Ankara24.com
close
up
Ehl i sünnet kimdir? Ömer Türker

Ehl i sünnet kimdir? Ömer Türker

Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com haber yayımlıyor.

Son yıllarda çok farklı tartışmalara konu olan kavramlardan biri de Ehl-i sünnet kavramıdır. Tartışmaların tarafları bu ifadenin hem mefhumunun hem de delalet ettiği şeylerin sabit olduğu düşüncesiyle hareket ettikleri hissi uyandırıyor. Halbuki diğer bütün kavramlar gibi Ehl-i sünnet de hareketli ve canlı bir kavramdır. Ortaya çıktığı şartlar ve tarih boyunca geçirdiği dönüşümler vardır. Ehl-i Sünnet adlandırmasının ilk olarak hangi kaynaklarda ve nasıl kullanıldığı, muhtelif yazar ve düşünürlerin

Son yıllarda çok farklı tartışmalara konu olan kavramlardan biri de Ehl-i sünnet kavramıdır. Tartışmaların tarafları bu ifadenin hem mefhumunun hem de delalet ettiği şeylerin sabit olduğu düşüncesiyle hareket ettikleri hissi uyandırıyor. Halbuki diğer bütün kavramlar gibi Ehl-i sünnet de hareketli ve canlı bir kavramdır. Ortaya çıktığı şartlar ve tarih boyunca geçirdiği dönüşümler vardır. Ehl-i Sünnet adlandırmasının ilk olarak hangi kaynaklarda ve nasıl kullanıldığı, muhtelif yazar ve düşünürlerin hangi grupları bu ad altında zikrettiği ve bunların gerekçelerinin neler olduğu bu yazısının vüsatına sığmaz, merak eden okurlar TDV İslam Ansiklopedisi’nde “Ehl-i Sünnet” maddesine bakabilir. Bu yazıda ben sadece Ehl-i sünnet kimliğiyle ilgili üç kritik ilkeye işaret edip bir sonuca varacağım.

1

. Ehl-i sünnet ilkece müslüman olduğunu ikrar edenleri müslüman kabul etmek, geleneksel ifadesiyle ehl-i kıbleyi tekfir etmemek demektir. Fertlerin veya grupların yanlış yorumları olabilir. Bu ilke, yanlış yorum ve tavırlara karşı, eleştiri hakkından vazgeçmek değil, farklı görüşteki şahıs ve grupları İslam toplumu dışında görmemek anlamına gelir. Hz. Ali, Hasan Basrî, İmam Ebû Hanife gibi kaynaklarda Ehl-i sünnetin önderi kabul edilen sahabe, tabiîn ve müçtehit imamlardan günümüze gelinceye dek Ehl-i sünnet, inanç ilkelerinden vazgeçmeden kapsayıcı bir şemsiye olmayı sürdürmüştür. Bu bağlamda Ehl-i sünnetin akidesi ile cemaati farklıdır. Akide istikrarlı bir şekilde erken yüzyıllardan beri muhafaza edilmiştir. Sadece akideyi dikkate aldığımızda mesela Mutezile Ehl-i sünnetin dışında kalır. Fakat “Ehl-i sünnet ve’l-cemaat” ifadesinde “cemaat” kelimesinin kapsamı, akidenin sınırlarını aşacak şekilde tanımlanmıştır. Buna göre Müslümanların çoğunluğunun oluşturduğu gruptan ayrılarak müstakil bir cemaat oluşturmayan ve ana bünye içinde kalan bütün gruplar Ehl-i sünnet kapsamında yer alır. İslam tarihine baktığımızda şayet oldukça azınlık bir grup haline gelen Hâricîleri dikkate almazsak Ehl-i sünnetin dışında kalan tek grup aslında Şia’dır. Çünkü Şia sadece akideleriyle değil, müstakil bir cemaat olmayı mümkün kılan tüm kabulleriyle farklılaşır. Şiîlerin sadece akaidi değil hem siyer kaynakları, hadis kaynakları, sahabe anlayışı, İslam tarihi okuması ve velayet anlayışı farklıdır. Ayrıca Şiîler, Müslümanların ana bünyesinden ayrı bir topluluk oluştururlar. Dolayısıyla akaidde Ehl-i sünnetten farklı olmasına rağmen ayrı bir cemaat oluşturmayan ve müstakil bir cemaat olmanın şartlarında farklılaşmayan Mutezile, Ehl-i sünnet ve’l-cemaatin organik bir parçası olmuşken Şia hiçbir zaman böyle olmamıştır.

2

. Ehl-i sünnetin İslam’ın ana gövdesini oluşturması, cemaat kapsamını oldukça geniş tutmasını gerektirdiğinden aynı akaidin birbirinden köklü bir şekilde farklılaşabilen yorumlarına imkân ve meşruiyet vermiştir. Bu bağlamda nazarî olarak birbirine rakip olan hatta zaman zaman tekfir derecesine varacak düzeyde birbirlerini eleştiren metafizik akımların tamamı Ehl-i sünnet çatısı altında yer alabilmiştir. Mesela kelamcıların yoktan yaratmaya ve âlemin hâdis olduğu ilkelerine dayalı metafiziği, filozofların sudur teorisi ve âlemin ezelî olduğu fikrine dayalı metafiziği ve sûfîlerin bu iki teoriyi mezceden zuhurcu metafiziği aynı anda Ehl-i sünnet kapsamında yer alır. Yani İmâm Mâtürîdî, Cüveynî, Gazzâlî ve Fahreddin er-Râzî gibi kelamcılar Ehl-i sünnet imâmı olduğu gibi şatahatlarıyla tanınan Beyazıd-ı Bestâmî ve vahdet-i vücûd teorisinin bânisi Muhyiddin İbnü’l-Arabî Ehl-i sünnet mutasavvıfı, Gazzâlî’nin tekfirlerine maruz kalan Fârâbî ve İbn Sînâ gibi müslüman filozoflar da Ehl-i sünnet filozofudur. Bu bakımdan Ehl-i sünnet kapsamında yer almak, farklı tavırları yok saymak anlamına gelmez, bütün bunların İslam’ın ana gövdesinin bir parçası oldukları, birbiriyle ilişki içinde var olabildiklerini ve etkileşim içinde dönüştüklerini ifade eder. Nitekim Memlük, Osmanlı ve Babürlü tecrübeleri de bu duruma açıkça tanıklık eder.

3

.Ehl-i Sünnet dıştan gelen tehdit ve saldırılara karşı cüretkâr ve mücadeleci olmak, müslüman toplumun kendi içindeki kargaşa ve kavgalar hususunda mütehammil ve sabırlı olmak, teenni ile hareket etmek demektir. Erken dönemde müslümanlar arasındaki iç savaşların yol açtığı yıkımı da dikkat alan bu ilke, tahammül sınırlarını aşacak noktaya varmadığı sürece sivil bir isyanı tercih etmemeyi gerektirir. Tahammül sınırlarının genişliği ve muhafaza saikinin güçlü oluşu nedeniyle Ehl-i sünnet muhafazakâr bir tavır olarak değerlendirilir. Fakat Ehl-i sünnet, devrimci bir tahammül ve muhafaza geliştirmiştir, değişim ve dönüşümü sürece yayarak yıkımı olabildiğince asgariye indiren bir devrim öngörür. Değişim ve dönüşümü, tek yönlü yani sadece karşısında olanın değişim ve dönüşümü olarak görmez, muhatabıyla birlikte kendi görüş ve yorumlarını da yeniler. Ehl-i sünnetin sürece yayılan çift taraflı değişim ve dönüşüm tavrı, bilhassa siyasi meselelerde gündeme gelse de gerçekte siyasi bir tavırdan ibaret değil, siyasi ve içtimai meseleleri de içerecek şekilde hayatın tüm alanlarında geçerli bir nazarî tavırdır. İslam toplumunda Yunan felsefesinin dönüştürülerek içselleştirilmesi, hakikat-şeriat tartışmalarında aykırı görünen fikir ve tavırların hiss-i müştereğin bir parçasına dönüştürülmesi, modern dönemde bilim, düşünce ve kurumların yenilenmesinde hep aynı ilke görülür.

4

. Bu üç ilkenin zorunlu bir sonucu olarak Ehl-i sünnet tarih boyunca ana bünye içindeki aykırı toplulukların varlığının garantisi olagelmiştir. Hatta bu sadece Müslümanlar için değil, gayri müslimler için de geçerlidir. Bu sebeple İslam tarihinde kurulan büyük imparatorlukların tamamı ya Ehl-i sünnet anlayışıyla ya da süreç içinde Ehl-i sünnet anlayışına evrilen bir yaklaşımla yönetilmiştir.

Bu ilkeleri çoğaltabiliriz ama ben bunlardan bir sonuca varmak istiyorum. Türkiye’de zaman zaman Alevîlik meselesi gündeme geliyor. Fakat son yıllarda Alevîlik biraz da solculuğun ayrılıkçı söylemlerinin tesiriyle sanki farklı bir mecraya doğru ilerlemeye başladı. Halbuki Alevîliğin varlığının garantisi tarihsel olarak Sünnîliktir. Evet, Alevîler kendilerini Sünnîliğe karşı konumlandırabilir ve buna hakları da olabilir ama Alevîlik Sünnî bloktan koptuğu ölçüde özgün kimliğini kaybeder. Nitekim özellikle seksen sonrasında seküler akımların etkisine giren Alevîler bu aşınmaya maruz kaldı. Özellikle bazı Batı Avrupa ülkelerinde Alevîliğin ayrı bir din olarak tanınması ve Batı Avrupa Türklerini yönetmesi siyasetinin bir parçası olarak kullanılması aşınmanın boyutlarını daha derinden kavramamıza imkân verebilir. Bu bakımdan Türkiye Alevîliği konusunda şu iki durumun farkında olmayan hiçbir görüş ve uygulama isabetli olamaz. Birincisi, Türkiye Alevîliğinin amelde Hanefî olmasıdır. Maalesef bu durum, Alevîlik konusunda yazan çizenlerin ve konuşanların pek farkında olmadıkları yahut farkındalıklarının kendilerinden dahi gizli kaldığı çok önemli bir ayrıntıdır. İkincisi ise Alevîliğe kimliğini kazandıran usul, ayin ve uygulamaların Sünnîliğini bildiğimiz Halvetî tarikatların usul, ayin ve uygulamalarıyla yüzden doksanı aşan bir ölçüde örtüşmesidir. Alevîlikle ilgili tefekkürde ve atılacak siyasi adımlarda bu iki durumun dikkate alınmaması yalnızca bölünme ve parçalanmalara teşne olur.

Gelişmeleri kaçırmamak için Ankara24.com'dan en güncel haberleri takip edin.
seeGörüntülenme:50
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 27 Ekim 2025 04:04 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Merdan Yanardağ ın gözaltı süresi uzatıldı

25 Ekim 2025 09:27see107

Sarıyer de sağanak sonrası göle dönen caddede domuz boğuldu

25 Ekim 2025 12:11see107

Kremlin den şaşırtan açıklama! İptal deniyordu ama... Trump ve Putin görüşecek

25 Ekim 2025 08:13see107

Meteoroloji tek tek açıkladı! Sel su baskını ve dolu bir arada

25 Ekim 2025 07:47see106

Alev savaşçıları , termal kameralı ısı tespit dronu ile gökyüzünden hayat kurtarıyor Bursa Haberleri

25 Ekim 2025 11:20see105

Safi Arpaguş un iki büyük sınavı

25 Ekim 2025 12:17see105

Kuşadası Tenis Kulübü nde Cumhuriyet Kupası heyecanı başladı

25 Ekim 2025 12:06see105

Yeni Şafak yazarı TELE1 in kayyumu oldu Sözcü Gazetesi

25 Ekim 2025 10:07see105

Hamileyken kaç kere ihanete uğradığını bile sayamamıştı... Kızını doğurdu, hayırsız sevgilisini affetti

25 Ekim 2025 15:07see104

TÜRKSOY 2. Türk Dünyası Gençlik Forumu nda gençliğe mesaj: Türk dünyasının umudusunuz

25 Ekim 2025 16:55see104

Putin: Sınırsız menzilli Burevestnik füzesinin testleri tamamlandı

26 Ekim 2025 13:25see104

150 sterline aldı, on binlerce sterline sattı! Salvador Dali ye ait çıktı

25 Ekim 2025 14:08see104

ABD de bütçe krizine bağış yaması!

25 Ekim 2025 13:29see104

Bisikletliler yine trafik kurbanı Son dakika haberleri

25 Ekim 2025 14:10see104

Kahverengi bela dünya ticaretinde lider olduğumuz ürünü de vurdu! Rekolte dibi gördü

25 Ekim 2025 13:04see104

Gece boyu uyuyana kadar saatleriniz mi geçiyor? Uykusuzluk çekiyorsanız daha derin bir uyku için uygulamanız gereken yöntemler!

25 Ekim 2025 11:56see104

Motosiklet sürücüsü ölümünü an an kaydetti Sözcü Gazetesi

25 Ekim 2025 18:27see104

1. Lig ekibi rakibine gol yağdırarak liderliğe yükseldi

25 Ekim 2025 18:45see104

Bakan Bak, 16. Zeytinburnu Cumhuriyet Koşusu etkinliğine katıldı Sözcü Gazetesi

26 Ekim 2025 10:21see104

Türkiye ye 2 ülkeden 34 uçak: Eurofighter filosu geliyor

25 Ekim 2025 14:53see103
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları