‘Acının kemiklerimin şeklini değiştirdiğini gözlerimle gördüm’
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Yeni albümünün heyecanı içinde, büyük bir koşturma halinde... Ama söyleşiye vakit ayırıyor, yine bütün sorulara dobra cevaplar veriyor. Bu sefer yeni bir fotoğraf çekimi yapalım diyoruz. Başta sadece birlikte bir fotoğrafımız olsun diye yola çıkıyoruz ama Gülben, Muhsin Akgün’ün büyülü objektifinin önüne geçince enerji doluyor. Elektrikleri çok tutuyor ve harika bir çekim yapıyorlar. Röportajda okuyacağınız gibi Gülben gerçekten çok iyi görünüyor, parlıyor. Ve bomba gibi bir enerjisi var. Başlıyoruz muhabbete...
◊ Yeni dört şarkılık mini albümün ‘GLBN’ çıktı. Neden sesli harflerinden arınmış bir Gülben var?
Seslileri çıkarıp azalmayı, sadeleşmeyi seçtiğim bir yılım. ‘JLO’ oluyor, ‘GLBN’ de olur diye havalara girmiş olabilirim (gülüyor).
◊ Bence de neden olmasın! Bu albümü dinleyen, hayatının hangi dönemine dair daha çok şey anlar?
Her şarkı, hayatımın yaşadığım döneminde ses bulur bende. Zaten gözlerimi kapatıp dinlerken kendimde yaşanmışlıklar bulduğum şarkıları seçiyorum.
◊ Şarkılarda birçok önemli ismin imzası var. Bunlardan biri de Mahsun Kırmızıgül. Nasıl yeniden bir araya geldiniz?
Mahsun’la sekiz sene önce film setinde birlikte çalıştığımızda ‘Vefasız’ı almıştım. En sevdiğim Mahsun Kırmızıgül şarkısıdır. Aslında cover şarkı yerine hep zor olanı, sıfır şarkıları seçerim. Ama bu kez çok sevdiğim bir arkadaşımın şarkısını yeniden okudum.
◊ Biraz şarkılardan ilerleyelim. Tamam, sözler senin değil ama bu şarkıları sen seçtin ve söyledin.
O yüzden bence sorabilirim. ‘Vefasız’ şarkından yola çıkalım... Sen hayatta ne kadar vefalısındır?
Benim diğer adım ‘vefa’. Nerede zor gün, orda olurum. Vefa, minnet, vicdan bu yaşamda korumamız gereken, bizi insan yapan en değerli sözler. Ankaralı Turgut’un son günlerinde iyi ki yanında olmuşum derken bir yandan da Fatih Ürek’le hastaneye yatmadan önce neden buluşmadım diye, Edip Ağabeyimi (Akbayram) hastanede ziyarete neden gitmedim diye kendimi kemiriyorum.
◊ Diğer şarkın ‘Seni Bulurum’... “Elini tutarım, korkma ben buradayım, seni bulmak için yollardayım”... Hiç, birini bulmak için böyle bir mücadele verdin mi?
Hakan (kahkahalar)... Ben niye mücadele veriyorum acaba, biri bu mücadeleyi verse bir zahmet! Soruyu değiştirelim, cevap veriyorum: Bunu çok diyen oldu ama lafta kaldı! Korkmamayı kendi kendime öğrendim ben!
◊ Peki, şimdilerde bulduğun bir aşk var mı?
Tabii tabii, sağım solum aşk (gülüyor). Öncelikleri çocukları, annesi, işi olan, ha bire yoğun, telaşlı, çekici bir aşk kadını olduğumu düşünmüyorum (gülüyor)!
◊ Buradan bana bir şey çıkmadı, şunu sorayım; aşka bakış hep değişiyor, şekilleniyor. Sen şimdilerde aşka nasıl bakıyorsun?
Bakmıyorum! Kırık dökük aşk şarkıları söylemeyi tercih ediyorum, bilmem anlatabildim mi?
◊ Bir diğer şarkın ‘Rukiye’de de “Dışı abiye, içi Rukiye” diyorsun. İçi Rukiye ne demek?
Biliyorsun Rukiye terzi mankenidir, üstünde kıyafet dikilir... Birkaç yıl önce Sibel’le (Algan-söz yazarı ve besteci) bir konuşma için karşılıklı fikir yürütürken “Sen aslında Rukiye’sin” demişti... “Merhaba, ben Rukiye diye girsen mi” dedi. Eğlendik, geçtik... Bu bende bir karşılık bulmuş olacak ki hiç unutmadım ve yıllar sonra bunu şarkı yapmasını istedim.
◊ Senin için ne kadar Rukiye?
Aslında Rukiye her kadın. Özellikle bizimki gibi her türlü yoruma açık mesleklerde ister istemez zırhlıyız. Çünkü oklar sürekli üstümüzde. Ben o zırhı kendimde yakaladıkça pek sevmedim. Savunmada bir hayat, zor ve yıkıcı. “En büyük zırh; üretim, fayda” dedim, işime gücüme baktım. “Giydim abiyeyi, çıktım abi” durumuna geçtim. İlişkilerimi de sözlerimi de abiye tutuyorum. Şık demek istiyorum abiye derken. Kendime yakıştırdığımı söylüyorum, yapıyorum. İçimdeki Rukiye’yi de kimselere bırakmam; canım o nihayetinde. Onu da bu sayede büyütüyorum, koruyorum, seviyorum. Her kadının yolculuğu yani Rukiye’den abiyeye giden yol.
‘Bornozlu, hamburgerli, slow şarkı çıkışlı albüm tanıtımına gel!’
◊ Yurtdışında bir restorana bornozla gittin. Yine konuşuldun. “Neden bornozla sokaktaydı” dediler. Gerçekten neden?
Sosyal medya atan tutan, kesen biçenlerin, beleşe intikam alanların er meydanı! Onu yazanlar yüzüme “Bornoz nasıl da yakışmıştı” derler eminim. Sebep şu, açıklayayım:
Dallas, ardından New Jersey, ardından son konser için Houston’daydık. 29 Ekim’i Amerika’da üç konserle kutladık, tabii bu kısmı konuşmayız ama bornoza takılırız, o başka. Neyse, konser bitimi gözüm açlıktan kararmıştı ve ekipçe hepimiz çok yorgunduk. “Hadi hepinizi hamburgerciye götüreyim” dedim. Sabah ülkeye döneceğiz. Gece valiz yapacağız. Hepimizin heyecanla seçtiği hamburgercinin kapanmasına 40 dakika var. Ter içindeyim, sahneden yeni inmişim. Kimsenin beni tanımadığı, tanısa bile kimsenin kimseyi ne giydiğiyle yaftalamadığı bir ülkedeyim. Bornozu çıkarıp giyinmem vakit kaybı... “Hadi böyle gidelim” dedim ve uçarak gittik. Bir kişi bile dönüp bakmadı.
◊ Açıkça sorayım, bunlar albüm öncesi gündem çalışmaları mı?
(Gülüyor) Bornozlu, hamburgerli, slow şarkı çıkışlı albüm tanıtımına gel! Haaakaaan, şarkı kalbe ya dokunur ya dokunmaz. Böyle gündemler bize günlük aktivite!
‘Ananas ve ıspanak kökü sıkıp içmekten bitkisel anlamda erdim’
◊ Nasıl hep böyle fıstık kalıyorsun?
Fıstık mı, yemin et...
◊ Vallahi öyle...
Hiçbir kimyasala maruz kalmamak için takla atarak sanırım. İçimde brokoli ağacıyla zencefilli su dans ediyor. Ananas ve ıspanağın kökünü sıkıp içmekten, içine zerdeçal karıştırmaktan; Osman Müftüoğlu, Ender Saraç, Hüseyin Nazlıkul ne derse onu yapmaktan bitkisel anlamda erdim (gülüyor).
◊ Albüm kapağında şahanesin. Yeni imajına nasıl karar verdin?
30 senelik meslek hayatımda ilk kez gözlüklü bir fotoğrafımı kapak olarak seçtim. Gözlüğü hiç sevmem. Genelde hep gülerim fotoğraflarda. Gülmeyen Gülben’in ne adı var ne soyadı. GLBN var sadece. Safa’yla (Gülsoy) yaptığım çekimden ve sadeliğimden çok memnunum. Aynı sadeliği klibe de taşıdım. Ama şarkı ne isterse, o hale gelirim tabii. Mesela Dallas’ta çektiğim Rukiye’nin klibinde rengârenk ve çılgın bir Gülben var.
‘Ne bir şarkıyla patladım
ne arkamda duran bir güçle!’
◊ Magazin, tartışmalar, kaoslar, mutluluklar ve gündemde olan bir hayat. Gülben Ergen olmak
zor muydu?
Elbette zordu. Bir ömür... 1987’de Hürriyet Sinema Güzeli’yim. 38 yıldır çalışıyorum. 38 yıldır çaba sarf ediyor, kendimi parlatıyorum. Atan tutanından sahtekârına, iyisinden manyağına bir sürü insan tanıdım. Rahmetli Osman Seden’le, Kartal Tibet’le çalıştım. Seyfi Dursunoğlu’yla müzikal yaptım. Kadir İnanır, Haldun Dormen, Kenan Işık gibi duayenlerle yıllarca çalışıp kariyerimi hep özenle oluşturdum.
◊ Bu yolculuk sana ne öğretti?
Çalışmanın ve disiplinin önünde hiçbir şeyin duramayacağını. Çalışmak yeteneği de döver, şansı da döver. ‘Su mu kayanın şeklini değiştirir, kaya mı suyun’ sorusuna 30 sene önce farklı cevap verirdim. Şimdi istikrarla damlayan suyun kayanın şeklini değiştirebileceğini biliyorum. Ben narin ama temiz bir su damlası gibi durmadan çalışarak, kaya gibi sert, acımasız olan bu sektörün ‘kendime göre’ şeklini değiştirdim. Seçilen değil, seçen olmayı çalışarak başarabildim. Ne bir şarkıyla patladım ne arkamda duran bir güçle! Ben çalıştım. Kazandım.
◊ Sanki hakkında her şey biliniyor. Kendinle ilgili ne söylesen şaşırırız?
Benden bir demir leydi yarattıkları için ne kadar alıngan ve kırılgan olduğumu bilmezler. Beş saniyede gözüm dolar. Küserim. Kırılırım. Bağırıp çağırmam da. Ağır susarım. Kötü susarım. Çok çabuk kırılırım. Detaylara çok takılırım. Üç oğlumun da benden en büyük şikâyetleri bu huyumdandır; “Anne n’oooldu, hemen gözlerin doldu ya” derler.
‘Hayatım boyunca bir kaza yaşamadım ama çok darbe aldım’
◊ Hep çok güçlü durdun. Bu zırhın arkasındaki kadını anlatır mısın?
Bir gün çok ciddi bir sırt ağrısıyla doktora gittim. Beni tanıman için söylüyorum, kolay doktora gitmem. Kaygılı tip değilimdir. Önce kendimi iyileştirme yollarım vardır. Onlar sökmezse giderim doktora. Ağrım feci. Doktor röntgen, MR istedi. Hani raporu ışıklı bir ekrana koyuyor ya doktorlar hastaya anlatırken... Benim raporu koydu, omurilik baştan aşağı görünüyor. “Ooo, bu ağır kaza ne zaman oldu” dedi. “Ne kazası” dedim. Bu eğrilme kolay olmaz,
ya arabadayken arkadan bir kamyonun çarptığı ciddi bir trafik kazasıdır ya da kayak falan yaparken uçarak düşmedir. “Ne yaşadınız da omuriliğinizde bu eğrilik oluştu” dedi.
◊ Ne yaşadın?
Hayatım boyunca bir kaza yaşamadım. Ama çok darbe aldım. Sadece ruhumun, yüreğimin darbe almadığını, acının kemiklerimin şeklini değiştirdiğini gözlerimle gördüm. Çok yandım ama acını görmeyenlerin aklında “Unutmayın ki bana hiçbir şey olmaz” sloganı kaldı. Oluyor, oluyor da içeriden!
‘Gamsız ve dozunda bencil olmak isterdim, beceremedim’
◊ Sende hayatta her şeyi becerir gibi bir hava var. Neleri beceremezsin?
Aşkı beceremedim. İlişkiyi beceremedim. İngilizce, İspanyolca su gibi konuşmak isterdim, beceremedim. Haftada beş gün kan ter içinde spor yapmak isterdim, beceremedim. Gamsız ve dozunda bencil olmak isterdim, beceremedim. Yaşamımın merkezinde ve açık ara başrolünde üç oğlum var. Daha kendini düşünen, yine iyi bir anne olabilirdim, bunu da beceremedim. Dengeleyemedim. Ama işin kötüsü bu durumdan, ileride ‘ah be’ diyecek olsam da mutluyum.
◊ Çok hırslı mısındır?
Hep düzeltirim bu soruyu ama yine de sorulur. Ben çalışkanım, hırslı değilim. Hırs yorar beni. Çalışmak ve disiplin severim.
◊ Sahnede şıkır şıkır bir Gülben var. Sosyal medyandaki ev paylaşımlarındaysa hepimiz gibisin. Evindeki Gülben mi, sahnedeki Gülben mi daha gerçek?
Sahne bir rüya. Bir masal. Bir illüzyon. Elbette hepimiz gibiyim ama ışıklar yandığında içimdeki star işinin başına geçiveriyor.
‘Bir tarafım çok yorgun, bir 70’lik’
◊ 1997’de ‘Merhaba’ albümüyle müzik dünyasına merhaba diyen Gülben’i bugün görsen ona söyleyip öğütlerdin?
Cesaretine, Sezen Aksu’nun, Şehrazat’ın peşine düşmene ve çalışkanlığına aferin. Gaza gelip yüzüne gözüne saçma, gereksiz estetik ameliyatlar yaptırmadığın için; içkiden, sigaradan, uyuşturucudan uzak kalabildiğin için aferin sana!
◊ Nüfus kâğıdın olmasa. Yaşını hiç bilmesen. Şu an kendini kaç yaşında tanımlardın?
Sakat soru. Bir tarafım çok yorgun, bir 70’lik. Bir tarafım çıtır abla, 18’lik. Bir yanım da 35’lik, yolun yarısına ulaşmış, ayakları yere basan olgun...
◊ Mesleğinden, hobilerinden, nerede büyüdüğünden bahsetmeden... Aslında bütün etiketlerden sıyrılarak bana kendini nasıl tarif edersin?
Ben çocuk sevdalısıyım. Benim çocuklara zaafım var. Hayat bana ne imkân, ne avantaj sunarsa onu ihtiyacı olan çocuklara bir şelale gibi akıtmak istiyorum. Çocuklar iyiliği, kötülüğü, kaygıyı 0-7 yaş arasında yaşadıklarından ediniyorlar. Bu sebeple 14 senede ülkeme 59 tane anaokulu açabilen bir derneğin kurucusu ve başkanıyım. Benim anneliğimden sonra en değerli kimliğimdir Çocuklar Gülsün Diye Derneği.
‘İçimde lunapark da var, Rojin’in babası da’
◊ Başarının güzel yanları var. Peki, başarının en kötü yanı neydi?
Başarının bir suçmuş gibi cezalandırılması var. Hele güzellik, gelişim ve değişim varsa... ‘Portakal orda kal’ mantığını seven bir ülkeyiz. Nedir portakal orda kal? Sakın kendine bir şey katma. Salak salak konuş, alları pulları giyin, salın dur. Üzerine koyarsan, gelişir parlarsan olmaz. Haddini aşma. Eni sonu bir şarkıcı, artistsin sen, sana ne ülkende olan kadın-çocuk cinayetlerinden, sana mı kaldı diye yerle bir ederler insanı.
◊ Ünlüler hakkında herkesin bir fikri var. Sokaktaki herkesin hakkında doğru ya da yanlış bir fikir sahibi olduğu bir hayatı yaşamak nasıldı?
Ben bana biçilen hayatı yaşamadım hiç. Onlar öyle sanmış olabilirler. Dediğin ünlüler sepetine dahilmiş gibi görünsem de hep bir fark yaratarak sıyrıldım. Sahneye çıktığımız şehirler, mekânlar, tuttuğumuz mikrofon aynı diye duygularımız, tepkilerimiz aynı değil. Ünlüler sepetinde cafcaflı, alacalı bulacalı paketlerin içinde sadece gördüğünde değil, dokunduğunda da hissedebileceğin kadife bir mücevher kutusuyum... İçimde lunapark da var, mücevher de, renkli bir müzik kutusu da, Rojin’in babası da...
◊ Seni seven kadar seninle uğraşan da var. Sosyal medya lincine alıştın mı? Canını yakıyor mu?
Yok, bağışıklığım gelişti. Uğraşsınlar boş ver.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:110
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 23 Kasım 2025 11:32 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















