Acillerde yoğunluk arttı: Üç virüs dolaşımda! ‘Hepsi aynı anda görülebiliyor, çoğu kişide 14 güne kadar uzuyor’ Bu belirtilere dikkat
Hurriyet sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
Uzun süredir hayatımızdan çekilen koronavirüs, bu yaz sessiz sedasız geri dönmüştü. Eylül ayında, Omicron alt varyantlarının etkisiyle hastanelerde başvurular artmış, toplumda yeni dalgalara dair endişeler yükselmişti.
Kış ilerledikçe korona vakaları, “mutasyonlu grip” olarak adlandırılan H3N2 influenza alt varyantının baskınlığıyla yer değiştirmiş gibi görünüyordu.
Ancak son günlerde sosyal medyada acillerdeki koronavirüs yoğunluğuna dair paylaşımların artması, grip ve koronavirüs belirtilerinin birbirine çok benzemesi, insanları “Bu grip mi, yoksa koronavirüs varyantı mı?” sorusunu sormaya yönlendiriyor.
‘ÖKSÜRÜK VE BİTKİNLİK, ÇOĞU KİŞİDE 10-14 GÜNE KADAR UZUYOR’
Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Alpar'a öncelikle bir aydır etkili olan H3N2’nin güncel seyrini sordum. H3N2 olarak adlandırılan virüsün yeni ortaya çıkmış bambaşka bir mikrop olmadığını, yıllardır görülen influenza A’nın bir alt tipi olduğunun altını çizen Dr. Süleyman Alpar, virüsün güncel seyrine dair şu önemli bilgilerin altını çizdi:
-- Bu sezonu farklı yapan, H3N2’nin ‘K alt soyunun’ dünya genelinde baskın hale gelmiş olması. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa’da doğrulanan grip vakalarının yüzde 80-90’ına kadarının H3N2 olduğunu bildiriyor; grip sezonu da normalden yaklaşık bir ay erken ve daha yoğun başladı.
-- Türkiye için Sağlık Bakanlığı, H3N2 K varyantının “beklediğimiz mevsimsel bir varyant” olduğunu, şu anda ülke için özel bir alarm durumu oluşturmadığını, ama grip vakalarında belirgin artış olduğunu defalarca vurguladı. Sahadan gördüğümüz tablo ise şu: Üst solunum yolu enfeksiyonu ile gelen hastaların çok büyük kısmı grip benzeri. Hastalar ani başlayan yüksek ateş, yaygın kas-eklem ağrısı ve “yatak döşeğe düşüren” bir halsizlik tarif ediyor. Öksürük ve bitkinlik, çoğu kişide 10-14 güne kadar uzayabiliyor. Bu da 'Bu sene grip çok uzun sürüyor' algısını güçlendiriyor.
ÇOK HIZLI YAYILIYOR!
Şu an için uluslararası verilerin H3N2 alt soyunun öldürücü olduğuna dair net bir kanıt göstermediğini ama daha hızlı yayıldığını sözlerine ekleyen Dr. Süleyman Alpar, “Özellikle yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde hastaneye yatış ihtiyacını artırabiliyor” dedi ve ekledi:
“Kısacası ‘ağır ve uzun sürüyor’ algısı sahada da karşımıza çıkıyor; bu büyük ihtimalle virüsün bulaşıcılığının artması, toplum bağışıklığının bu spesifik alt soya karşı nispeten düşük olması ve üstüne binen diğer enfeksiyonlar nedeniyle toplam hastalık yükünün artmasından kaynaklanıyor.”
‘COVID TAMAMEN BİTTİ DEĞİL, DALGA DALGA GELECEK’
Şu an sahada görülen koronavirüsle ilgili de gözlemlerini paylaşan Dr. Süleyman Alpar, “Eylül ayında hem Türkiye’de hem de dünyada, Omicron’un çeşitli alt varyantlarının (Nimbus, Stratus gibi) yayılımına bağlı olarak, dalgalı fakat belirgin bir koronavirüs artışı bekliyorduk. Sonbaharın başında koronavirüs başvurularında bir artış gözlemledik; ancak kış ilerledikçe grip lehine dengeler değişti. Ama son günlerde acillerde koronavirüs yoğunluğu gözüküyor” dedi.
Alpar, “Yani eylül ayında öngörülen 'Covid tamamen bitti değil, dalga dalga gelecek' senaryosu gerçekleşiyor. Koronavirüs altta sürekli akan, zaman zaman yükselen bir arka plan virüsü gibi seyrediyor” ifadelerini kullandı.
KORONAVİRÜSÜN, MEVSİMSEL DALGALANMALARA RAĞMEN HÂLÂ BASKIN SOLUNUM YOLU VİRÜSLERİ ARASINDA YER ALMASININ TEMEL NEDENLERİ NELERDİR?
Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Alpar, bu durumu dört maddede sıraladı:
1- Kapalı ve kalabalık ortamlar: Okullar, toplu taşıma, alışveriş merkezleri, yılbaşı dönemi etkinlikleri virüsler için ideal.
2- Maskesiz ve normalleşmiş yaşam: Pandemiden farklı olarak toplum şu anda neredeyse hiçbir koruyucu bariyer kullanmıyor.
3- Aşı yorgunluğu ve düşük aşılanma oranları: Hem grip hem koronavirüs aşısına ilgi birçok ülkede azalmış durumda; bu da virüslerin daha geniş bir duyarlı kitle bulmasını sağlıyor.
4- Bağışıklığın zamanla zayıflaması: Önceki koronavirüs enfeksiyonu ve aşılarla kazanılan koruma, özellikle enfeksiyonu tamamen engelleme açısından zamanla azalıyor. Ağır hastalık koruması görece daha iyi korunuyor ama enfeksiyon sayısı artabiliyor.
Ayrıca Alpar, sahadaki gözlemlerine dayanarak enfeksiyonun toplum içindeki dağılımına ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulundu. Alpar, vakaların özellikle 20-50 yaş aralığındaki çalışan yetişkinlerde yoğunlaştığını belirterek, kalabalık ofis ortamlarında çalışanlar, hizmet sektörü emekçileri ve sağlık çalışanlarının risk grubunun başında geldiğini söyledi.
Okul çağı çocuklarının da salgının yayılımında kritik bir rol oynadığına dikkat çeken Alpar, çocukların virüsü kolaylıkla kaparak ev ortamına taşıdığını ve aile içi bulaşta önemli bir kaynak oluşturduğunu ifade etti.
65 yaş üstü bireyler ile kronik hastalığı bulunanların ise toplam vaka sayısı içinde daha düşük bir orana sahip gibi görünse de, asıl yükün bu grupta toplandığını vurgulayan uzman isim, hastaneye yatışlar ve komplikasyonların büyük ölçüde bu yaş ve risk grubunda görüldüğünü kaydetti.
NIMBUS VE STRATUS ALT VARYANTLARINDAN EN BASKIN OLANI HANGİSİ?
Bu durumun bölgeden bölgeye değiştiğinin altını çizen Dr. Süleyman Alpar, “Örneğin Avrupa ve Amerika’da Stratus (XFG) biraz daha baskın, Batı Pasifik’te ise Nimbus daha önde görünüyor. Bizde de biri daha baskın demek zor, değişiyor” ifadelerini kullandı.
Alpar her iki varyantla ilgili 3 maddeye dikkat çekti:
1- İkisini ayıran noktalar daha çok genetik soy ağacı, coğrafi dağılım ve semptom profiline dair küçük farklar. Nimbus (NB.1.8.1), LP.8.1 soyundan türemiş, ek mutasyonlar kazanmış bir alt çizgi. Stratus (XFG) ise iki farklı soyun rekombinasyonu sonucu ortaya çıkmış, 2025’te ‘izlem altında varyant’ olarak tanımlanmış bir alt varyant.
2- Şu anki kanıtlar, her ikisinin de ağır hastalık açısından önceki Omicron dalgalarına kıyasla belirgin daha kötü olmadığını, ama bulaşıcılık açısından avantajlı olabileceklerini gösteriyor. Ölüm açısından ‘Delta’ benzeri bir sıçrama yaptığına dair kanıt yok; risk değerlendirmeleri, ek halk sağlığı riskini düşük olarak tanımlıyor.
3- Aşılar hâlâ devrede… 2025–2026 sezonu için güncellenmiş COVID aşıları, Nimbus ve Stratus’a yakın suşları hedef alıyor; bu aşıların özellikle ağır hastalık ve hastaneye yatışa karşı koruyucu olduğu öngörülüyor.
KORONAVİRÜS VARYANTLARI İLE H3N2 AYNI KİŞİDE GÖRÜLEBİLİR Mİ?
Klinik deneyimi ve güncel araştırmalar ışığında konuşan Dr. Süleyman Alpar, Covid-19 ve influenza enfeksiyonlarının aynı kişide görülebileceğini söyledi.
Alpar, “Teorik olarak da pratikte de hem koronavirüs hem de grip (örneğin H3N2) aynı anda enfeksiyona yol açabilir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, bu koinfeksiyonların nadir ama anlamlı olduğunu gösteriyor. Covid-19 hastalarında influenza koinfeksiyonu ortalama yüzde 2-3 civarında” dedi.
Alpar, iki virüsün aynı anda görüldüğünde yoğun bakım ve ölüm riskinin tek başına enfeksiyona göre daha yüksek olabileceğine dikkat çekti:
“Klinikte zaman zaman hem influenza hem SARS-CoV-2 pozitif çıkan hastalar görüyoruz. Bu kişilerde ateş, öksürük ve halsizlik gibi semptomlar daha uzun sürebiliyor. Özellikle ileri yaş, altta yatan kalp ve akciğer hastalığı veya bağışıklık sistemi zayıflığı olanlarda hastaneye yatış ve komplikasyon riski artıyor.”
Ancak uzman, her uzun süren grip benzeri tablonun koinfeksiyon anlamına gelmediğini vurguladı:
“H3N2 tek başına bile özellikle erişkinlerde uzun süren öksürük ve yorgunluğa yol açabilir. Üstelik koronavirüs sonrası dönemde sık konuştuğumuz post-viral yorgunluk ve bronş hiperreaktivitesi grip sonrası da karşımıza çıkabiliyor. Özetle; evet, iki virüs aynı kişide görülebilir ve tabloyu ağırlaştırabilir, ama her uzun süren grip benzeri hastalığı koinfeksiyon olarak yorumlamak doğru olmaz.”
BU YOĞUNLUK KIŞ BOYUNCA DEVAM EDER Mİ?
Dr. Süleyman Alpar’a göre, Kuzey yarımkürede grip sezonu genellikle aralık ve ocak aylarında zirveye ulaşırken şubat ve mart aylarında yavaşlıyor. Ancak bu yıl, yeni alt soy nedeniyle sezonun uzayabileceği konuşuluyor.
Uzman isim, önümüzdeki haftalarda hem grip hem de diğer solunum virüslerinde yoğunluk yaşanacağını ifade ederek, “Aşılanma oranları düşük kalır ve kapalı alanlarda kalabalık kullanım devam ederse, ilkbahara kadar dalgalı ama yüksek bir yük sürebilir” dedi. Covid-19 açısından da Alpar, Stratus ve Nimbus gibi varyantların inişli çıkışlı seyredeceğini, grip gibi keskin bir pik yapmayacağını belirtti.
Sonuç olarak Süleyman Alpar, “Bu sezon hem grip hem koronavirüs açısından kolay bir sezon olmayacak. Ama tabloyu ‘yeni bir kıyamet senaryosu’ gibi değil, yönetilebilir ama ciddiye alınması gereken bir solunum yolu enfeksiyonu sezonu olarak okumak daha doğru. Bireysel ve toplumsal düzeyde alacağımız makul önlemler, bu yükün ne kadar ağır hissedileceğini doğrudan belirleyecek” ifadelerini kullandı.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:45
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 31 Aralık 2025 07:04 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















