Kumpas içinden kumpas çıkartmak
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Futbolla casusluk soruşturmasının.. Erdoğan’ın operasyonlarıyla aşağıdaki tablonun ne ilgisi var, demeyin!
Çok var!!
Önce tabloya bakalım sayın okurlar:

Ne gördük?
İki takım karşılaşmış. Maç 0-0 bitmiş. Ama sıfırlar bitmemiş. Nasıl oluyorsa toplam şut iki takım için de sıfır. Atılmayan şutun isabeti olmayacağına göre orada da durum aynı. Keza direkten dönen şut da olmamış.
Geçen yıl Nisan ayındaki bu maç elbette dikkati çekmiş, iki takıma cezalar gelmiş..
Ancak “ne oldu da böyle oldu” diye soran olmamış herhalde. “İki takım sahada 90 dakika neden top çevirir” soruşturulmamış.
Hakemlerin, kulüp üyelerinin, futbolcuların bahis skandalı patlayıncaya kadar…
TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu hakemlere dair verileri paylaşırken dudak uçuklattı:
“10 hakemin 10 binin üzerinde, 42 hakemin binin üzerinde 1 hakemin ise 18 bin 227 maça bahis oynadığını” anlattı.
Gazeteci Tahir Kum da soruşturmanın Ankaraspor-Nazilli Bld. maçındaki acayip durum üzerine başladığını açıkladı.
*. *. *
Şimdi gelelim, bununla Erdoğan operasyonları arasındaki ilgiye!
Sadece İBB operasyonları değil, 2010’dan bu yana “şok operasyon” haberine tanık olduk.
Hangisinin şutu isabetliydi sizce?
OdaTV torba davası mı? Hanefi Avcı’nın Devrimci Karargah davasına “atanması” mı? Askeri Casusluk mu? Ümraniye’deki el bombaları komedyası mı?
Erdoğan iktidarının himayelerinde sürdürülen davalar birer birer düştü.
En son, AKP’lilerin bile artık “işin içinde başka iş vardı” dediği, hatta bazı üst düzey AKP’lilerin işi itirafa götürdüğü.. Dahası gözlerin Hulusi Akar’a çevrildiği 15 Temmuz meselesinde gördük. Fatura, komutanları tarafından tatbikat falan diye sahaya sürülen gencecik askeri öğrencilere, subaylara çıkartıldı.
*. *. *
Gelelim bugüne!
Ekrem İmamoğlu’nu Silivri’ye gömmek, mümkünse CHP’yi Kılıçdaroğlu ekibine teslim etmek için başlayan operasyon dalgasında kaç kişi tutuklandı.. Kaç soruşturma ya da dava açıldı.. Hatırlamıyorum.
Ama şunu biliyorum. Onca davada sonuca gelinemedi, suç icat edilemedi.. Yani şut atılamadı.
Gürsel Tekin’in sahneye dönüşünü saymazsanız!!! Gol hiç söz konusu olmadı.
Ya ne oldu?
Sayalım bakalım:
“* İngiliz ajanı olduğu iddia edilen Chris, muhtemelen iki bakanımızın gayrıresmi ortamda fotoğrafını çeken, tam adıyla Christopher Paul McGrath meğer çeşitli bakanlıklardan siber güvenlik ihaleleri almış.”
* Bankaların elini ayağına dolayan iddia: Hüseyin Gün WICKR casusluk yazılımını İBB’ye tahsis etti. Oysa daha akşam olmadan anlaşıldı ki, bu bankaların da kullandığı bir sistem. Üstelik bunu geliştiren firma BDDK’nın Türkiye’de yetkilendirdiği iki firmadan biri.
“* Hüseyin Gün ile Ekrem İmamoğlu arasında herhangi bir yazışma olmadığı ortaya çıktı.”
* Gün ile Necati Özkan arasındaki sınırlı yazışmalarda da, Saray medyasının iddia ettiği gibi İmamoğlu’na İngiltere, ABD ya da İsrail adına talimat falan verilmemiş, “sakin olsun, muhafazakarları unutmasın” gibi genel geçer tavsiyelerde bulunulmuştu.
“*İktidar kaleyi bulan şutu bırakın, kendi kalesine gol atmış.. Hakan Fidan’ın MİT müsteşarlığı sırasında yaşanan vahim veri hırsızlığını hatırlatmıştı. ABD ile kol kola olduğu bilinen Gülen Cemaati’nin KOZMİK ODA HAMLESİ de işin cabasıydı.”
Aslında savcılık Saray medyası kadar köpürtememiş dosyayı. Anlatamadıkları için anlayamadığımız karmakarışık cümlelerle bir iddianame hazırlamışlar. İçine de en ufak bir delilin olmadığı iddiaları serpiştirmişler.
Konu casusluk ya. Casusluk olunca dış minnaklardan söz edilmesi gerekiyor ya! Onu bile söyleyememişler de “şöyle ortalamışlar..”:
“İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütünün amacının Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturma amacıyla gerçekleşen yolsuzluk eylemlerinin yanında uluslararası desteği sağlamak için casusluk eylemlerini de gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır.”
Yolsuzluk iddialarını kanıtlayamadılar. Zaten aksi olsa casusluk kumpasına gerek kalmazdı.. Hadi onu geçelim, “bunun yanı sıra uluslararası desteği sağlamak için casusluk yaptılar” ne demek?
Mesela CIA ya da MI6 İstanbulluların bilgilerine ulaştı diyelim.. Ellerinde bütün Türkiye’nin verileri varken.. Ne yapacak onlarla?
Hüseyin Gün’ün açık istihbarat kaynaklarından derlediği bilgiler ne işlerine yarayacak?
Dün de yazdım: Olmadı.. Olmuyor..
Yıllarca kendilerine o kadar güvendiler, “biz ne dersek o” kibriyle yürüdüler ki bunun sonu olmayacağını zannettiler.
Ama masalların sonu geldi işte.
Abdülkadir Selvi bile maşallah büyüdü, masal çağını geride bıraktı da, bir televizyon programında “itirafçı” oluverdi:
“Benim ayrıştığım nokta Ekrem İmamoğlu’nun bununla (Hüseyin Gün ile) bir yazışması yok, bir şeyi yok. Sadece makamına gelip seçim kazandıktan sonra ziyaret edip bir fotoğraf verilmesi Ekrem İmamoğlu’nun bir casusluk faaliyeti içerisinde olduğunu kanıtlamaya yetmez.”
Abdülkadir Bey umarım bir gün şunu da keşfedeceksiniz: Türkiye, her yaştan, her çeşit çetelere teslim.
Çocuklarımız sokaklarda dövülüyor, bıçaklanıyor, öldürülüyor.
Uyuşturucu yaşı, 14-15’e inmiş durumda. Zaten sokaktaki şiddetin baş nedeni de uyuşturucu.. Ve geleceğe dair umutsuzluk.
Ortalığı yine rakamlara, istatistiklere boğmak istemem. İnternette bulabilirsiniz... Türkiye’de yaklaşık olarak her üç kişiden biri işsiz.
Sizin Reis İmamoğlu’nu öne atarak bunları unutturabileceğini zannediyor. Bir uçak gezisinde gerçeğin bu tarafını da anlatırsanız makbule geçer.
* *. *
Çeteler demişken, Ankara’dan gelen vahim görüntüleri izlediniz mi, bilmiyorum.
Hacettepe üniversitesi Beytepe kampüsünde, yüzleri maskeli, ellerinde palalar, bıçaklarla bir grup öğrencilere saldırdı.
İddiaya göre polis, kendilerini Hacettepe Ülkücü Teşkilatı diye tanımlayan saldırganlar yerine saldırıya uğrayanları gözaltına aldı.
Gazeteciliğe 1974’te, yani Türkiye’nin 12 Eylül’e götürüldüğü o kanlı süreçte başladığım için oynanan tehlikeli oyuna aşinayım.

Anlatacak hikayeleri, uyduracak masalları kalmayanlar sahte başarı müjdeleri verirler..
Mesela Saray medyası, İngiltere başbakanı Keir Starmer’in Türkiye ziyaretini “dünya liderleri Erdoğan’ın ayağına geliyor” diye takdim eder.
Sonra bir bakarsınız ki, Türkiye’nin sipariş verdiği 44 Eurofighter uçağın 20’sini İngiltere’den alacakmışız. Başbakan da bunun için zahmet edip gelmiş!
Bu müjde kaç gün götürür Erdoğan’ı kim bilir.
Ortada savaşa hazırlık dışında konu da kalmadı sanki.
Ancak korkarım, uygun bir vakitte savaş çıkartamazsa, Erdoğan’ın elinde “içerde kaos” kozundan başka bir şey olmayacak.
Senaryo çok basittir:
Sokakları kaosa boğar… Sonra hiç utanmadan (duyarsanız şaşırmayın) suçu CHP’e ve Özgür Özel’e bağlar, kumpas içinden kumpas çıkartırlar.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:33
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 28 Ekim 2025 09:18 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















