İzmir de hava kalitesi hassas seviyede
Ankara24.com, Dha kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
İzmir’de doğal ve yapay kaynaklardan yayılan kirleticiler, sanayi faaliyetleri ve havaların soğumasıyla artan ısınma kaynaklı emisyonlar hava kalitesini olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla İzmir'de hava kirliliğinin arttığını ve insan sağlığını tehdit ettiğini belirten Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Yücel, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İlçelerdeki ölçüm sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Yücel, “Aliağa bölgesinde yer alan kirletici vasfı yüksek tesisler, Torbalı ve Kemalpaşa’da kent içi ve çevresindeki sanayi alanları ile taş ocakları, İzmir’in hava kalitesini doğrudan etkiliyor. Karşıyaka, Konak ve Alsancak çevresinde yoğun araç trafiği de başlıca kirletici kaynaklardan biri. Bugün İzmir’in havasının bozulmasında sanayi faaliyetleri, kömür yakımı ve trafik kadar artık inşaat tozları da etkili. Şehrin hemen her köşesinde neredeyse her gün bir bina yıkılıyor ve ortaya çıkan yoğun toz bulutu, çevre mahallelerde hava kirliliğine neden oluyor. Bu durum sadece kent estetiğini değil, halk sağlığını da tehdit eden ciddi bir çevre sorunu olarak karşımızda duruyor" ifadelerini kullandı.

‘HAVA KALİTESİ ÇOĞUNLUKLA ORTA VE HASSAS’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre İzmir genelinde hava kalitesi son dönemde çoğunlukla 'Orta' ve 'Hassas' seviyelerde seyrediyor. Yücel, Hava Kalitesi İndeksi (HKİ) hakkında bilgi vererek, “Değer 0-50 arasında olduğunda hava ‘iyi’, 51-100 arasında ‘orta’, 101-150 arasında ‘hassas’, 151-200 arasında ‘sağlıksız’, 201-300 arasında ‘kötü’ ve 301’in üzerinde ‘tehlikeli’ olarak sınıflandırılır. İzmir’de yapılan son ölçümlerde, özellikle Konak istasyonunda PM2.5 değerlerinin 62 ila 83 mikrogram/metreküp arasında değiştiği, 31 Ekim ile 4 Kasım tarihleri arasında HKİ’nin 100’ün üzerine çıkarak ‘hassas’ seviyeye ulaştığı görülmüştür" dedi. Bu durumun özellikle çocuklar, yaşlılar ve solunum hastalığı bulunan bireyler için sağlık riski oluşturduğunu belirten Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sabah saatlerinde artan trafik yoğunluğu ve meteorolojik durgunluk koşulları, kirleticilerin kent merkezinde yoğunlaşmasına neden oluyor. Bu tür dönemlerde açık havada uzun süre kalınmaması, yoğun trafik saatlerinde ev ve iş yerlerinin havalandırılmaması, dış ortamda yapılan fiziksel aktivitelerin sınırlandırılması öneriliyor."

‘KONAK İSTASYONUNDAKİ ÖLÇÜMLER DSÖ SINIRININ 4 KATINDAN FAZLA’
Konak istasyonunda ölçülen değer aralığının, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) günlük sınır değeri olan 15 mikrogram/metreküpün dört katından fazla bir seviyeye karşılık geldiğini kaydeden Yücel, “31 Ekim’de HKİ 103 ve 105 seviyelerine çıkarak ‘hassas’ kategorisine ulaştı. 1 Kasım sabah 09.00’da 102, 3 Kasım sabah saatlerinde 101-103, 4 Kasım sabah 09.00’da ise 100 değeri kaydedildi. Bu ölçümler, kent merkezinde özellikle sabah saatlerinde trafik yoğunluğu ve meteorolojik durgunluk etkisiyle hava kalitesinin belirgin biçimde bozulduğunu gösteriyor" açıklamalarında bulundu.
Menemen istasyonunda da 3 Kasım saat 19.00’dan itibaren PM10 değerlerinin 103 ila 114 mikrogram/metreküp arasında ölçüldüğünü belirten Yücel, “Bu yüksek değerler 5 Kasım 03.00’e kadar 110 mikrogram/metreküp civarında devam etti. Yani bölgede yaklaşık 36 saat boyunca PM10 seviyesi 100’ün üzerinde seyretmiştir" dedi.

‘YEŞİL ALANLAR ARTIRILMALI, TOZ BASTIRMA UYGULAMALARI YAYGINLAŞMALI’
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun yayımladığı Kara Rapor’da da İzmir’in hava kirliliği sorununun altı çizildiğini hatırlatan Yücel, “Raporda, kentte uzun süredir partikül madde kirliliğinin sınır değerlerin üzerinde seyrettiği, özellikle yoğun trafik ve sanayi kaynaklı emisyonların halk sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturduğu belirtiliyor" dedi.

Kirliliğin azaltılması için alınabilecek önlemleri de sıralayan Yücel, “Toz kaynaklı kirleticilerin azaltılması amacıyla inşaat ve yol çalışmalarında sulama veya toz bastırma uygulamaları yapılmalıdır. Kömür ve düşük kaliteli yakıt kullanımı denetlenmeli, özellikle akşam saatlerinde yakıt yakımı sınırlandırılmalıdır. Hava kalitesi izleme istasyonlarının verileri düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılmalı, veri sürekliliği sağlanmalıdır. Yeşil alanlar artırılmalı, partikül madde tutucu doğal bariyerler olan ağaçlar ve çalıların oluşturulması teşvik edilmelidir. Hava kirliliğine neden olan sanayi tesisleri iyileştirilmeli, emisyon kontrol sistemlerinin sürekliliği sağlanmalıdır. Ayrıca, eski binaların yıkımı sırasında asbest gibi zararlı maddelerin ayrıştırılması ve bertaraf sürecinin çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde yürütülmesi büyük önem taşıyor. Bu işlemler özel yöntemlerle, uygun ekipmanlar kullanılarak yapılmalı, ortaya çıkan atıklar da mevzuata uygun şekilde bertaraf edilmelidir" diye konuştu.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:67
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 11 Kasım 2025 10:23 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















