Yakıt krizi kapıya dayandı: Hayat felç oldu Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Sahel ülkeleri Mali, Burkina Faso ve Nijer'de yaşanan yakıt krizine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, krizin, başta Mali'nin başkenti Bamako olmak üzere birçok başkenti etkilediğini, cihatçı grupların bölgedeki hareket kabiliyetini artırdığını aktardı.
Belçika Katolik Leuven Üniversitesinden tarihçi ve Arap-İslam çalışmaları araştırmacısı Pieter Van Ostaeyen, Mali’deki yakıt krizinin ülkeyi her açıdan felç edecek bir çöküşe sürüklediğini söyledi.
Yakıt kıtlığının büyük şehirlerde hayatı durdurduğunu ifade eden Van Ostaeyen, "Bamako’da bile günler boyunca trafik tamamen durdu. İnsanlar arabalarını hareket ettiremedi, şehir adeta sessizliğe büründü çünkü yakıt yoktu." dedi.
Afrika'nın Sahel bölgesinde faaliyet gösteren El-Kaide bağlantılı JNIM terör örgütünün ele geçirdiği yakıtı kendi hareket kabiliyeti için kullandığını kaydeden Van Ostaeyen, "JNIM bütün tankerleri yok etmiyor ancak ele geçirdiklerinin içindeki yakıtı motosiklet ve araçlarında kullanıyor. Bu da halkın elinde hiçbir şey kalmadığı, kırsal bölgelerin tamamen çaresiz kaldığı anlamına geliyor." diye konuştu.
Van Ostaeyen, Mali ordusu ve Rusya destekli yeni bir paramiliter oluşum olan Afrika Kolordusunun (Africa Corps) yakıt konvoylarına eşlik ettiğini ancak sahadaki etkilerinin yok denecek kadar az olduğunu belirterek "Durum bir süredir aynı kısır döngünün tekrarlandığı bir tabloya dönüşmüş halde." ifadesini kullandı.
Ülkedeki son durumun uluslararası toplumda da endişe yarattığını vurgulayan Pieter Van Ostaeyen, "Sivil misyonlar ülkeden ayrılıyor, büyükelçilikler yurttaşlarına ülkeyi hemen terk etmeleri çağrısı yapıyor. Bu da bize krizin her gün daha kötüye gittiğini gösteriyor." dedi.
Gine Bissau’da birkaç gün önce yaşanan darbenin tabloyu ağırlaştırdığını belirten Van Ostaeyen, şöyle devam etti:
"JNIM lideri Iyad Ag Ghaly, uzun süredir Atlantik kıyısına doğru ilerlemek istediklerini söylüyor. Bölgede askeri bir darbe daha yaşanması, özellikle kıyı şeridine sahip bir ülkede olması, cihatçı grupların hareket alanını genişletebilecek tehlikeli bir fırsat penceresi açacak demektir."
HAYATIN TEMEL İHTİYAÇLARI BİRER BİRER ÇÖKÜYOR
Mali, Burkina Faso ve Nijer’de devlet otoritesinin ciddi şekilde zayıfladığını kaydeden Pieter Van Ostaeyen, "Mali’de hükümet sürekli baskı altında, Burkina Faso’da ise devlet kendi topraklarının yalnızca sınırlı bir bölümünü kontrol edebiliyor. Bu da bölgenin kırılganlığını artırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
DEAŞ’ın Sahel kolu ISSP’nin üçlü sınır bölgesindeki varlığına da değinen Van Ostaeyen, "O bölgede El Kaide ile DEAŞ arasında düzenli çatışmalar yaşanıyor. Mali’nin kuzeyinde Tuareg kökenli Azavad milisleri hükümete karşı isyan ediyor. Yani aynı anda üç, dört farklı aktör devlet otoritesini zorluyor." diye konuştu.
Pieter Van Ostaeyen, yakıt krizinin gıda lojistiğini çok ciddi etkilediğini de belirterek "Bamako ve diğer büyük şehirlere mal taşıyan kamyonlarda yakıt olmadığı için o bölgelere gıda ulaşmıyor. Bu da hayatın en temel unsurlarını birer birer çökertiyor." ifadelerini kullandı.
Elektrik kesintilerinin de büyük risk yarattığını vurgulayan Van Ostaeyen, "Elektrik giderse dizel jeneratörlere ihtiyaç duyulacak. Fakat yakıt olmadığı için jeneratörleri de çalıştıramayacaklar. Bu da halk için her açıdan dramatik bir tablo oluşturuyor." dedi.
Uluslararası destek olmadan durumun değişmeyeceğini dile getiren Van Ostaeyen, şunları kaydetti:
"Bu ülkeler yeniden destek talep etmedikçe hiçbir şey düzelmeyecek. ABD bile artık bölgeye daha az ilgi gösteriyor çünkü Washington’un odağı, Venezuela’ya ve Çin-Tayvan gerilimi nedeniyle Güneydoğu Asya’ya kaymış durumda."
Pieter Van Ostaeyen, sözlerini "Kısacası yakın vadede bu tabloyu değiştirecek bir gelişme beklemiyorum. İç dinamikler çökmüş, dış destek yok ve sahadaki tüm aktörler gün geçtikçe daha da agresif hale geliyor." şeklinde bitirdi.
YENİ BİR ASKERİ DARBE TEHLİKESİ
Orta Doğu-Afrika ve Sahra-Sahel’deki cihatçı gruplar uzmanı Wassim Nasr ise yakıt sıkıntısının yalnızca Bamako’yu değil, tüm ülkeyi etkilediğini belirtti.
Nasr, ordunun mazot konvoylarına eskortluk yapmak zorunda kaldığını, bazı yakıtların ise cihatçılarla yapılan kısmi müzakereler sayesinde başkente ulaşabildiğini aktardı.
Nasr, "Bamako’ya yakıt girebilmesi için ya Mali ordusu ya da Rusya’nın Afrika Kolordusu tarafından askeri eskort sağlanması gerekiyor." dedi.
Değişken durumun yakıt fiyatlarını yükselttiğini ve bunun tüm mal ve hizmetlerin fiyatına yansıdığını söyleyen Wassim Nasr, mevcut baskı ve yüksek fiyatların halk ayaklanmasına yol açabileceğini, bunun da yeni bir askeri darbeyi tetikleyebileceğini belirtti.
Mali ordusunun toprakların büyük bölümünü etkin şekilde kontrol edemediğini, bazı bölgelerde devriye gezmek yerine kışlalarda kalmak zorunda olduklarını kaydeden Nasr, şöyle devam etti:
"Hava saldırılarının yol açtığı sivillere yönelik can kayıpları cihatçılara katılımı arttırıyor. Bamako’nun kısa vadede ele geçirilmesi hiç olası değil ancak mevcut baskı ve yüksek fiyatlar nedeniyle halk ayaklanmasının yeni bir askeri darbeyi tetikleyebileceği çok mümkün görünüyor."
Wassim Nasr, uluslararası yardım ve istihbarat desteğinin sınırlı olduğunu, Amerika’nın bölgeye ilgisinin azalması nedeniyle durumun kısa vadede değişmesinin zor olduğunu aktardı.
"KRİZİN TEK ÇÖZÜMÜ KÖKLÜ REFORM"
Cihat hareketleri üzerine araştırma yapan Çağatay Caba ise Mali, Burkina Faso ve Nijer’de yakıtın günlük yaşamın bir parçası olduğunu, doğal gaz eksikliği nedeniyle temel ihtiyaçların buna bağlı olduğunu ifade etti.
Bamako’daki yakıt ablukasının JNIM taktiğinin önemli bir parçası olduğunu söyleyen Caba, örgütün hükümeti zayıf göstererek halkta sempati aradığını belirtti.
Caba, "Bu krizlerin temel sebebi sömürgeci politikalarla inşa edilmiş devlet sisteminin olmasında yatıyor. Mali’ye sosyolojik, ekonomik ve politik olarak orta-uzun vadede refah getirmesi amaçlanmayan sistemin üzerine inşa edilen bir atmosferde krizin çözülmesinin tek yolu, isyancı gruplarla müzakere ve köklü reformların yapılmasıdır." dedi.
"Gelir adaletsizliği, zayıf güvenlik kurumlarının oluşması demektir. Mali’nin altın madenleri ise yabancı şirketler tarafından işletiliyor ve bu şirketlerin devlete yaptığı ödemeler ile gelirin tabana ne kadar yansıdığı en önemli soru işaretini oluşturuyor." diyen Caba, topluluklar arasındaki gerilimler yaşanması ve ülkede fırsatların eşit şekilde inşa edilememesinin de sürekli krizlere yol açtığını kaydetti.
Çağatay Caba, bölgedeki yakıt krizi bitse bile başka krizlerin doğabileceğine dikkati çekerek Rusya’nın Afrika Kolordusu gözetiminde bazı tankerlerin başkente ulaşabildiğini, Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Ligi’nin müdahale şansının sınırlı olduğunu vurguladı.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:14
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 03 Aralık 2025 11:47 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















