Kaçırılan 154 aktivistten söz eden yok! Gazze’ye “barış” geldi mi?
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
İsrail faşizminin ölüm kusan silahlarının bir saniyeliğine bile susması elbette önemli. Mecazi anlamda değil gerçek bir zaman olarak “saniyede” neredeyse bir Filistinlinin öldüğü Gazze saldırılarında silahların “bir saniye kadar susması” Gazzelinin, –eğer gerçekten ara verdiyse- siyonist alçağın yeniden başlatacağı saldırılara kadar hiç değilse bir süreliğine daha yaşayacağı anlamına geliyor “saniye” çünkü. İşte bu bir saniyelik nefes alma fırsatına “barış” deniyor.
Utanmadan, her türden devlet başkanı zafer kazanmış gibi sevindirik olmuş durumdalar. Bu utanmazlardan biri sağladığı barış nedeniyle Nobel’i hak ettiğini söyleyerek, “ortaklarına” övgüler yağdırıyor, ülkemizin yandaş medyası 67 bin kişi ölmemişçesine, aslında “Pirus Zaferi” bile sayılamayacak “zaferi” Gazzelinin neredeyse savaşı kazanması olarak yutturma ihanetini sürdürüyor.
Hangi ya da nasıl bir barış bu? Gazze’nin üstelik on sekiz yıldır İsrail tarafından sürdürülen kuşatmadan kurtulduğunu duyan var mı? Yıllar önce de askerlerini çeker gibi yapan ama Gazze’yi havadan, denizden, karadan kuşatan, camilerde verilecek Cuma vaazlarının bile konularını dikte ettiren, hangi Filistinli şairin ya da yazarın kitaplarının okunacağını belirleyen, Gazze’deki okulların müfredatlarını bile düzenleyen İsrail’in bunlardan vazgeçtiğini gören, bilen var mı?
Yok tabii ki. Çünkü bunlar olduğu gibi devam ediyor. Gazzeli yapacağı en ufak bir işte İsrail’den izin almaya, hastalarını, yaralılarını komşu ülkelere göndermek için İsrail makamlarının keyfini beklemeye devam ediyor. Hangi gıda, ilaç ya da temel ihtiyaç maddelerinin Gazze’ye gireceğine İsrail’in izin vermesi bekleniyor. Gazeteciler, aktivistler, savaş suçunu araştırmak isteyenler İsrail istemediği için Gazze’ye hala giremiyor. “Barışınız batsın sizin”.
Yiğit, cesur, barışsever insanlardan oluşan Sumud filosunun İsrail tarafından baskına uğrayıp 450’den fazla kişinin gözaltına alındığını her nasılsa duyabildik. Aralarında gözden kaçmayacak denli parlak figürlerin de olmasının yardımıyla belki de. Peki Sumud baskınından hemen sonra yine Gazze’ye,üstelik uluslararası sulardayken, insani yardım taşıyan bir başka geminin İsrail tarafından baskınla kaçırılan 145 aktivistinden haberimiz var mı? “Barış” geldi gelmesine ama bu insanlardan biri bile henüz “gelmedi”. Hangi barıştan sözediliyor peki?
Bu “ateşkes anlaşması” Trump denen şarlatanın sözde 20 maddelik barış planının bir parçası. Neyi öngörüyordu bu plan? Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılmasını, insani yardım akışının sağlanmasını, nihayet – sıkı durun- İsrail'in Gazze'den aşamalı olarak çekilmesini. Peki İsrail'in askerini çekmesi hangi koşula bağlı? Hamas’ın silahsızlandırılmasına. Bu ne demektir peki? İsrailli katile gerek gördüğü takdirde askerini çekmeyip, operasyonlarını sürdürme imkanı vermek demek.
Bir dolu suçlu ülke Şarm el-Şeyh’de düzenlenen zirvede, Barış 2025 yazılı bir pankartın altında toplandılar. Trajedi büyük olmasa kahkahalarla gülünecek zavallı bir girişim bu. Zirvede Hamas da İsrail de yoktu üstelik. İmzalanan barış(!) belgesinin neyi içerdiğini bilen de yok hala. Bilinen tek şey İsrailli katilin önünün her anlamda açıldığı.
Kimse maval okumasın. Filistinlinin dramı bitmeyecek. Bu nedenle neredeyse tüm liderleri mülteci kamplarında doğan Hamas dahil tüm Filistinli direnişçilerin savaşı meşrudur, sonuna kadar haklıdır.
Barış sahtekarlığıyla sağlanan bu “Saniyelik nefes”, koskoca bir halkı nefessiz bırakacak. Gazzelinin bedeninde sırıtarak tepinenlerin bunu anlamasını beklediğim elbette yok. Vicdanla ahlakın terk ettiği “cesetleşmiş” bedenlerden bu beklenir mi?
Yıllardır söylemesine rağmen bir türlü Gazze’ye gidemeyen arkadaş, yeniden niyetlendiğine göre, eğer giderse bir Gazzeliye sorsun bakalım bu “barış”ın ne anlama geldiğini? Bıçaklanmışa bıçak yarasının nasıl olduğunu sorduğunda alacağı cevabın katmerlisi olacaktır aldığı yanıt. Bir denesin.
Gazze bu haliyle tükenecek. Kuşatma varsa orada bir halk da yoktur, parya vardır. İsrailli katilin merhametine terk edilmiş paryalar yani. ABDsiyle Batısıyla, gerici Arap rejimleriyle, sahte Gazze “mücahitleriyle” el birliğiyle yok edilmek üzere olan bir halk vardır.
Direnişin yeniden ayağa kalkmasından, “vatan savaşının” sürdürülmesinden başka çare de yoktur.
Çare budur.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:88
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Ekim 2025 05:08 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















