklerimizin daha çok gerçekleştiğini görürüz. Geçmişe bakıp yaptığımız yanlış tercihlerden ya da hatalarımızdan ötürü üzüntü ve pişmanlık duyarız. Geleceğe baktığımızda da bizi bekleyen pek çok ihtimalden hangisinin gerçekleşeceğini bilemediğimiz için kaygı ve endişe duyarız. “İnsan nedir?” sorusuna “Bir damla kan; yüz bin endişeden ibaret bir varlık (Yek katre-i hûnest, sâd hezârân endîşe)” diye cevap vermiş büyük şair Sa’dî Şirâzî.

Hayatta neredeyse her gün birkaçını yaşadığımız hastalık, yakınlarımızın ölümü, dost zannettiklerimizin ihaneti, dürüst sandıklarımızın sahtekârlığı, maddî imkânsızlıklar, ekonomik sıkıntı ve krizler, mal varlığımızın azalması, ruhsal/psikolojik sıkıntı ve bunalımlar, toplumsal sorunlar, ansızın başımıza gelen olumsuzluklar, hasetlikler, fesatlıklar, dedikodular, aşağılamalar, trafikte yaşadığımız nezaketsizlikler vs. gibi hadiseler, hakikaten bizi zorlar ve bize belirli ölçüde ıstırap verir. Bu zorluklar, kimini yıkar kimini de yapar; nicesini bitirir nicesini de pişirir. Bu büyük fark, yaşadığımız olumsuzluklara nasıl bir anlam yüklediğimizle alakalıdır. Yaşadıklarımıza ve varoluşumuza yükleyeceğimiz anlam, her şeyden evvel bu kâinatı ve beni yaratan bir yüce kudrete inanıp inanmamakla ilişkilidir. Şayet evreni yaratan ve yaşatan bir Allah’a inanıyorsam, tüm yaşadıklarım bu Allah inancım çerçevesinde anlam bulacaktır. Eğer böyle bir inancım yoksa ya kendime göre yapay, cılız ve geçici anlamlar üretip kendimi avutmaya çalışırım ya da “anlamsızlık zindanı”nda manevî ve ruhsal bir acı ve ıstırap sarmalında heba olup giderim.

Yaşadığımız güzellikler ve mutlulukları anlamlandırmak kolay ama kötülükler, zorluklar ve musibetleri anlamlandırmak pek kolay değil. Tarih boyunca, insanoğlu yaşadığı kötülükler ve sıkıntıları iki şekilde değerlendirmiş. Peygamberler ve bilgeler, bunları dünya hayatının sınavları olarak görmüş ve bizi yaratan Yüce Allah’ın bu sıkıntılar aracılığıyla bizi sınadığını söylemişler. Sınavda olduğumuzun farkındalığına varmayı ve sabretmeyi öğütlemişler. Buna mukabil ateist, deist ve agnostikler ise böyle bir aşkın/dikey anlamlandırmadan mahrum oldukları için dünyevî/yatay anlamlandırma gayretleri içine girmişlerdir. İçlerinden epey bir kısmı, kötümserliği (pesimizm) benimsemiş ve dünyanın türlü kötülüklerle dolu berbat bir yer olduğunu, dünyaya geldikleri için kendilerini çok talihsiz hissettiklerini ve dünyaya yeni kurbanların gelmemesi için kimsenin çocuk yapmamasını tavsiye etmişlerdir. Gerçi teistler içinde de kötümserliğe meyilli düşünürler çıkmıştır ancak kötümserlerin ekseriyeti teist değildir.

Bir deist olan Voltaire (1694-1778), Hristiyan bir teist olan Leibniz’in dünyadaki kötülükleri önemsiz gören ve “Yaşadığımız hayat, mümkün olan hayatların en mükemmelidir.” şeklinde özetlenebilecek iyimser düşüncesine karşı yazdığı “Candide ve İyimserlik” adlı romanında, Tanrı’nın iyi bir âlem yarattığı düşüncesini hicvetmiştir. Dünyada kötülüğün olmadığını söyleyenleri, hastanelere ve hapishanelere gidip oradaki insanların çektikleri acıyı görmelerini tavsiye etmiştir.

Ateist olan Schopenhauer (1788-1860) kötümser düşüncenin belki de en önemli temsilcisidir. Ona göre dünya kötülüğün hâkim olduğu berbat bir yerdir: “Dünyada genel olarak hâkimiyet kötülüğün, söz budalalığındır. Kader acımasız, insanlar zavallıdır.” (Arthur Schopenhauer, Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar, s. 32). İnsanlardan öyle nefret eder ki “İnsanları tanıdığımdan beri hayvanları daha çok sevmeye başladım.” der.

Schopenhauer’a göre dünya, her insanın mutsuz bir komedyen olarak oynadığı bir tiyatro sahnesi gibidir. Roller farklı farklıdır ama mutsuzlukta herkes aynıdır. Şöyle der: “Sahnede biri prensi, diğeri milletvekilini, üçüncü biri hizmetkârı veya askeri veya generali oynar. Ama bu farklılıklar sadece dışarıda mevcuttur. Bu görünüşün çekirdeği olarak içeride herkeste aynı şey bulunur: acıları ve açlıklarıyla zavallı bir komedyen. Hayat da böyledir. Mevki ve zenginlik farklılıkları herkese oynayacak bir rol verir ama bu role asla bir içsel mutluluk veya huzur farklılığı karşılık gelmez.” (Schopenhauer, Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar, s. 11).

Bizim medeniyetimizde, başta Gazzâlî olmak üzere âlim ve âriflerimiz ‘Âlemin, şu ankinden daha iyi olması mümkün değildir (leyse fi’l-imkân, ebdeu mimmâ kân)’ anlayışındadırlar. Âlemde kötülüğün varlığının farkındadırlar ancak bunu Allah’ın bu âlemi imtihan için yaratmasıyla anlamlı hâle getirmeye çalışırlar. Tabi medeniyetimizde Maarrî ve Hayyam gibi kötümserler de çıkmıştır. Onların sözleriyle Batı’nın pesimistlerinin sözleri birbirine çok yakındır. Mesela kötümserlerin çoğu, çocuk edinmeye karşıdırlar. Hiç evlenmemiş olan Maarrî de dünyaya gelişini babasının suçuna bağlamış ve evlat edinme suçunu işlememekle övünerek mezar taşına şunu yazdırmıştır: “Hâza cenâhu ebî aleyye/Vemâ ceneytu alâ ahad (Ben, babamın işlediği bir suç sonucunda dünyaya geldim/Ama hiç kimse aleyhinde o suçu işlemedim).”

Yazımızın başlığında hayatı mektebe benzettik. “Gerçekten hayat, mektep olmakla nitelendirilebilir mi?” sorusuna Kur’ân-ı Hakîm zaviyesinden bakıldığında “Evet” cevabını verebiliriz. Zira Hikmetli Kitap, dünya hayatının imtihan için var edildiğini ve Allah ile peygamberlerin insana bu hayatın amacını ve yapması gerekenleri öğrettiğini bildirir (Mülk 67/2, Rahman 55/2, Bakara 2/151, 282). Demek ki bir mektepte olması gereken şu iki şey hayatta da vardır: Öğretim ve sınav. O hâlde mümin, bu hayatta yaşadıklarının tamamının bir sınama biçimi olduğunu idrak etmeli ve peygamberleri aracılığıyla Yüce Yaratıcı’nın öğrettiklerini dikkate alarak yaşamalıdır. Bu hayatın bir mektep olduğunu idrak edemeyenler ise, mektep kaçkınlarıdır.

Peki, bu sınamanın amacı nedir? Âriflere göre pişmek ve olmaktır. Yaşadığımız her bir olumsuzluk ve kötülük, aslında bizi olgunlaşmaya (kemâl) doğru götürmek için vesilelerdir. Hayata mümince bakmak, bir kemâl yolculuğu (seyr ü sülûk) içinde olduğunun farkına varmaktır. Yaşadığımız her kötülük kemâl yolculuğumuzda mesafe katetmemize yardımcı olacak manevî bir fırsattır aslında. “Müminin başına gelen her türlü yorgunluk, hastalık, keder, üzüntü, acı ve sıkıntı, hatta ayağına batan bir diken dahi onun hatalarına keffâret olur.” (Buhârî) buyurur Resûl-i Zîşân Efendimiz. Başka bir kutlu sözünde de şöyle ifade edilir: “Bazen Allah, kulunu bir makam yükseltmeği diler. Ancak kul, kendi amelleriyle o makama erişemez. Bu sebeple Allah o kişiyi o makama ulaşıncaya kadar hoşlanmadığı şeylerle imtihan eder” (Heysemi, Mecmau’z-Zevaid).

Hz. Mevlânâ, musibetler karşısındaki insanı tencerede pişen nohuda benzetir. Nohudu pişiren, onu hamlıktan çıkarıp cana karışarak can olması için pişirir. Nohut, kaynar suda piştiğini fark edince feryat edip zıplamaya başlar; kaçmak ister pişmekten. Lâkin pişiren, amacının ona eziyet etmek olmadığını anlatmaya çalışır. Şöyle der Mevlânâ: “Müminin bir belâya uğrayınca sabırsızlık edip kaçması, nohudun ve sair yiyecek şeylerin tencerede kaynarken sıçrayıp dışarı çıkmaya çalışmalarına benzer. Bir bak… Nasıl çömlekte nohut ateşten kaynayıp mağlup olarak yukarı çıkar. Her an hareket hâlinde olup tencerede yüzlerce coşkunluk gösterir/“Niçin ateşte durur, beni kaynatırsın? Madem beni satın aldın, bu başa kalkış neden?” der/Pişiren de onu kepçeyle karıştırıp der ki: “Muradım, seni pişirmektir”/Hamsın, ayrılık ateşiyle piş de bir lezzetin olsun/Gıda olunca cana karışılır. Yoksa bu imtihan kahır için değil/Bostanda sular içip yeşerdin. O içiş ve yeşeriş bu ateş içindi/Bu yüzden Hakk’ın rahmeti, imtihan ehlinin rahatı bulması için kahrından ileridedir/Varlık sırrının sermayesi belli olsun diye rahmeti kahrından ileridedir/Çünkü lezzet olmadan et ve deri hâsıl olmaz. Onlar hâsıl olmadıkça da dostun aşkı onları nasıl yakabilir?/Kader kahırda bulunursa üzülme. Bu yüzden sermayeni bağışlarsın. Ey nohut! Baharda safa sürdün. Şimdi eziyet sana misafirdir, onu hoş tut…Ey nohut! Sen belalara düşüp kayna da sende varlık da benlik de yok olsun (Mesnevî, trc. Süleyman Nahifî, III. Cilt, 4180-4210. beyitler).

Dostlar! Hayatın zorluklarını hepimiz bilfiil yaşıyoruz. Acaba bunları nasıl anlamlandırıyoruz? Tiyatrodaki mutsuz komedyen gibi mi yoksa tencerede pişen nohut gibi mi? Karar sizin.

Gelişmeleri kaçırmamak için Ankara24.com'dan en güncel haberleri takip edin.
seeGörüntülenme:104
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 24 Ekim 2025 04:01 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Estetik bağımlısı sosyal medya fenomeninin şüpheli ölümü tartışma yarattı

13 Aralık 2025 00:08see153

T.C. ESKİŞEHİR 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

13 Aralık 2025 00:20see150

Lokanta sahibi fenalaşan müşterisini kalp masajıyla hayata döndürdü

13 Aralık 2025 00:52see146

Bakan Bak: 1 milyon öğrencimizi yurtlarımızda ağırlıyoruz

13 Aralık 2025 00:40see145

Paslanmaz çelikte ek vergi gelirse 300 bin kişi işini kaybedebilir

12 Aralık 2025 17:52see138

Bakan Ersoy dan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin kabul edilmesine ilişkin açıklama

13 Aralık 2025 00:57see134

Bilgili’den de 500 bin dolar rüşvet almış Yerel Gündem Haberleri

13 Aralık 2025 04:02see134

Gaziantep te 2 bin TL, Kilis te 900 TL

12 Aralık 2025 21:11see130

GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN

13 Aralık 2025 00:20see127

35 kişiye mezar olan Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi krizi

13 Aralık 2025 00:28see125

Kaçak tekne operasyonu: 15 yıldır ilk kez böyle bir olay yaşıyoruz Kocaeli Haberleri

13 Aralık 2025 00:39see125

Otomobil tırın dorsesine saplandı:1 yaralı Önce sürücü sıkıştığı araçtan sonra da otomobil, sıkıştığı tırdan kurtarıldı Bartın Haberleri

13 Aralık 2025 00:31see124

Almanya, katil İsrail den Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri kurulması kararını derhal durdurmasını istedi

13 Aralık 2025 00:47see121

Menteşe de motosiklet tıra çarptı: 1 ölü Muğla Haberleri

13 Aralık 2025 01:45see119

AK Partili Türkyılmaz dan İSPARK a fahiş zam eleştirisi!

13 Aralık 2025 03:48see119

Geminid meteor yağmuru Türkiye den görülecek mi? Geminid meteor yağmuru ne zaman, saat kaçta? Yılın son meteor yağmuru Geminid!

13 Aralık 2025 00:34see119

Kentte bir ilki başaran kadın, nazara geldi

12 Aralık 2025 20:19see117

TIR servis minibüsüne çarptı! Feci kazada 9 kişi yaralandı

13 Aralık 2025 00:02see117

Bir Akdeniz de bir Karadeniz de: 10 dakika geçmeden iki deprem üst üste!

12 Aralık 2025 20:54see117

Dünya Kupası bilet fiyatları açıklandı! Taraftarlar hayal kırıklığına uğradı Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor

12 Aralık 2025 21:23see116
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları