SDG Şam Anlaşması sona ererken Rakka’da tedirgin eden yeraltı hazırlığı: Yeni bir savaş senaryosu mu? Dış Haberler
Haberturk sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan Rakka’da, son aylarda artan tünel kazıları kentte yeni bir çatışma ihtimalini gündeme taşıdı.
Terör örgütü PKK ile bağlantılı SDG ile Şam’daki Suriye hükümeti arasında 10 Mart 2025’te imzalanan ve SDG unsurlarının kademeli olarak devlet yapısına entegre edilmesini öngören anlaşmanın 31 Aralık’ta sona erecek olması, sahadaki hareketliliği daha da kritik hale getiriyor.
Kent sakinleri, özellikle yerleşim bölgelerinde yoğunlaşan kazı faaliyetlerinin Rakka’nın yeraltından askeri amaçlarla dönüştürüldüğü endişesini dile getiriyor.
Fırat Nehri’nin doğu yakasında bulunan Rakka, savaşın tüm evrelerini yaşamış bir kent. 2013’te Beşar Esad yönetimine karşı ayaklanmaya katılan ilk büyük şehirlerden biri olan Rakka, 2014’te DEAŞ’ın kontrolüne geçmiş ve örgütün fiilî “başkenti” haline gelmişti.
Ekim 2017’de ise uluslararası koalisyonun yıkıcı operasyonlarının ardından, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’nin omurgasını oluşturduğu SDG tarafından ele geçirilmişti. Bugün ise kent, bu kez yeraltında yürütülen hazırlıklarla gündemde.
SDG yer altına çekiliyor #resim#1325710#
2025 baharından bu yana sosyal medyada paylaşılan görüntülerde; vinçler, yoğun hafriyat çalışmaları ve tünel girişleri dikkat çekiyor. Bu kazıların, SDG’ye bağlı yerel yönetimlerin kontrolündeki mahallelerde yapılması ve herhangi bir resmî açıklama getirilmemesi, şehirdeki tedirginliği artırıyor. Çalışmaların zamanlaması da manidar: SDG ile Şam arasındaki anlaşmanın sona ermesine sayılı günler kala, askeri altyapıyı andıran bir yeraltı ağının inşa edildiği görülüyor.
Kentte yaşayan Muhammed Mahdani, durumu şu sözlerle anlatıyor: “Mart ayındaki anlaşmadan sonra şehirde tünel girişleri hızla arttı. Nereye gitsem bu açıklıklardan girip çıkan işçileri görüyorum. Kazı sesleri evlerin içinden bile duyuluyor; çünkü tüneller sivil yapıların altından geçiyor.”
Bir başka şehir sakini, Muhammed Al-Khalil ise şehirde en az 30 tünel girişi bulunduğunu ifade ediyor. Mayıs ayında Al-Wadi Caddesi’nde meydana gelen bir çökme sonrası Al-Firdous Mahallesi’nden onlarca ailenin evlerini terk etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Bölgenin, kentin geri kalanına göre yüksek bir noktada bulunması nedeniyle stratejik öneme sahip olduğu vurgulanıyor.
Muhammed Al-Khalil, ağır bir aracın geçişi sırasında yolun çöktüğünü ifade ediyor. Yerel halk, bu olayın cadde altından geçen bir tünelden kaynaklandığını ifade ediyor.
Benzer şekilde, Rakka Ulusal Hastanesi girişine yakın noktalarda da kazı çalışmaları yürütüldüğü görülüyor. 6 Nisan tarihi itibari ile, metal bir çerçeveye monte edilmiş motorlu vinç sistemiyle (yerel adıyla “raf‘a”) toprağın yüzeye çıkarma faaliyetlerini başladığı ve işçilerin tünel ağzından aşağı indiği açıkça görülebildiğini belirtiyor.
"Birçok şantiye var"
Bölgede Habertürk’e bilgi veren kaynaklar, kazıların sadece hastanelerle sınırlı olmadığını, Al-Mawasi Hastanesi, belediye stadı ve çok sayıda konut mahallesinde de benzer şantiyelerin bulunduğu belirtiliyor.
11 Haziran’da tarihi itibari ile, tünelleri güçlendirmek için kullanıldığı söylenen beton destekler taşıyan bir kamyonların kente giriş yaptığı belirtiliyor. Bu kamyonların ekim ayına kadar aralıksız kente malzeme taşıdığı ifade ediliyor.
Ancak en ilginç olan nokta ise, beton blok temininde zorlanan SDG terör örgütü, 9 Kasım 2025 tarihi itibari ile, kentin kuzeyindeki Al-Aqtan Meydanı’nda bir beton blok üretim merkezi açtığı ve tesisin aralıksız çalıştığı belirtiliyor.
Bölgedeki siyasi kaynaklara göre, bu kazılar yeni bir strateji değil. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG, 2014’ten itibaren özellikle Haseke bölgesinde, başlangıçta Türkiye’den gelebilecek saldırılarından korunmak amacıyla tüneller kazmıştı. 2015’te SDG’nin kurulmasının ardından bu faaliyetler Menbiç, Afrin ve Haseke gibi tüm kontrol alanlarına yayılmıştı.
Rakkalı Abdulrahman Al-Saadi , Mart 2025’ten sonra çalışmaların belirgin şekilde hızlandığını ve ihaleler yoluyla çoğu İran ve Türkiye’den gelen PKK yanlısı müteahhitlere verildiğini söylüyor. Kent sakinlerinin endişesi ise her geçen gün artıyor.
Abdulrahman Al-Saadi, “SDG’nin kenti bir direniş alanına hazırladığı hissine kapılıyorum; yeni bir savaştan korkuyoruz” diyor.
Tünelleri yakından gördüğünü ifade eden Al-Saadi göre yeraltı ağı üç ana kategoriden oluşuyor: personel hareketi için dar galeriler, araç geçişine uygun geniş tüneller ve sığınak/komuta merkezi olarak kullanılan alanlar.
"Orduyla yeni bir çatışma sürecine hazırlık"Bu tünellerin birbirine bağlı olması, olası bir çökmede onlarca binanın zarar görebileceği ve ciddi sivil kayıpların yaşanabileceği uyarısını beraberinde getiriyor.
Eski siyasetçi ve Arap aşiretleri arasındaki görüşmelerde yer alan Sami Al-Qasem ise, “Aylar önce, belediye stadı yakınında yaşayan bir aile evinden çıkarıldı; evlerinin bir odasından tünel kazıldı. Tüneller camilerin, hastanelerin, parkların altına kadar uzanıyor. Bu tablo, orduyla yeni bir çatışmaya hazırlık anlamına geliyor” yorumunu yaptı.
Rakka’nın yeraltı su seviyesine oldukça yakın, kum ağırlıklı ve sismik risk taşıyan zemin yapısı, yürütülen kazı faaliyetlerini salt bir altyapı meselesinin ötesine taşıyarak ciddi bir güvenlik ve insani risk haline getiriyor. Jeoloji uzmanlarının daha önce de uyardığı bu zemin koşulları, plansız ve yoğun tünel açma çalışmalarının ani çökmelere, bina temellerinin zayıflamasına ve zincirleme yıkımlara yol açabileceği anlamına geliyor.
Nitekim 15 Kasım’da Al-Furusiyah Yolu üzerindeki bir yerleşim alanında yaşanan çökme, bu risklerin artık teorik olmadığını gözler önüne serdi. Olayın ardından bölgede yaşayan çok sayıda aile evlerini terk ederken, kent genelinde korku ve güvensizlik duygusu daha da derinleşti.
Yerel halkın büyük bölümü, söz konusu çökmenin tesadüf olmadığını ve yer altındaki tünel faaliyetleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyor. Özellikle sivil yaşamın yoğun olduğu mahallelerde kazıların sürmesi, Rakka’nın adım adım yer altından militarize edildiği algısını güçlendiriyor.
Bu tablo, Rakka’da yaşananların yalnızca teknik bir inşaat faaliyeti değil; SDG’nin geleceği, Şam’ın askeri ve siyasi seçenekleri ve Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından kritik sonuçlar doğurabilecek stratejik bir sürecin parçası olduğunu gösteriyor.
Yeraltında kurulduğu iddia edilen bu ağın, olası bir çatışma senaryosunda kenti uzun süreli ve yıkıcı bir savaş alanına dönüştürme ihtimali ise en çok sivilleri endişelendiriyor. Rakka sakinleri için artık mesele, “kazılar neden yapılıyor?” sorusunu aşmış durumda.
Kentte yankılanan asıl soru çok daha net ve ürkütücü: Rakka, yeni bir çatışmaya bilinçli şekilde mi hazırlanıyor?
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:19
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 25 Aralık 2025 16:32 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















