Fenerbahçe de rezalet ve Beşiktaş taki skandal: Galatasaray a hayırlı olsun
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Süper Lig'de daha 9 hafta oynandı. Ama sonu şimdiden belli gibi. Çünkü Galatasaray'la rakipleri arasında o kadar çok fark var ki...
Sadece sahadaki futbolla ilgili söylemiyorum bunu. Taraftarları ve yönetimleriyle de ilgili.
Her sene böyle oluyor. Üstelik bu daha da sürecek gibi.
Şöyle anlatayım; gönce Galatasaray'dan başlayayım.
Doğruya doğru! Tamam Galatasaray maçında hakem hataları oluyor! Tamam Galatasaraylı bazı futbolcular başta da Torreira ve Sallai olmak üzere kendilerini dokunan olmasa da acı (!) içinde bağırarak kendilerini yerlere atıyor! Bunu da zaman zaman hakemler yutuyor!
Ama şu bir gerçek ki; Galatasaray şu anda bu ligin en iyi takımı. Ya da en iyi futbolculardan kurulu takımı.
Sahanın içindekilerin yanı sıra kulübesi de yıldızlar karması.
Maçını izleyen herkes görüyoru ki rakipleriyle arasında fark var. Gol yese de, gol gecikse de herkes artık "Nasılsa sonunda atacaklar" diye bekliyor. Buna inandırmış rakiplerini bile. Öne geçen takım bile rahat edemiyor, panik yapıyor. Mesela Beşiktaş maçı. Beşiktaş öndeyken yediği golü hatırlasanıza.
Bunda yönetimin de payı büyük. Dursun Özbek ve arkadaşları Avrupa'da başarılı olamıyor diye kimi çevrelerce (İçlerinde Galatasaraylılar da var) az eleştirilmeyen Okan Buruk'un arkasında durup, ona güven vermediler mi? Hiç alınamaz denilen futbolcuları takıma kazandırmadılar mı? Her sene üstüne koya koya ilerlemediler mi?
Galatasaraylılar "Mayıs ayı bizim ayımız" derlerdi.
Bu sezon mart ayında biterse şaşırmayın!
Bunda sadece Galatasaray'ın payı yok tabi! Arkasına baktığında kimseyi göremiyor çünkü.
Fenerbahçe, çok enteresan bir dönemden geçiyor.
Takım değişiyor, başkan değişiyor, yönetim değişiyor, teknik direktör değişiyor.
Değişmeyen tek şey takımın durumu.
Hangi birini yazmak gerekiyor!
Samsun'daki maçın ardından yaşananlarla başlayayım. Aldığı her topu dağlara taşlara atanları mı anlatayım?
Saha kenarında uzun süre ısındıktan sonra oyuna alınmayınca üzerindeki yeleği sinirle yere fırlatan Cenk Tosun mesela! Soyunma orasında sonuca sinirlenen ve Brown ile kavga eden İrfan Can Kahveci.
Yönetim ikisini de kadro dışı bıraktı. Sanki her maç oynuyorlarmış da kötü sonuçların sorumlusu onlarmış gibi.
Ben kötü giden maçlardan sonra soyunma odalarında ne tartışmalar, kavgalar olur; bilirim. Oynatılmayan oyuncunun sinirlendiğini de gördüm çok. Bunların tersi olsa... Yani Cenk Tosun, "Ohh be oynatılmıyorum yine" deyip güle oynaya yerine otursa... İrfan Can puan kaybına veya kötü oyuna, her ortaya topu tribünlere yollayan arkadaşına ses çıkarmasa... Daha mı iyi olurcu acaba?
Bunu takım kendi içinde halledebilir, dışarıya bir şey sızmayabilirdi. Futbolcuların birbirleriyle kaynaşmaları sağlanabilirdi.
Son maçtaki rezalete geleyim.
Futbolcular artık İstanbul'daki maçlara baskı ve stres içinde çıkıyor. Hatalı bir pasta bile tribünlerde homurdanmalar, daha da ötesi ıslıklar, küfürler, protestolar gırla gidiyor. Yahu bu olur mu? Öyle veya böyle. Takım rakibi karşısında önde. Bu yapılan takıma yarar mı, zarar mı? Futbolcu top ayağına geldiğinde "Aman benden gitsin de nereye giderse gitsin" diye en yakınındakine pas veriyor hemen!
Sen taraftar olarak takımını son düdüğe kadar destekle... Maç bitsin, eleştirini yaparsın.
Bu şekilde Fenerbahçe'den bir şey olmaz.
Zaten son divan kurulunda görüldü ki yeni başkan, eski başkanlar hatta eski başkanlar arasındaki tartışmalar da bitmiyor. Birlik ve beraberlik camiada bir türlü sağlanamıyor. Geçmiş olsun o zaman!
Gelelim Beşiktaş'a...
Ne demişti Serdal Adalı başkanlığa geldiğinde, hatırlatayım: "Bu takım bir daha kasım ayında havlu atmayacak!"
Tebrik ederim! Ekim ayında atıyor!
Hedefim şampiyonluk diye sezona başlıyorsun. Kadrondaki en iyi 2 adamdan birini (Gedson Fernandes) saçma sapan bir nedenle Rus takımına satıyorsun. Neymiş, gitmeyi kendi istemiş! Adama yeni aldıklarına göre çok düşük para vermekte inat edersen neden gitmek istemesin ki!
Sonra transferleri neye göre yaptın, yapıyorsun?
Nereden buldunuz bu adamları, kim önerdi?
Masuaku'yu yollayıp, Jurasek'i almak kimin fikriydi?
Diğerleri de öyle... Golcüsü yok, doğru dürüst stoperi yok!
Her fırsatta "Ben Beşiktaşlıyım" diyerek gelmek isteyen Orkun Kökçü'ye yıllık 5 milyon euro vererek, takım içindeki dengeleri alt üst ettiniz. (Gedson da bu yüzden gitti sanırım). Ne yani, 3 verseydiniz gelmeyecek miydi?
Hem sonra sezonun 9. haftasındaki maç öncesi kaptan değişikliği de neyin nesiydi?
Ben hayatımda böyle şey görmedim.
Necip'i ve Mert'i alıyorsun. O Mert ki takımın en tecrübeli ismi. Kaç maçta kurtardı seni?
Yerlerine daha yeni gelmiş, bazı takım arkadaşlarını yolda görse tanımayacak 2 oyuncuyu getiriyorsun. Biri Orkun, diğeri Ndidi!
Nedir bunun nedeni?
Hadi Rafa Silva'yı yapsan... Derim ki "Adamın tecrübesi var. Takımın beyni. Ayrıca yıldız ve kadronun en iyisi!"
O da değil.
Necip zaten oynamıyor da... Mert'i niye yerle bir ettiniz yahu.
Zaten kopmuş ip!
Birbirine bağlanacak gibi de durmuyor.
Beşiktaş'ta bir garip olay: Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü!
Şu anda Galatasaray'ın en yakın takipçisi Trabzonspor.
Büyük golcü Fatih Tekke'nin teknik direktörlüğünde her geçen gün daha iyiye gidiyor.
Yaptıkları transferlerin de yerinde olduğunu görüyorum.
Şehri olduğu gibi (Şampiyonluk yıllarında yaşandığı şekliyle) arkasına alırsa Galatasaray'ın en yakın takipçisi olmaya devam eder gibi geliyor bana.
Eğer sabreder, üstüne koya koya devam ederlerse de bu sene olmazsa bile seneye veya sonraki seneye neden olmasın ki.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:33
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 20 Ekim 2025 10:48 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















