Sınıf listelerindeki çocuk işçiler: Yastığı taş, tavanı gökyüzü olan çocuklar, bizi hiç affetmeyin!
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuruda bulunuyor.
“Yastığı taş, tavanı gökyüzü olan çocuklar, bizi hiç affetmeyin!”
Nazım Hikmet Ran
OKUL TERKLERİ VE GÖLGE ÖĞRENCİLER
Okul terkleri Türkiye’de giderek artıyor. Kayıtlarda hâlâ “öğrenci” olarak görünen ama sınıfla, okulla bağı kopmuş binlerce genç var; eğitim sisteminde “gölge öğrenciler” olarak adlandırılan bu çocuklar, sınıf listelerinde var gibi görünse de aslında okuldan ve okumaktan ümidini kesmiş veya kesmek zorunda bırakılmış kimisi sabahın erken saatlerinde işyerlerine giden, tekstil atölyelerinde, semt pazarlarında ve belki de inşaatlarda çalışan bu çocuklar, kâğıt üzerinde ve bakanlık istatistiklerinde öğrenci olsa da fiilen işçi veya okumaktan ve yaşamdan umudunu kesmiş bir şekilde evlerinde odalarına kendilerini kapatmış melankolik ve bohem bir yaşam sürdürmekteler. Bakanlığın okullarında sınıf listelerinde adları hâlâ yazılı olsa da sınıfta, sıralarda değiller; yaşamlarının en güzel yıllarını okulda arkadaşlarıyla geçirmek yerine ya maddi sıkıntılar ya da manevi sorunlarla yaşamı göğüslemeye çalışarak heba ediyorlar. Özellikle liseye geçildiğinde göze çarpan yoğun okul terkleri, bence MEB’in artık görmezden gelemeyeceği bir seviyeye ulaşmış durumda. Bakanlık, istatistiklerle devam edip realiteye sırtını döndüğü için görmüyor olabilir.
Okul terklerinin nedenleri:
EKONOMİK NEDENLER
Ailenin geçim sıkıntısı nedeniyle çocuklar erken yaşta çalışmak zorunda kalıyor. Özellikle büyük şehirlerde iş imkânı da varsa çocuklar okumak yerine çalışıp aile ekonomisine katkıda bulunmayı görev biliyorlar. Bu aslında bir tercih olmuyor çünkü çocuğun çalışması, evdeki diğer ihtiyaçları karşılamak için zorunlu hâle geliyor. Okul, bir umut kapısı değil; zorunluluk, hatta çoğu zaman yük hâline gelmiş durumda. Çocukluğu çalınmış bu öğrenciler artık sınıfın bir parçası değil; hayata katılmaya zorlanmış, erken yaşta büyümüş çocuk işçiler hâline geliyorlar. Erken yaşta çalışmaya başlama ve okul terkleri, bireysel bir sorun gibi görünse de aslında toplumsal bir çöküşü gösterir. O çocukların devamsızlık sayıları arttıkça bizim vicdanımıza verilecek puanlar düşmektedir. Bir ülkede okuma hakkı elinden alınan her çocuk, kapanmayan vicdan yarası olmalıdır.
AİLE İÇİ SORUNLAR
Parçalanmış aile, ana-baba kaybı, aile içi şiddet veya ilgisizlik çocukların okulla olan bağını koparıyor.
Eğitim Politikaları ve Eğitim Sisteminin Öğrencileri Umutsuzluğa İtmesi
Eğitim politikaları yalnızca müfredatı düzenlemekle kalmamalı; çocukların yaşam koşullarını, ailelerinin ekonomik durumunu ve psikolojik ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmalıdır. Devletin eğitim politikaları, gençleri okula bağlamak yerine çoğu zaman onları sistemin dışında bırakıyor. Sınav odaklı yapı, rekabetin baskısı ve fırsat eşitsizliği çocukları eğitimden koparıyor. Oysa eğitim, bir yarış değil, yaşam hakkıdır. Çocukların yalnızca bilgiyle değil, umutla da buluşması gerekir. Öğrenciyi okuma motivasyonunu sağlamak da MEB’in görevidir. Ancak son yıllarda lise veya üniversite mezunu olan gençlerin toplumsal statü veya ekonomik özgürlük bağlamında öğrenciye fark yaratmayacağı inancı, öğrencilerde ve velilerde bulaşıcı bir hastalık gibi “Okusam ne olacak!” anlayışının yayılmasına neden oldu. Eskiden okumak, geleceği inşa etmedeki en önemli adımken şimdi heba edilen yıllar olarak görülüyor.
OKUL–ÖĞRETMEN SORUNLARI
Müfredatın ezberci ve motivasyon düşürücü olması, öğrencilerin okula ilgisini azaltıyor. Öğretmen yetersizliği, okulun fiziki koşullarının kötü olması ve destekleyici rehberlik hizmetlerinin eksikliği devamsızlığı artırıyor. “Bir insan için asıl meydan okuma artık başka bir insana, onun akıllı telefonundan daha ilginç gelebilmektir.” diyor Alain de Botton. Artık gerçek bir eğitimci, akıllı telefon kadar bilgili, değişime ve gelişmeye açık ve keyifli olmadığında öğrencisini akıllı telefona kaptırıyor.
SOSYAL VE PSİKOLOJİK SEBEPLER
Akran zorbalığı, arkadaş sorunları, öğrenme güçlükleri ve düşük özgüven okulu terk etme sebebi olabiliyor. Sınavlar ülkesi olan Türkiye’de çocukların eğitimde başarısızlık korkusu veya kendilerini sınıfa ait hissetmemesi de motivasyonu düşürüyor.
COĞRAFİ VE ULAŞIM SORUNLARI
Okula ulaşım imkânının zor veya masraflı olması, özellikle kırsal bölgelerde çocukların okulu bırakmasına yol açıyor. Hatta şehirlerde bile servis masrafları ağır geldiği için okula gidemeyen çocuklara rastlamak mümkün.
BİR ŞEY YAPMALI
Türkiye’de artan okul terkleri ve gölge öğrenciler, eğitimin en büyük sorunudur. Sokakta, inşaatta, semt pazarlarında, tekstil atölyelerinde vs. olan o gençler, aslında hepimizin ortak kaybıdır. Onların çocukluklarını, eğitim haklarını ve hayallerini çalan sistem, yalnızca onları değil, bütün toplumu yoksullaştırıyor. Gerçek bir eğitim politikası, okulun duvarları dışındaki hayatı da hesaba katmak zorundadır. Çünkü aç bir çocuk, umutsuz bir aile ve yorgun bir yaşamla mücadele eden genç, sıralara oturmakla çözülmez. Eğitim, sadece sınıfta değil; evde, mahallede ve toplumun bütün dokusunda bir dayanışmayla mümkündür. Her devamsız öğrenci, her erken yaşta çalışan çocuk, aslında bize aynı şeyi söylüyor: “Hayatımızı siz çaldınız.” Acı olansa maalesef onların hem bugününü hem geleceğini çalmış oluyor bu durumu görmezden gelen herkes. Gerçekleri bilmesine rağmen raporlara, yalan istatistiklere sıkıştırılmış bu çocukların vebali hepimizin üzerinde ve biz, çocuklarımızı eğitimden koparmış bir toplum olarak affedilmeyi hak etmiyoruz. Bunun çözümü için eğitimin tüm bileşenleri, sorunu görmezden gelmek yerine su yüzüne çıkarıp reel çözümler için kolları sıvamalıdır. Öncelikle toplumda eğitimli insanın itibarı geri kazandırılmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitimdir ki, bir milleti özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum hâlinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.” vecizesinde belirttiği gibi, eğitimin toplumsal yükselişteki en önemli etken olduğunun milletçe idrak edilmesi sağlanmalıdır. Ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emaneti çocuklara karşı olan görevimizi, en azından onları okullarında tutmayı sağlayarak yerine getirmiş olalım. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:20
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 13 Ekim 2025 05:06 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















