TÜİK enflasyonda baz yılı değiştirdi: Vatandaşı ne bekliyor? Özgür Bayram Soylu
Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com açıklama yapıyor.
Türkiye, Ocak 2026 itibarıyla 2003=100 baz yılından 2025=100 baz yılına geçiyor. Bu ifade kamuoyunda çoğu zaman “enflasyonu düşürmeye yönelik teknik bir manevra” gibi okunuyor olsa da gerçekte uluslararası standardın aynen uygulanmasından ibaret. Aslında yapılan şey, mutfaktaki tencerenin kapağını değiştirmek değil, tencerenin üzerindeki ölçü birimini güncellemek. Bu nedenle baz yıl değişikliği, günlük hayatta hissedilen fiyat artışını ne düşük gösterecek ne yüksek; yalnızca yöntemi çağın gerekliliklerine ve AB regülasyonuna uyarlayacak. En önemlisi, aylık ve yıllık enflasyon oranları geçmişe dönük olarak hiçbir şekilde değişmeyecek.
Bu arada, baz yılı güncellemesiyle en fazla telaşa kapılanların metodoloji kılavuzunun kapağını dahi açmamış olması da sosyal mecralarda hâlâ çözülmeyi bekleyen bir toplumsal bilmece olarak yerini koruyor. Manipülasyon, etkileşim ve bir şey söylemek için söyleme çabasında olanların içerisine düştükleri durumdan giderek haz alıyor olmaları da farklı bir psikolojiye işaret ediyor.
BAZ YIL GÜNCELLEMESİ: BİR “MAKYAJ” DEĞİL, TEKNİK BİR ZORUNLULUK
TÜİK’in yaklaşan değişikliği, AB’nin (2024/3159) tüm ülkeler için zorunlu hâle getirdiği COICOP-2018 sınıflamasına uyum sürecinin doğal bir parçası. TÜİK, bugün olduğu gibi IMF ve Eurostat’ın metodoloji rehberlerini birebir takip ediyor. Dolayısıyla yapılan düzenleme siyasi bir tercih değil, teknik bir uyum adımı olarak dikkat çekiyor.
COICOP güncellemesiyle birlikte gıda, konut ve özellikle kira kalemlerinde bazı sınıflama değişiklikleri yapılacak, ağırlıklar ise ulusal hesaplar verileriyle daha doğru biçimde belirlenecek. Evet, bu nedenle gıda ve konutta bazı ağırlık kaymaları olacaktır; ancak bu kaymalar, hanehalkı tüketiminin yıllar içinde doğal olarak değişen yapısını yansıttığı için etkisi abartıldığı kadar büyük olmayacaktır. COICOP-2018 güncellemesiyle ana harcama grubu sayısı 12’den 13’e çıkıyor; bu sayede harcama kalemleri daha ayrıştırılmış, güncel tüketim yapısını daha doğru yansıtan bir sınıflamaya kavuşuyor.
“Kira ağırlığı düşerse enflasyon düşük gösterilecek” söylemi doğru mu?
Hayır. Çünkü:
*Ağırlık tek başına enflasyonu düşüren bir araç değildir.
*Kiralardaki fiyat artışı yılın ikinci yarısından itibaren zaten yavaşlama eğilimine girdi.
*Ağırlık değişimi, gerçekleşmiş tüketim kompozisyonunu daha doğru yansıttığı için optimal aralıkta kalır ve manipülatif bir etki üretmez.
*Kira ağırlığı azalsa bile kira alt kalemindeki artış oranı yüksekse endeks üzerindeki etkisi devam eder; tersi durumda da sonuç değişmez.
Bu nedenle “enflasyon manipüle ediliyor” iddiası teknik gerçeklikle bağdaşmıyor. Eğer böyle bir manipülasyon mümkün olsaydı, aynı metodolojiyi uygulayan 27 AB ülkesinde de aynı tartışmaların kopması gerekirdi.
ÇOK KAYNAKLI VERİ YAPISI
TÜFE’nin veri yapısı, yalnızca sahadan derlenen fiyatlara değil, farklı kanallardan toplanan geniş bir veri evrenine dayanıyor. Alan uygulamaları, yani fiziki mağazalar ve işyerlerinden yapılan ölçümler, ayda 2 veya 4 kez gerçekleştirilerek toplam fiyat katkısının 2024’te yaklaşık %52’sini oluşturuyor. Bunun yanı sıra barkod tarama verileri, zincir marketlerde her gün kaydediliyor ve TÜFE hesaplamasında %42,6 ile en büyük ikinci paya sahip. Web kazıma yöntemiyle ise e-ticaret ve çevrim içi mağazalardan günlük olarak veri toplanıyor ve toplam fiyat katkısına %5,1 düzeyinde yansıyor.
*2024 itibarıyla aylık 609.382 fiyat derleniyor.
*Barkod veri tabanı 2,38 milyar satış işlemine dayanıyor.
*Benzin, altın, sigara gibi kalemlerin fiyatı her gün derleniyor.
*Taze sebze–meyvede fiyatlar haftada 4 kez toplanıyor.
Bu geniş ve çok kaynaklı veri yapısı, TÜFE’nin tek bir kanaldan gelen sınırlı gözlemlere değil, milyonlarca gerçek işlemden oluşan kapsamlı bir fiyat evrenine dayanmasını sağlayarak hem uluslararası standartlarla uyumu güçlendiriyor hem de hesaplamaların güvenilirliğini artırıyor.
Bu durum, Türkiye’de çoğu zaman popüler tartışmalarda görünmeyen bir gerçeği de ortaya koymuş oldu. TÜİK’in enflasyon hesaplama birimi, uluslararası standartlara tam uyumlu bir teknik uzmanlık kapasitesine sahip. TÜİK’in uluslararası uyum çerçevesinde hareket eden teknik kadrolarının, toplantıda gösterdikleri açıklık ve uzmanlık, kamuoyunda oluşan yanlış algıları önemli ölçüde gidermiştir.
Bugün artık çok açık: “TÜİK baz yılı değiştirdi, enflasyon düşük gösterilecek” şeklindeki yorum, teknik bir değerlendirme değil, politik bir okumanın ürünü. Çünkü baz yıl değişikliği, fiyatların kendisine değil, fiyat değişimlerini karşılaştırdığımız referans çizgisine yapılan bir güncelleme. Bu nedenle söz konusu düzenleme, vatandaşın günlük fiyat deneyimini dramatik biçimde etkilemeyecek. Enflasyonun düşmesi ya da yükselmesi ise baz yılından değil, ekonomik politika tercihleri ve piyasa dinamiklerinden kaynaklanmaya devam edecek.
Bizde gerçek kaçmaz; sadece kalabalığın gürültüsünde bir süre susar.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:74
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 13 Aralık 2025 04:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















