Tek kuruş yok ama 5 aydır tutukluyum Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com haber yayımlıyor.
1 Temmuz sabahı İzmir’de yapılan operasyonda 65 şüpheli gözaltına alındı. Bunlardan 11’i tutuklandı. İlk duruşmada, tutukluluğun 85’inci gününde 5 kişi serbest bırakıldı. Tutukluluğun 105’inci gününde 3 kişi daha serbest bırakıldı. Halen eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, eski Genel Sekreteri Barış Karcı ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş tutuklu bulunuyor. Nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla cezaevinde tutulanların yargılaması 9 Aralık’ta yapılacak. 155 gündür tutuklu olanların tutuksuz yargılanmasına karar verilip verilmeyeceği o gün belli olacak.
Tunç Soyer’in halen geçerli adresi “İzmir 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu, Koğuş B/63, Buca /Kırıklar”dır.
İDDİANAMENİN İÇİ BOŞ
Tunç Soyer, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“155 gündür nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla tutukluyum. Bu suç, ekonomik çıkar elde etmek için hile ve desise yapmayı gerektiriyor. Ancak iddianame hem kişisel çıkar ve menfaat elde etmediğimi yazıyor hem de kimin lehine bu suçu işlediğim sorusunu cevapsız bırakıyor. Hile ve aldatma kısmı ise hiç yok. Çünkü bırakın gizli saklı organizasyon yapmayı; projeyi duyurmak, daha çok katılım sağlamak için elimden geleni yaptım. Kısacası, suçun içini dolduracak ne bir tanık, ne bir delil ne de tek bir kuruş ortaya konmamışken ve bu proje için İçişleri Bakanlığı’nın verdiği soruşturma izni, Danıştay tarafından bırakın dolandırıcılığı, görevi kötüye kullanma ya da görevi ihmal yoktur kararıyla reddedilmişken 5 aydır cezaevindeyim.”
İKNA ETMEK GEREKİYOR
Tunç Soyer, dosyasının içinin “boş” olduğunu, cezalandırmak için gerekçelendirmeye ihtiyaç duyulmadığını ortaya koyduğunu belirterek şöyle devam etti: “Ne yazık ki bu tablonun sadece bana yönelik bir sonuç taşımadığını, tüm ülkede yaygın bir uygulamaya dönüştüğünü görüyoruz. Maalesef ülke; halk nezdinde adalete güvenin sarsıldığı ve çoğunluğun artık hukukun kalmadığına dair inancını pekiştirdiği bir iklimi yaşamaya başladı. Bu iklimi değiştirmenin iki adımı olabilir:
Ortaya çıkan adliye ve cezaevi tablolarının ardındaki hakikati görmek ve göstermek.
Bu iklimi değiştirmek için korkmadan, cesaretle mücadele etmek.
Hakikati görmek ve göstermek için akıl ve sağduyu; mücadele etmek için dayanışma ve kararlılık gerekiyor. Fakat bunlar yetmez. Hem değişimin mümkün olduğunu hem yaşananların normal olmadığını hem de yaşanacak değişimle yerine ne konulacağını iyi anlatmak, inandırmak ve ikna etmek gerekiyor.”
Tunç Soyer bu fotoğrafı, 1 Temmuz’da başlayan hapislik günlerinin 100 gününde (1 Ekim) paylaşmıştı.
YAPICI VE KURUCU OLMAK
Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya’nın, İttihat ve Terakki Hareketi’nin yurtsever, cesur ve sert olmasına rağmen yapıcı ve kurucu olamadığı için kaybettiğini; Mustafa Kemal ve kadrolarının ise hem yurtsever hem cesur hem de yapıcı ve kurucu olduğu için başarılı olduğunu yazdığını hatırlatan Soyer, “Bugün de aynı yurtseverlik ve kararlılıkla yapıcı ve kurucu olmak gerekiyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yargılandığım dava konusu ile ilgili yapıcı bir önerme ile bitireyim: Birleşmiş Milletler, 2025 yılını ‘Kooperatifçilik Yılı’ ilan etti. İnsanlık, neoliberalizmin yarattığı gelir dağılımındaki büyük adaletsizliğin sürdürülebilir olmadığını idrak ederek kooperatifçiliği yeniden bir panzehir olarak görüyor. Bireylerin güçlerini birleştirerek kuvvetli bir ekonomi ve üretim öznesi hâline gelmeleri demek olan kooperatifçilik, ülkemizde de zaman zaman istismar edilmiş olsa da köklü bir geçmişe sahiptir.
Barınma sorunu, giderek yok olan orta sınıf ve tüm yoksullar için en yaşamsal ihtiyaçlardan biri hâline gelmiştir. Ekonomik demokrasinin önemli araçlarından biri olan kooperatifçilik, sorunun ulusal düzeyde çözümü için bir rol üstlenebilir. Halkın öz gücünü ortaya çıkartacak kooperatifçilik; hükümetin kredi desteği ve belediyelerin hem arazi konusunda üreteceği çözümler hem de kolaylaştırıcı rolüyle buluşturularak sağlam modellere kaynaklık edebilir. Müteahhit kârını ortadan kaldıran yapı kooperatifçiliği, hükümet yerel yönetim işbirliğiyle kalıcı ve sürdürülebilir çözümler ortaya koyacaktır.”
TARİHSEL MİSYON
CHP’nin 39. Kurultay’la ana muhalefet partisi olarak sürdürdüğü çetin mücadelede iktidara yürüyecek yeni yönetici kadrosunu belirlediğini ifade eden Soyer, şöyle konuştu:
“Bu kadroların; barınma hakkından adil yargılanma hakkına, gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmaktan eğitim ve sağlıkta kamucu uygulamalar üretilmesine kadar pek çok alanda yapıcı ve kurucu politikalar ortaya koyması ve bu politikalara halkı inandırması zorunluluktur. Bu görev; hem tarihsel misyonu hem de gelecek kuşaklara sorumluluğu gereği en çok CHP’ye düşer. Bu görevi başarıya ulaştıracağımıza olan umudum ve inancım tamdır .”
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:72
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 01 Aralık 2025 05:45 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















