Gülün başkentinde koku müzesi Isparta Haberleri
Haberturk sayfasından alınan bilgilere göre, Ankara24.com açıklama yapıyor.
DÜNYACA ünlü parfüm markalarının kokuda kalıcılığı sağlayan gül ve gül yağının üretildiği Isparta'da 1750'li yıllarda inşa edilen kullanılmayan Aya Baniya Kilisesi restore edilerek, Misparta Koku Medeniyeti' adı verilen müzeye dönüştürüldü. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, geçmişte kentte yaşayan Rumlar ve Hristiyanların yapıyı hem kilise hem de koku üretim merkezi olarak kullandığını ve bundan esinlenerek böyle bir proje hazırladıklarını söyledi.
Isparta Belediyesi, 1750'li yıllarda inşa edildiği düşünülen Aya Baniya Kilisesi'ni restore ederek, 'Misparta Koku Medeniyeti' adıyla Türkiye'nin ilk koku müzesine dönüştürdü. Dünyanın en büyük kozmetik firmalarının parfümlerinde kokunun kalıcılığını sağlamak için kullandığı gül yağı ve yağın çıkartıldığı gülüyle dünyaca ün yapan Isparta'da kurulan koku müzesi bu alanda Türkiye'de ilk, dünyada ise 5’inci müze olma özelliğini taşıyor.
4 BİN 500 YILLIK EN ESKİ PARFÜM FORMÜLÜ
Dünyada ilk kez sergilenen pek çok eşsiz eserin olduğu müzede, 4 bin 500 yıllık, dünyanın en eski parfüm formülü bulunuyor. İçinde gülün de bulunduğu 16 ham maddenin yer aldığı bu formül, deneysel arkeoloji metoduyla günümüze kazandırıldı.
'PARFÜMÜN TANRIÇASI' SERGİLENİYOR
Müzede hem sergilenen hem de ziyaretçiler tarafından koklanabilen özel koku dışında, Gılgamış Destanı'nda geçen çivi yazılı tabletlerden İbn-i Sina'nın gül ve koku üzerine çalışmalarına kadar pek çok eser, hem görülebiliyor hem de bire bir deneyimlenebiliyor. Bu eserler arasında Mezopotamya ve Anadolu uygarlıkları, Mısır, Grek ve Roma medeniyetleri var. Müzede, Anadolu'dan dünyaya parfümü yaydığına inanılan ve Türkiye'de ilk kez sergilenen Parfümün Tanrıçası heykeli de bulunuyor.
DÜNYA GÜL YAĞININ MERKEZİ
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, müzenin kurulduğu Aya Baniya yani Meryem Ana Kilisesi'ni, geçmişte Isparta'da yaşayan Rumlar ve Hristiyan vatandaşların hem kilise hem de koku üretim merkezi olarak kullandığını ve bundan esinlendiklerini söyledi. Kentte 803 endemik bitki türü ile Türkiye lavanta üretiminin yüzde 90'ına sahip olduğunu belirten Başdeğirmen, dünya gül yağı ihtiyacının yüzde 65'ini Isparta'nın karşıladığını açıkladı.
KİLİSEDE GEÇMİŞTE DE KOKU ÜRETİLMİŞ
Şükrü Başdeğirmen, “Yani bu bir endemik bitkidir. Her yerde yetişmeyen bir bitki, diğer süs gülleriyle karıştırmamak lazım. Bunlar yağ gülü ve parfümler, çeşitli kokularla ilgili bu kilisede çalışmalar yapılmış. Bahçesinde lavanta kaynatılırmış. Hem Müslümanlar hem gayrimüslimler, ilaç haline getirerek grip olan farklı rahatsızlıkları olan kişilere şişelerde dağıtılırmış. Gül suyu da tedavi için kullanılan bir ürün haline gelmiş. Hem gül suyu hem gül yağı hem diğer bitkilerden krem ve farklı kokular burada yapılmış ve ülke dışına da o ürünler gönderilmiş" dedi.
MİS VE ISPARTA BİRLEŞTİ
Savaşlar ve mübadele dönemleri nedeniyle bu kilisenin sahipsiz kaldığını, yıllar içinde kullanılamaz derecede tahrip olduğunu anlatan Başdeğirmen, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı'nın desteğiyle Isparta Belediyesi olarak restore ettiklerini kaydetti. Şükrü Başdeğirmen, “Bu kilisede ne yapmak lazım diye düşünürken, buranın tarihinde koku olduğunu görünce bize cazip geldi. Isparta olarak kokunun memleketiyiz, gül yağı ve ıtri bitkileri üretebiliyoruz. 803 endemik bitki üreten bir şehiriz ki, biz burayı koku müzesi yaptık. İsmi de 'mis' güzel koku demek, Isparta'nın önüne M'yi koyunca Misparta oldu. Mis kokulu şehir anlamında ve böyle bir logoyla, böyle bir markayla piyasaya çıktık" diye konuştu.
KİŞİYE ÖZEL KOKU ÜRETİMİ
Bazıları gerçek bazıları da replika birçok medeniyetin koku ve parfüm kaplarının müzede sergilendiğini söyleyen Başdeğirmen, imbikler ile altın otu, limon, lavanta, safran gibi birçok bitkiden koku üretimleri yapıldığını da söyledi. Şükrü Başdeğirmen, “Bu konsantreleri karıştırarak belli formüllerle kokular, parfümler üretiyoruz. Ve ayrıca burada kişisel parfüm yapma imkanımız da var. Ten kokusu, rengine göre kişiye özel parfüm yapabiliyoruz. Bu herkes tarafından çok sevinen ve beğenilen bir şey oldu. Hatta Cumhurbaşkanlığımızın köşküne üç kez gidip, dıştan gelen ülke misafirlerinin önünde bunların sunumlarını yaptık. Orada da kişiye özel kokular üreterek bunun tanıtımını yaptık" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'DE TEK, DÜNYADA 5 MÜZEDEN BİRİ
Bu müzenin Türkiye'de tek, dünyada da 5 müzeden biri olduğunu belirten Başdeğirmen, “Biz burayı gül yağı ağırlıklı bir müze ve atölye haline getirdik. 275 yıl önceki bir kilisede misafirlerimizin ilgisini çekiyoruz. Burada kokular da deneyebiliyor. 12 tane koku var, bunları değiştirebiliyoruz zamanla. Bunlar karıştırılıp özel kokular üretilebiliyor ve hepsinin kodları var, kodunu yazıyoruz. Birkaç sene sonra buraya tekrar gelirse o istediği, beğendiği kokuyu o formüllerle tekrar üretme imkanımız olup, vatandaşımıza verme imkanımız oluyor" dedi.
4 BİN KİLODAN 1 LİTRE YAĞ
Gül yağının öneminden de bahseden Şükrü Başdeğirmen, “1 litre gül yağını üretebilmek için 4 bin kilo, yani 4 ton gül yaprağını imbikten geçirmek zorundayız. Çok kolay bir şey değil bu. Gözünüzün önüne bir kamyonu getirin, sadece gülün yaprağından bir kamyon 4 ton almayabilir. Yani o kadar gül yaprağını imbiklerden geçirerek yağı üretiyoruz ve sadece 1 kilo alıyoruz. Parfüm yapan ülkeler bizden bunu alır. En önemli ülkeler Fransa, İsviçre, İtalya, ABD. Dünya gül yağı ihtiyacının 65'ini, en kaliteli gül yağını biz üretiyoruz" diye konuştu.
PARFÜMDE KOKU KALICILIĞINI SAĞLIYOR
Gül yağının en önemli özelliğinin parfümde kokunun kalıcılığını sağlamak olduğunu anlatan Başdeğirmen, “Vücutta, kıyafette kalıcılığı en uzun tutmak için gül yağı kullanılır. Eğer siz gül yağını koymazsanız parfümün içerisine çok kısa sürede kaybolur gider. Aldığınız bir parfüm kısa sürede kayboluyorsa, bunun içerisinde gül yağı yoktur. Eğer gül yağı olursa 1-2 gün bu kokuyu hissedebilirsiniz. Ayrıca ilaç sanayisinde de çok kullanılır hem gül suyu hem gül yağı önemli bir maddedir" ifadelerini kullandı.
50 MİLYON DOLARLIK İHRACAT GELİRİ
Isparta gülünün dünyada sadece Isparta ve Bulgaristan'da yetiştiğini söyleyen Şükrü Başdeğirmen, “Bizim marka olarak değerimiz dünyada çok yüksektir. Isparta'nın tamamında yıllık 2 bin 500- 3 bin kilo civarında gül yağı üretilir. Burada 50 milyon dolar civarında üretim vardır. Değer olarak belki çok fazla değil ama marka olarak ve bulunmayan bir ürün olarak 1 kilo gül yağı 13-14 bin avro değerindedir. Ve bu da kullanıldığı yerlerde damla damla kullanılan bir üründür" dedi.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:44
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 09 Kasım 2025 12:13 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















