Pandemi döneminde hepimizin hayatındaydı, şimdi yasaklanmak üzere! El dezenfektanları hayat mı kurtarıyor yoksa hayatı tehdit mi ediyor?
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Alkol bazlı temizleyiciler Avrupa Birliği bloğunda güvenli olarak yetkilendirilmiş durumda ve 1990'lardan beri Dünya Sağlık Örgütü'nün temel ilaçlar listesinde yer alıyor. Ancak Avrupa Birliği (AB) sağlık yetkilileri, kanser endişeleri ve gebelik komplikasyonlarının artan riski nedeniyle alkol içeren ürünlerin kaldırılmasını veya değiştirilmesini önerdi.
Kabul edilmesi halinde, hastanelerde sıklıkla kullanılan el dezenfektanları, deterjanlar ve diğer popüler temizlik ürünlerinin AB ülkelerinde üretimi durdurulabilir.
Uzmanlar ise bu eylemin kıta genelindeki hastaneler üzerinde 'çok büyük bir etkiye' sahip olabileceği ve etanole benzer koruma sağlayan alternatiflerin daha da tehlikeli olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Cenevre Üniversitesi’nden Alexandra Peters, “El dezenfektanlarının kaldırılmasının hastaneler üzerindeki etkisi çok büyük olur. Hastane kaynaklı enfeksiyonlar, her yıl küresel olarak sıtma, tüberküloz ve AIDS'in toplamından daha fazla insanı öldürüyor. El hijyeni, özellikle alkol bazlı el ovma, yılda dünya çapında 16 milyon enfeksiyonu önler” dedi.
Etanole alternatifler olan izopropanol gibi maddelerin daha da toksik olduğunu, sabunun ise tekrar tekrar kullanılmasının daha uzun sürdüğünü belirten Peters, " Covid'de gördüğümüz gibi acil durumlarda el dezenfektanı üretiminin her yerinde etanol olacak” diye ekledi.
KASIM SONUNDA KOMİTE TOPLANACAK
Avrupa Kimyasallar Ajansı'nın (ECHA) komitesi şimdi, etanolü zararlı olarak sınıflandırıp sınıflandırmayacağına karar vermek üzere kasım ayı sonunda toplanacak.
ECHA, uzman komitesinin ‘etanolün kanserojen olduğu sonucuna varırsa’, yerine başka bir madde kullanılmasını önereceğini belirtti. Ancak “etanol, beklenen maruz kalma seviyeleri ışığında güvenli kabul edilirse veya alternatif bulunamazsa, amaçlanan biyosidal kullanımlar için yine de onaylanabilir" diye eklediler.
Ancak endüstri grupları, etanolün zararlarını kanıtlayacak yeterli kanıt olmadığını savunarak potansiyel yasağa şimdiden tepki gösterdi.
EL HİJYENİ İÇİN BİRİNCİL OLARAK ÖNERİLMİŞTİ
Mayıs ayında, Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) bile sağlık otoritelerine "el hijyeni için birincil yöntem olarak alkol bazlı el dezenfeksiyonunu tesis etmeleri" çağrısında bulunmuştu.
Bu potansiyel yasaklama kararı, halk sağlığı ve hastane enfeksiyon kontrolü arasında önemli bir denge gerektiriyor gibi görünüyor.
Peki tüm dünyanın özellikle pandemi döneminde çok fazla kullandığı el dezenfektanları gerçekten tehlikeli mi? Bu yasaklama önerisi doğru bir adım mı yoksa bir felakete yol açabilir mi?
KANSERE NEDEN OLDUĞUNA DAİR BİR VERİ YOK
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özcan Yıldız, “Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: Alkol bazlı el dezenfektanlarının, özellikle etanol içerenlerden bahsediyorum, kansere neden olduğuna dair insanlarda bilimsel olarak kanıtlanmış bir veri duymadım. Avrupa Birliği’nin gündeme getirdiği konu, etanolün saf formunun ve endüstriyel üretim aşamasında ortaya çıkabilen ‘asetaldehit’ adlı yan ürünün olası kanserojen etkisiyle ilgilidir” dedi ve ekledi:
“Asetaldehit, DNA hasarına yol açabilecek bir moleküldür; ancak bu etki yüksek dozda, kronik ve uzun yıllar sistemik maruziyet (örneğin kronik alkol tüketimi) durumlarında anlamlı hale gelir. El dezenfektanlarında ise etanol deriden hızla buharlaşır, kana geçişi son derece sınırlıdır, kullanım süresi çok kısadır ve vücuttaki biyolojik olarak anlamlı bir asetaldehit birikimi oluşturmaz.”
AĞIZ YOLUYLA ALINIRSA KESİN KANSOREJEN
“Bu tartışmanın merkezinde aslında bir üretim hatası ya da katkı maddesi yok. Konu doğrudan etanolün kendisi. Etanol, yani alkollü içeceklerde de bulunan alkol, ağız yoluyla alındığında Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından ‘kesin kanserojen’ olarak sınıflandırılmış durumda” diyen Özcan Yıldız şunları söyledi:
“Bunun nedeni şu: Vücuda giren etanol, karaciğerde asetaldehit adı verilen bir maddeye dönüşüyor. Asıl kanser riski yaratan şey bu asetaldehit, çünkü DNA’ya bağlanıp genetik hasara yol açabiliyor. Ama altını çizmek gerekir; bu bilgi ağızdan alınan alkol için geçerli. Deri yoluyla kullanımda, yani el dezenfektanlarında, bu etkinin aynı ölçüde olup olmadığı belirsiz. AB’deki yeni tartışma da tam olarak bunu sorguluyor.”
İŞTE SIK GÖRÜLEN ZARARLARI
Prof. Dr. Yıldız, “Etanol içeren el dezenfektanlarının kanser riski teorik ve düşük olmasına karşın, daha somut ve sık görülen bazı zararları vardır” dedi ve şu detayları verdi:
-- Cilt kuruluğu ve tahriş: Etanol cildin doğal yağ tabakasını çözer. Bu, cildin kurumasına, çatlamasına ve hassasiyet artışına yol açabilir.
-- Kontakt dermatit (egzama): Sık kullanım, cildin koruyucu bariyerini bozarak tahrişe bağlı veya alerjik egzamalara neden olabilir.
-- Cilt mikrobiyomunun bozulması: Dezenfektanlar “iyi” bakterileri de öldürür, bu da cildin enfeksiyonlara ve irritasyona daha açık hale gelmesine yol açabilir.
-- Yanlışlıkla yutma veya zehirlenme riski: Özellikle küçük çocuklarda, yanlışlıkla içilmesi ciddi alkol zehirlenmesine neden olabilir.
-- Ciltte çatlaklardan alkol emilimi: Çok sık kullanım ve hasarlı cilt yüzeylerinde az da olsa sistemik emilim olabilir, ancak bu genellikle klinik olarak anlamlı düzeyde değildir.
-- Yani özetle; kanser riski teorik, ama cilt tahrişi ve dermatolojik sorunlar günlük hayatta çok daha gerçek ve yaygın yan etkilerdir.
ÇOK CİDDİ HALK SAĞLIĞI SORUNLARINA YOL AÇABİLİR
El hijyeni, özellikle alkol bazlı el antiseptiği ile kullanıldığında, dünya çapında yılda 16 milyon enfeksiyonun önlenmesini sağlıyor.
Özcan Yıldız da alkol bazlı el antiseptiklerinin raflardan kaldırılmasının, çok ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açabileceğinin altını çizdi, “Çünkü bu ürünler sadece konfor aracı değil, enfeksiyon zincirini kıran temel savunma hattıdır. Eğer bu ürünler olası kanser riski gerekçesiyle yasaklanırsa hastane enfeksiyonları artar. Ameliyathaneler, yoğun bakımlar ve polikliniklerde el hijyeni enfeksiyon kontrolünün temelidir. Dezenfektanların yokluğu, nozokomiyal (hastane kaynaklı) enfeksiyonlarda ciddi artışa yol açar. Toplum kaynaklı bulaş hızlanır. Grip, COVID-19, RSV gibi solunum yolu virüsleri ile gıda kaynaklı patojenlerin yayılımı artar” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, el hijyeni yılda yaklaşık 16 milyon enfeksiyonu önlüyor. Bu ürünlerin kaldırılması, doğrudan hastaneye yatış ve ölüm oranlarını yükseltir. Artan enfeksiyonlar; daha fazla antibiyotik, daha uzun hastane yatışı ve sağlık harcaması anlamına gelir.
DEZENFEKTANLAR KESİNLİKLE YASAKLANMAMALI
El dezenfektanlarının kesinlikle yasaklanmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yıldız, “Bir tıbbi onkolog olarak kanser riski konularına son derece hassas yaklaşırım. Şu anki veriler, halkın normal düzeyde el dezenfektanı kullanımının sistemik bir kanser riski oluşturduğunu göstermiyor. Sağlık kurumlarında bu ürünlerin yasaklanması ise enfeksiyon kontrolünde büyük bir kaosa yol açar. Yapmamız gereken, yasaklamak değil, ‘akılcı kullanımı’ teşvik etmek” dedi ve ekledi:
“Öncelik su ve sabun olmalı, dezenfektan sadece gerekli durumlarda kullanılmalı, sağlık çalışanları gibi yoğun kullanıcılar için cilt koruyucu önlemler alınmalı ve bu konuda daha fazla klinik veri toplanmalı. Bilimsel şüphecilik önemlidir, ama kanıtlanmamış riskler üzerinden hareket edip, kanıtlanmış faydaları göz ardı etmek çok daha büyük bir halk sağlığı hatası olur.”
Etanol bazlı dezenfektanların gerçekten tehlikeli ise yerine alternatif olarak en masum, en etkili ve hâlâ altın standart; su ve sabundur. Sabun, mikropları mekanik olarak uzaklaştırır ve virüslerin zarını parçalar. Ancak her zaman su ve sabun bulamayabiliyoruz. Böyle durumlarda alkol bazlı dezenfektanlar devreye giriyor. Alternatif olarak: İzopropil alkol kullanılabilir ancak benzer incelemelere tabi tutulacaktır. Benzalkonyum klorür alkolsüz ürünlerde bulunur, ama bazı virüslere karşı etkisi zayıftır. Klorheksidin güçlüdür ama alerji riski taşır. Yani hiçbir kimyasal tamamen masum değil; mesele her zaman risk–fayda dengesidir. Şu an için etanolün faydası bu teorik riskten çok daha ağır basıyor.
Prof. Dr. Özcan Yıldız
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:69
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 04 Kasım 2025 08:01 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















