HÜLYA GÜLER “Avrupa Türkiye’ye hak ettiği gibi davranmalı”
Sabah sayfasından alınan bilgilere göre, Ankara24.com açıklama yapıyor.
Uzun, upuzun bir aradan sonra Türkiye-AB ilişkileri kapsamında geçen hafta Brüksel'e gittim. DEİK Türkiye-Avrupa İş Konseyleri ve European Business Summit (EBS) işbirliğiyle ilk kez gerçekleşen EU-Türkiye Business Summit'i izledim. Bizi önce Brüksel'in tüketen trafiği ve ana caddelerde (bile) günlerdir süpürülmemiş sarı yapra klar karşıladı. Biraz da sonbaharın etkisiydi galiba, zirvenin yapıldığı Egmont Sarayı'nda ve hemen her sohbette bir nostalji havası hakimdi. AB Nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı'nın evsahipliğinde, zirveden önceki gece gerçekleşen resepsiyonda başladı bu nostalji turu. Sonra da etkinlik boyunca devam etti.
Nasıl olduysa her söz dönüp dolaşıp, Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin başladığı 2004 ve sonrasındaki yoğun Türkiye-AB temaslarına geldi. Bu yoğun trafiğin devam ettirilmesinin ve böylece tam üyelik dahil, Gümrük Birliği, vize serbestisi gibi pek çok önemli başlıkta meselelerin sonuçlandırılmasının nasıl da her iki tarafın menfaatine olduğu vurgulandı. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın canlı bağlantı ile katıldığı zirveye, Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ'ın konuşmalarının yanı sıra Avrupa Komisyonu Genişleme ve Doğu Komşuluk Genel Müdürü Gert Jan Koopman'nın Kıbrıs çıkışı damga vurdu.
Türkiye'nin Suriye, Rusya-Ukrayna ve Filistin meselelerindeki kilit rolüne işaret eden Koopman'ın, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi çalışmalarının devam etmesi için Kıbrıs müzakerelerinin başlamasını önermesi son derece bilinçli ve son derece dikkat çekiciydi. 10 yıldır devam eden Gümrük Birliği güncelleme çalışmalarının başlangıcında Kıbrıs meselesi gündemde yoktu. Şimdi masaya Kıbrıs'ın taşınması müzakerelerde yakın zamanda bir çözüm beklememek gerektiği şeklinde yorumlanıyor. Zaten Nail Olpak ve Mehmet Ali Yalçındağ ile yaptığımız sohbetten de çıkardığım sonuç bu yöndeydi. İş dünyasında vize konusunda da, gümrük birliği için de kısa sürede bir çözüm beklentisi yok.
DEİK Başkanı Olpak, Türkiye'de üretilen malların AB'ye girebildiğini ama o malları üreten iş insanlarının vize engeline takılmalarının nasıl da tuhaf bir durum olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bu garabetin yanı sıra Gümrük Birliği kapsamında yaşanan bir sıkıntıya daha işaret eden Olpak, "AB, bir ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzaladığında biz Türkiye olarak yükümlülüklerine mecburuz ama bu anlaşmayla oluşan haklardan mahrumuz" diyerek mevcut şartların yol açtığı olumsuzluklara işaret etti. Mehmet Ali Yalçındağ ise "AB, bizim onlara ihtiyaç duyduğumuzdan daha fazla Türkiye'ye ihtiyaç duyuyor.
Ama AB, 62-63 yıldır devam eden bir nişanlılık evresi içinde - ilişkiyi evliliğe dönüştüremediği için- Türkiye'ye ihtiyaç duyduğunu nasıl ifade edeceğini bilemiyor. Bunun yolunu karşılıklı temas ve diplomasi ile bulmamız lazım" dedi.
Ardından AB'ye, şu çağrıyı yaptı: "Şaşırt bizi Avrupa, bugüne kadar devam eden tavrını değiştir, rekabette, ekonomik güçte Türkiye'ye hak ettiği gibi davran." Bırakın 60 yılı her iki taraf için son 20 yılda bile çok inişli çıkışlı bir müzakere süreci yaşandı. Bütün bu süre zarfında iş dünyasının tavrı hiç değişmedi, kesintisiz dialog.
Türkiye'nin dış ticaretteki başarısına bakılırsa pek de yanılmış değiller. Formül belli, konu çözümsüz olsa bile diyalog kesintisiz sürmeli.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:66
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 25 Kasım 2025 10:11 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















