Gazetecilikte ürpertici bir dönem! Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
Günümüzde gazetecilik çok zor bir meslek haline geldi...
Zordan da öteye tehlikeli bir meslek!
Yandaşlardan değil, bağımsız yayın yapan gazete ve gazetecilerden söz ediyorum.
Düzgün ve dürüst gazeteciler, İsa’ya da Musa’ya da yaranamıyorlar!
İlkeli gazeteciler tehdit ediliyor, saldırılara uğruyor, dövülüyor, yaralanıyor, bazen öldürülüyor.
Mesela kısa bir süre önce İstanbul Esenyurt’ta meslektaşımız Hakan Tosun yaptığı haberler nedeniyle vahşice katledildi. Ailesine bile 27 saat haber verilmedi.
Hem ülke, hem basın olarak çok kritik, endişe verici bir dönemden geçiyoruz.
Gazeteciler rahatlıkta gözaltına alınıp tutuklanabiliyor.
Anayasa’daki düşünce ve fikir özgürlüğü, basın hürriyeti, insan hakları askıya alınmış gibi!
Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla tutuklanıp hapse atıldı, Tele1’e kayyum atandı. Kanalda çalışanlar topluca istifa etti.
Merdan Yanardağ’ı yakından tanıyanlar, bir sosyal demokrat ve devrimci olan Yanardağ’ın düzgün, dürüst, yurtsever bir gazeteci olduğunu biliyorlar. “Casusluk” iddiası, onun kimliğine de kişiliğine de uymuyor.
★★★
Bundan 186 yıl önce 1839’da Padişah Sultan Abdülmecit döneminde yayınlanan “Tanzimat Fermanı”nda bile “Devlet kişilerin ve toplulukların hukukuna saygı gösterir, suçluların mülklerine devletçe el konulamaz” hükmü vardı.
186 yıl sonra 2025 Türkiye’sinde devlet, çeşitli nedenlerle kurumlara, şirketlere, kişilerin mal varlıklarına el koyabiliyor.
Son örnek Merdan Yanardağ... Casusluk iddiasıyla tutuklandı. Şu anda suçlu değil, sadece şüpheli... Sanık olarak yargılanacak. Hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olmadığı sürece suçsuzdur. Üstelik Tele1’in de sahibi değil, yönetmenidir.
O halde neden ve hangi gerekçeyle Tele1’e el konuldu?
Neden kayyım atanan bu televizyon kanalının içi boşaltıldı?
Neden bağımsız yayın çizgisi değiştirildi ve neden YouTube’daki yayın arşivi silindi?
Tüm bunların hukukla bağdaşır bir yanı var mı?
★★★
Meslektaşlarımız diye söylemiyorum. Samimi kanaatimdir bu... Bağımsız ve tarafsız gazeteciler gerçekten çok fedakâr insanlar. Halkımızın, insanlarımızın hakkını ararken, onların sıkıntılarını dile getirip dertlerine derman olmaya çalışırken, kendi haklarını arayamaz duruma geliyorlar.
“Mum dibine ışık vermez” denir ya... Tıpkı öyle!
Bence bu fedakâr meslektaşların hepsi birer kahraman!
★★★
Günümüzde yaşananlar, şafak baskınları, itirafçılar (daha doğrusu iftiracılar) , etkin pişmanlık, kayyum atamalar, yaka-paça gözaltına alınıp emniyete, daha sonra da adliyeye götürülmeler, uzun gözaltı süreleri, yaratılan korku, yaşatılan ıstırap, hukuk ilkelerine ve Birleşmiş Milletler’in temel kurucu belgesi olan “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ne hiç uymuyor! Hatta tam tersi!
Bu yüzden, “Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi”nde çok gerilerde, 142 ülke arasında 118’inci sıradayız! Yazık değil mi bu millete?
TEBESSÜM
Balık kavağa çıkmış!AKP’linin biri “Bu ülkede 25 yıl önce toplu iğne bile yapılamıyordu” demiş... Daha önce de “Bizden önce buzdolabı mı vardı? Ambulans mı vardı?” demişlerdi.
Doğru Parti Kurucu Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu “Hadi be!” diye tepki gösterdikten sonra Yunus Emre Divanı’ndan şu dörtlüğü okudu:
“Bir sinek, bir kartalı salladı vurdu yere,
Yalan değil, gerçektir, ben de gördüm tozunu,
Balık kavağa çıkmış, zift turşusu yemeye,
Leylek sıpa doğurmuş, inan bunun sözüne!”
GÜNÜN SÖZÜBiz düzelme beklerken lapa lapa karlar yağdı güvendiğimiz dağlara!
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:12
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 02 Kasım 2025 05:02 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















