Zorunlu ve bedelli askerliği yeniden düşünmeliyiz! Yahya Bostan
Yenisafak sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Seksen bir ile neden sığınak yapıyoruz (Şu an projeleri hazırlanıyor)? “Yeni dünya” bunu gerekli kılıyor da ondan. Bölgemiz zaten karışıktı. Ancak Ukrayna Savaşı herkes için çarpıcı bir gerçeği ortaya koydu: Sınırların değişmezliği ilkesi ortadan kalkmıştır. Son iki haftada, önce Berlin, ardından Miami’de gerçekleşen Ukrayna görüşmelerinden de anlaşılıyor ki… Öyle ya da böyle… Batı sınırların değişmezliği ilkesinin ortadan kalktığını resmen tanıyacaktır. Jeopolitik gelecekte büyük kırılmaya yol açacak bir emsaldir bu.
ABD’nin yeni bir küresel yaklaşımı var. Konuştuğumuz şey Trump politikası değildir, post-Trump döneminde geri dönüşü olmayacaktır. Bu küresel yaklaşım; ABD’nin Amerika kıtası ve Çin’e odaklandığı, “DEAŞ’la mücadelenin” Afganistan, Afrika ve Uzak Asya’ya kaydığı (Avustralya’daki DEAŞ saldırganları Filipinlerde eğitim almışlar), Avrupa’nın güvenlik alanında kendi ayakları üzerinde durduğu, Rusya ile dirsek temasında bir vizyonu işaret ediyor. Hegemon gücün bölgemizdeki varlığını azaltacağı bir süreç bu. Beraberinde karmaşayı getirir. Türkiye bölgenin “abisidir.” Kendi güvenliği ve dost ve müttefikleri için güçlü olmak durumundadır.
5’İNCİ MADDE TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞIR MI?
Bölgesel krizler (Ukrayna-Gazze) ittifakların yeniden tanımlanmasına yol açıyor. Avrupa, Yunanistan’a rağmen, belli sınırlar çerçevesinde Türkiye ile işbirliği geliştiriyor. Yunanistan da bu gelişmeler ışığında İsrail’le -Türkiye karşıtı- bir ittifak kuruyor. Avrupa ile geliştirilen ilişkiler iyidir. Ancak Türkiye için tek başına “güvenlik garantisi” getirmez. NATO hâlâ önemli bir güvenlik şemsiyesidir. Ancak NATO’nun misyonu (Amerikalılar Almanya’ya “NATO liderliğini bizden devralın” demiş) tartışmalıdır. NATO varlığını sürdürse de 5’inci madde her hal ve şartta Türkiye için devreye girmez (Düşürülen Rus uçağını hatırlayın). Bu kapsamda Türkiye, caydırıcılığını hem savunma sanayii hem de güçlü ordusuyla sağlamak durumundadır.
DAVUT KORİDORU KESİLMELİ
Trump’ın uğraşlarına rağmen İsrail, Suriye’ye dönük ilgisini kaybetmedi. Trump ve Netanyahu 29 Aralık’ta görüşecek. Trump, İsrail Başbakanından Suriye, Lübnan, Gazze’de “sınırları aşmamasını” isteyecek. Netanyahu’nun da bunun karşılığında Trump’tan İran’ı isteyeceği anlaşılıyor. SDG meselesi bu kapsamda önemlidir. 10 Mart anlaşması yıl sonunda doluyor. Şam, SDG’yi ikna etmek için bir hayli esnedi (Abdi’ye Genelkurmay Başkan yardımcılığı teklif edilmiş diye duydum). Üç tümen halinde entegrasyona yeşil ışık yakıldığı söyleniyor. Buna rağmen SDG “federasyonda” diretiyor. İsrail, SDG’yi destekliyor (Her hafta görüşüyorlar diye yazmıştık. Yeni bilgi: İsrail özel kuvvetlerinin Haseke’de cirit attığı söyleniyor.) İpler koptuğunda Şam, SDG’ye müdahale ederse, bu sırada İsrail Şam’ı hedef alırsa ne olur? SDG’nin güneye inmesinin yolu açılır (Bakanlar Fidan ve Güler ile MİT Başkanı Kalın’ın Şam ziyaretine dikkat!) Uzun zamandır yazıyorum: O halde önce Davut Koridoru’nun Deyrizor kapısı kapanmalıdır.
ZORUNLU ASKERLİK SİL BAŞTAN
İşte bu küresel/bölgesel gelişmeler ülkeleri zorunlu askerlik meselesini yeniden düşünmeye itiyor. NATO şemsiyesine ve Avrupa’daki ABD varlığına güvenen ülkeler, zorunlu askerlik uygulamasından geri adım atmıştı. Şimdi iklim değişiyor. Litvanya 2015’te, İsveç 2017’de, Letonya 2023’te zorunlu askerliği yeniden devreye aldı. Danimarka’da kadınlar da orduya alınmaya başlandı. Sırbistan ve Hırvatistan 2026’da zorunlu askerliğe dönüyor. Almanya 2011’de kaldırmıştı, yeniden getirmeyi tartışıyor. Yunanistan, Norveç dahil çeşitli ülkelerde zorunlu askerlik süresi 12 aya kadar uzuyor.
Genç kardeşlerimi kızdırmak istemem ama… Şahsi duruşum şudur: Türkiye’nin jeopolitik konumunu, “yeni dünyanın gereksinimlerini”, olası risk ve tehditleri birlikte düşününce memlekette uygulanan (6 ay zorunlu ya da bedelli) hibrit model içime sinmiyor. Teknolojik gelişmelere, otonom sistemlerin yaygınlaşmasına rağmen bedelli askerliğin bir istisna olması gerektiğini savunuyorum. Ancak yanlış anlaşılmasın. Eski sisteme dönülsün demiyorum. Zorunlu askerlikte süre ve kapsamla birlikte, içeriğin de güncellenmesi gerekir.
TERHİS OLANA LİSANS VERELİM
Zorunlu askerliğe uzak duran gençlerin bir kısmı bunu kariyerlerini etkileyen bir “kayıp zaman” olarak görüyor. Atılacak adımlar bu kaygıyı giderilebilir. Silah altına alınan gençler geri hizmet bölgelerinde sorumluluklarını yerine getirirken, verilecek kurs ve MEB/YÖK onaylı lisanslarla sivil hayatta işlerine yarayacak bir donanım elde edebilir.
Harita okuma, yön bulma (Oryantiring bir spordur, federasyonu var), kürek, (“Doğadaki İnsan” Serdar Kılıç’tan ilhamla) doğada hayatta kalma, kriz anlarında iletişim kurma, ilk yardım, patlayıcı madde tehlikesine karşı kendini koruma eğitimleri verilebilir. Askerlik boyunca verilecek kurslarla gençlere; sivil hayatta kullanabilecekleri arama-kurtarma (Sivil hayatta bunun prosedürü çoktur), kaptanlık, drone operatörlüğü, aşçılık ve diğer mesleklerle ilgili lisans ve sertifikalar sunulabilir. Bu eğitim süreçlerinden sadece erkekler değil kadınlar da istifade edebilir.
Zorunlu askerliğin sağladığı en önemli donanım “kendini korumayı öğrenmek” olmalıdır. Sığınak yaparak insanımıza balık veriyorsak, balık tutmayı da öğretmeliyiz.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:85
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 23 Aralık 2025 04:02 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















