Güllü dosyasında 11 KRİTİK SORU Ceza ehliyeti tartışması yeniden alevlendi! ‘Akıl sağlığı raporu’ ve ‘kilo kaybı’ ile cezası ertelenebilir mi?
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Ünlü şarkıcı Güllü’nün 26 Eylül gecesi Yalova’daki evinin 6’ncı katından düşüp hayatını kaybetmesi tüm Türkiye’yi derinden sarsmıştı. Ancak ilerleyen günlerde gündeme gelen iddialar yaşanan olayın kaza değil bir cinayet olabileceği şüphesini doğurdu.
Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ilk günlerden bu yana şüpheler ve tartışmaların odağındaydı. Geçen hafta gelen itirafla Güllü’nün ölümündeki aylardır devam eden sır perdesini aralanmaya başladı. Olay günü Güllü ve kızı Tuğyan dışında evde olan tek kişi Sultan Nur, emniyette verdiği ifadede Güllü’ye öz kızı Tuğyan Ülkem Gülter tarafından kurulan ölüm tuzağını bütün detaylarıyla anlattı.
Sultan Nur, emniyette verdiği ifadesinde Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem’in o gün annesini öldürmeyi kafasına koyduğunu, akşam için eğlence ortamını bu yüzden tertip ettiğini ve kafasındaki sinsi planı aşama aşama devreye soktuğunu itiraf etti. Tuğyan Ülkem Gülter, "Tasarlayarak kasten yakınını öldürmek" suçundan tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Şarkıcı Güllü’nün ölümüne dair soruşturmada gizlilik de kısıtlama kararı da devam ediyor.
Cinayet nedeni olarak 3 İHTİMAL üzerinde duruluyor. ‘Annesinden nefret ettiği için’, ‘mirasına konmak için’ ve ‘hayat sigortası parası için’ olası ihtimaller arasında.
Güllü’nü Kızı Tuğyan ile ilgili gözaltına alınmadan önce sosyal medyada “cezaevine girmemek için kilo kaybı yaşadığı, şu anda 39 kilo olduğu ve 30 kiloya düşmeye çalıştığı, ayrıca akıl sağlığının yerinde olmadığına dair raporu almaya çalışacağı” gibi iddialar dolaşmaya başlamıştı. Aynı şey Dilan Polat cezaevine girdiğinde de günlerce konuşulmuştu.
Peki akıl sağlığı raporu ve ceza ehliyeti ile 5275 sayılı infaz yasası çerçevesinde bu tür girişimlerin hukuki karşılığı var mı? Suçu kesinleşirse annesinin mirasından yararlanabilecek mi? Sigorta şirketinden tazminat alabilecek mi?
Herkesin aklındaki bu soruları Avukat Elvan Kılıç, hurriyet.com.tr okurları için yanıtladı.
Avukat Elvan Kılıç, öncelikle konu soruşturma aşamasında olduğundan süreç tamamlanmadan yapılan değerlendirmelerin doğru olamayacağını, bu aşamada kamuoyuna yansıyan bilgilerin iddia niteliğinde olduğunu ve hukuki bir kanaat oluşturmak için yeterli olmadığının altını çizdi. Soruşturma tamamlanmadan yapılan yorumların hem dosyanın sağlıklı ilerlemesine zarar verebileceğini hem de masumiyet karinesini zedeleme riski taşıdığı için soruların genel durumlar için bir değerlendirme niteliğinde olduğunu önemle vurguladı.
1. Bir kişinin cezaevine girmemek için sağlık gerekçesiyle ceza infazının ertelenmesi mümkün mü? Hangi şartlar aranır?
Avukat Elvan Kılıç: Evet, Türk hukukunda sağlık gerekçesiyle ceza infazının ertelenmesi mümkündür, ancak bu istisnai bir uygulamadır. Kişinin cezaevinde kalmasının hayatını ciddi şekilde tehlikeye sokacağı ya da tedavisinin cezaevi koşullarında mümkün olmadığı bilimsel raporlarla ortaya konulmalıdır. Bu değerlendirme genellikle Adli Tıp Kurumu veya tam teşekküllü devlet hastanelerince yapılır. Basit rahatsızlıklar veya cezaevi şartlarında da tedavisi mümkün olan durumlar infaz ertelemesi için yeterli kabul edilmez.
2. Akıl sağlığı raporu almak ceza sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırır mı, yoksa sadece infazı mı erteler?
Avukat Elvan Kılıç: Bu durum raporun hangi döneme ilişkin olduğuna bağlıdır. Eğer rapor, kişinin suçun işlendiği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığını veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunmadığını ortaya koyuyorsa, ceza sorumluluğu tamamen ortadan kalkabilir. Ancak rapor suçtan sonraki döneme ilişkinse, bu durum ceza sorumluluğunu değil, yalnızca infaz sürecini etkileyebilir; yani infaz ertelenebilir veya tedbir uygulanabilir.
3. Kişinin sonradan psikolojik sorun yaşaması, ceza ehliyetini etkiler mi?
Avukat Elvan Kılıç: Ceza hukukunda esas alınan ölçüt, suçun işlendiği andaki ruhsal durumdur. Sonradan ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklar, ceza ehliyetini geriye dönük olarak ortadan kaldırmaz. Ancak bu tür rahatsızlıklar, infazın ertelenmesi veya kişinin cezasının sağlık koşulları gözetilerek infaz edilmesi sonucunu doğurabilir.
4. Adli Tıp Kurumu’nun verdiği raporlar bağlayıcı mı? Mahkeme bu raporu reddedebilir mi?
Avukat Elvan Kılıç: Adli Tıp Kurumu raporları çok güçlü delil niteliğindedir, ancak mutlak bağlayıcı değildir. Mahkeme, raporu yeterli bulmazsa ek rapor isteyebilir, farklı bir sağlık kurulundan görüş alabilir veya çelişki görmesi hâlinde raporu hükme esas almayabilir. Nihai değerlendirme yetkisi her zaman mahkemeye aittir.
5. Kasıtlı olarak kilo kaybı yaşamak veya sağlık durumunu kötüleştirmek hukuken bir savunma olarak kabul edilir mi?
Avukat Elvan Kılıç: Hayır. Kasıtlı şekilde sağlık durumunu bozmak, ceza infazından kaçınmak amacıyla yapıldığı tespit edilirse hukuken korunmaz. Aksine bu durum, kötü niyetli davranış olarak değerlendirilir ve infaz ertelemesi taleplerinin reddine yol açabilir.
6. Ceza infazının ertelenmesi kararı ne kadar süreyle geçerlidir? Süreç nasıl işler?
Avukat Elvan Kılıç: İnfaz ertelemesi belirli bir süreyle sınırlıdır. Bu süre sonunda kişinin sağlık durumu yeniden değerlendirilir. Eğer sağlık engeli ortadan kalkmışsa infaz kaldığı yerden devam eder. Erteleme, cezanın ortadan kalkması anlamına gelmez; sadece zaman bakımından ertelenmesi sonucunu doğurur.
7. Akıl sağlığı raporu almak için hangi kurumlara başvurulur ve süreç nasıl işler?
Avukat Elvan Kılıç:
Akıl sağlığına ilişkin değerlendirmeler:
Tam teşekküllü devlet hastaneleri
Ruh sağlığı ve hastalıkları hastaneleri,
Gerekli görülürse Adli Tıp Kurumu tarafından yapılır. Süreç genellikle gözlem, psikiyatrik değerlendirme ve kurul raporu aşamalarını içerir.
8. Güllü’nün ölmeden önce hayat sigortası yaptırdığı iddia ediliyor. Böyle bir durumda tazminat kime ödenir? Kızının ölümünden sorumlu olduğu kesinleşirse ne olur?
Avukat Elvan Kılıç: Hayat sigortalarında temel kural, lehtar (hak sahibi) kimse tazminatın ona ödenmesidir. Ancak eğer lehtarın, sigortalının ölümüne kasten sebep olduğu kesinleşirse, bu kişi tazminattan yararlanamaz. Bu durumda tazminat başka bir lehtar varsa ona ödenir. Cezanın infazının tamamlanmış olması bu sonucu değiştirmez.
9. Bu tür olaylarda kamuoyunun tepkisi veya medyanın etkisi yargı sürecini etkiler mi?
Avukat Elvan Kılıç: Bu tür davalarda hukuken mahkemelerin kamuoyu tepkisine göre karar vermesi söz konusu değil; hâkimler dosyadaki deliller ve hukuki çerçeveyle bağlı. Ancak toplumda geniş yankı uyandıran olaylarda, yargılamanın daha titiz ilerlediğini, kararların çok daha ayrıntılı ve güçlü gerekçelerle kurulduğunu görmek mümkün. Kamuoyunun varlığı kararın yönünü değiştirmiyor ama sürecin her aşamasının daha görünür ve denetlenebilir hâle gelmesine yol açıyor. Bu durum da yargının tarafsızlığını koruma refleksi olarak okunabilir.
10. Benzer davalarda mahkemelerin yaklaşımı ne yöndedir?
Avukat Elvan Kılıç: Yargı pratiğinde, failin mağdurun ölümüne kasten sebep olduğu kesinleşmişse, gerek sigorta gerek miras hukukunda fail lehine hiçbir kazanıma izin verilmediği görülmektedir. Bu yaklaşım, “kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesine dayanmaktadır ve yerleşik içtihat hâline gelmiştir.
11. Güllü’nün mirasından çocukları faydalanabilecek mi?
Avukat Elvan Kılıç: Eğer kişinin, miras bırakanın ölümüne kasten sebep olduğu mahkeme kararıyla kesinleşirse, bu kişi Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen mirastan yoksunluk maddesi gereği mirastan hak kazanamazlar ve pay alamazlar. Varsa diğer yasal mirasçılar arasında paylaştırılır.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:105
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 17 Aralık 2025 11:50 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















