Kuruluş Orhan ı Yanlış Yerden Okumak
Sonhaberler sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
İlk dikkatimi çeken şey Türklerin çadırlarda yaşamalarına devam etmeleriydi. (Belki doğrudur.) Sonrasında ise devletin varlığını göremedim. Hâlâ Orhan "Bey" kimliği ile diziye hâkim. Devleti, benim bildiğim Osman Bey kuruyor, fakat Orhan Bey döneminde kurulduğuna şahit olamıyorum. Muhtemelen tarihçilerin yönlendirmesiyle ilerliyordur temennisiyle üzerinde çok fazla durmadım.
Beni en çok öfkelendiren şey dizinin omurgasını kadın erkek aşkının oluşturmasıydı. Devletlerin, hele ki kuruluş aşamasında olan bir devletin, aşk meşkle uğraşırken kurulabileceğine ihtimal vermiyorum. Devlet, kuruluş anında ya akılla yükselir ya da duygularla oyalanır; ikisini aynı anda yapamaz.
Sonradan aklıma, Truva geldi. Homeros'un o eşsiz eserinde destanlaşan savaşın sebebi Helena idi. Helena kocasından Truvalı Paris ile birlikte kaçmaları iki ülkenin savaşa girmesiyle sonuçlanmıştı. Romeo ve Juliet için ne demeli? Shakespeare'in o ölümsüz eseri 1595 yılında yazıldı. Hamlet'in babasının öldürülme nedeni ise karısıydı. Bunlar edebiyat eseri, doğru; fakat tüm bu eserler hayattan ilham alınarak ortaya konmuştur.
Örnrğin, tarihe iz bırakan Kleopatra'yı unutmak mümkün mü? Roma'yı iç savaşa sürükleyen bir aşk hikayesidir. Dünyanın yedi harikasından biri olan Tac Mahal, Babür İmparatoru Shah Jahan, eşi Mumtaz Mahal için yaptırtmıştı. Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan ile evlenmesi Osmanlı imparatorluğunda siyasi dalgalanmalara neden oldu. Fransız devrimini etkileyen Napoleon ile Josephine aşkı devrimin şeklini değiştirmiştir. Dante'den Mimar Sinan efsanesine kadar tarih aşk hikayeleriyle dolu.
Tüm bunlar erkek kadın aşkının dünyayı nasıl değiştireceğine dair ilginç örnekler olsa bile aksi de mümkün. George Washington Amerika'yı kurarken aşk hikayesiyle değil, liderliği ve stratejisiyle tarihe geçti. Fatih Sultan Mehmed'in aklında İstanbul'un fethi vardı.
Dizilerimizde kahramanlarımızı stratejik dehalarıyla, liderlik vasıflarıyla ön plana çıkartabiliriz. Ertuğrul ile başlayıp kuruluş dönemini anlatan dizilerin neden aşk üzerine kurgulandığını anlamakta zorlanıyorum. Modern bir dizi olan Game of Thrones iktidar mücadelesini, stratejiyi, siyaseti ön planda tutarak dünya çapında başarı kazandı. (Aşk hikayeleri vardı ama bunlar yan temalardı, dizinin omurgası değildi.) Bizim tarihi dizide ise liderlikten önce aşk var, siyasetten önce dedikodu var.
Aşk insani bir durum. Bunu görmezden gelelim demiyorum. Fakat koca bir imparatorluğun kuruluşu keyfi keder kurulmadı. Orhan Bey'in stratejik zekasını, liderliğini, fetihlerini aşktan önce görmek isterim. Bizler de aşkı merkeze almadan The Crown (Kraliçe Elizabeth), Vikings (Ragnar) gibi diziler yapamaz mıyız? Elbette yaparız; ama önce bunu yazabilecek kabiliyette senaristlere, aklıyla görebilecek yönetmenlere, cesaret edebilecek yapımcılara ihtiyacımız var. Aksi hâlde ortaya çıkan şey kostümlü bir melodram olur. İzleyiciye ise alkışlamak değil, unutmak kalır.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:103
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 23 Aralık 2025 10:08 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















