Siyonizmin unutturduğu büyük katliam: Çingene soykırımı
Sabah sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Dünyada, "soykırım" denildiğinde akıllara yalnızca 1933-1945 yılları arasında Nazilerin Yahudilere yönelik gerçekleştirdiği katliamlar geliyor. Evet, Holokost insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biridir. Ancak bu karanlık sayfanın bir köşesinde, adı kanla yazılan unutulmuş bir toplum daha var: Romanlar. Ya da Anadolu ve Balkanlarda kullanılan adıyla Çingeneler.
Nazilerin "ırksal temizlik" adı altında yürüttüğü ölüm makinesi, sadece Yahudileri değil; Romanları, engellileri ve muhalifleri de hedef aldı. Ama tarih, Nazilerin katlettiği 500 bin Romanların acısını sessizliğe gömerken, Yahudilerin yaşadıklarını hep ön plana çıkardı.
500 BİN ROMAN KATLEDİLDİ
Yahudi soykırımını unutturmamak için filmler yapıldı, kitaplar yazıldı, anıtlar dikildi, müzeler kuruldu, konferanslar düzenlendi. Tüm bu çalışmalara yüz milyarlarca dolar para harcandı.
Yahudilerin elinde olan Holokosk Film Endrüstirisi, 1946 yılından bu yana yaklaşık 200'den fazla film çekti. Bu filmlerle, 80 yıl boyunca Yahudilerin yaşadığı acıların diğer hiçbir acıya benzemediği mesajına maruz kaldık. Dahası, bu filmlerle oluşan "soykırım tehdidi altındaki toplum" algısıyla İsrail'in tüm insanlık suçları bir anda meşrulaştırılmaya çalışıldı. Gazze'deki yüzyılın soykırımı da buna dahil.
Peki Nazi kamplarında yokedilen Roman çocuklarını kim hatırlıyor? Holokost'un görünmeyen kurbanı çingeneler, tarih sayfalarında hep birkaç satır ile geçiştirildi. Almanlar, tarihlerindeki bu utanç sayfası nedeniyle özür bile dilemedi. Gazze'deki soykırımın suç ortağı Batılı ülkeler Romanlara yönelik soykırımı tanımak için basit bir adım bile atmadı.
Roman çocukların mezar taşlarında adı yazmıyor olsa da biz onların soykırım kurbanı olduklarını biliyoruz. Gelin 1936'da başlayan ve 1945 yılına kadar süren Roman soykırımının 500 bin kurbanın anlatılmamış öyküsüne bir bakalım.
ROMANLARA ZULÜM 1933'TE BAŞLADI
Avrupa ve Almanya'da Romanlara yapılan zulüm Nazilerin iktidara geldiği tarih olan 1933'ten yüzlerce yıl önce başladı. Örneğin 1471'de İsviçre'de Çingenelere karşı ilk yasa kabul edildi. Çingeneler 1492'de İspanya'da engizisyon mahkemelerinde yargılandı ve idam edildi. 1502'de Fransa'dan sürgüne uğradılar. 1526'da İngiltere'den sınırdışı edildiler. İngiltere'ye girmeye çalışan Çingeneler için infaz yasası uygulandı. 1538'de Portekiz'deki Çingeneler Brezilya'ya sürgün edildi.
1560'da İsveç'te Lutheran Kilisesi'nin Çingeneleri vaftiz etmesi, evlendirmesi ve gömmesi yasaklandı. Trento Konsili ise Çingenelerin kiliseye girmesini engelledi. 1578'de İsveç'teki gümüş madeninde Çingeneler zorla çalıştırıldı. 1619'da İspanya Kralı Felipe, asimile olmayan Çingenelerin idam edileceğini açıkladı. 1740'da Almanya'da Çingenelerin geleneksel kıyafetlerini gitmesi yasaklandı, giyenler kırbaş cezasına çarptırıldı.
Osmanlı topraklarında ise durum daha farklıydı. 1050'de İstanbul'daki Sulukule semtine yerleşen Çingeneler yüzyıllar boyu kültürlerini koruyarak günümüze taşımayı başardılar. 1530'da İslamiyeti seçen Çingeneler Trakya bölgesine yerleşmeye başladı. Osmanlı Padişahı 3. Murad, 1595'te Çingene asıllı Ştefan Razvan'ı Boğdan valisi olarak atadı.
NAZİLER ÇİNGELENELERDEN NEDEN NEFRET EDİYORDU?
Almanya'da 1933-1945 yılları arasında Adolf Hitler ve Nazi Partisi'nin iktidarı altında totaliter bir diktatörlük kuruldu. Nazi ideolojisine göre Alman ırkı ya da Aryan ırkı üstün, diğer ırklar aşağıdaydı. Romanlar da ırksal olarak karışık ve bozuk olarak kabul ediliyordu. Naziler "ırk hijyeni" kavramını geliştirdi. Amaç, Almanların gen havuzunu temiz tutmaktı. "Bozuk gen" taşıdıklarını iddia ettikleri Romanları önce zorla kısırlaştırmayı daha sonra da toplama kamplarına göndermeyi planlıyorlardı.
Çingeneler tarih boyunca Avrupa'da dışlanmış ve sürgün edilmişti. Naziler de bu önyargıları kullandı. Bu kültürel önyargılar kısa sürede devlet destekli nefret politikalarına dönüştü.
Özetle, Nazilerin Çingenelere olan nefretinin temeli ırkçılık, sahte bilimsel araştırmalar ve tarihsel önyargılara dayanıyordu.
SOYKIRIMIN ALTYAPISI HAZIRLANDI
Almanya istihbaratı, 1933 yılından itibaren Romanları kayıt altında almaya başlamıştı. Ceza yasalarında "Çingene yaşam tarzını benimseyenler" gibi ibareler vardı. Romanlar, Almanya başta olmak üzere birçok ülkede "istenmeyen" ilan edildi. Yasal düzenlemeler, Romanlara karşı sistematik zulme zemin hazırlıyordu.
Naziler, Romanların yabancı kanı taşıdığını düşünüyordu. Onlara göre bu en büyük suçtu. Tek tek Romanların tespit edilmesi gerekiyordu. Bu ise Yahudilerin tespiti kadar kolay olmadı. Çünkü Çingeneler diğer hıristiyan topluluklar gibi kiliseye gidiyordu. Kilise kayıtlarında ise ırksal bir ifade yer almıyordu.
1936'de Almanya Sağlık Bakanlığı bünyesinde Irksal Temizlik ve Demografik Biyoloji Araştırma Merkezi kuruldu. Bu kurumun başına Dr. Robert Ritter getirildi. Dr. Ritter'in görevi Avrupa'daki Romanları tek tek tespit etmekti. Nazi kamplarına gitmekle tehdit ettikleri Çingenelerle uzun mülakatlar yaptılar. Antropolojik inceleme adı altında yapılan bu sorgular sonucunda Avrupa'daki tüm romanların kayıtları oluşturuldu. Çingene soykırımının tüm alt yapısı artık hazırdı.
GAZ ODALARINDA KATLEDİLDİLER
1935'te Nazi rejimi, Çingeneler için düğmeye bastı. Romanlar, sebepsiz yere evlerinden alınıyor, zorla çalıştırılıyor ve topluca öldürülüyordu. Alman işgali altındaki Sovyetler Birligi'nde 30 bin Çingene, bir gecede acımasızca katledildi. Sırbistan'da öldürülenlerin sayısı 12 bini aşmıştı. En büyük katliamın gerçekleştiği Romanya'da 26 bin Çingene öldürüldü. Başta Auschwitz olmak üzere toplama kampı adı verilen ölüm merkezlerinde binlercesi yaşamını yitirdi. Tarihi kayıtlara göre Hırvatistan'da yaşayan 25 bin Çingeneden geriye tek bir kişi bile kalmadı.
1940'ta Avrupa'dan toplanan onbinlerce Çingene, işgal altındaki Polonya'ya gönderildi. En büyük katliam ise Lubnin bölgesinde gerçekleşti. Çalışma kamplarında binlercesi yaşamını yitirdi. Sağ kalanlar Belzec bölgesindeki gaz odalarında öldürüldü.
1941 yılına gelindiğinde Çingeneler için zulmün dozu daha da artıyordu. Önce Avusturya'da Yahudiler için oluşturulmuş bir gettodaki özel bölüme gönderildiler. Yaşam koşulları çok korkunçtu. Yaşlılar, çocuklar ve güçsüzler hemen yaşamını yitirdi. Hayatta kalanlar Chelmno'daki ölüm merkezine sürüldüler. Gaz odalarında karbonmonoksit gazıyla zehirlenerek can verdi.
ÇİNGENELER KOBAY OLARAK KULLANILDI
Hayatta kalan Romanları "Çingene kampı" adı verilen ölüm merkezlerine gönderdiler. Bu kamplar tüm Nazi toplama kamplarının en kötüsüydü. Bölgede yaşayan Almanlar, "ölü insan kokusu" gelen bu kampları şehirlerinde istemiyordu. Nazi yönetimi, bu tepkileri bahane ederek 1942 yılında tüm Romanların Almanya'dan sürülmesini emretti.
Bu kamplarda yaşayan Romanlar, korkunç tıbbi deneyler için kobay olarak kullanıldı. Bu deneylerin sonucunda ölüm kaçınılmazdı. Ardından Çingelerin kaldığı kamplarda tifüs, çiçek ve dizanteri salgını başladı. Naziler, Çingeleleri tedavi etmek yerine gaz odasında öldürmeyi tercih etti.
Nazi yönetimi 1944 yılında toplama kamplarındaki tüm Romanları öldürme kararı aldı. Öldürüleceklerini anlayan Çingeneler kazma ve küreklerini alarak kampın dışına çıkmayı reddetti. SS liderleri geri çekildi. Ancak bu Çingeneler için kurtuluş değildi. Auschwitz'e gönderilen 23 bin Romandan 19 bini hayatını kaybetti.
KATLİAMIN BİLANÇOSU HİÇ ÇIKARILAMADI
2. Dünya Savaşı'nın sonunda Avrupa'daki Çingene soykırımının bilançosu çıkarılmaya çalışılsa da hiçbir araştırmacı Yahudi katliamı kadar bu meseleye eğilmedi. Ancak birçok araştırmacı Avrupa'da yaşayan yaklaşık 1 milyon Çingenenin en az yarısının katledildiğini açıklamıştır.
Onlar toplama kamplarında, gaz odalarında, açlıktan, soğuktan ve hastalıktan yaşamını yitirdi. Dünya, onların yasını hiç tutmadı. Yahudilerin acısı hergün hatırlanırken onlar için bir anma günü, bir tören bile çok görüldü.
1933-1945 yılları arasında katledilen 500 bin Çingenenin sessiz çığlığı, Gazze'deki soykırıma kulaklarını tıkayan Avrupa'da yankılanmaya devam ediyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:14
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 16 Kasım 2025 07:04 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















