Apartmanlarda komşu krizi büyüdü: Evin içinde gibiler deyip telefona sarıldılar Sözcü Gazetesi
Ankara24.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Türkiye’nin büyük şehirlerinde, komşuluk ilişkileri giderek artan bir gerilimin pençesinde. Apartman hayatı, özellikle son yıllarda artan şikâyetlerle adeta bir tahammül sınavına dönüştü. Vatandaşların büyük bir çoğunluğu, komşularıyla aynı dairede yaşıyormuşçasına gürültüye maruz kaldıklarını bildiriyor.
Belediye çağrı merkezlerine yapılan ihbarlar katlanarak artarken, site ve apartman grupları ise bitmek bilmeyen tartışmaların odağı haline geldi. Evden çalışma düzeninin yaygın bir durum haline gelmesi, yükselen kiralar ve binalardaki ciddi ses yalıtımı eksikliği bir araya gelince, komşu krizleri artık günlük hayatın en yakıcı sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
"SES DEĞİL, YAŞAM TARZI İÇERİ GİRİYOR"
En yaygın gürültü şikâyetleri arasında çocuk koşma sesleri, mobilya çekme gürültüleri, gece yarılarına sarkan tadilatlar ve yüksek sesli müzik dikkat çekiyor. Ancak uzmanlara göre sorun, sadece teknik bir gürültüden ibaret değil; insanlar artık yan dairedeki komşusunun tüm yaşam tarzını, hatta en mahrem anlarını bile duyabilecek kadar ince duvarların arasında yaşamn sürüyor. Mağdurların durumunu "Sanki yan daire değil, bizim evin içindeler.” cümleleri özetliyor.
KİRACI – EV SAHİBİ GERİLİMİ KRİZİ KÖRÜKLÜYOR
Ekonomik sıkıntıların tavan yaptığı bir dönemde, kiracı-ev sahibi ilişkileri de tarihinin en gergin dönemini yaşıyor. Bu yüksek tansiyon, doğrudan apartman içi şikâyetleri de tetikliyor.
Ev sahipleri, "Kiracım binayı ayağa kaldırıyor, mülküme zarar veriyor" diyerek yöneticilerin kapısını çalarken, kiracılar ise "Ev sahibi, en ufak bir seste bile bize dava açacak noktaya geldi" yakınmasıyla durumu özetliyor. Sosyologlara göre gürültü tartışmaları, artık salt bir ses şikâyetinin ötesinde; ekonomik stres ve güvencesizlik hissinin apartman duvarlarına yansıması.
ESKİ BİNALAR ALARM VERİRKEN, YENİLERDE DE TABLO DEĞİŞMEDİ
Türkiye’deki konut stokunun büyük bir kısmında, çağın gerektirdiği ses yalıtımı standartları bulunmuyor. İncecik duvarlar, boşluklu zeminler ve kalitesiz inşaat, normal seviyedeki günlük yaşam seslerini bile katlar arasında yankılatıyor.
Ne yazık ki, yeni yapılan sitelerdeki durum da iç açıcı değil. Hızlı ve maliyet odaklı inşaatlar nedeniyle yalıtım malzemelerinin minimumda tutulduğu binalar, akustik açıdan çoğu zaman eski yapılardan farksız bir sorun yumağı yaratıyor. Sonuç olarak, milyonlarca vatandaşın hissettiği “Komşu evin içinde yaşıyor” duygusu, ülkenin genelinde bir psikolojik baskıya dönüşüyor.
PSİKOLOJİK BASKI BÜYÜYOR: ÖZEL ALAN İHLALİ
Sosyologlar ve psikoloji uzmanları, artan şikâyetlerin sadece fiziksel sebeplere bağlanamayacağını vurguluyor. Modern şehir hayatının yalnızlaşan yapısı, ekonomik belirsizlikler, evden çalışmanın getirdiği sessizlik ihtiyacı ve pandemi sonrası yükselen hassasiyetler, komşular arasındaki tolerans çıtasını yere indirdi.
Bir psikoloji uzmanı, durumun psikolojik boyutunu şöyle açıklıyor: “Bir apartmanda duyulan her ses, kişinin özel alanına doğrudan bir müdahale hissi yaratıyor. Bu da bireydeki öfkeyi ve gerginliği katlayarak büyütüyor.” Gürültü, artık sadece bir rahatsızlık unsuru değil; kişisel özgürlük ve mahremiyetin ihlali olarak algılanıyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:51
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 28 Kasım 2025 10:27 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















