Zamsız ihya için son haftalar: Bağkur’lular dikkat!
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Merhaba kıymetli okuyucularım, sizlerde soru ve görüşlerinizi [email protected] e-posta adresime iletebilirsiniz.
Türkiye artık bir ekonomik kriz yaşamıyor; uzun zamandır derin bir ekonomik buhranın içinden geçiyor. Kriz geçicidir, buhran kalıcı. Krizden sonra nefes alınır, ama buhranda nefes bile lüks olur. Bugün sokakta, pazarda, atölyede, tarlada biriken sessizlik, aslında bu buhranın sesidir. Vatandaş, artık “ne kadar daha dayanırız?” sorusunu kendine sormaktan korkar hale geldi.
Tam da bu atmosferde, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler geçtiğimiz haftalarda yeni Kanun Teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu. Güler, teklifin gerekçesini şu sözlerle ifade etti:
“Sosyal güvenlik sistemi, toplumun refahını güvence altına alan en kritik kamu hizmet alanlarından biridir. Bu sistemin hem aktüeryal dengesini sağlamak, sürdürülebilirliğini güçlendirmek ve gelir-gider dengesini korumak istiyoruz.”
Söylem kulağa hoş geliyor: “Sürdürülebilirlik, denge, refah...” Ancak soralım: Bu denge kimden alınarak, kimin için sağlanıyor? Kağıt üzerinde rakamlar düzelse de vatandaşın cebindeki denge çoktan bozulmuş durumda. Yeni teklif, işte tam da bu noktada Bağ-Kur’luların omzuna yeni bir yük bindiriyor.
BAĞ-KUR İHYA NEDİR, KİMLERİ İLGİLENDİRİYOR?
“İhya” kelime anlamıyla “yeniden diriltmek” demektir. Sosyal güvenlik hukukunda ise dondurulmuş Bağ-Kur hizmetlerinin yeniden aktif hale getirilmesini, yani sigortalının geçmişte ödeyemediği primleri sonradan ödeyerek hizmet süresine eklemesini ifade eder.
Kısaca, ihya; geçmişin borcunu bugünden ödeyip, geleceğini satın alma çabasıdır.
Birçok esnaf, çiftçi, serbest meslek erbabı için bu, emeklilikle arasındaki son köprüdür. Ancak o köprünün geçiş ücreti, yeni düzenlemeyle birlikte ciddi biçimde artıyor.
YENİ DÜZENLEME: RAKAMLAR VATANDAŞIN ALEYHİNE
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılacak değişiklikle birlikte, Bağ-Kur ihya borçlanmaları artık daha yüksek prim oranı üzerinden hesaplanacak.
Mevcut durumda, geçmişte “terk kodu” ile durdurulan Bağ-Kur sürelerinin ihyasında prime esas günlük kazancın %34,75’i esas alınıyor. Yeni teklifle bu oran %45’e çıkarılacak.
Bu, bugünün şartlarında azımsanmayacak bir fark yaratıyor:
2025 yılı sonuna kadar geçerli olan günlük asgari ihya tutarı 301,23 TL. Yeni düzenlemeyle bu tutar 390,08 TL’ye yükselecek. Yani sigortalı, her gün için 88,85 TL daha fazla ödeyecek.
2.000 gün ihya borçlanması yapan bir Bağ-Kurlu, mevcut sistemde 602.460 TL öderken; yeni düzenlemeyle 780.160 TL ödemek zorunda kalacak.
Aradaki fark 177.700 TL.
Bu sadece Bağ-Kur için değil. SGK borçlanmalarında da benzer artışlar planlanıyor. Prime esas kazanç oranı %32’den %45’e çıkarılacak.
Yani 540 gün askerlik borçlanması yapan bir sigortalı, bugünkü sistemde 149.790 TL öderken, yeni düzenleme sonrası 210.643 TL ödeyecek.
Aradaki fark 60.852 TL.
Doğum borçlanması bu artıştan muaf tutulsa da, diğer tüm borçlanma türleri bu zamdan etkilenecek.
Hangi Süreler Zamdan Etkilenecek?
Yeni düzenleme kapsamında artıştan etkilenecek borçlanma kalemleri oldukça geniş:
Askerlik ve yedek subaylıkta geçen süreler,
Sigortalı olmaksızın yapılan doktora veya tıpta uzmanlık süreleri,
Avukatlık stajı,
Grev ve lokavtta geçen süreler,
Hekimlerin fahri asistanlık süreleri,
Tutuklanıp beraat edenlerin gözaltı süreleri,
Seçim nedeniyle istifa edenlerin açıkta geçirdikleri süreler,
Kısmi süreli çalışanların eksik günleri.
Kısacası, toplumun neredeyse her kesimini ilgilendiren bir düzenlemeden bahsediyoruz.
Ayrıca belirtmek isterim ki yeni yılla birlikte asgari ücrete yapılacak artışla SGK tüm hizmet borçlanmaları ile ihya borçlanmaları da zamlanacaktır. Yani hem yeni yıl zammı hem de hükümetin yeni kanun teklifiyle sigortalılar ekstra zamlı borçlanma tutarları ödeyeceklerdir.
KISMİ İHYA OLUR MU? YALNIZCA BELİRLİ DURUMLARDA
Birçok vatandaşın kafasındaki soru şu: “Ben prim borcumun bir kısmını ödesem yeterli olur mu?”
Cevap: Hayır.
İhya işlemlerinde çıkarılan borcun tamamının ödenmesi esastır. Ancak bazı özel durumlar hariç.
Eğer sigortalının hem Tarım Bağ-Kur hem Esnaf Bağ-Kur hizmeti varsa, ve bu hizmetlerin biri 2008 öncesine, diğeri 2008 sonrasına aitse, sadece birini ödemesi yeterlidir.
Yani sigortalı, emeklilik için gerekli prim gün sayısını tamamlayan ihyayı öderse, diğerini ödemedi diye başvurusu reddedilemez.
Bu ayrıntı, binlerce kişinin yanlış yönlendirme nedeniyle fazla ödeme yapmasının önüne geçebilir.
YENİ DÖNEM: İŞVEREN VE SİGORTALI AYNI GEMİDE
Kanun teklifinde işverenleri de ilgilendiren kritik başlıklar var.
Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının işveren hissesi %11’den %12’ye çıkarılıyor.
İmalat dışı sektörlerde verilen %4’lük SGK prim desteği %2’ye indiriliyor, imalat sektöründe %5’lik destek korunuyor.
Ayrıca sigortalıların prime esas günlük kazanç üst sınırı da asgari ücretin 7,5 katından 9 katına yükseltiliyor.
Bu düzenlemeler devletin “aktüeryal dengesini” korumayı amaçlıyor. Ancak bu dengenin maliyetini yine çalışan, üretici ve küçük esnaf ödüyor.
ZAMANLAMA HER ŞEYDİR: YILBAŞINI BEKLEMEYİN
Kanun teklifi henüz yasalaşmadı. Ancak yılbaşında asgari ücrete zam yapılacağı kesin. Bu da ihya ve borçlanma tutarlarını doğrudan etkileyecek.
Yani, kanun yürürlüğe girerse oran artacak; asgari ücret artarsa taban yükselecek.
İki etki birleştiğinde, vatandaş için çifte artış olacak.
Bu nedenle ihya yapmayı düşünenlerin yıl sonunu beklemeden başvuru yapması hayati öneme sahip.
Bugün yapılan başvuru, gelecekte on binlerce liralık fark yaratabilir.
İHYA MAĞDURİYETİ: BİRİKEN UMUT, ARTAN BEDEL
Bağ-Kur ihya düzenlemesi, bir yandan geçmişteki eksik sürelerin tamamlanmasını sağlıyor. Ancak diğer yandan vatandaşın cebine ağır bir yük bırakıyor.
Devlet, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini gerekçe gösteriyor; fakat bu sürdürülebilirliğin bedeli yine vatandaşın alın terinden çıkıyor.
Birçok küçük esnaf, prim borçlarını ödeyemediği için sistemin dışına itildi.
Yıllarca dondurulan hizmet süreleri, şimdi ihya adı altında yeniden canlandırılıyor.
Fakat bu “canlandırma” öyle yüksek bir bedele bağlanıyor ki, birçok Bağ-Kurlu emekliliğe değil, borca koşuyor.
İhya hakkı, vatandaşın geçmişteki emeğini yeniden hayata döndürme imkânıydı.
Ama eğer bu bedel her yıl katlanarak artarsa, sistemin adı “sosyal güvenlik” değil, “sosyal yük” haline gelir.
EMEKÇİNİN ZAMANI ŞİMDİ
Bu ülkenin gerçek sahipleri alın teriyle yaşayanlardır.
Bağ-Kur’lular, yıllardır kendi sigortalarının, kendi primlerinin, kendi emekliliklerinin mücadelesini veriyor.
Bugün ihya düşünüyorsan, bekleme. Kanun yasalaşmadan, asgari ücret artmadan başvurunu yap.
Çünkü yarın geldiğinde, aynı prim için çok daha yüksek bir bedel ödeyeceksin.
Emeklilik bir lütuf değil, hak edilmiş bir karşılıktır.
Ve bu hak, ancak zamanında sahip çıkıldığında anlam kazanır.
Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği, emekçinin belini bükmeden sağlanmalıdır.
Bu ülkenin refahı, ancak alın terine değer verildiğinde mümkündür.
Bugün adım atmak, yarın için birikmiş bir hakkı kurtarmaktır.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:25
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 07 Kasım 2025 05:06 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















