Şahin Aybek yazdı... Okullarda Vijilantizm Tehlikesi
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Liselerde Öğrenciler Racon (!)Kesiyor!
Türkiye’de adalet duygusu derin bir yara aldı.
Mahkemelerin yavaş işlemesi, torpiller, suç işleyenlerin yeterli cezayı almaması…
Tüm bunlar, insanların devlete ve hukuka olan güvenini sarsıyor.
Artık toplumda,
“Madem adalet yerini bulmuyor, o zaman ben sağlarım.” düşüncesi hızla yayılıyor.
Aynı vatandaşlar gibi öğrencilerin de “yönetim beni korur” inancı zayıfladıkça,
herkes kendi adaletini sağlamaya yöneliyor.
Tam da bu bağlamda, son yıllarda giderek tehlikeli bir biçimde yaygınlaşan bir kavram ortaya çıkıyor: Vijilantizm.
Vijilantizm Nedir?
Vijilantizm, en basit tanımıyla, adaleti kendi eliyle sağlama inancıdır.
Yani kişi, devlete, polise, mahkemeye güvenmediğinde, cezayı kendi kesmeye kalkar.
Vijilantizm aynı zamanda mafyanın doğma sebebidir.
Çünkü adalete, yönetime, yargıya güvenini kaybeden birey,
kendi gücüne inanarak kendi adaletini sağlamaya yönelir.
Bu inanç zamanla bireysel tepkinin ötesine geçer ve mafya benzeri yapılanmaları doğurur.
Artık insanlar, haksızlık gördükleri yerde “haksızlığa dur deme hakkını” kendilerinde bulur.
Bazen bu, kendince bir suçluyu linç etmek şeklinde olur.
Bazen cezaevinde bir mahkûmun öldürülmesiyle karşımıza çıkar.
Bazen de sosyal medyada linç kampanyaları biçimini alır.
Maalesef, artık bu anlayış okullarda küçük mafyavari yapılar olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır.
Hukuktaki Çürüme Maalesef Eğitime de Sirayet Etti
Toplumda başlayan hukuk erozyonu, çürümesi bugün eğitim ortamlarına da yansımış durumda.
Artık birçok okulda, liselerde (özellikle meslek liselerinde)
öğrenciler okul kurallarını ve okul yöneticilerini değil,
okuldaki gücü elinde bulunduran “abileri” ya da
sosyal medya ve dizilerden etkilenerek kendini “lider”, “reis” olarak gören kişileri tanıyor.
Kurallara riayet etmek yerine, bu güçlü figürlerin yanında durarak kendilerini korumaya alıyorlar.
Bir anlamda, okulları artık okul kuralları değil, “abilerin koruması” yönetiyor.
Bu durum, yalnızca disiplin sorunları değil, akran zorbalığı, şiddet ve korku kültürünü de besliyor.
Lise Önlerinde Büyüyen Tehlike
Alternatif Otoriteye Yönelim
Bu zihniyet, artık okul duvarlarının dışına da taştı.
Okul önlerinde “koruyucu gruplar” giderek artıyor.
Bu gruplar, gençlere “seni korurum” diyerek yaklaşırken,
karşılığında saygı, itaat, hatta para talep ediyorlar.
Genç, meşru otoriteye ;yani okul idaresine, öğretmenine, kurumsal düzene güvenini kaybedince, yerine başka bir otorite koyuyor.
Bu bazen bir “abi”, bazen bir “grup”, bazen de açıkça bir çete oluyor.
Ve bu durum, gençliğin hukuk yerine mafya kültürüne teslim olması,
hatta mafyanın devletleşmesi anlamına geliyor.
Her Okulun Bir Robin Hood’u, Bir Polat Alemdar’ı, Bir Tatar Ramazan’ı Var
Birçok genç, bu davranış biçimini kahramanlık gibi görüyor.
Sanki herkes kendi okulunun Robin Hood’u, Polat Alemdar’ı ya da Tatar Ramazan’ı.
“Yanlışa göz yummuyorum, Racon böyle, ben bu oyunu bozarım” diyerek başkalarına haklı haksız müdahale ediyor; hukuku savunuyor ya da mazlumun hakkını koruyor gibi gösteriyor.
Ama aslında bu durum, çoğu zaman adalet duygusundan çok, kendi güç gösterisi şeklinde oluyor.
Bu gençler, mazlumun yanında duruyor gibi yaparak aslında kendi itibarlarını parlatıyor,
kendi güçlerini o mazlumların üzerinden sergiliyorlar.
Yani mesele adalet değil, görünürlük; hak değil, haklı çıkmak ve arkasına adam toplamak.
Robin Hood adaletsiz bir düzende ortaya çıkan efsanevi bir figürdü.
Ancak o hayali bir kahramandı.
Gerçek dünyada adaleti bireylerin gücüne bıraktığınızda,
ortaya çıkan şey kahramanlık değil, kaosun romantize edilmiş hâlidir.
Eğri Cetvelden Doğru Çizgi Çıkmaz
Tüm ülkede olduğu gibi, okullarda da “kendi göbeğini kesme” alışkanlığı başladı.
Bu, düzenin de, devletin de çöküşüdür.
Devletin, okulun, öğretmenin, yöneticinin otoritesi zayıfladığında,
adalet arayışı yerini “güç kimdeyse onun yanında olmak” anlayışına bırakır.
Ama eğri bir düzenin içinde doğru bir adalet çıkmaz.
Yani vijilantizm sorunu küçük bir mesele değildir.
Öğrenciyi gücün yanında tutan bu zihniyet, yalnızca öğrencinin değil,
devletin ve sistemin sorunudur.
Gençleri suçlamak yerine, onları adalete inandıracak, adil bir ortam yaratmak yöneticilerimizin görevidir. Çünkü adaletin olmadığı yerde gençlik, kanun değil racon tanır.
Gerçek adalet güçle değil, hukukla sağlanır.
Epiktetos’un dediği gibi, “Bana, ‘Sana zarar verebilirim, tekme atabilirim’ dersen bil ki, insan değil, eşek ya da ata uygun bir özellikle övünüyorsun.”
Yani, güce sığınmak insana ait bir özellik değildir.
Hukukla tesis etmediğimiz sürece, bugünün gençleri yarının mafyaları olacak ve hukuk devleti yerine mafya devletini oluşturacaklardır. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:32
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 09 Kasım 2025 05:02 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















