Şişelenmiş su sandığınız kadar masum değil !
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Şişelenmiş suyun çekiciliğinde saflık algısı kilit önem taşır ancak araştırmalar bu ürünün hem sağlık hem de çevre açısından kendi risklerini de taşıdığını göstermektedir.
Bu yıl yapılan uluslararası bir araştırma, şişelenmiş suyun birçok kişinin sandığı kadar güvenli olmayabileceğini ortaya koydu. Yeniden doldurulabilir ve plastik şişelerde satılan suların testlerinde yüksek düzeyde bakteri kirliliği tespit edildi.

Bu bulgular, birçok ortamda musluk suyunun sadece güvenli olmakla kalmayıp, şişelenmiş suya göre genellikle daha sıkı bir şekilde düzenlendiğini ve denetlendiğini gösteren giderek artan sayıda araştırmayı desteklemektedir.
Çoğu gelişmiş ülkede, musluk suyu şişe suyuna göre daha sıkı yasal ve test standartlarına tabidir. Kamu su kaynakları, bakteri, ağır metaller ve pestisitlerin varlığı açısından günlük olarak izlenir.
İngiltere'de İçme Suyu Denetleme Kurumu sonuçları kamuoyuna açıklamaktadır. ABD'de su kaynaklarının, Çevre Koruma Ajansı tarafından denetlenen Ulusal İçme Suyu Kalite Yönetmeliklerine uyması gerekmektedir. Avrupa genelinde su kalitesi, AB İçme Suyu Direktifi ile düzenlenmektedir.
Şişelenmiş su ise bunun aksine, paketlenmiş gıda ürünü olarak düzenlenir. Daha az sıklıkla test edilir ve üreticilerin ayrıntılı kalite bilgilerini yayınlamaları zorunlu değildir.
Araştırmalar, şişelenmiş suda mikroplastikler, kimyasal kalıntılar ve bakteriler de dahil olmak üzere kirleticiler tespit etmiştir. 2024 yılında yapılan bir çalışma, bazı ürünlerde litre başına on binlerce plastik parçacığı bulunduğunu ortaya koymuştur.
Diğer araştırmalar, şişelenmiş suyun genellikle musluk suyuna göre daha yüksek konsantrasyonlarda mikroplastik içerdiğini ve bunun iltihaplanma süreçleri, hormonal bozukluklar ve insan organlarında partikül birikimiyle bağlantılı olduğunu göstermektedir.
Plastik şişeler antimon, ftalatlar ve bisfenol-A (BPA) gibi kimyasalları sızdırabilir. Antimon, tek kullanımlık içecekler için en yaygın plastik malzeme olan PET şişelerin üretiminde kullanılan bir katalizördür. Ftalatlar ise plastikleri esnek hale getiren plastikleştiricilerdir.
BPS veya BPF gibi bisfenol analogları, bazı plastikleri sertleştirmek ve yiyecek ve içecek kutularının içini kaplamak için kullanılan bir kimyasal olan BPA'nın yakın akrabalarıdır. Bu maddeler, özellikle şişeler arabalar, kamyonetler veya doğrudan güneş ışığı gibi sıcak ortamlarda bırakıldığında suya karışabilir.
Bilim insanları endişeli çünkü bu maddelerin bazılarının endokrin bozucu görevi görebileceği, yani vücudun hormonal sistemlerini bozabileceği düşünülüyor.
Belirli ftalat ve bisfenollere yüksek düzeyde maruz kalmanın üreme sağlığı, metabolizma ve gelişim üzerinde etkileri olduğu belirtilmektedir; ancak şişelenmiş suda bulunan seviyeler genellikle düşüktür ve uzun vadeli riskler henüz tam olarak netleşmemiştir.

Araştırmacılar, özellikle şişelenmiş su tüketiminin dünya çapında artmaya devam etmesiyle birlikte, bu maddelere tekrarlanan ve kronik maruz kalmanın zaman içinde ne anlama gelebileceğini inceliyorlar.
Şişelenmiş su steril değildir. Açıldıktan sonra mikroorganizmalar hızla çoğalabilir. Sıcak bir arabada bırakılan yarım içilmiş bir şişe, mikrobiyal büyüme için ideal bir ortam haline gelebilir. Tek kullanımlık şişelerin tekrar kullanılması ayrıca tükürükten ve çevreden bakteri bulaşmasına da neden olur.
Musluk suyu genellikle faydalı mineraller içerir; bu durum halk sağlığı araştırmalarında da iyi belgelenmiştir. İngiltere ve diğer ülkelerde, diş çürümesini önlemek için bazı su kaynaklarına florür eklenmektedir. Şişelenmiş suyun mineral bileşimi önemli ölçüde farklılık gösterir ve çalışmalar, şişelenmiş suyu daha sık tüketen çocuklarda diş çürüğü oranlarının daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Türkiye’de altyapı ve denetim süreçleri her bölgede aynı düzeyde güven vermemektedir. Özellikle bazı şehirlerde suyun tadı, kokusu veya boru sistemlerinden kaynaklanan sorunlar, halkın musluk suyuna güvenini azaltmaktadır. Bu nedenle şişelenmiş suya yönelim Türkiye’de daha yaygındır. Ancak bu tercih, plastik tüketimini artırarak çevresel yükü büyütmektedir. Uzun vadede, musluk suyunun kalitesini iyileştirmek ve güveni yeniden tesis etmek, hem halk sağlığı hem de sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir.
PLASTİK ŞİŞE NE KADAR ÇEVRE DOSTU?Türkiye’de musluk suyuna güven eksikliği ne yazık ki plastik şişe bağımlılığını artırıyor. Şişelenmiş suya aşırı bağımlılık da gezegene zarar veriyor. Küresel tüketim o kadar yüksek ki, her dakika yaklaşık bir milyon plastik şişe satın alınıyor.

Danimarkalı su teknolojisi şirketi Aquaporin, bir litre şişelenmiş su üretmenin, bir litre musluk suyu dağıtımına kıyasla 2.000 kata kadar daha fazla enerji gerektirebileceğini tahmin ediyor. Dolum, taşıma ve soğutma da dahil edildiğinde, karbon ayak izi de daha yüksek olup, litre başına ortalama 80 gram karbondioksit salınımına neden oluyor.
Şişelenmiş su konusundaki tartışma, küresel su temini sorunundan ayrı düşünülemez. Temiz içme suyuna erişim, acil bir küresel sorun olmaya devam etmektedir.
İklim değişikliği, hızlı kentleşme, endüstriyel kirlilik ve nüfus artışı tatlı su kaynakları üzerinde baskı oluşturuyor. UNESCO, iki milyardan fazla insanın halihazırda yüksek su kıtlığı yaşanan bölgelerde yaşadığı konusunda uyarıyor.
Altyapı üzerindeki baskı arttıkça, kullanım noktasında içme suyu üreten merkezi olmayan sistemler mevcut şebekeleri tamamlayabilir. İklim şokları sırasında dayanıklılığı güçlendirirler, plastiklere olan bağımlılığı azaltırlar ve musluk suyuna olan güvenin sarsıldığı topluluklar için çözümler sunarlar.
Şişelenmiş su, acil durumlarda veya musluk suyunun gerçekten güvenli olmadığı yerlerde vazgeçilmezdir. Ancak çoğu gelişmiş ülkede, musluk suyundan daha güvenli veya daha temiz değildir.
İklim değişikliği ve kirlilik suya erişimi yeniden şekillendirirken, şişe suyu ile musluk suyu arasındaki gerçek farkları anlamak her zamankinden daha önemli hale geliyor.
Türkiye’de musluk suyunun kalitesinin her bölgede güvenle içilebilecek seviyeye ulaşması, halkın şişelenmiş suya bağımlılığını azaltarak hem çevreye hem de ekonomiye katkı sağlayacaktır. Daha şeffaf denetim mekanizmaları, modern altyapı yatırımları ve toplumda güveni artıracak bilgilendirme çalışmalarıyla, musluk suyunun yeniden “temiz ve güvenilir” bir kaynak olarak görülmesi mümkün olabilir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:19
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Aralık 2025 11:49 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















