Lafarge davasında sanıklar dinlendi Dış Haberler
Ankara24.com, Haberturk kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Fransa'da, çimento firması Lafarge'ın "terör örgütünü finanse etmek" suçlamasıyla yargılandığı davada mahkeme, sanıkların şirketle bağlantılarına ilişkin ifadelerini dinledi.
Tüzel kişi olarak Lafarge ile 8 sanığın aynı suçlamayla yargılandığı davanın duruşmaları, yaklaşık iki haftalık aranın ardından 18 Kasım'da Paris Ceza Mahkemesinde yeniden başlamıştı.
Mahkeme Başkanı Isabelle Prevost-Desprez, son üç gündür yapılan oturumlarda sanıkların Lafarge ile yollarının nasıl kesiştiğine ve şirketle ilişkilerinin niteliğine dair beyanlarını dinledi.
Lafarge'ın Suriye'deki yan kuruluşu Lafarge Çimento Suriye'nin (LCS) 2008-2014 yıllarındaki eski CEO'su Bruno Pescheux, Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından Fransa'nın 2012 itibarıyla Fransız vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri yönünde tavsiyede bulunduğunu hatırlattı.
Pescheux, aynı yıl firmanın Suriye'deki faaliyetlerini Mısır'dan takip etmeye başladığını anlatarak, firmanın bu faaliyetleriyle ilgili o dönem bir kriz komitesi kurulduğunu vurguladı.
"(Toplantılar) Önce ayda bir şeklinde başladı, ardından haftada bir ve sonunda günde bir şeklinde bitti." ifadesini kullanan Pescheux, üstlerini bölgedeki zorluklar ve sorunlarla ilgili uyardığını, firmanın faaliyetlerini durdurmak da dahil farklı seçenekler teklif ettiğini ve görevini değiştirmeyi talep ettiğini belirtti.
Pescheux, buna karşılık olarak üstlerinden Suriye'deki faaliyetlerle ilgili "Devam ediyoruz" cevabını aldığını kaydederek, "Benim görevim burada (Suriye'de) kalıp, personelin emniyetini sağlayarak fabrikayı çalıştırmaktı." şeklinde konuştu.
LCS'nin 2014-2016 dönemindeki eski CEO'su Frederic Jolibois, Suriye'deki görevi kabul edip etmemesi için kendisine yalnızca birkaç gün süre verildiğini belirterek, bölgedeki koşullar hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan göreve başladığını savundu.
"Sayın Pescheux'ye Şam'a gitmeyi yasakladım"Lafarge'ın 2012-2015'te Operasyonlardan Sorumlu eski Müdür Yardımcısı sanık Christian Herrault, görevde olduğu sırada Fransa'nın Ürdün Büyükelçeliğinde bir memurdan, Pescheux'nün Şam'a gittiğini öğrendiğini ve harekete geçtiğine değinerek, "Sayın Pescheux'ye Şam'a gitmeyi yasakladım." dedi.
Norveç'te bir dönem istihbarat için çalışmış ve 2011-2013 yıllarında Lafarge'da güvenlik personeli olarak görev yapan Jacob Waerness, bu süre boyunca bölgede hareket etmenin zorlaştığını ancak Suriye'deki çimento fabrikasına gidip gelmeye devam ettiğini söyledi.
Waerness, devrik Esed rejiminin Lafarge fabrikasının bulunduğu bölgeden çekilmesinin ardından burada güvenlik açısından ciddi bir boşluk oluştuğunu dile getirerek, "Bu Suriye'de önemli bir değişimdi çünkü (bu ülke) on yıllarca katı bir rejimin altında yaşadı." dedi.
"Lafarge, bu bilgilere ulaşmam için elverişli bir sahaydı"
Lafarge bünyesinde 2013-2014'te güvenlik personeli olarak çalışmış olan Ürdünlü sanık Ahmad Al Jaloudi, eskiden Ürdün istihbaratı için çalıştığını ve emekli olduktan sonrada bir çatışma bölgesinde çalışmak için bu birimden izin alması gerektiği kaydetti.
Al Jaloudi, "Suriye'de çalışmak için istihbarat birimlerinin onayını almam gerekiyordu." diyerek, bu onayı aldıktan sonra LCS bünyesinde çalışabildiğini ifade etti.
Bir Ürdünlü istihbarat yetkilisinin sorusu üzerine bir terör örgütünün elindeki yabancı esirlere ilişkin bilgi verdiğini anlatan Al Jaloudi, "Lafarge, bu bilgilere ulaşmam için elverişli bir sahaydı." şeklinde konuştu.
Al Jaloudi, Lafarge bünyesindeki üstü olan Jean-Claude Veillard'a da bilgi verdiğini ve Veillard'ın bu bilgiler sayesinde Fransa İç İstihbarat Birimi (DGSI) ve Fransa Savunma Bakanlığıyla toplantı yapabildiğini savunarak, "Teröristlerle mücadelede yararlı istihbarat sağlıyordum." dedi.
Lafarge’ın 2006-2015 yılları arasındaki CEO’su Bruno Lafont, firma nezdinde işler ters gittiğinde telefon görüşmeleriyle müdahalelerde bulunabildiğini ifade etti.
Lafont, bir çalışan bir şeylerden mutsuz olduğunda bu durumu üstünün üstüne iletebildiğini ifade ederek, "(Lafarge'la ilgili) Suriye'deki sistemler başarısız oldu mu? Dosyayı okuyunca, bazı açıkların olduğunu keşfettiğimde şaşırdım." şeklinde konuştu.
Mahkemede ayrıca Lafarge ve bölgedeki silahlı örgütlere bağlı hammadde tedarikçileri arasında aracı olduğu iddia edilen Suriyeli sanık Amro Talep'in ve tüzel sıfatıyla yargılanan Lafarge firmasının açıklamaları dinlendi. Bölgedeki silahlı örgütler arasında aracı olduğu iddia edilen Suriyeli sanık Firas Tlass ise mahkemeye katılmadı.
"Alınan kararlarla ilgili mali nedenleri abartmamak gerek"Öte yandan, Le Monde gazetesinin haberine göre, Lafont, dünkü duruşmada ise firmanın Suriye'de kalmaya devam etmesinin, ekonomik bir hesaba dayalı olmadığını savunarak, "Alınan kararlarla ilgili mali nedenleri abartmamak gerek." dedi.
Lafont, bölgedeki durumla ilgili yanlış bilgilendirildiğini öne sürerek, LCS hakkında "Bence bilgiler bana çok geç ulaştı. 27 Ağustos 2014'te 'Kapatıyoruz' dediğim anda, muhtemelen çok geçti." yorumunu yaptı.
AA, Lafarge'ın DEAŞ'ı finanse ettiğini kanıtlayan belgeleri yayımlamıştıAnadolu Ajansı (AA), 7 Eylül 2021'de Fransız şirketi Lafarge'ın, terör örgütü DEAŞ'ı Fransız istihbaratının bilgisi dahilinde finanse ettiğini kanıtlayan belgeleri yayımlamış, bu belgeler dünya genelinde geniş yankı bulmuştu.
Belgelere göre, Lafarge, terör örgütü DEAŞ ile ilişkisi konusunda Fransız istihbarat servislerini sürekli bilgilendirdi. Fransız istihbarat ve devlet kurumları, Lafarge'ı terörü finanse ederek insanlığa karşı suç işlediği konusunda uyarmadı ve bu durumu gizli tutanaklarda itiraf etti. DEAŞ, Lafarge'dan aldığı çimentoları sığınak ve tünel yapımında kullandı.
Şirket hakkında Haziran 2017'de açılan soruşturma kapsamında Lafarge'ın Yönetim Kurulu Başkanı Bruno Lafont'un da aralarında bulunduğu bazı üst düzey yöneticiler, "teröre finansman sağlamakla" suçlanmıştı.
Haziran 2018'de şirkete yöneltilen "insanlığa karşı suçlara ortak olmak" suçlaması, Kasım 2019'da düşürülmüştü.
Davaya müdahil sivil taraflar, yolsuzlukla mücadele sivil toplum kuruluşu Sherpa ile Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi, suçlamanın düşürülmesine itiraz ederek Yargıtaya başvurmuştu.
Fransa Yargıtayı, 7 Eylül 2021'de Lafarge'ın Suriye'de DEAŞ'lı teröristleri finanse etmesi nedeniyle "insanlığa karşı suça ortak olmak" suçlamasının yöneltilebilmesinin önünü açan kararı almıştı.
Paris Temyiz Mahkemesi, AA'nın ulaştığı belgelerle Suriye'de terör örgütü DEAŞ'a finansman sağladığı ispatlanan Fransız çimento şirketi Lafarge hakkında 18 Mayıs 2022'de "insanlığa karşı suça ortak olma" iddiasıyla soruşturma açılmasını onaylamıştı.
Ocak 2024'te Fransız Yargıtayı, çimento devi Lafarge'a yöneltilen "insanlığa karşı suça ortaklık" suçlamalarının düşürülmesine ilişkin talebi reddederek soruşturmanın devamına karar vermişti.
Soruşturmadan sorumlu 3 sorgu hakimi, 16 Ekim 2024'te Lafarge grubu ve şirketin 4 eski yöneticisinin, terör örgütünü finanse ettikleri ve DEAŞ dahil terör örgütleri ile her türlü finansal ve ticari ilişkiyi yasaklayan Avrupa Birliğinin (AB) ambargosunu ihlal ettikleri suçlamalarıyla yargılanmasına karar vermişti.
*Fotoğraf: Ameer Alhalbi - AA, temsilidir
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:97
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 21 Kasım 2025 00:53 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















